English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 7625
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| He would have killed you too, Nick. | Seni de öldürürdü Nick. | Bitten-1 | 2014 |  |
| Let's go home, darlin'. | Hadi eve gidelim hayatım. | Bitten-1 | 2014 | |
| We're going to need to brace that knee. | O bacağı sarmamız gerekecek. | Bitten-1 | 2014 | |
| I don't know how it could have been the Albino, | Albino'nun nasıl orada olduğunu anlamıyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| we saw a State Trooper arrest him. | Eyalet Polisinin onu tutukladığını gördük. | Bitten-1 | 2014 | |
| I didn't get a good look at him. | Ben net göremedim. Katia öyle söyledi sadece. | Bitten-1 | 2014 | |
| What are we going to tell Sasha? | Sasha'ya ne diyeceğiz? | Bitten-1 | 2014 | |
| It's not just your knee. | Yalnızca dizin değil. | Bitten-1 | 2014 | |
| Nick... It's nothing, really. | Bir şeyim yok, gerçekten. | Bitten-1 | 2014 | |
| Lift up your shirt, Nick. Come on. | Gömleğini sıyır Nick, hadi. | Bitten-1 | 2014 | |
| Your ribs are probably broken. | Kaburgaların muhtemelen kırılmış. | Bitten-1 | 2014 | |
| She's right about your knee. | Dizin konusunda haklı. | Bitten-1 | 2014 | |
| Every step forward, we just sink deeper. | İleriye attığımız her adımda daha derine batıyoruz. | Bitten-1 | 2014 | |
| Tomorrow it could be you in the back of that truck. | Yarın o bagajdaki sen olabilirsin... | Bitten-1 | 2014 | |
| Or Clay. | ...ya da Clay. | Bitten-1 | 2014 | |
| We met with Jeremy this morning. | Bu sabah Jeremy ile buluştuk. | Bitten-1 | 2014 | |
| He's still going after Roman, right? | Hâlâ Roman'ın peşinde, değil mi? | Bitten-1 | 2014 | |
| I'm the Alpha now. | Artık alfa benim. | Bitten-1 | 2014 | |
| It should be you. | Sen olmalısın. | Bitten-1 | 2014 | |
| So what do we do now? | Peki şimdi ne yapıyoruz? Danvers, Sasha'nın tarafını seçti. | Bitten-1 | 2014 | |
| We stick to the plan. | Plana sadık kalacağız. | Bitten-1 | 2014 | |
| Konstantin will get Jeremy in. | Konstantin, Jeremy'yi içeri sokacak. | Bitten-1 | 2014 | |
| When Jeremy gets to Roman, this will all be over. | Jeremy, Roman'ı hakladığında bütün bunlar bitecek. | Bitten-1 | 2014 | |
| There's no blood feud, there's no need for the Albino. | Kan davası olmayacak, Albino'ya gerek kalmayacak. | Bitten-1 | 2014 | |
| Are you sure? We just let him walk? | Emin misin? Öylece gitmesine müsaade mi edeceğiz? | Bitten-1 | 2014 | |
| After what he did to Katia? And Jorge? | Katia'ya yaptıklarından sonra? Ve Jorge'ye? | Bitten-1 | 2014 | |
| And us. I know. | Ve bize, biliyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| But we can't keep throwing bodies at this, Nick. | Fakat cesetleri yığmaya devam edemeyiz Nick. | Bitten-1 | 2014 | |
| So we just turn the other cheek, then? | O hâlde diğer yanağımızı çevireceğiz yani? | Bitten-1 | 2014 | |
| Katia was my sister. | Katia benim kardeşimdi. | Bitten-1 | 2014 | |
| I never even had the chance to know her. | Onu tanıma şansım dahi olmadı. | Bitten-1 | 2014 | |
