English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 7605
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Nick, get Katia out of the house | Nick, Katia'yı evden ve gözden uzağa götür. | Bitten-1 | 2014 |  |
| Don't worry about Alexei, Clay is on that. | Alexei dert etme, Clay onunla ilgileniyor. | Bitten-1 | 2014 | |
| Just get Katia away from Stonehaven, some place safe. | Katia'yı Stonehaven'dan uzakta güvenli bir yere götür. | Bitten-1 | 2014 | |
| What's going on, what happened? | Neler oluyor, ne oldu? | Bitten-1 | 2014 | |
| I think the Russians are coming after her. | Sanırım Ruslar onun peşine düştü. | Bitten-1 | 2014 | |
| Call me when you get on the road. | Yola koyulduğunda beni ara. | Bitten-1 | 2014 | |
| Go grab your things, we're leaving. | Git eşyalarını topla, gidiyoruz. | Bitten-1 | 2014 | |
| What happened, where's Alexei, where's my father? | Ne oldu, Alexei ve babam nerede? | Bitten-1 | 2014 | |
| I'll find out what's happening as soon as we get moving. | Yola koyulur koyulmaz neler olduğunu öğreneceğim. | Bitten-1 | 2014 | |
| Just, please, just hurry. | Lütfen, acele et şimdi. | Bitten-1 | 2014 | |
| I'm fine, I'm fine, help Jeremy. | Ben iyiyim, ben iyiyim. Jeremy'ye yardım et. | Bitten-1 | 2014 | |
| What is she doing here? I don't know. | Onun burada ne işi var? Bilmiyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| How did she... I don't know! | Buraya nasıl... Bilmiyorum! | Bitten-1 | 2014 | |
| Let me deal with her, you take Sasha. | Onunla ben ilgilenirim, sen Sasha'ya bak. | Bitten-1 | 2014 | |
| Jeremy, I'm so sorry. | Jeremy, çok üzgünüm. | Bitten-1 | 2014 | |
| You did everything you could. | Sen elinden geleni yaptın. | Bitten-1 | 2014 | |
| Okay... I'm okay, Elena. | Ben iyiyim Elena. | Bitten-1 | 2014 | |
| I'll be right there. Yeah, yeah. | Hemen geliyorum. Tamam. | Bitten-1 | 2014 | |
| I need to find out what she saw. | Ne gördüğünü öğrenmem gerek. | Bitten-1 | 2014 | |
| I thought you said Stonehaven was safe, | Sotnehaven'ın, güvenli olduğunu söyledin sanıyordum. | Bitten-1 | 2014 | |
| I'm taking you someplace safer. | Seni daha güvenli bir yere götürüyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| Running and hiding, if I could make a living at that | Kaçmak ve saklanmak, bununla hayatımı kazanabilirsem... | Bitten-1 | 2014 | |
| I'd have my career figured out. | ...ne iş yapacağımı buldum demektir. | Bitten-1 | 2014 | |
| I didn't think I'd ever miss living in Dawson City. | Dawson City'de yaşamayı hiç özleyeceğimi düşünmezdim. | Bitten-1 | 2014 | |
| It is just the beginning. | Bu sadece başlangıç. | Bitten-1 | 2014 | |
| Danvers has taken Sasha's side. | Peki şimdi ne yapıyoruz? Danvers, Sasha'nın tarafını seçti. | Bitten-1 | 2014 | |
| He's an enemy to us now. | Artık bizim düşmanımız. | Bitten-1 | 2014 | |
| You left me to fend for myself and nothing is resolved? | Beni tek başıma bıraktın ve hiçbir şeyi çözemedin mi? | Bitten-1 | 2014 | |
| You survived. Argh! | Hayatta kalmışsın. | Bitten-1 | 2014 | |
| They know where we are. We have to move. | Nerede olduğumuz biliyorlar. Gitmeliyiz. | Bitten-1 | 2014 | |
| Find another base. | Başka bir üs bul. Bir mekan ayarladım çoktan. | Bitten-1 | 2014 | |
