• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 7863

English Turkish Film Name Film Year Details
Helps out with the kids at the elementary school, too. Bir de ilkokuldaki çocuklara yardım ediyor. İlkokuldaki çocuklara da yardımcı oluyor. Blackway-1 2015 info-icon
Which one of you is Whizzer? Hanginiz Whizzer? Buyur? Whizzer hanginiz? Blackway-1 2015 info-icon
Help you? Nasıl yardım edebilirim? Blackway-1 2015 info-icon
Guy named Scotty work for you? Scotty denen herif senin elemanın mı? Bunu sana kim söyledi? Scotty senin için mi çalışıyor? Bunu kim söyledi sana? Blackway-1 2015 info-icon
Scotty ain't here. Şerif. Scotty burada değil. Şerif. Scotty burada değil. Blackway-1 2015 info-icon
He's upstate, went to white river. Kasaba dışında. Beyaz Nehir'e gitti. Şehir dışında, White River'a gitti. Kardeşi var orada. Blackway-1 2015 info-icon
He got a brother up that way. Yol üzerinde bir kardeşi var. Kardeşi değil, amcası o. Blackway-1 2015 info-icon
It's not his brother, it's his uncle. Kardeşi değil, amcası. Kardeşi, adamla bahis oynadım. Blackway-1 2015 info-icon
It's his brother, Kardeşi. Herifle bilardo oynamıştım. Blackway-1 2015 info-icon
What do you want with Scotty? Scotty'den ne istiyorsun? Adamın biri beni rahatsız ediyor. Scotty ile ne işin var? Beni rahatsız eden bir adam var. Blackway-1 2015 info-icon
He killed my cat. Kedimi öldürdü. Sikik arabamı hurdaya çevirdi. Kedimi öldürdü. Lanet arabamı kırıp döktü. Blackway-1 2015 info-icon
I need someone to help me... Talk to him? Yardım edecek birine ihtiyacım var. Onunla konuşsanız? Bana yardım edecek birini arıyorum. Onunla konuşur... Blackway-1 2015 info-icon
I don't know, threaten him, if that's what it takes. Ne bileyim, tehdit edin ya da ne gerekiyorsa. ...tehdit eder, bilmiyorum işte ne gerekiyorsa. Blackway-1 2015 info-icon
The name's Blackway. Adı Blackway. Adı Blackway. Blackway-1 2015 info-icon
You tell sheriff Windgate about Blackway bothering you? Şerif Windgate'e Blackway'in seni rahatsız ettiğini söyledin mi? Şerif Windgate'e, Blackway'in seni rahatsız ettiğini söyledin mi? Blackway-1 2015 info-icon
He said to come here, and ask for Scotty. Yapabileceği bir şey olmadığını söyledi. Buraya gelip Scotty'yi bulmamı istedi. Yapabileceği bir şey olmadığını, buraya gelip Scotty'i bulmamı söyledi. Blackway-1 2015 info-icon
He said Scotty would know what to do. "Scotty ne yapacağını bilir." dedi. "Başka bir kedi al." derdi. Scotty ne yapacağını bilir dedi. "Başka bir kedi al."... Blackway-1 2015 info-icon
Or leave town. Al işte. Ya da kasabayı terk etmeni. Aynen öyle. Ya da "kasaban git" deseymiş. Blackway-1 2015 info-icon
I am not leaving. Terk etmiyorum. Neden? Gitmiyorum. Blackway-1 2015 info-icon
Because, this is where I live now. Çünkü artık burada yaşıyorum. Çünkü artık burada yaşıyorum. Senin gibi güzel bir kız pek çok yerde yaşayabilir. 1 Blackway-1 2015 info-icon
A pretty girl like you could live plenty of places. Senin gibi güzel bir kız her yerde yaşayabilir. Blackway-1 2015 info-icon
Where were you before this? Daha önce neredeydin? Seattle. Buraya gelmeden önce neredeydin? Seattle. Blackway-1 2015 info-icon