| He knows what makes us tick. | Bizi güçlü yapan şeyi biliyor. | Bitten-1 | 2014 | |
| So we have to find another way. | Başka bir yol bulmalıyız. | Bitten-1 | 2014 | |
| We have to make him vulnerable. | Biz de onu zayıflatmalıyız. | Bitten-1 | 2014 | |
| One more day and this is all behind us. | Bir gün daha ve bütün bunlar geride kalacak. | Bitten-1 | 2014 | |
| Trust Jeremy. | Jeremy'ye güven. | Bitten-1 | 2014 | |
| We always do. | Her zaman. | Bitten-1 | 2014 | |
| Together we can fix this. | Bu işi birlikte düzeltebiliriz. | Bitten-1 | 2014 | |
| It's not my father that needs to die. | Ölmesi gereken kişi benim babam değil. | Bitten-1 | 2014 | |
| There is no need to test me, Jeremy, | Beni test etmene gerek yok Jeremy, sana ihanet etmeyeceğim. | Bitten-1 | 2014 | |
| This blood feud has cost us both dearly. 1 | Bu kan davası ikimize de pahalıya mal oldu. | Bitten-1 | 2014 | |
| If you can get me close to Roman, | Beni Roman'a yaklaştırabilirsen, bu işi halledebilirim. 1 | Bitten-1 | 2014 | |
| He's coming for us, | Bizim için geliyor. Kırmızı gözlü kurt. | Bitten-1 | 2014 | |
| He tore my mother's throat out, | Sanki kâğıttan yapılmış gibi annemin boğazını parçaladı. | Bitten-1 | 2014 | |
| My brother... and my father... | Kardeşim ve babam... | Bitten-1 | 2014 | |
| Elena... save them. | ...Elena, onları kurtar. | Bitten-1 | 2014 | |
| This premonition, if that's what it is, | Bu önsezi, eğer gerçekse kendimden korkmama sebep oluyor. | Bitten-1 | 2014 | |
| When will it stop? | Ne zaman duracak? | Bitten-1 | 2014 | |
| Not until it happens. | Gerçekleşene kadar durmaz. | Bitten-1 | 2014 | |
| It's not like a bad dream | Silkinip kurtulabileceğin bir kâbus değil bu. | Bitten-1 | 2014 | |
| It will happen. | Gerçekleşecek. | Bitten-1 | 2014 | |
| A premonition is like a dream in this way: | Önsezi, bu açıdan rüyalara benzer. | Bitten-1 | 2014 | |
| it's not literal. | Göründüğü gibi değildir. | Bitten-1 | 2014 | |
| It needs to be interpreted. | Yorumlanması gerekir. | Bitten-1 | 2014 | |
| I'm going to cause the destruction of Stonehaven. | Stonehaven'ın harap olmasına sebep olacağım. | Bitten-1 | 2014 | |
| I burn it all down. | Yakıp kül edeceğim. | Bitten-1 | 2014 | |
| This house has a dark heart. | Bu evin karanlık bir kalbi var. | Bitten-1 | 2014 | |
| There is brutality here. | Burada vahşilik var. | Bitten-1 | 2014 | |
| Despite everything that is good | İyi olan ve uğruna savaşmaya değer her şeye karşın o kalp hâlâ atıyor. | Bitten-1 | 2014 | |
| You know what it is. | Ne olduğunu biliyorsun. | Bitten-1 | 2014 | |
| The need to kill. | Öldürme ihtiyacı. | Bitten-1 | 2014 | |
| Wolves kill to eat. | Kurtlar, yemek için öldürür. | Bitten-1 | 2014 | |
| Why do werewolves kill? | Kurtadamlar ne için öldürür? | Bitten-1 | 2014 | |
| To protect ourselves. | Kendimizi korumak için. | Bitten-1 | 2014 | |
| Is that why Jeremy killed that woman? | Jeremy o kadını bu yüzden mi öldürdü? | Bitten-1 | 2014 | |
| Humans can't know about our secret. | İnsanlar sırrımızı öğrenmemeli. | Bitten-1 | 2014 | |
| It's our number one rule. | Bu, bir numaralı kuralımızdır. | Bitten-1 | 2014 | |
| Is it really your rule? | Bu gerçekten senin kuralın mı? | Bitten-1 | 2014 | |
| I'm one of them. | Ben onlardan biriyim. | Bitten-1 | 2014 | |
| This has always been a society of men. | Bu daima bir erkekler topluluğuydu. | Bitten-1 | 2014 | |
| Roman, Jeremy, all of the Alphas. | Roman, Jeremy, diğer bütün alfalar. | Bitten-1 | 2014 | |
| They're fighting for power. This is what men do. | Onlar güç için savaşıyor. Erkekler böyle yapar. | Bitten-1 | 2014 | |
| You are not like them. | Sen onlar gibi değilsin. | Bitten-1 | 2014 | |
| You are one of a kind. | Türünün tek örneğisin. | Bitten-1 | 2014 | |
| The single most important. | Tek ve en kıymetli olansın. | Bitten-1 | 2014 | |
| You're the lone woman in their world. | Onların dünyasındaki tek kadınsın. | Bitten-1 | 2014 | |
| You can see the cracks. | Sen, çatlakları görebilirsin. | Bitten-1 | 2014 | |
| You can feel the brutality of it. | Sen, bundaki vahşiliği görebilirsin. | Bitten-1 | 2014 | |
| Maybe you're the flame. | Belki de alev sensindir. | Bitten-1 | 2014 | |
| Maybe you need to burn. | Belki de senin yanman gerekiyordur. | Bitten-1 | 2014 | |
| I want it all to change, but... | Her şeyin değişmesini istiyorum, fakat... | Bitten-1 | 2014 | |
| I don't know how to do that without death | ...bütün bunları ölüm olmadan... | Bitten-1 | 2014 | |
| and destruction and violence | ...yıkım ve şiddet olmadan, sevdiklerimi incitmeden nasıl yaparım bilmiyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| Elena, it doesn't have to be that way. | Elena, bu şekilde olmak zorunda değil. | Bitten-1 | 2014 | |
| Change does not have to be cruel. | Değişim acı verici olmak zorunda değil. | Bitten-1 | 2014 | |
| Then whose blood am I covered in? | O hâlde kimin kanına bulanıyorum? | Bitten-1 | 2014 | |
| sync and corrections by Caio www.addic7ed.com | Bitten 3x09 "Sistemi Sarsmak" İyi Seyirler Dilerim. | Bitten-1 | 2014 | |
| It'll be okay. | Sorun çıkmayacak. | Bitten-1 | 2014 | |
| We're behind you all the way. | Biz her zaman arkandayız. | Bitten-1 | 2014 | |
| I don't know if the others will be. | Diğerleri de olacak mı emin değilim. | Bitten-1 | 2014 | |
| That's why they're here. | Bu yüzden buradalar. | Bitten-1 | 2014 | |
| We're going to find out where they stand. | Nerede durduklarını öğreneceğiz. | Bitten-1 | 2014 | |
| If they're on board, the rest will fall in line. | Eğer onlar yanımızda olursa, diğerleri de hizaya girecektir. | Bitten-1 | 2014 | |
| What if this is the end? | Ya bu sonsa? | Bitten-1 | 2014 | |
| What if I the cause of the destruction of our Pack? | Ya sürümüzün yok oluşunun sebebi bensem? | Bitten-1 | 2014 | |
| Because Jeremy believes in you, | Çünkü Jeremy sana güveniyor... | Bitten-1 | 2014 | |
| and so do I. | ...ben de öyle. | Bitten-1 | 2014 | |
| Everybody's here. | Herkes geldi. | Bitten-1 | 2014 | |
| Why did it have to be here? | Neden burası olmak zorundaydı ki? | Bitten-1 | 2014 | |
| This is as good a place as any | Burası kardeşini gömmek için gayet iyi bir yer. | Bitten-1 | 2014 | |
