English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 7912
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| It was gonna be incredible. Look at that. | İnanılmaz bir şey olacaktı. Baksana şuna. | Blended-1 | 2014 |  |
| My God. Sun, sand, safaris. Wow. | Güneş, sahil, safari | Blended-1 | 2014 | |
| Oh, my God. What do we got? | Aman tanrım! Şunlara bakın hele! | Blended-1 | 2014 | |
| He must really like you a lot. | Seni çok seviyormuş. | Blended-1 | 2014 | |
| Sorry, I'm not gettin' it at all. | Gidemediğine üzüldüm. Bu durum bizi ilgilendirir. | Blended-1 | 2014 | |
| Thank you. Africa. | Teşekkür ederim. Afrikaymış. | Blended-1 | 2014 | |
| So he's just gonna go here all by himself | Şimdi buraya çocuklarıyla beraber yalnız başına mı gidecek? | Blended-1 | 2014 | |
| No. He's heartbroken now. | Hayır, kalbi kırık şu an. | Blended-1 | 2014 | |
| Nobody gets to go. Oh, damn it! | Kimsenin bir yere gittiği yok. Lanet olsun. | Blended-1 | 2014 | |
| Why does he have to have joint custody? | Neden ortak velayete katlanmak zorunda ki? | Blended-1 | 2014 | |
| I thought the mother always got the kids. | Çocuklara her zaman anneler bakar sanıyordum. | Blended-1 | 2014 | |
| I mean, this is a week away. | Daha bir hafta varmış. Umarım parasını geri alabilir. | Blended-1 | 2014 | |
| A week out? Aah! | Bir hafta kalasıya mı? Mümkünâtı yok. | Blended-1 | 2014 | |
| Well, maybe they do things differently in Africa. | Afrika'da işler farklı yürüyordur belki. | Blended-1 | 2014 | |
| Oh, I forgot you were an expert | Dolaplarda ve Afrika geri ödeme politikalarında uzman olduğunu unutmuşum. | Blended-1 | 2014 | |
| Okay. Kick him out. | At şunu dışarı ya. Seninle böyle konuşmasına izin verme. | Blended-1 | 2014 | |
| Get out. I'm leavin'. | Çık dışarı. Tamam gidiyorum. | Blended-1 | 2014 | |
| Jen. My boys would give anything | Jen, oğullarım böyle bir tatile gitmek için her şeyi yapardı. | Blended-1 | 2014 | |
| Mr. theodopolis. Hi. It's Jim Friedman. | Bay Theodopolis. Merhaba, ben Jim Friedman. | Blended-1 | 2014 | |
| I don't mean to be a vulture | Bitmiş ilişkinden sonra akbabalık yapmak istemem ama... | Blended-1 | 2014 | |
| but I wonder... | ...acaba... | Blended-1 | 2014 | |
| ...if you'd be willin' to sell me the vacation | Freddy Krueger'ın kız kardeşiyle gideceğiniz tatilin biletini bana satarsanız... | Blended-1 | 2014 | |
| I mean, I have been saving and saving. | Sürekli para biriktirip duruyorum ama | Blended-1 | 2014 | |
| I could never give him full value for it... | Onlara hiç böyle değerli bir şey alamayacağım... | Blended-1 | 2014 | |
| ...but somethin's better than nothin', right, sir? | Boş yere heba olmasındansa böyle olması daha iyidir, değil efendim? | Blended-1 | 2014 | |
| It would just be the three of us. | Sadece üçümüz olacağız. | Blended-1 | 2014 | |
| It would just be the four of us, so we'd only need one room. | Sadece 4 kişi olacağız. Bir oda bile kafidir bizim için. | Blended-1 | 2014 | |
| Wait until I tell the boys! | Çocuklara söylemek için sabırsızlanıyorum. | Blended-1 | 2014 | |
| Oh. Wait till I tell the girls! | Kızlara söylemek için sabırsızlanıyorum. | Blended-1 | 2014 | |
| We're going to Africa! | Afrika'ya gidiyoruz! | Blended-1 | 2014 | |
| I can't believe we're here. | Buraya geldiğimize inanamıyorum. | Blended-1 | 2014 | |
| This is pretty cool, mom. | Burası çok güzel, anne. | Blended-1 | 2014 | |
| ♪ Welcome, welcome, welcome, welcome ♪ | Hoş geldiniz, hoş geldiniz, hoş geldiniz, hoş geldiniz. | Blended-1 | 2014 | |
| so I did good? | İyi oldu değil mi? Bowlinge ve alışveriş merkezine gitmekten çok daha iyi değil mi? | Blended-1 | 2014 | |
| Oh, yeah. | Hemde nasıl! | Blended-1 | 2014 | |
| ♪ Welcome ♪ | Afrika'ya hoş geldiniz. | Blended-1 | 2014 | |
| Thank you so much. Thank you. | Çok teşekkür ederim. Çok sağ olun. Çok hoş, çok harika bir yer. | Blended-1 | 2014 | |
| What the fu...? | Ne oluyor la Brendan! | Blended-1 | 2014 | |
| What the fudge is he doing here? | O burada ne arıyor? | Blended-1 | 2014 | |
| We're going on family vacations together now? | Ailecek tatile mi çıkıyoruz artık? | Blended-1 | 2014 | |
| I I have no idea why they followed us to Africa. | Neden peşimizden Afrika'ya gelmişler bilmiyorum. | Blended-1 | 2014 | |
| Is this a sick dream? | Kötü bir rüya mı bu? Şu anda neler oluyor? | Blended-1 | 2014 | |
| You're stalking my mom! You're a predator! | Annemi takip ediyorsun. Sen bir sapıksın. | Blended-1 | 2014 | |
| Hey! Don't talk to my dad like that, butthole! | Hey, babamla bu şekilde konuşma, götten bacaklı. | Blended-1 | 2014 | |
| Language! How about you don't correct my daughter, okay? | Düzgün konuş. Kızıma karışma lütfen. | Blended-1 | 2014 | |
| She can say "butthole" if she wants to. | İstediği zaman "götten bacaklı" diyebilir. | Blended-1 | 2014 | |
| Butthole! Butthole! Not you. | Götten bacaklı. Götten bacaklı. Sen diyemezsin. | Blended-1 | 2014 | |
| I hear thunder on the Mountain. | Dağdan bir gümbürtü koptuğunu duydum. | Blended-1 | 2014 | |
| Welcome to South Africa. Mfana at your service. | Güney Afrika'ya hoş geldiniz. Mfana hizmetinizdedir. | Blended-1 | 2014 | |
| Mfana. Uh, Jim. | Mfana. Ben Jim. | Blended-1 | 2014 | |
| Uh, I mean, uh, uh, dick. | Yani, Dick. | Blended-1 | 2014 | |
| Dick theodopolis. | Dick Theodopolis. Hoş geldiniz, Dick Theodopolis! | Blended-1 | 2014 | |
| And you are traveling | Görüyorumki tatile bir küçük kız ve iki | Blended-1 | 2014 | |
| Big girls. | Büyük kızla geldim. Elbette. | Blended-1 | 2014 | |
| And you must be miss Palmer. | Siz de Bayan Palmer olmalısınız. Evet, Jen Palmer. | Blended-1 | 2014 | |
| Oh, I see what you did. | Ne yaptığını anladım şimdi. Ben de senin ne yaptığını anladım. | Blended-1 | 2014 | |
| Are you ready for the most exciting, amazing, | Hayatınızın en heyecanlı, en inanılmaz,... | Blended-1 | 2014 | |
| ♪ Exciting, amazing, romantic! ♪ | En heyecanlı, en inanılmaz, en romantik! | Blended-1 | 2014 | |
| Yeah, we're here for the zero romance package. | Romantiklik için gelmedik buraya. | Blended-1 | 2014 | |
| You still haven't told the children, my friends? | Hâlâ çocuklara söylemediniz mi, dostlarım? | Blended-1 | 2014 | |
| Told the children what? | Neyi söylemediler? Yeni bir annem mi var artık? | Blended-1 | 2014 | |
| Mfana. Will you do us a favor? | Mfana, bize bir iyilik yapar mısın? Bizi bir saniyeliğine yalnız bırak. | Blended-1 | 2014 | |
| Kulungile, which means "of course." | Kulungile. Elbette demek. | Blended-1 | 2014 | |
| Thank you. All right. Listen. | Teşekkür ederim Tamam, beni dinleyin. | Blended-1 | 2014 | |
| Would you just reassure my son that we're not dating? | Oğluma artık çıkmadığımızı söyler misin? | Blended-1 | 2014 | |
| We are not dating! I promise you. | Çıktığımız falan yok. Yemin ederim. | Blended-1 | 2014 | |
| This is not a face I want to wake up to every morning. | Her sabah uyandığımda bu yüzü görmek istemiyorum. | Blended-1 | 2014 | |
| You'd be lucky to wake up to that every day. | Her gün uyanabildiğin için bile şanslısın bence. | Blended-1 | 2014 | |
| My mom is friggin' hot. | Annem acayip seksi birisidir. | Blended-1 | 2014 | |
| Did you just say your mom was hot? | Az önce annem seksi mi dedin? | Blended-1 | 2014 | |
| No! Not hot! | Hayır, seksi demedim. Yalan söylüyorsun. | Blended-1 | 2014 | |
| Tyler! Tyler! Whoo! Yeah! | Tyler! Tyler! | Blended-1 | 2014 | |
| Get down from there! | Hemen aşağıya in. Aman tanrım! | Blended-1 | 2014 | |
| Please, please, please... Whoa! | Lütfen, lütfen, lütfen. Ne olur aşağıya in. | Blended-1 | 2014 | |
| This place is ginormous! | Burası harika bir yermiş. | Blended-1 | 2014 | |
| Follow me. Right this way. | Beni takip edin. Bu taraftan gidiyoruz. | Blended-1 | 2014 | |
| Welcome to your familymoon. | Aile Balayına hoş geldiniz. | Blended-1 | 2014 | |
| This is so cool. | Çok güzel. | Blended-1 | 2014 | |
| Whoa ho! Now we're talkin'! | İşte şimdi oldu. Afrika budur işte! | Blended-1 | 2014 | |
| We'll take this room. | Bu odayı tutuyoruz. Hayır, bu oadayı biz istiyoruz. | Blended-1 | 2014 | |
| Silly theocropolises! This is for the children. | Aptal Theocropolise'ler! Burası çocuklar için. | Blended-1 | 2014 | |
| This room is for the mama and the papa. | Burası ise anne ve baba içindir. | Blended-1 | 2014 | |
| Whoa. Look at that bed. | Şu yatağa bakın be! Kocaman! | Blended-1 | 2014 | |
| Awesome. Look at all this candy. | Harika! Şekerlere bakın! | Blended-1 | 2014 | |
| Here is where you make more theopotamuses. | Daha çok Theopotamuses yapacağınız yer burası. | Blended-1 | 2014 | |
| My bad. | Affedersiniz. | Blended-1 | 2014 | |
| What part of "not dating" does this bed fit into? | Çıkmıyoruz lafıyla bu yatağın neresi uyuşuyor? | Blended-1 | 2014 | |
| Okay. You know what? Everybody fall into line. | Herkes karşımıza otursun bakalım. | Blended-1 | 2014 | |
| Brendan, Tyler, honey, I need you on the couch. | Brendan, Tyler, kanepeye oturun canlarım. | Blended-1 | 2014 | |
| Hilary, uh, c span, Lou... | Hilary, C span, Lou ESPN, ESPN. | Blended-1 | 2014 | |
| E e e excuse me... | Affedersin. ESPN. Özür dilerim tatlım. | Blended-1 | 2014 | |
| Oh, my God. Dick was gonna propose to Jen. | Aman tanrım, Dick bunca hazırlığı Jen için yaptırmış. | Blended-1 | 2014 | |
| A family honeymoon. A "familymoon." | Bir aile balayı tatili. Aile Balayı. | Blended-1 | 2014 | |
| And your dumb friend ruined it. | Aptal arkadaşında hepsini mahvetmiş. Yapacaklarımızı söylüyorum. | Blended-1 | 2014 | |
| The first room we saw, we're gonna take that. | İlk gördüğümüz odayı biz alıyoruz. | Blended-1 | 2014 | |
| And you and your deranged boys | Sen ve dengesiz çocukların ise bu saray yavrusunu alabilir. | Blended-1 | 2014 | |
| Dude, what are you eating? | Ne yiyorsun oğlum sen? | Blended-1 | 2014 | |
| Mm. "Cherry panties." | Külot vişnelerini. Külot vişneleri de nedir? | Blended-1 | 2014 | |
| Oh, no! God! | Tanrım. | Blended-1 | 2014 | |
| Spit it out! Why? | Tükür çabuk. Niye? | Blended-1 | 2014 | |