Seattle's nice, go back. Seattle güzeldir, git işte. Başka neresi güzel biliyor musun? Seattle güzel yerdir, dön geri. Başka neresi güzel, biliyor musun? Blackway-1 2015 info-icon
Portland. Portland. Sizin derdiniz ne ya? 1 Portland. Sizin neyiniz var ya? Blackway-1 2015 info-icon
I grew up here. Ben burada büyüdüm. Ben burada büyüdüm. Blackway-1 2015 info-icon
This property's all I got, and I put a lot of work into it. Buradaki evim benim her şeyim. Buraya bir sürü masraf yaptım. Bu ev sahip olduğum tek şey ve çok emek verdim. Blackway-1 2015 info-icon
I will be damned if some asshole Puştun biri yüzünden kasabadan ayrılırsam lanet olsun bana. Götün biri beni kasabadan kaçırtacaksa adam değilim. Blackway-1 2015 info-icon
So I will ask you one more time. Size bir kez daha soracağım. Scotty'yi nasıl bulurum? O yüzden son kez soruyorum. Blackway-1 2015 info-icon
How do I find Scotty? Scotty'i nasıl bulurum? Blackway-1 2015 info-icon
I'm sorry, miss, Scotty's not here, and I can't help you. Üzgünüm hanımefendi, Scotty burada değil. Ben de size yardım edemem. Üzgünüm, bayan. Scotty burada değil ve ben de size yardım edemem. Blackway-1 2015 info-icon
Pathetic. Acınası herifler. Yazık. Blackway-1 2015 info-icon
Fuck! Siktir. Lanet olsun! Sikeyim! Blackway-1 2015 info-icon
Ugh, damn it! Lanet olsun! Blackway-1 2015 info-icon
Anybody wants to go with her, I'll pay ya Onunla gitmek isteyen varsa bir haftalık maaşını... Kızla gitmek isteyen varsa, haftalık maaşını öderim ve cenaze masraflarını karşılarım. Blackway-1 2015 info-icon
a week's wages and cover your funeral expenses. ...ve muhtemel cenaze masraflarını öderim. Blackway-1 2015 info-icon
Yeah, I'll do it. Ben yaparım. Onunla giderim. Tamam, ben giderim onunla. Blackway-1 2015 info-icon
What's that, Les? Bu da ne şimdi Les? "Onunla giderim." dedim. Ne dedin, Les? Blackway-1 2015 info-icon
I said, "I'll go with her." Ben giderim dedim. Blackway-1 2015 info-icon
You, you gonna go find Blackway? Blackway'i bulmaya mı gideceksin? Tabii, neden olmasın? Blackway'i mi bulacaksın? Evet, neden de? Blackway-1 2015 info-icon
You're not... Seriously thinking Cidden Blackway ile tek başına uğraşmayı düşünmüyorsun, değil mi? Blackway... Blackway'i tek başına karşına almayı cidden düşünmüyor musun değil mi? Blackway-1 2015 info-icon
No, I'll take Nate with me. Hayır, Nate'i de yanıma alacağım. Yok, Nate'i de alacağım. O istiyor mu sence? Blackway-1 2015 info-icon
You think he's up to it? Sence buna razı mı? Ona sorabilirim. Blackway-1 2015 info-icon
I can ask him. Sorabiliyorum. Nate? Blackway-1 2015 info-icon
Whaddya say, Nate, you wanna go with Les? Ne dersin Nate? Les ile gitmek istiyor musun? Sorun olmaz. Ne diyorsun, Nate? Les ile gitmek istiyor musun? Blackway-1 2015 info-icon
I d d don't mind. Fark etmez. Blackway'i biliyorsun, değil mi? Blackway-1 2015 info-icon
You know who Blackway is, dontcha? Blackway'in kim olduğunu biliyorsun, değil mi? Onu gördüm. Blackway-1 2015 info-icon
I seen him. Gördüm onu. Blackway-1 2015 info-icon
Think you'll be up for it? Sence buna hazır mısın? Sanırım. Başa çıkabilecek misin sence? Sanırım. Blackway-1 2015 info-icon
He's kinda old, ain't he? Sonuçta yaşlı sayılır, değil mi? Tıpkı benim gibi. Yaşlı, değil mi? Evet, benim gibi. Blackway-1 2015 info-icon
You sure about this, Les? Emin misin Les? Evet. Bundan emin misin, Les? Evet. Blackway-1 2015 info-icon
This ain't your fight, you didn't go askin' for this. Bu senin meselen değil. Sonuçta bunun sorumlusu sen değilsin. Bu senin kavgan değil, bunu sen istemedin. Evet, o da istemedi ama, değil mi? Blackway-1 2015 info-icon
No, she didn't, either, did she? Hayır ama o da sorumlu değil, değil mi? Belki de öyledir. Blackway-1 2015 info-icon
Maybe so. Olabilir. Ama kasabadan gitse, bu işin içindeki herkes için çok daha iyi olur. Blackway-1 2015 info-icon
But, sure as hell would be better, Ama yine onun kasabayı terk etmesi... Blackway-1 2015 info-icon
for everyone involved, if she just left town. ...bu işe karışan herkesin hayrına olur. Blackway-1 2015 info-icon
Ok, um, I'm leaving this here. Bunu şuraya bırakıyorum. Pekâlâ, bunu burada bırakıyorum. Sakın dokunmayın. Blackway-1 2015 info-icon
Don't you touch it with that thing on your lip. Ağzındaki şeyle buna dokunayım deme. Hadi gidelim. Hadi. Blackway-1 2015 info-icon
Come, let's go. Gidelim hadi. Gel. Blackway-1 2015 info-icon
Trouble? Sorun mu çıkardı? Lanet olası şey marş basmıyor. Sorun mu var? Lanet şey çalışmıyor. Blackway-1 2015 info-icon
I'm not surprised, your battery's screwed up. Şaşırmadım, akü boku yemiş. Şaşırmadım, akün boku yemiş. Blackway-1 2015 info-icon
Terminal's corroded. Kutuplar aşınmış. Bağlantı uçları aşınmış. Blackway-1 2015 info-icon
Ok, we'll, um, use Nate's truck, ok? İşe yaramaz. Pekala, Nate'in kamyonetini kullanalım, olur mu? İşe yaramaz. Pekâlâ, Nate'in kamyonetini kullanalım, olur mu? Blackway-1 2015 info-icon
To find your friend Blackway, isn't that what you want? Sence neden? Arkadaşın Blackway'i bulmak için. İstediğin bu değil mi? Sence niye? Arkadaşın Blackway'i bulmak için, istediğin bu değil mi? Blackway-1 2015 info-icon
Scotty's not gonna help you, he's Scottty sana yardım etmez. O da Blackway'den herkes kadar korkar. Scotty sana yardım etmez, o da Blackway'dan herkes kadar korkuyor. Blackway-1 2015 info-icon
My name is Lester, by the way. Adım Lester bu arada. Adım Lester bu arada. Blackway-1 2015 info-icon
That's Nate. Bu da Nate. Bu da Nate. Blackway-1 2015 info-icon
He's like 100 years old. Sanki 100 yaşında. Neredeyse. 100 yaşında gibi. Ona yakın. Blackway-1 2015 info-icon
Shit. Siktir. Bana yardım edebilecek başka arkadaşın yok mu? Lanet olsun. Blackway-1 2015 info-icon
You don't have any friends who could help me? Bana yardım edebilecek başka arkadaşınız yok mu? Pikap sadece 3 kişilik. Blackway-1 2015 info-icon
Pickup only seats three. Kamyonetin sadece 3 koltuğu var. Ver anahtarı. Blackway-1 2015 info-icon
Give me the keys. Anahtarları ver. Kamyonet benim. Anahtarları ver, hadi. Blackway-1 2015 info-icon
Give me the keys, come on. Bu benim kamyonetim. Hadi, ver anahtarı. Kamyonete bin. Blackway-1 2015 info-icon
about paying us a week's wages... Whizzer haftalık maaş konusunda ciddi miydi? Hayır. Blackway-1 2015 info-icon
I can pay you. Ben ödeme yapabilirim. Annemden kalan param var hala. Paranı istemiyoruz. Blackway-1 2015 info-icon
Get in. Gir. Parasını almayacak mıyız? Hayır almayacağız. Bin. Atla. Blackway-1 2015 info-icon