| And what happened to that girl, Elena? | O kıza ne oldu, Elena'ya? | Bitten-1 | 2014 | |
| I left her alive. | Onu canlı bıraktım. | Bitten-1 | 2014 | |
| You wondered why Sasha was here, | Sasha'nın neden burada olduğunu... | Bitten-1 | 2014 | |
| why he's interested in Elena. | ...Elena ile neden ilgilendiğini merak ediyordun. | Bitten-1 | 2014 | |
| I have the answer now. | Artık cevabını biliyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| I, uh... there was... | Ben...şey vardı... | Bitten-1 | 2014 | |
| it was moving. What was? | ...hareket ediyordu. Ne vardı? | Bitten-1 | 2014 | |
| I don't know. Alexei, think hard, | Bilmiyorum. Alexei, iyi düşün. Ne öldürdün? | Bitten-1 | 2014 | |
| I was in the forest and I could smell fear. | Ormandaydım ve sonra korkunun kokusunu aldım. | Bitten-1 | 2014 | |
| And then it was running and... | Sonra koşmaya başladı ve... | Bitten-1 | 2014 | |
| And I had to chase it. I just... I just had to. | ...kovalamam gerekiyordu. Ben...kovalamak zorundaydım. | Bitten-1 | 2014 | |
| You smell like gasoline. | Benzin kokuyorsun. | Bitten-1 | 2014 | |
| And I had to hunt. | Avlanmam gerekiyordu... | Bitten-1 | 2014 | |
| And I did, I did it. | ...ve yaptım. Başardım. | Bitten-1 | 2014 | |
| I was a wolf! | Kurt oldum! | Bitten-1 | 2014 | |
| It was incredible. | ...inanılmazdı. | Bitten-1 | 2014 | |
| Alexei, this is human blood. | Alexei, bu insan kanı. | Bitten-1 | 2014 | |
| What happened? | Ne yaptın? Kimi öldürdün? | Bitten-1 | 2014 | |
| I've just checked the house, | Evi kontrol ettim, Ruslar buraya gelmemiş. | Bitten-1 | 2014 | |
| so they're either still coming | Ya hâlâ yoldalar ya da planlarını değiştirdiler. | Bitten-1 | 2014 | |
| And Katia and Alexei? | Ya Katia ve Alexei? | Bitten-1 | 2014 | |
| Nick is taking Katia to a safe house | Nick Katia'yı güvenli bir yere götürüyor, Clay de Alexei'nin peşinde. | Bitten-1 | 2014 | |
| His first Change. | Onun ilk dönüşümü. | Bitten-1 | 2014 | |
| I should have been there. | Yanında olmalıydım. | Bitten-1 | 2014 | |
| Just, stop. | Dur. | Bitten-1 | 2014 | |
| Okay, you need to rest. | Dinlenmen gerek. | Bitten-1 | 2014 | |
| No, don't. | Hayır, yapma. | Bitten-1 | 2014 | |
| Previously on "Bitten"... | Bitten'ın önceki bölümlerinde... | Bitten-1 | 2014 | |
| I'm surprised you haven't heard. | Duymamış olmana şaşırdım. Ben artık şerif değilim. | Bitten-1 | 2014 | |
| I came to Bear Valley looking for a quieter life | Bear Valley'ye daha sakin bir hayat için geldim... | Bitten-1 | 2014 | |
| and I realized I wasn't going to get it being a cop. | ...ve fark ettim ki polis olarak bunu bulamayacağım. | Bitten-1 | 2014 | |
| That is the one thing that protects our kind. | Türümüzü koruyan yegane şey bu. | Bitten-1 | 2014 | |
| Humans can never know our secret. | İnsanlar sırrımızı asla öğrenmemeli. | Bitten-1 | 2014 | |
| That's too great a risk! | Bu çok büyük bir risk. | Bitten-1 | 2014 | |
| There were rumours thirty years ago 1 | Otuz yıl önce bazı bebek söylentileri vardı, Sasha'nın kızı. | Bitten-1 | 2014 | |
| He's been running away from the truth | Öz annenin ölümüne neden olduğu gerçeğinden kaçıyor. 1 | Bitten-1 | 2014 | |
| You killed her! | Onu sen öldürdün! | Bitten-1 | 2014 | |
| She couldn't live after what you did! | Yaptığın şeyden sonra yaşayamazdı. | Bitten-1 | 2014 | |
| You showed her what you are! | Ona ne olduğunu gösterdin! | Bitten-1 | 2014 | |
| Your mother was my sister. | Annen benim kız kardeşimdi. Roman'ın kızı. | Bitten-1 | 2014 | |
| Alexei is about to go through | Alexei hayatının en acılı ve korkunç deneyimini geçirmek üzere. | Bitten-1 | 2014 | |
| Let me deal with her. You take Sasha. | Onunla ben ilgilenirim. Sen Sasha'ya bak. | Bitten-1 | 2014 | |
| Jeremy's focus has been on bigger issues. | Jeremy daha büyük meselelerle ilgileniyor. | Bitten-1 | 2014 | |
| I don't agree with all of his solutions. | Bütün çözümlerine katılmıyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| Get Katia away from Stonehaven, someplace safe. | Katia'yı Stonehaven'dan götür, güvenli bir yere. | Bitten-1 | 2014 | |
| I think the Russians are coming after her. | Sanırım Ruslar onun peşinde. | Bitten-1 | 2014 | |
| Hey, are you all right? What happened? | İyi misin? Neler oldu? | Bitten-1 | 2014 | |
| What did you kill? | Ne öldürdün? | Bitten-1 | 2014 | |
| I was a wolf! | Ben kurt oldum. | Bitten-1 | 2014 | |
| Alexei, this is human blood. | Alexei bu insan kanı. | Bitten-1 | 2014 | |
| Yeah, babe, what's wrong? | Evet bebeğim, sorun ne? | Bitten-1 | 2014 | |
| You're not here. | Burada olmaman. | Bitten-1 | 2014 | |
| Sonja, we agreed. Emergencies only. | Sonja, anlaşmıştık. Yalnızca acil durumlar. | Bitten-1 | 2014 | |
| You know I'm roaming out here. | Burada gezici olduğumu biliyorsun. | Bitten-1 | 2014 | |
| Well, this is an emergency. | Bu da acil bir durum. | Bitten-1 | 2014 | |
| I can't seem to keep my clothes on. | Kıyafetlerimi üzerimde tutamıyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| Oops, there goes my bra... | Aha! Sutyenim gitti... | Bitten-1 | 2014 | |
| All right, stop, just stop, okay? | Tamam dur. Dur lütfen tamam mı? | Bitten-1 | 2014 | |
| It's my mother. She's on me | Sorun annem. Yarınki barbeküye ne getireceğine takılmış... | Bitten-1 | 2014 | |
| Yeah well, maybe I should bring this wolf urine. | Öyle mi? Belki de bu kurt idrarını getirmeliyim. | Bitten-1 | 2014 | |
| Does a good job of keeping the deer away. | Geyikleri uzak tutma konusunda işe yarıyor. | Bitten-1 | 2014 | |
| Maybe it'll work on her. | Belki onu da uzak tutar. | Bitten-1 | 2014 | |
| Why won't you just let me tell her | Neden orada gerçekten ne yaptığını söylememe izin vermiyorsun? | Bitten-1 | 2014 | |
| No, no, because then I'm going to get her sad puppy dog eyes. | Hayır hayır. Çünkü sonrasında üzgün köpek bakışı göreceğim. | Bitten-1 | 2014 | |
| And I've had enough of that. | Yeterince gördüm ondan. | Bitten-1 | 2014 | |
| Okay, but you will be back in time | Tamam ama bu aptal şey için vaktinde dön, tamam mı? | Bitten-1 | 2014 | |
| Yeah, I'll be home. | Tamam, evde olacağım. | Bitten-1 | 2014 | |
| I don't want to be out here when the hunters show. | Avcılar çıktığında burada olmak istemiyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| Well if they were more careful, | Eğer daha dikkatli olsalardı her sene bunu yapmak zorunda kalmazdın. | Bitten-1 | 2014 | |
