Search
English Turkish Sentence Translations Page 7788
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
What you think, what you want them to think. | Ne düşünüyorsun? Onların ne düşünmesini istiyorsun? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Where else in the world is that true? | Dünyanın neresinde bu mümkün olur? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Where else would you wake up in the morning and matter? | Başka nerede sabahın köründe kalkıp da önemli hissediyorsun? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You walk out on this, and where the fuck are you going? | Bu işi hallet, sonra da nereye gideceksen siktir ol git. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You'll address the men? | Adamları yönlendirecek misin? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Many of them won't want to hear it. | Çoğu bunu duymak istemeyecek. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Don't you want to discuss how you'll approach them? | Onlara nasıl yaklaşacağını tartışmak istemez misin? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Some fuckin' day, huh? | Boktan bir gün, değil mi? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I'm sure you idiots had half that money spent already. | Eminim siz aptallar o paranın yarısını çoktan harcardınız. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What were you gone do with it? | Sen ne yapardın? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Me? Mm. | Ben mi? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I was gone walk away from all you people and never look back. | Sizden kurtulup ardıma dahi bakmazdım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I mean it. That money was license | Ciddiyim. O para tüm bunlardan kurtulmam için bir garantiydi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and all of you behind. | Ve sizden de. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And any one of you who says he didn't at least consider doing the same | Aranızdan biri bunun aklının ucundan bile geçmediğini söylüyorsa palavra sıkıyordur. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Truth is, there's only one kind of person | Gerçek şu ki, yalnızca tek tip insan vardır. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
who'd want to do what we do if there was an easier way to survive. | Yapacağı, yapacağımız hayatta kalmanın basit bir yolunu bulmaktır. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And because I don't believe there is a rotten, murdering fuck amongst you, | Ve aranızda kana susamış bir katil olmadığına inandığımdan... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
no gold. | ...ortada altın olmadan. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
We're back to the same two choices we've known our entire lives... | Tüm hayatımız boyunca karşı karşıya kaldığımız iki seçeneğe geri döndük. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
toil for another man's benefit | Başka bir adam için emek sarf etmek... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
or steal for our own. | ...ya da kendimiz için çalmak. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Unless... | Ta ki... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Captain Flint just showed us a third way. | ...Kaptan Flint bize üçüncü bir seçenek sunana kadar. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Reconciliation. | Uzlaşma. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Pardons. | Aflar. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And not because we need to apologize for what we've done. | Ve yaptıklarımız için özür dilemek zorunda kaldığımız için değil. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Not because we got any desire to go back to where we came from. | Ya da geldiğimiz yere geri dönme arzusunda olduğumuz için de değil. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
But because maybe... | Ama belki... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
with a little help... | ...biraz da destekle... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
this place could be the reason we never have to do either again. | ...burası ikisini de yapmak zorunda kalmamamızın sebebi olabilir. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The question then becomes | Akla şu soru geliyor. Kaybedecek neyimiz var? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Truly amazing. | Gerçekten de hayret verici. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
With that one and the captain aligned, | Bu adam ve Kaptan'ın el ele vermesiyle tayfanın duygularını sömürme... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
to manipulate sentiment among the men. | ...becerilerinin hiçbir sınırı yok. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Perhaps the men are swayed by the strength of the argument. | Belki de adamlar konuşmanın gücünden tesir altında kalmışlardır. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
A political alliance with the most dogged pirate hunter in the New World? | Yeni Dünya'nın en inatçı korsan avcısıyla siyasi bir ortaklık kurmak mı? ...kitlelerin odağı olmak istemez ki? Tüm bunları yazıyorsun, değil mi? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Because once they were friends? | Sırf bir zamanlar arkadaşlardı diye? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I think it's clear what needs to happen next, Billy. | Bence yapılması gereken oldukça açık, Billy. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
So easy for you to betray your oath? | Yemininden dönmek senin için bu kadar kolay mı yani? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I'm aware of my oath. | Yeminimin farkındayım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Those men are my brothers, same as yours. | O adamlar kardeşlerim, senin gibiler. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
But because they would march blindly to their end, | Ama sonlarına doğru körü körüne gidecekler diye... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
does that mean we must as well? | ...biz de mi aynını yapmalıyız? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If you and I know we have the opportunity to save eight of them from that fate, | Eğer sen ve ben, sekiz adamı bu kaderden kurtarabileceğimizi bilseydik... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
give eight of them a real future, | Sekizine gerçek bir gelecek verebilseydik. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and we can actually deliver, | Ve bunu gerçekten sağlayabilseydik. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
doesn't our oath compel us to do so? | Yeminimiz bizi bunu yapmaya zorlamaz mıydı? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Are those eight men not our brothers as well? | O sekiz adam da kardeşimiz sayılmaz mı? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Do you think you could find eight men that would see things the same way? | Gerçekleri bu şekilde idrak edebilen sekiz adam bulabileceğimizi düşünüyor musun? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I do. | Evet. Valinin askerlerinin bu kıyılara gelmesine... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Men who would be willing to betray the captain, | Yoruldum bundan. Kaptan'a ihanet etmeye gönüllü adamlar... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
assist us in subduing him, | ...onu elde etmemizde yardım edecek... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and deliver him to the Navy by force? | ...ve zor kullanarak Donanma'ya teslim edecek adamlar? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Then find them. | Öyleyse bul onları. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
We'll meet at the bluffs in an hour, | Bir saat içinde kayalıklarda buluşup harekete geçeriz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I have some business to attend to. | Yapmam gereken başka işlerim var. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
When I return, you and I will discuss the road ahead. | Döndüğümde önümüzdeki yol hakkında konuşacağız. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It's better on Wednesdays. | Çarşambaları daha lezzetli olur. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Alice gets the leavings from the tavern on Tuesdays, | Alice, Salı günü meyhaneden arta kalanları toplar... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
so on Wednesdays, it is a bisque. | ...ve Çarşambaları balıklı çorba yapılır. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Friday, it's more of a stew. | Cumaları güveç gibi olur. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And Saturday... I'm not even sure Alice | Ve Cumartesileri, Alice'in bile yaptığı şeyi bilmediğinden eminim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Don't you know who I am? | Kim olduğumu bilmiyor musun? Hayır, nedenmiş? Ünlü müsün? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
No. Me, either. | Hayır. Ben de ünlü değilim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Though I am working on it. | Ama olmaya çalışıyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Jacob Garret, carpenter's mate with the Intrepid. | Jacob Garret, Intrepid'in hasar kontrolcüsüyüm. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
So you don't want to tell me your name? | Sen de adını söylemek istemez misin? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
All right, suit yourself. | Pekâlâ, keyfin bilir. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Yeah, a couple of the guys and I are working on a plan | Birkaç adam ve ben ayrılıp kendi tayfamızı kurmayı düşünüyoruz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Now, I only tell you this so when you start hearing | Bunu sana şimdi anlatıyorum ki Kaptan Jacob Garret'in hikâyelerini duyduğunda... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
you'll be able to put a face to a name. | ...kim olduğunu bilesin. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Jesus Christ, Jacob. She don't need your life story. | Of be, Jacob. Hayat hikâyeni duyması gerekmez. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Take her upstairs, fuck her already. | Onu yukarı götürüp, iyice bir sik. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
We ain't got all night. | Tüm gece vaktimiz yok. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If it makes you feel any better, Captain Jacob Garret | Eğer seni daha iyi hissettirecekse Kaptan Jacob Garret... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
would never have a man like that on his crew. | Bundan sonra ne olacağını doğru düzgün düşündüğünü sanmıyorum. ...tayfasında böyle bir adamı barındırmazdı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Because you're new. | Çünkü yenisin. Tatlı görünüyorsun. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
So, aren't you gonna tell me the rules? | Bana kurallardan bahsetmeyecek misin? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You're supposed to tell me what's allowed. | Nelere izin olduğunu söylemen gerek. Ben de ne istediğimi söylerim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You tell me how much it costs. | Sen ne kadara patlayacağını söylersin. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
No? All right. Not a problem. | Hayır mı? Pekâlâ. Sorun yok öyleyse. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Well, why don't we... | Neden biz... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
look, all right, | ...bak, pekâlâ... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
usually the girls would charge me five pieces... | Genelde kızlar benden 5 real ister ama... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I'm thoroughly boring, not into any of the weird or controversial stuff. | Oldukça sıkıcıyımdır, öyle garip tersten yapma huylarım yoktur. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Does that sound fair to you? | Sana makul geliyor mu? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Are you kidding me? | Dalga mı geçiyorsun benimle? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You can't do this. I'm sorry, she's new. | Bunu yapamazsın. Üzgünüm, o yeni. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Left another man downstairs under the impression he was her guest for the night. | Alt katta bu gece birlikte olacağı bir adamı baştan çıkarıp bıraktı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Look, I wasn't trying to make any trouble, all right? | Bak, sorun çıkarmaya çalışmıyordum, tamam mı? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
This is her fault, not yours. | Bu onun hatası, senin değil. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
In fact, | Aslında yönetim bunu telafi etmemi istedi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
On account of the confusion. | Hataya karşılık olarak. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I'm sorry, ma'am, but may I ask, | Üzgünüm han'fendi, sormadan edemeyeceğim, buraya nasıl düştünüz? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
My father brought me here when I was a child. | Daha el kadar çocukken babam beni buraya getirdi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Was he one of them? | Babanız onlardan biri miydi? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
No, he was most assuredly not one of them. | Hayır, onlardan biri olmadığı kesin. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I remember when my father | Babamın bana Carolina'ya gitmek için yola koyulacağını söylediğini hatırlıyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He left me behind. | Beni arkada bıraktı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |