Search
English Turkish Sentence Translations Page 7862
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Bring me up someting to drink. | Gelirken içecek birşeyler getirin... | Blackthorn-2 | 2011 | ![]() |
may I introduce Miss Etta Place. | ...Bayan Etta Place'ı tanıştırmama izin verin. | Blackthorn-2 | 2011 | ![]() |
It is too late. They're too close. | Çok geç, epey yaklaştılar | Blackthorn-2 | 2011 | ![]() |
And don't buy one of those goddam mansions full of flowers, all right? | Ve her tarafı çiçek dolu o lanet evlerden birini alma, tamam mı? | Blackthorn-2 | 2011 | ![]() |
I told you I'll pay you. | Sana ödeyeceğim demiştim. | Blackthorn-2 | 2011 | ![]() |
Haven't you got anything better to do? | Yapacak daha iyi bir işin yok mu senin? | Blackthorn-2 | 2011 | ![]() |
but made himself scarce when he saw the uproar caused by your resurrection. | ...ancak senin dirilişinin kopardığı gürültüyü görünce sırra kadem bastı. | Blackthorn-2 | 2011 | ![]() |
don't you agree? | ...ne dersin? | Blackthorn-2 | 2011 | ![]() |
You helped the gringo. | Amerikalı’ya yardım ettin. | Blackthorn-2 | 2011 | ![]() |
Oh, stupid. | Aptal. Aptal şey. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Go kill something. | Git bir şeyler öldür. Git bir şeyler öldür. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Can I help you, miss? | Yardımcı olabilir miyim hanımefendi? Şerifi bekliyorum. Yardım edebilir miyim, bayan? Şerifi bekliyorum. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
I'm the sheriff. | Şerif benim. Adım Windgate. Şerif benim. Adım Windgate. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
You're not wearing a uniform. | Üniforma giymiyorsun. Nadiren giyerim. Üniforma giymiyorsun. Nadiren giyerim. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Then how do I know you're the sheriff? | O zaman şerif olduğunu nereden anlayacağım? O zaman Şerif olduğunu nereden bileceğim? Size ne diyeceğimi bilmiyorum, bayan... | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Well, I don't know what to tell you, miss, | Ne desem bilemiyorum hanımefendi, burada istediğiniz kadar bekleyebilirsiniz. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
you can wait out here as long as you like. | ...burada istediğiniz kadar bekleyebilirsiniz. Belki başka Şerif gelir. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Maybe another Sheriff'll come along. | Belki bu sırada yeni bir şerif gelir. 1 | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Wait. | Dur! Dur! Bekle. 1 | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Whatcha got there? | Ne var orada? Annemin kedisi. O ne? Annemin kedisi. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Mine, since she passed. | O öldükten sonra benim oldu. Annem öldüğünden bu yana da benim. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Oh, my god. | Aman Tanrım. Ne oldu? Tanrım. Ne oldu? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
He cut her off. | Kafasını kesti. Kim? Kafasını kesti. Kim? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
This guy. | O adam. Blackway... Adını bilmiyorum. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Richard. | Richard. Onu tanıyor musun? Richard. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
You know him? | Tanıyor musun onu? Evet, buradakilerin çoğu tanır. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
I'm surprised you don't, actually. | Senin tanımamana şaşırdım açıkçası. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
I'm not... From here, originally. | Aslen buralı değilim. Yani burada doğdum ama... Ben... buralı sayılmam. Yani, burada doğdum ama... | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
That was a while ago. | ...bu uzun süre önceydi. Uzun zaman önceydi. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
So, what brings you back here? | Peki seni buraya ne getirdi? Annem Haziran ayında öldü. Seni buraya döndüren nedir? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
My mother died in June. | Annem Haziran ayında öldü. Sen Betsy Warren'ın kızısın. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
You're Betsy Warren's daughter. | Sen Betsy Warren'ın kızısın. Başın sağ olsun. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
My condolences. | Başın sağ olsun. İyi bir kadındı. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
She was a fine lady. | İyi bir kadındı. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
So, how long's Richard Blackway been bothering you? | Richard Blackway ne zamandır seni rahatsız ediyor? Richard Blackway seni ne zamandan beri rahatsız ediyor? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
I think this goes way beyond "bothering me." | Sanırım bu iş rahatsız etmenin ötesine geçti. Bence bu rahatsız etmekten de öte bir şey. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Harassing. | Taciz mi ediyor. Bana saldırdı. Taciz ediyor? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
He attacked me. | Saldırdı bana. Ne zaman? Geçen hafta, iş çıkışı. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
When was this? | Ne zaman? Geçen hafta iş çıkışında. Nerede? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Where? | Nerede? Sullivan's'da. Haftanın iki günü orada garsonluk yapıyorum. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Sullivan's. | Sullivan'da. Haftada bir kaç gece orada garsonluk yapıyorum. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Why didn't you report it then? | Neden o zaman şikayette bulunmadın? Onu tekrar göreceğimi düşünmemiştim. Niye bildirmedin o zaman? Onu bir daha göreceğimi sanmadım. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
I thought he was just passing through. | Sadece oradan geçtiğini sanmıştım ama şu an gittiğim her yerde karşıma çıkıyor. Sadece oradan geçiyor sandım. Ama şimdi gittiğim her yerde. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
The grocery store, the gas station... | Markette, benzinlikte... Burası küçük bir kasaba tabii. Bakkalda, petrolde... Burası küçük bir kasaba. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
You run into the same people... | Aynı insanla karşılaşabilirsin. Hayır, hayır. Aynı insanlara hep rastlar... Hayır, hayır. Beni takip ediyor. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
He's following me. | Beni takip ediyor. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Well... | Peki... Beni izliyor. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
watching me. | İzliyor. Korkarım yapabileceğim pek bir şey yok. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
If you'd come in, last week, after the alleged assault... | Korkarım yapabileceğim bir şey yok. Geçen hafta sözde saldırıdan sonra gelseydin... | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
"Alleged"? | Sözde mi? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
There were witnesses. | Tanıklar vardı. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Let me ask you something. | Sana bir şey sorayım. Bir şey soracağım. Annen evi sana mı bıraktı? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Did your mother leave you the house? | Annen evi sana mı bıraktı? Evet. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Well, my advice is, you unload it | Sana tavsiyem: Evi satabildiğin fiyata sat ve... Evet. Bence, evi boşalt ve kaça satabiliyorsan sat... | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
and catch a bus back to wherever | ...bir otobüse atlayıp Betsy ölmeden önce yaşadığın yere dön. ...sonra da Betsy vefat etmeden önce nerede yaşıyorsan oraya geri dön. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Call him in for questioning or something? | Bir şey yapamaz mısın? İfadesini almak için falan çağırsan? Elinizden bir şey gelmiyor mu? Sorgulamaya falan çağıramaz mısınız? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
I...Just get him to leave me alone. | Onu çağırıp beni yalnız bırakmasını söyle. Bir uzaklaştırma emri falan çıkart. Onu uzak tutun benden. Uzaklaştırma emri falan çıkartın. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
It's just not the way it works around here. | Buralarda işler bu şekilde çözülmez. Burada işler öyle yürümüyor. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
How do things work around here? | Nasıl çözülürmüş buralarda? Nasıl yürüyor burada? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
You sit on your asses until he breaks into my house | Evime zorla girip Tanrı bilir neler yapana kadar kıçınızın üzerinde mi oturacaksınız? Evime zorla girip bana bir şeyler yapana kadar götünüzün üstünde oturacak mısınız? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Fuck it, whatever, I don't even know why I bothered. | Her neyse, siktir et. Niye zahmete girdiysem zaten. Bayan Warren. Siktir et ya, niye anlattıysam. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Miss Warren. | Bayan Warren. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
You know the saw mill, the other side of town? | Kasabanın diğer tarafındaki Saw Mill'i biliyor musunuz? Saw Mill'i biliyor musunuz, kasabanın öbür tarafında? Büyük bir yer, yol kenarında. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Big place, by the side of the road. | Yol kenarındaki büyük mekan. Maple Lake Kerestecilik. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Maple lake timber. | Maple Lake Timber. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
You might try going out there, | Oraya gidip Scotty'nin olup olmadığına bir bakabilirsiniz. Gidip Scotty oralarda mı diye bakabilirsiniz. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
And he can get Blackwell to leave me alone? | Blackway'i benden uzaklaştırabilir mi? Whizzer isterse uzak durur. Beni Blackway'den kurtarabilir mi? Whizzer rica ederse kurtarır. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Whizzer's the boss, he, uh, he runs the place. | Whizzer da kim? Whizzer orayı işleten patron. Whizzer kim? Whizzer patron, orayı o işletiyor. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
You go see him, go see Whizzer. | Gidip Whizzer'ı gör. Ayrıca istersen kedini bana bırakabilirsin. Git Whizzer ile görüş. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Oh, and if you want, you can leave your cat with me, | İstiyorsan kediyi bırak, yakıldığından emin olurum. Yok, ben hallederim. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
I'll make sure she gets cremated. | Yakma işlerini ben hallederim. Hayır ben yaparım. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
'Night, Lillian. | İyi geceler Lillian. Siktir oradan! İyi geceler, Lillian. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Fuck you! | Amına koyayım! | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
You say "fuck you" again, one of these nights, I just might. | Yine "Siktir oradan" dediğin günlerden birinde bunu gerçekten yapabilirim. Yine "amına koyayım" diyorsun, bu gecelerden birinde koyabilirim. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Stop. | Dur. İn şuradan, in. Seni duyamıyorum. Dur. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Get down, get down. 1 | Eğil, eğil. Seni duyamıyorum. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
What? | İn şuradan. Ne? Ne? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Want to get a coffee? | Kahve ister misin? Defol buradan, git. Kahve içmek ister misin? Git buradan. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Lonely old timers took me out back, | Eski yalnız elemanlar, kulübenin orada duran... Yalnız demirbaşlar beni arkaya götürdü, işçi barakasına, Douglas çamı... | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
a big Douglas fir, they'd left standing. | ...büyük Douglas Çamı'nı göstermek için beni dışarı çıkartmışlardı. ...göstermek için, sonra gittiler. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
And I'm not just talking about an ordinary pine, | Öyle sıradan bir çamdan bahsetmiyorum. Bu çok özel bir parçaydı. Ve öyle sıradan bir çamdan bahsetmiyorum. Bu özeldi. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
It's what, uh, old wood choppers | Eski oduncuların "Ağacın Karısı" dedikleri şeydi bu. Eski oduncular "odun karısı" derlerdi. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Um, had a knothole in the trunk, about yea high. | Kamyonette şu yükseklikte bir budak deliği olan bir odun vardı. Gövdede bu kadar bir budak deliği vardı. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
And what you did, the mood strikes you, | Eğer alet zorluk çıkarırsa yapacağın şey... Sonra odunu görünce eline mutfaktan domuz yağı alıyorsun. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
you got yourself a hand full of lard, for the kitchen. | ...mutfaklık domuz yağından avuç dolusu alıp... | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
And you greased up that knothole, real good. | ...deliği bir güzel yağlayacaksın. Sonra o budak deliğini bir güzel yağlıyorsun. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
And, then, uh... | Sonra da... Sonra da... | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
You're shitting me. | Taşak geçiyorsun. Vallahi doğru. Taşak geçiyorsun benimle. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
God's truest. | Babana bile güvenmeyeceksin. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
What do you think goes on up there, huh? | Orada ne oluyor sanıyorsun? Orada neler oluyor sanıyorsun? 50 oduncu kerestelerin arasında kalıyor tüm kış? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
50 loggers stuck up there in the woods, all winter? | 50 tane oduncunun kış boyunca kadın olmadan orada kaldığını mı sanıyorsun? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
No women? | Kadın da yok? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
There's just so much checkers a man can play. | Zaten dama oynamaktan başka yapabilecekleri bir şey yok. Bir adamın oynayabileceği çok fazla dama var. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
I'll be damned. | Lanet olsun. Vay anasını. Bazıları "amcık çamları" diyor. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Some folks call 'em "pussy pines." | Bazıları ona "Amcık Çamı" der. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
You screwed a tree? | Bir ağacı mı becerdin? Ağaç mı siktin? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Still picking the | Kıymıkları çıkartıyordum hala. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Hey, what's up? | Ne oldu? Küçük arabasıyla bir kadın. Hey, ne oldu? | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Lady in a little car. | Küçük bir arabada kadın var. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, I seen her waitressin' over at Sullivan's. | Tanıyor musun? Sullivan'da garsonluk yaparken gördüm. Tanıyor musun? Evet, onu Sullivan's'da garsonluk yaparken görmüştüm. | Blackway-1 | 2015 | ![]() |