• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 7793

English Turkish Film Name Film Year Details
That man there, I would argue, Şuradaki adam, tartışmasız onun dengi olabilir. Şuradaki adam, tartışmasız onun dengi olabilir. Black Sails-2 2014 info-icon
...as they put the rope around his neck. ...ilmeği boynunun geçirdiklerinde... ...ilmeği boynunun geçirdiklerinde... Black Sails-2 2014 info-icon
And I listened to that excited talk... ...o heyecanlı konuşmayı dinledim. ...o heyecanlı konuşmayı dinledim. Black Sails-2 2014 info-icon
You know it isn't even his. Biliyor musun, onun bile değil. Ne diyorsun? Biliyor musun, onun bile değil. Ne diyorsun? Black Sails-2 2014 info-icon
The pirate story is Bernard's. Korsan hikâyesi Bernard'ın. Daha önce anlattığına şahit oldum. Korsan hikâyesi Bernard'ın. Daha önce anlattığına şahit oldum. Black Sails-2 2014 info-icon
This man was no more than an animal... Bu adam artık hayvandan farksızdır... Bu adam artık hayvandan farksızdır... Black Sails-2 2014 info-icon
Jeffries, I think. Can't remember. Üstelik adı da Jeffries'di sanırım. Tam anımsayamıyorum. Üstelik adı da Jeffries'di sanırım. Tam anımsayamıyorum. Black Sails-2 2014 info-icon
Can't trust a fucking thing out of his mouth. Ağzından çıkan tek lafa bile güvenilmez. Ağzından çıkan tek lafa bile güvenilmez. Black Sails-2 2014 info-icon
Yeah, the story's his, the story isn't his. Evet, hikâye onun olsun ya da olmasın... Evet, hikâye onun olsun ya da olmasın... Black Sails-2 2014 info-icon
But the power of the telling... ...o hitabet gücü tamamen ona ait. ...o hitabet gücü tamamen ona ait. Black Sails-2 2014 info-icon
At the moment, he's using it to help the captain. Bu sıralar, o gücünü kaptana yardım etmekte kullanıyor. Bu sıralar, o gücünü kaptana yardım etmekte kullanıyor. Black Sails-2 2014 info-icon
But God help us if he ever realizes Ama başka neleri başarmakta kullanabileceğini fark ederse Tanrı yardımcımız olsun. Ama başka neleri başarmakta kullanabileceğini fark ederse Tanrı yardımcımız olsun. Black Sails-2 2014 info-icon
And as he swung, Sallandırıldığı esnada... Sallandırıldığı esnada... Black Sails-2 2014 info-icon
I watched the crowd jeer at him. ...kalabalığın onunla alay ettiğini gördüm. ...kalabalığın onunla alay ettiğini gördüm. Black Sails-2 2014 info-icon
I watched them laugh and celebrate. Gülüşüyor ve bunu kutluyorlardı. Gülüşüyor ve bunu kutluyorlardı. Black Sails-2 2014 info-icon
Women, children, all of them. Kadınlar, çocuklar, herkes. Kadınlar, çocuklar, herkes. Black Sails-2 2014 info-icon
I tell you, friends, Size söylüyorum, dostlar... Size söylüyorum, dostlar... Black Sails-2 2014 info-icon
what lies ahead isn't just the governor ...karşılaşacağımız şey sadece bir vali değil... ...karşılaşacağımız şey sadece bir vali değil... Black Sails-2 2014 info-icon
nor his lieutenants or his soldiers or their guns. ...ya da teğmenleri, askerleri ve silahları da değil. ...ya da teğmenleri, askerleri ve silahları da değil. Black Sails-2 2014 info-icon
If Captain Flint is to come through this alive, Eğer Kaptan Flint bu durumdan sağ çıkarsa... Eğer Kaptan Flint bu durumdan sağ çıkarsa... Black Sails-2 2014 info-icon
we will need to be focused and at our best. ...en iyi hâlimize odaklanmamız gerek. ...en iyi hâlimize odaklanmamız gerek. Black Sails-2 2014 info-icon
What the hell was that? Sen ne bok yiyorsun? Sen ne bok yiyorsun? Black Sails-2 2014 info-icon
When you two returned and the three of us stood on that beach, İkiniz döndüğünde, üçümüz o sahilde konuşurken ben size ne dedim? İkiniz döndüğünde, üçümüz o sahilde konuşurken ben size ne dedim? Black Sails-2 2014 info-icon
You said if we told Flint the gold was gone, Eğer Flint'e altının gittiğini söylersek başka bir tayfa bulup onu alacağını... Eğer Flint'e altının gittiğini söylersek başka bir tayfa bulup onu alacağını... Black Sails-2 2014 info-icon
and we could have a bigger share. ...ve daha fazla payımız olacağını söyledin. ...ve daha fazla payımız olacağını söyledin. Black Sails-2 2014 info-icon
Well, there we go. Buyurun bakalım. Bir sorunumuz var. Buyurun bakalım. Bir sorunumuz var. Black Sails-2 2014 info-icon
It seems you only heard half of what I said that night. Anlaşılan o gece söylediklerimin sadece yarısını dinlemişsiniz. Anlaşılan o gece söylediklerimin sadece yarısını dinlemişsiniz. Black Sails-2 2014 info-icon
I also said that if anyone, Buna ek olarak eğer biri duyarsa... Buna ek olarak eğer biri duyarsa... Black Sails-2 2014 info-icon
anyone even remotely suspected something was off about our story, ...tek bir kişi bile hikâyemizden şüphe etmeye başlarsa... ...tek bir kişi bile hikâyemizden şüphe etmeye başlarsa... Black Sails-2 2014 info-icon
if they even detected the faintest whiff of it, ...en ufak bile imâ bile fark ederseler hepimiz geberip gideriz. ...en ufak bile imâ bile fark ederseler hepimiz geberip gideriz. Black Sails-2 2014 info-icon
That sounds familiar, does it not? Bu tanıdık geldi, değil mi? Bu tanıdık geldi, değil mi? Black Sails-2 2014 info-icon
I understand. Do you? Anladım. Öyle mi? Anladım. Öyle mi? Black Sails-2 2014 info-icon
The men on this ship face grave danger ahead. Bu gemideki adamlar büyük bir tehlikeyle karşı karşıya. Bu gemideki adamlar büyük bir tehlikeyle karşı karşıya. Black Sails-2 2014 info-icon
So when you sit behind them grinning like a fucking child, Sen arkalarında durup amına koduğum bir çocuk gibi kıkırdarsan... Sen arkalarında durup amına koduğum bir çocuk gibi kıkırdarsan... Black Sails-2 2014 info-icon
you can see how that presents a problem. ...bunun nasıl bir problem teşkil edeceğini görürsün. ...bunun nasıl bir problem teşkil edeceğini görürsün. Black Sails-2 2014 info-icon
How it might elicit the very questions Başka kaçınmak istediğimiz bu koduğumun yolculuğuna... Başka kaçınmak istediğimiz bu koduğumun yolculuğuna... Black Sails-2 2014 info-icon
I said I understand. Anladım dedim. Anladım dedim. Black Sails-2 2014 info-icon
No one's asking questions. Kimse soru sormayacak. Kimse bir bok bilmeyecek, beni rahat bırak. Kimse soru sormayacak. Kimse bir bok bilmeyecek, beni rahat bırak. Black Sails-2 2014 info-icon
That man has the potential to be a very real problem Bu adamın ikimiz için de gerçek bir soruna dönüşme riski var. Bu adamın ikimiz için de gerçek bir soruna dönüşme riski var. Black Sails-2 2014 info-icon
The other day, I received word from one of Max's girls Birkaç gün önce, Max'in kızlarından bir şeyler duydum. Birkaç gün önce, Max'in kızlarından bir şeyler duydum. Black Sails-2 2014 info-icon
that Charlotte had left the island, Charlotte gecenin yarısında adadan bir adamla kaçmış. Charlotte gecenin yarısında adadan bir adamla kaçmış. Black Sails-2 2014 info-icon
So in love, they say, with a man from Flint's crew, Söylediklerine göre aşıklarmış, adam Flint'in tayfasındanmış. Söylediklerine göre aşıklarmış, adam Flint'in tayfasındanmış. Black Sails-2 2014 info-icon
a man named Logan, Logan adlı biri. Providence'de birlikte bir hayata başlamışlar. Logan adlı biri. Providence'de birlikte bir hayata başlamışlar. Black Sails-2 2014 info-icon
What is that? Bu nedir? Charlotte'in birikimi. Bu nedir? Charlotte'in birikimi. Black Sails-2 2014 info-icon
Charlotte didn't trust the other girls, Charlotte diğer kızlara güvenmezdi. Nöbetlere güvenmezdi. Charlotte diğer kızlara güvenmezdi. Nöbetlere güvenmezdi. Black Sails-2 2014 info-icon
So she entrusted it to me to watch it for her. Bu yüzden onun yerine korumam için bana güvendi. Bu yüzden onun yerine korumam için bana güvendi. Black Sails-2 2014 info-icon
She and this man leave the island O ve bu adam adadan kaçıyor... O ve bu adam adadan kaçıyor... Black Sails-2 2014 info-icon
on the eve of securing an unprecedented prize ...hem de benzeri görülmemiş bir ganimeti ele geçirme arifesinde... ...hem de benzeri görülmemiş bir ganimeti ele geçirme arifesinde... Black Sails-2 2014 info-icon
with no warning, no witnesses, and no money. ...habersiz, kimseye görünmeden ve beş parasız. ...habersiz, kimseye görünmeden ve beş parasız. Black Sails-2 2014 info-icon
I'm sorry, I'm not following. Üzgünüm, takip edemedim. Üzgünüm, takip edemedim. Black Sails-2 2014 info-icon
Why did you engage my services, ma'am? Neden benim hizmetlerime baş vurdunuz, hanımım? Neden benim hizmetlerime baş vurdunuz, hanımım? Black Sails-2 2014 info-icon
To monitor a brothel madam Bilgi çalıp kendi lehine kullanmasının önüne geçmek için... Bilgi çalıp kendi lehine kullanmasının önüne geçmek için... Black Sails-2 2014 info-icon
A member of Flint's crew, Flint'in tayfasının bir üyesi... Flint'in tayfasının bir üyesi... Black Sails-2 2014 info-icon
with knowledge of the whereabouts of the Urca gold, ...Urca altınının yerini bilen birisi, onun meyhanesine giriyor... ...Urca altınının yerini bilen birisi, onun meyhanesine giriyor... Black Sails-2 2014 info-icon
He promptly disappears under suspicious circumstances, Şüpheli koşullar altında aniden kayboluyor. Şüpheli koşullar altında aniden kayboluyor. Black Sails-2 2014 info-icon
and less than a day later, Ve bir gün dahi geçmeden... Ve bir gün dahi geçmeden... Black Sails-2 2014 info-icon
news arrives that the Urca gold is no longer to be won, ...Urca altınının artık ele geçirilemeyeceği... ...Urca altınının artık ele geçirilemeyeceği... Black Sails-2 2014 info-icon
but is safely on its way back to Spain. ...İspanya'ya doğru harekete geçtiği haberi yayılıyor. ...İspanya'ya doğru harekete geçtiği haberi yayılıyor. Black Sails-2 2014 info-icon
You're asking me to believe Benden, Max'in bir şekilde adamdan Urca altını bilgisini aldığını... Benden, Max'in bir şekilde adamdan Urca altını bilgisini aldığını... Black Sails-2 2014 info-icon
murdered him and then one of her own girls, ...onu ve kendi kızlarından birini öldürüp... ...onu ve kendi kızlarından birini öldürüp... Black Sails-2 2014 info-icon
and then somehow managed to convince Captain Flint and the rest of his crew ...bir şekilde Kaptan Flint'i ve tayfasını altının kaybolduğuna ikna ettiğine... ...bir şekilde Kaptan Flint'i ve tayfasını altının kaybolduğuna ikna ettiğine... Black Sails-2 2014 info-icon
that the Urca gold had disappeared? ...inanmamı mı bekliyorsun? ...inanmamı mı bekliyorsun? Black Sails-2 2014 info-icon
How the fuck would she do that? Bunu nasıl yapacak amına koyayım? Fikrim yok. Bunu nasıl yapacak amına koyayım? Fikrim yok. Black Sails-2 2014 info-icon
But this morning, Captain Rackham's ship Ancak bu sabah, Kaptan Rackham'ın gemisi... Ancak bu sabah, Kaptan Rackham'ın gemisi... Black Sails-2 2014 info-icon
emptied the entire contents of its hold onto the island, ...ambarlarındaki tüm malları adaya boşaltıp... ...ambarlarındaki tüm malları adaya boşaltıp... Black Sails-2 2014 info-icon
started loading up with fresh water, ...yerine temiz su doldurmaya başladı ve yola çıkmaya hazırlanıyorlar. ...yerine temiz su doldurmaya başladı ve yola çıkmaya hazırlanıyorlar. Black Sails-2 2014 info-icon
preparing to set sail. Gerçekleri bu şekilde idrak edebilen sekiz adam bulabileceğimizi düşünüyor musun? Black Sails-2 2014 info-icon
Wherever he's going, Her nereye gidiyorsa çok büyük miktarda bir şeyi getirmeyi bekliyor. Her nereye gidiyorsa çok büyük miktarda bir şeyi getirmeyi bekliyor. Black Sails-2 2014 info-icon
I believe Max learned about the prize. Bence Max'in ganimetten haberi oldu. Bence Max'in ganimetten haberi oldu. Black Sails-2 2014 info-icon
I believe somehow she managed Bir şekilde adayı altının kaybolduğuna inandırmayı başardı. Bir şekilde adayı altının kaybolduğuna inandırmayı başardı. Black Sails-2 2014 info-icon
I believe that right now she and her partners O ve ortakları şu anda onu elde etmek için hazırlık yapıyorlar. O ve ortakları şu anda onu elde etmek için hazırlık yapıyorlar. Black Sails-2 2014 info-icon
and bring it back to this place. Ve buraya getirecekler. Ve buraya getirecekler. Black Sails-2 2014 info-icon
Were that to happen, the thieves and their like would flourish here Bu olduğunda ise ortalık hırsızdan geçilmeyecek. Bu olduğunda ise ortalık hırsızdan geçilmeyecek. Black Sails-2 2014 info-icon
and your plans for this place would be doomed to failure. Ve burası hakkındaki planlarınız başarısızlıkla sonuçlanacak. Ve burası hakkındaki planlarınız başarısızlıkla sonuçlanacak. Black Sails-2 2014 info-icon
I want the Nassau you are trying to build. Ben sizin kurmayı arzuladığınız Nassau'yu istiyorum. Ben sizin kurmayı arzuladığınız Nassau'yu istiyorum. Black Sails-2 2014 info-icon
But if that Nassau is ever to be, Ancak o Nassau'nun olmasını istiyorsanız onu durdurmanız gerekecek. Ancak o Nassau'nun olmasını istiyorsanız onu durdurmanız gerekecek. Black Sails-2 2014 info-icon
Captain? Kaptan. Kaptan. Black Sails-2 2014 info-icon
Winds are more favorable than we anticipated. Rüzgar beklediğimizden daha elverişli. Rüzgar beklediğimizden daha elverişli. Black Sails-2 2014 info-icon
De Groot wants to tack earlier through the wind than you suggested. De Groot önerdiğinizden daha önce gemiyi çevirmek istiyor. De Groot önerdiğinizden daha önce gemiyi çevirmek istiyor. Black Sails-2 2014 info-icon
Might take some maneuvering. He'd prefer not to do it in the dark, Biraz manevra yapması gerekebilir. Bunu da karanlıkta yapmayı istemiyor. Biraz manevra yapması gerekebilir. Bunu da karanlıkta yapmayı istemiyor. Black Sails-2 2014 info-icon
but he thinks the men are, um... Ancak adamların... Ancak adamların... Black Sails-2 2014 info-icon
up to it. ...hazır olmasını istedi. ...hazır olmasını istedi. Black Sails-2 2014 info-icon
So, as long as you're in agreement, he'll make preparations. Siz de onay verdiğiniz gibi hazırlıkları yapmaya başlayacak. Siz de onay verdiğiniz gibi hazırlıkları yapmaya başlayacak. Black Sails-2 2014 info-icon
Tell him I'm in agreement. Onay verdiğimi söyle. Eve ne kadar çabuk varırsak iyidir. Onay verdiğimi söyle. Eve ne kadar çabuk varırsak iyidir. Black Sails-2 2014 info-icon
His name is Billy, in case you were wondering. Adı Billy, aklına takıldıysa eğer. Adı Billy, aklına takıldıysa eğer. Black Sails-2 2014 info-icon
I beg your pardon. Affedersiniz. O sadece... Affedersiniz. O sadece... Black Sails-2 2014 info-icon
seems so out of place here. ...pek buraya ait gibi durmuyor. ...pek buraya ait gibi durmuyor. Black Sails-2 2014 info-icon
Like someone I might have known back home in London. Londra'da tanışmış olabileceğim biri gibi. Londra'da tanışmış olabileceğim biri gibi. Black Sails-2 2014 info-icon
He may easily have been. Kolayca öyle olabilirdi. Kolayca öyle olabilirdi. Black Sails-2 2014 info-icon
His parents were Levelers in Kensington. Ailesi Kensington'da eşitlik yancısıydı. Ailesi Kensington'da eşitlik yancısıydı. Black Sails-2 2014 info-icon
Spoke out against impressment, kidnappings. Yönlendirmeye, adam kaçırmalara karşı çıkarlardı. Yönlendirmeye, adam kaçırmalara karşı çıkarlardı. Black Sails-2 2014 info-icon
Printed pamphlets from their home. Evlerinde broşür bastırırlardı. Evlerinde broşür bastırırlardı. Black Sails-2 2014 info-icon
Insisted that Billy was lettered Amaçlarını anlayıp katkıda bulunabilmesi için Billy'i okutmakta ısrar ettiler. Amaçlarını anlayıp katkıda bulunabilmesi için Billy'i okutmakta ısrar ettiler. Black Sails-2 2014 info-icon
That winter, when the press gangs came through town, Kış ayında, basın karşıtları şehre geldiğinde... Kış ayında, basın karşıtları şehre geldiğinde... Black Sails-2 2014 info-icon
they found Billy distributing those pamphlets in the street. ...Billy'i o broşürleri sokak ortasında dağıtırken buldular. ...Billy'i o broşürleri sokak ortasında dağıtırken buldular. Black Sails-2 2014 info-icon
I suppose they found it funny, snatching him Galiba bunu komik bulmuşlar ki onu kaçırıp... Galiba bunu komik bulmuşlar ki onu kaçırıp... Black Sails-2 2014 info-icon
and leaving only the pamphlets for his parents to find. ...ailesi bulsun diye broşürleri orada bırakmışlar. ...ailesi bulsun diye broşürleri orada bırakmışlar. Black Sails-2 2014 info-icon
Did he ever see them again, Onları tekrar görebildi mi, annesini ve babasını? Onları tekrar görebildi mi, annesini ve babasını? Black Sails-2 2014 info-icon
When we found Billy, we freed him, Billy'i bulduğumuzda, onu özgür bıraktık. Billy'i bulduğumuzda, onu özgür bıraktık. Black Sails-2 2014 info-icon
and when given the opportunity to confront the man Ailesinden ayıran adamla yüzleşme fırsatı verdik. Ailesinden ayıran adamla yüzleşme fırsatı verdik. Black Sails-2 2014 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 7788
  • 7789
  • 7790
  • 7791
  • 7792
  • 7793
  • 7794
  • 7795
  • 7796
  • 7797
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact