English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 7620
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| even before you knew we existed. | ...varlığımızdan haberinin olmadığı zamanlarda bile. | Bitten-1 | 2014 |  |
| And you're my uncle. | Sen de benim dayımsın. | Bitten-1 | 2014 | |
| Together we can fix this. | Birlikte bunu düzeltebiliriz. | Bitten-1 | 2014 | |
| It's not my father that needs to die. | Ölmesi gereken kişi, benim babam değil. | Bitten-1 | 2014 | |
| Get away from my son. | Oğlumdan uzak dur. | Bitten-1 | 2014 | |
| Rachel, I'm sorry. | Rachel özür dilerim. | Bitten-1 | 2014 | |
| He's okay, I didn't... | O iyi, ona bir şey... | Bitten-1 | 2014 | |
| You need to step away from me right now. | Sakın bana yaklaşayım deme. | Bitten-1 | 2014 | |
| What the hell were you thinking? | Aklından neler geçiyordu senin? | Bitten-1 | 2014 | |
| Hey, will you help me with this? Come on. | Şuna bir el atabilir misin? Hadi. | Bitten-1 | 2014 | |
| I think that's it for the bodies. | Sanırım cesetlerin işi tamam. | Bitten-1 | 2014 | |
| Go back to the room, help Nick, make sure we haven't missed anything. | Odaya dön, Nick'e yardım et. Bir şeyi atlamadığımıza emin ol. | Bitten-1 | 2014 | |
| What are you going to do? Go! | Sen ne yapacaksın? Git! | Bitten-1 | 2014 | |
| Roman may have more men coming, go on! | Roman'ın daha çok adamı yolda olabilir, hadi! | Bitten-1 | 2014 | |
| How could you do this? | Bunu nasıl yapabildin? | Bitten-1 | 2014 | |
| After all Elena and her Pack have done to help us. | Elena ve sürüsünün bizim için yaptığı onca şeyden sonra. | Bitten-1 | 2014 | |
| I was never going to give up Rocco. | Rocco'yu vermeyi hiç düşünmemiştim. | Bitten-1 | 2014 | |
| I just needed to get close to Roman. | Sadece Roman'a yaklaşmak için kullanacaktım. | Bitten-1 | 2014 | |
| I did not raise you to behave this way. | Seni bu şekilde yetiştirmedim ben. | Bitten-1 | 2014 | |
| Yeah, let's look at how we were raised. Our mother was murdered. | Evet, bakalım bizi nasıl yetiştirdin. Annemiz öldürüldü. | Bitten-1 | 2014 | |
| Alexei and I live in terror that the same thing will happen to us. | Alexei ve ben aynı şey bize de olur diye korku içindeyiz. | Bitten-1 | 2014 | |
| I thought I had to steal an innocent baby to stay alive... | Hayatta kalabilmek için masum bir bebeği çalmam gerektiğini düşündüm... | Bitten-1 | 2014 | |
| And I know how terrible that is. | ...kulağa ne kadar kötü geldiğini biliyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| But I thought it was our best option. | Fakat en iyi şansımızın bu olduğunu düşündüm. | Bitten-1 | 2014 | |
| I was doing what I had to, to save us. | Bizi kurtarmak için yapmam gerekeni yapıyordum. | Bitten-1 | 2014 | |
| Something you haven't done. | Senin yapmadığın bir şey. | Bitten-1 | 2014 | |
| I want you to get in. | Arabaya gir. | Bitten-1 | 2014 | |
| I'm going to take you back to Stonehaven | Pisliğini temizledikten sonra seni doğruca Stonehaven'a götüreceğim. | Bitten-1 | 2014 | |
| You know what? I'm done with you! | Bıktım senden! | Bitten-1 | 2014 | |
| I'm going back with Nick. | Nick'le birlikte döneceğim. | Bitten-1 | 2014 | |
| We're good. | Hazırız. | Bitten-1 | 2014 | |
| give us a sec. | Bir dakika. | Bitten-1 | 2014 | |
| Everything's all cleaned up. | Her şey temizlendi. Yola çıkmalıyız. | Bitten-1 | 2014 | |
| Everything's all cleaned up. Great. | Her şey temizlendi demek. Aman ne güzel. | Bitten-1 | 2014 | |
| Look, I'm very sorry for what happened to you today. | Bugün başına gelenler için çok üzgünüm. | Bitten-1 | 2014 | |
| I'm part of this world, Rocco is part of this world, | Bu dünyanın bir parçasıyım, Rocco bu dünyanın bir parçası... | Bitten-1 | 2014 | |
| I get that. | ...bunu anlıyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| But it doesn't mean that I don't get to have choices. | Fakat bu demek değil ki seçme şansım yok... | Bitten-1 | 2014 | |
| That I don't have control. | ...kontrol bende değil. | Bitten-1 | 2014 | |
| I appreciate all that you've done for me, Nick. | Benim için yaptıklarını takdir ediyorum Nick. | Bitten-1 | 2014 | |
| But you need to tell Jeremy... | Ancak Jeremy'ye şunları söyle... | Bitten-1 | 2014 | |
| He doesn't get to decide for me. | Benim yerime karar veremez. | Bitten-1 | 2014 | |
| He doesn't get to decide where I live, | Nerede yaşayacağıma, ne yapacağıma veya oğluma ne olacağına o karar vermez. | Bitten-1 | 2014 | |
| Paige is going to help me figure out how to control... | Sahip olduğum şey her ne ise... | Bitten-1 | 2014 | |
| whatever this is that I have. | ...Paige kontrol etmeyi öğretecek. | Bitten-1 | 2014 | |
| Because I'm done waiting for all of you | Geleceğimin nasıl olacağını söylemenizden bıktım artık. | Bitten-1 | 2014 | |
| Taking Katia back to Stonehaven? | Katia'yı Stonehaven'a mı götüreceksin? | Bitten-1 | 2014 | |
| Looks like I don't have a choice. | Sanırım başka seçeneğim yok. | Bitten-1 | 2014 | |
| It means a lot. Of course. | Anlamı büyük. Lafı bile olmaz. | Bitten-1 | 2014 | |
| So, what now? | Ya sen? | Bitten-1 | 2014 | |
| Rachel needs training, so I'll give that to her. | Rachel'ın eğitime ihtiyacı var, ben de bunu sağlayacağım. | Bitten-1 | 2014 | |
| How long it takes and what's involved, I don't know. | Ne kadar sürer, nasıl olur bilmiyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| But she needs you too. | Fakat sana da ihtiyacı var. | Bitten-1 | 2014 | |
| Nick, you're her family. | Nick, sen onun ailesisin. | Bitten-1 | 2014 | |
| Just doing my job, you know? | Sadece işimi yapıyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| When she needed you, you were there. | Sana ihtiyacı olduğunda, yanındaydın. | Bitten-1 | 2014 | |
| You helped her, you calmed her down. | Ona yardım ettin, onu sakinleştirdin. Aranızda bir bağ var. | Bitten-1 | 2014 | |
| Familiarity, family, whatever. | Aşinalık, aile, her neyse. | Bitten-1 | 2014 | |
| It's real. | Bu gerçek. | Bitten-1 | 2014 | |
| Come on, give me a hug. | Hadi, sarıl bana. | Bitten-1 | 2014 | |
| You think it is Roman that needs to die. | ...Roman'ın ölmesi gerektiğini düşünüyorsun. | Bitten-1 | 2014 | |
| I cannot kill him, | Onu ben öldüremem... | Bitten-1 | 2014 | |
| but I will not stand in your way. | ...ama senin yoluna da çıkmam. | Bitten-1 | 2014 | |
| He will not leave until the Albino finishes his tasks. | Albino işini bitirene kadar babam buradan ayrılmayacak. | Bitten-1 | 2014 | |
| And the house is fortified. | Ev güçlendirildi. | Bitten-1 | 2014 | |
| How would you even get close? | Yakınına girmeyi nasıl becereceksin? | Bitten-1 | 2014 | |
| Leave it to me. | Onu bana bırak. | Bitten-1 | 2014 | |
| I'll let you know. | Seni haberdar ederim. | Bitten-1 | 2014 | |
| How soon? | Ne zaman? | Bitten-1 | 2014 | |
| As soon as you can get back. | Sen döner dönmez. | Bitten-1 | 2014 | |
| And the Albino? | Ya Albino? | Bitten-1 | 2014 | |
| I'll call him off once my father is dead. | Babam öldüğünde onu geri çekerim. | Bitten-1 | 2014 | |
| Do you really think you're capable of achieving this? | Gerçekten bunu başarabileceğini düşünüyor musun? | Bitten-1 | 2014 | |
| Two years ago, I didn't think I was capable | İki yıl önce, bu dünyada yaşayabileceğime bile inanmıyordum. | Bitten-1 | 2014 | |
| And now, as you said, this is my family. | Ancak şimdi, senin de söylediğin gibi; bu benim ailem. | Bitten-1 | 2014 | |
| And that can include you, if you'd like. | Eğer istersen, seni de kapsar. | Bitten-1 | 2014 | |
| I will be in touch. | Temas hâlinde olacağım. | Bitten-1 | 2014 | |
| If you'd like to see what I'm capable of... | Neler yapabileceğimi görmek istiyorsan... | Bitten-1 | 2014 | |
| Just watch. | ...sadece izle. | Bitten-1 | 2014 | |
| Heads up, he's moving. | Bak, kalkıyor. | Bitten-1 | 2014 | |
| Careful. We can't provoke anything. | Dikkatli ol. Bir şeyi tetiklemeyelim. | Bitten-1 | 2014 | |
| He just killed him! | Onu öldürdü! | Bitten-1 | 2014 | |
| That guy didn't even do anything. He didn't have to, | Adam hiçbir şey yapmamıştı. Yapması gerekmiyordu. | Bitten-1 | 2014 | |
| that was for us, to prove a point. He doesn't play by the rules. | Bizim için bir işaret gönderdi. Kitabına göre oynamayacak. | Bitten-1 | 2014 | |
| Well, we can't just sit here. Someone's going to come by and see him. | Burada oturup bekleyemeyiz. Birileri gelirse cesedi görür. | Bitten-1 | 2014 | |
| I'll hide the body for now. | Ben cesedi saklayacağım. | Bitten-1 | 2014 | |
| He moves a muscle, you honk that horn! | Kaşını bile oynatsa kornaya bas! | Bitten-1 | 2014 | |
| Jorge! No, no, no, no! | Jorge! Hayır, olamaz olamaz! | Bitten-1 | 2014 | |
| I don't mean to trouble you, I can see that you're closing up | Size zahmet vermek istemiyorum, kapattığınızı görebiliyorum ama... | Bitten-1 | 2014 | |
| but, I'm looking to rent a house, I need something large, | ...kiralık bir ev arıyorum. Geniş arazisi olan... | Bitten-1 | 2014 | |
| with a lot of land? We only had one like that, | büyük bir yer bakıyorum. Öyle bir yerimiz vardı... | Bitten-1 | 2014 | |
| but it was just rented out for the next few months. | ...ama önümüzdeki birkaç ay için yeni kiralandı. | Bitten-1 | 2014 | |
| You know, that might still work, | Orası hâlâ işime yarayabilir, bana sadece sene sonunda lazım. | Bitten-1 | 2014 | |
| Do you have a listing? | Broşürü falan var mı? | Bitten-1 | 2014 | |
| It would save me a trip in tomorrow. | Yarın yeniden yol yapmaktan kurtarır beni. | Bitten-1 | 2014 | |
| Yeah, uh, just a sec. | Evet, bir saniye. | Bitten-1 | 2014 | |
| Rosenmount Estate. | Rosenmount Malikanesi. | Bitten-1 | 2014 | |
| Five miles north, 100 acres. | 8 km kuzeyde, 40 hektar. | Bitten-1 | 2014 | |
| I can give you a call when it's back on the market. | Yeniden müsait olduğunda sizi arayabilirim. | Bitten-1 | 2014 | |
| Hope it's not a bunch of college kids renting it right now. | Umarım bir avuç üniversiteli kiralamamıştır şimdi. | Bitten-1 | 2014 | |
