English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 7617
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Have you talked to her? | Onunla konuştun mu? | Bitten-1 | 2014 |  |
| Do you know where she's gone, what she's up to? | Nereye gittiğini biliyor musun? Neyin peşinde olduğunu? | Bitten-1 | 2014 | |
| No, no, I have no idea. | Hayır, hiçbir fikrim yok. | Bitten-1 | 2014 | |
| Now! | Derhâl. | Bitten-1 | 2014 | |
| If we knew why she took Rocco, | Rocco'yu ne için kaçırdığını bilirsek gidebileceği yerleri tahmin edebilirdik. | Bitten-1 | 2014 | |
| She has never, never done anything like this. | Asla ama asla böyle bir şey yapmamıştı. | Bitten-1 | 2014 | |
| No, he hasn't talked to her. | Hayır, onunla konuşmamış. | Bitten-1 | 2014 | |
| Yeah, that's what I said. | Evet, ben de öyle söylemiştim. | Bitten-1 | 2014 | |
| Look, maybe she took the baby to protect him. | Belki de bebeği korumak için kaçırmıştır. | Bitten-1 | 2014 | |
| To protect him? | Korumak için mi? | Bitten-1 | 2014 | |
| I warned her about the red eyed wolf. | Kırmızı gözlü kurt konusunda onu uyarmıştım. | Bitten-1 | 2014 | |
| Maybe she thought that taking the baby | Belki de bebeği kaçırmanın onu güvende tutmanın tek yolu olduğunu düşünmüştür. | Bitten-1 | 2014 | |
| That wolf slaughtered their mother. | O kurt annelerini katletti. | Bitten-1 | 2014 | |
| She would be terrified if she knew he was here. | Onun burada olduğunu öğrendiyse dehşete düşmüştür. | Bitten-1 | 2014 | |
| I know it sounds crazy, | Kulağa çılgınca geldiğini biliyorum ama başka ne sebebi olabilir ki? | Bitten-1 | 2014 | |
| Nick's heading northeast. | Nick kuzeydoğuya gidiyor. 1 | Bitten-1 | 2014 | |
| Tell him to focus on tourist spots where she can blend in. | Turistik noktalara öncelik vermesini söyle. | Bitten-1 | 2014 | |
| No, I will find her. | Hayır, onu ben bulurum. | Bitten-1 | 2014 | |
| Okay, you two go and meet up with Nick, | Tamam, siz ikiniz Nick ile buluşup takım olarak Katia'nın izini sürün. | Bitten-1 | 2014 | |
| Clayton Danvers? | Clayton Danvers? | Bitten-1 | 2014 | |
| Who is this? | Kimsin? | Bitten-1 | 2014 | |
| I'm at Reg's Tavern. You know Reg's Tavern? | Reg'in Barındayım. Reg'in barını biliyor musun? | Bitten-1 | 2014 | |
| Reg isn't here anymore. | Artık Reg'in değil. | Bitten-1 | 2014 | |
| I'm going to take him out. | İşini bitireceğim. | Bitten-1 | 2014 | |
| We need to find out what he's up to, first. | Önce neyin peşinde olduğunu öğrenmeliyiz. | Bitten-1 | 2014 | |
| Take Jorge with you. | Jorge'yi yanına al. | Bitten-1 | 2014 | |
| I'm counting on it. | Buna güveniyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| You're okay. | Bir şey yok. | Bitten-1 | 2014 | |
| You're okay. | Geçti. | Bitten-1 | 2014 | |
| Oh, you're okay. Shhh. | Bir şey yok. | Bitten-1 | 2014 | |
| Oh, look at the dolly! | Bebeğe bak! | Bitten-1 | 2014 | |
| You like the dolly? | Bebeği seviyor musun? | Bitten-1 | 2014 | |
| See? Hi! Hi! | Gördün mü? Merhaba! | Bitten-1 | 2014 | |
| Did you get the number? | Numarayı aldın mı? | Bitten-1 | 2014 | |
| Off Jeremy's computer, yeah, | Jeremy'nin bilgisayarından aldım, evet. | Bitten-1 | 2014 | |
| but Katia, we're all coming after you. | Yalnız, hepimiz peşine düştük Katia. | Bitten-1 | 2014 | |
| Dad's pissed. | Babam köpürdü. | Bitten-1 | 2014 | |
| He won't be after I fix everything. | Ben her şeyi halledince geçer. | Bitten-1 | 2014 | |
| Give me the number. | Numarayı söyle. | Bitten-1 | 2014 | |
| Is that the baby? | Bebek mi o? | Bitten-1 | 2014 | |
| Yeah, he's fine. | Evet, o iyi. | Bitten-1 | 2014 | |
| It's just, he's just a little cranky. | Yalnızca biraz huysuz. | Bitten-1 | 2014 | |
| Look, if Dad finds out I helped you do this, | Eğer babam bu işte sana yardım ettiğimi öğrenirse kafayı yer. | Bitten-1 | 2014 | |
| Look, I'll make sure nothing happens to the baby. | Bebeğe bir şey olmayacağından emin olurum. | Bitten-1 | 2014 | |
| But this is the only way. Please? | Fakat tek yolu bu. Lütfen. | Bitten-1 | 2014 | |
| Katia, we're all worried. | Katia, hepimiz endişeliyiz. | Bitten-1 | 2014 | |
| Call me back. | Beni ara. | Bitten-1 | 2014 | |
| Leaving Katia a message. | Katia'ya mesaj bıraktım. | Bitten-1 | 2014 | |
| She's, uh, still not answering. | Telefonu hâlâ kapalı. | Bitten-1 | 2014 | |
| I'm starting the truck. Let's go. | Onlar da kabul etmedi. Kamyoneti çalıştırdım. Gidelim. | Bitten-1 | 2014 | |
| Two cars out back, couple of customers and a bartender inside. | Arkada iki araba var, İçeride de bir iki müşteri ve barmen. | Bitten-1 | 2014 | |
| He's waiting for me. | Beni bekliyor. | Bitten-1 | 2014 | |
| Just doesn't make any sense, though, | Bu hiç mantıklı gelmiyor. | Bitten-1 | 2014 | |
| one minute he's trying to kill you, | Herif bir dakika önce seni öldürmeye çalışıyor, sonra... | Bitten-1 | 2014 | |
| guy wants to have a beer and a crossword party? | ...karşılıklı bira içip bulmaca çözmek mi istiyor? | Bitten-1 | 2014 | |
| Get behind the wheel. Whoa, whoa, hey. | Sen direksiyona geç. | Bitten-1 | 2014 | |
| You're not going in there. What else should I do? | İçeriye gitmiyorsun. Ya ne yapmalıyım? | Bitten-1 | 2014 | |
| We sit here, we wait for him to come out, | Burada oturup dışarıya çıkmasını bekleyeceğiz. | Bitten-1 | 2014 | |
| we stuff him into a bag and we throw him off the Taylor Bridge. | Adamı bir torbaya tıkıştıracağız ve Taylor Köprüsünden aşağı atacağız. | Bitten-1 | 2014 | |
| Ah, it's not going to be that easy with this guy. | Bu herifle o kadar kolay olmayacaktır. | Bitten-1 | 2014 | |
| Why? Worked for Rasputin. | Niye? Rasputin'de işe yaramıştı. | Bitten-1 | 2014 | |
| Actually, it didn't. | Aslında yaramamıştı. | Bitten-1 | 2014 | |
| I wasn't sure you would come. | Geleceğinden emin değildim. | Bitten-1 | 2014 | |
| The house is empty. | Ev boş. | Bitten-1 | 2014 | |
| It's just you and me. | Sadece sen ve ben. | Bitten-1 | 2014 | |
| You fight to defend your Pack as though they are your family. | Sürün ailenmişçesine onları korumak için savaştın. | Bitten-1 | 2014 | |
| And now, your world has blown open. | Ve şimdi dünyan tarumar oldu. | Bitten-1 | 2014 | |
| Antonovs, and Navikevs. | Antonov'lar ve Nakivev'ler. | Bitten-1 | 2014 | |
| Families fight and they make peace. | Aileler savaşır ve barışır. | Bitten-1 | 2014 | |
| I'm hoping that we can find a way to solve our problems, | Problemlerimize bir çözüm bulabiliriz diye umuyorum... | Bitten-1 | 2014 | |
| I need you to call off your assassin. | Suikastçını geri çekmeni istiyorum. Kırmızı gözlü kurt. | Bitten-1 | 2014 | |
| He has our names in his book. | Kitabında bizim isimlerimiz var. | Bitten-1 | 2014 | |
| The Antonovs, myself included. | Antonov'ların, ben dâhil. | Bitten-1 | 2014 | |
| It's his kill list. | Onun ölüm listesi. | Bitten-1 | 2014 | |
| That is how he operates. | Bu şekilde işler. | Bitten-1 | 2014 | |
| There's nothing I can do. | Benim yapabileceğim bir şey yok. | Bitten-1 | 2014 | |
| My father is the only one who can ask him to stop. | Yalnızca babam, ondan durmasını isteyebilir. | Bitten-1 | 2014 | |
| And if you ordered him to do it? | Peki ya sen durmasını emredersen? | Bitten-1 | 2014 | |
| Roman's wolves are loyal to Roman. | Roman'ın kurtları Roman'a sadıktır. | Bitten-1 | 2014 | |
| Your father's wolves are loyal to his money. | Babanın kurtları onun parasına sadık. | Bitten-1 | 2014 | |
| The Albino's not on the payroll, | Albino, para döngüsünde değil... | Bitten-1 | 2014 | |
| he does what he does out of personal interest. | ...yaptığı her şeyi kendi zevkine göre yapıyor. | Bitten-1 | 2014 | |
| But for the rest, it is true, and it works. | Fakat diğerleri için dediğin doğru ve işe yarar. | Bitten-1 | 2014 | |
| I have created a finely tuned system to manage such a large Pack. | Böylesi büyük bir sürüyü idare edebilecek sistemi oluşturması gereken benim. | Bitten-1 | 2014 | |
| I do not want to lose that, so I am willing to make a deal with you. | Bunu kaybetmek istemiyorum. Yani seninle anlaşma yapmaya razıyım. | Bitten-1 | 2014 | |
| If Roman has Sasha, the feud will end. | Roman Sasha'yı alırsa, dava kapanır. | Bitten-1 | 2014 | |
| And so will the list. | Liste de öyle. | Bitten-1 | 2014 | |
| Hey man, what can I get you? | Ne içersin adamım? | Bitten-1 | 2014 | |
| Brian, give him a beer on the house. | Brian, bir bira ver; şirketten. | Bitten-1 | 2014 | |
| You got it, boss. | Tamamdır patron. | Bitten-1 | 2014 | |
| Don't know how this dude plans on making money. | Nasıl para kazanmayı planlıyor bilmiyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| It's been on the house all day. | Bütün içkiler şirketten. | Bitten-1 | 2014 | |
| You work for that guy? He owns the place, | O adam için mi çalışıyorsun? Mekanın sahibi o. | Bitten-1 | 2014 | |
| so yeah. Is anyone else here? | Yani evet. Başka biri var mı? | Bitten-1 | 2014 | |
| Just what you see. | Sadece gördüklerin. | Bitten-1 | 2014 | |
| You can sit, Clayton Danvers. | Oturabilirsin Clayton Danvers. | Bitten-1 | 2014 | |
| Ah, you see? Sudoku. | Bak, sudoku. | Bitten-1 | 2014 | |
| I like to fill in boxes. Very... very good. | Kutuları doldurmayı seviyorum. Çok, çok güzel. | Bitten-1 | 2014 | |
| Very relaxing. | Çok dinlendirici. | Bitten-1 | 2014 | |
| Go, please, sit. | Geç, otur lütfen. | Bitten-1 | 2014 | |