We d d don't want her money? Parasını istemiyor muyuz? Hayır, istemiyoruz. Atla. Blackway-1 2015 info-icon
Girl is a piece of work, ain't she? Amma da harika kız, değil mi? Bize "acınası" dedi. Kız felaket bir şey, değil mi? Bize yazık diyor. Blackway-1 2015 info-icon
I'll tell you who's a piece of work. Sana kimin harika olduğunu söyleyeyim. Windgate. Kimin felaket olduğunu söyleyeyim sana. Windgate. Blackway-1 2015 info-icon
Sending her to us because Kendi işini yapamayacak kadar korkak olduğundan onu bize gönderdi. İşini yapmaya korktuğu için kızı bize gönderiyor. Blackway-1 2015 info-icon
Yeah. Evet. Rozeti taktığına şükretsin. Evet. Blackway-1 2015 info-icon
He's still thanking his lucky stars. Hala şans yıldızlarına dua ediyor. Blackway Şerif yardımcısı olmaktan sıkıldı. Blackway-1 2015 info-icon
Blackway got bored of being a deputy. Blackway şerif yardımcısı olmaktan sıkılıp daha önemli şeylere yöneldi. Blackway-1 2015 info-icon
Moved onto bigger things. Daha büyük bir şey oldu. Daha kötü bir şey. Blackway-1 2015 info-icon
Badder things. Daha kötü şeyler. Les'in ne düşündüğünü bilmiyorum. Blackway-1 2015 info-icon
I don't know what Les is thinking. Les ne düşünüyor bilmiyorum. Blackway-1 2015 info-icon
I'll tell ya. Ben söyleyeyim. Ben söyleyeyim size. Blackway-1 2015 info-icon
He's thinking, he sees a young girl Başı belada genç bir kız gördü ve yardıma muhtaç olduğunu düşündü. Başı belada ve yardıma ihtiyacı olan genç bir kız görüyor. Blackway-1 2015 info-icon
Could be any one of our daughters. Bizim kızlarımızdan birinin de başına gelebilirdi. Bizim kızlarımızdan biri de olabilir. Blackway-1 2015 info-icon
Nate didn't seem to scared by Blackway. Nate hiç de Blackway'den korkuyor gibi görünmüyordu. Nate, Blackway'dan korkuyor gibi görünmüyordu. Bilmiyor da ondan. Blackway-1 2015 info-icon
He don't know better. Kafası çalışmıyor. Peki ya Lester? Blackway-1 2015 info-icon
What about Lester? Ya Lester? Blackway-1 2015 info-icon
Lester's scared of Blackway, all right. Lester, Blackway'den korkar. Lester, Blackway'dan korkuyor. Blackway-1 2015 info-icon
If he ain't, he should be. Korkmuyorsa da korkmalı. Korkmuyorsa, korkmalı. Blackway-1 2015 info-icon
Ok, quick stop for supplies. Pekala, birkaç şey almak için durdum. Banyonu kullanabilir miyim? Pekâlâ, gereçler için kısa bir mola. Lavabonuzu kullanabilir miyim? Blackway-1 2015 info-icon
Want to take a bath? Duş mu alacaksın? Hayır. Banyo mu yapmak istiyorsun? Hayır. Blackway-1 2015 info-icon
You want the can? Tuvalete mi girmek istiyorsun? Evet. O zaman öyle de. Sıçmak mı istiyorsun? Evet. O zaman söyle. İçeri gel. Blackway-1 2015 info-icon
What's all this stuff? Bunlar da ne? Rüzgargülü. Tüm bunlar ne? Topaç. Kendi yapıyor. Blackway-1 2015 info-icon
He makes them. Bunları o yapıyor. Blackway-1 2015 info-icon
His wife used to, to sell them. Karısı önceden onları satardı. Neden hala bunları yaptığını bilmiyorum. Karısı satardı eskiden. Hala neden yapıyor bilmiyorum. Blackway-1 2015 info-icon
She's long gone. Uzaklara gitti. Öldü mü? Gideli çok oldu. Blackway-1 2015 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 7858
  • 7859
  • 7860
  • 7861
  • 7862
  • 7863
  • 7864
  • 7865
  • 7866
  • 7867
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact