Search
English Turkish Sentence Translations Page 8683
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I can't think of a polite way out of this. | Bundan kurtulmanın kibar bir yolunu bulamadım. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
That's because there isn't | Yok da ondan. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
What time is it? | Saat kaç? On buçuk. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Mr. and Mrs. O'Dwyer. It's John Brooder. | Bay ve Bayan O'Dwyer, bendeniz John Brooder. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
I'm here regarding a medical matter. | Tıbbî bir sorun sebebiyle geldim. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Good evening, Mrs. O'Dwyer. | İyi akşamlar Bayan O'Dwyer. Yaralı mısınız? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Oh, I'm not the injured party, there was... | Yaralı olan ben değilim, bir olay oldu. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
A drifter that got quick with the sheriff. | Gezginin teki şerife oyun oynamaya kalktı. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Shot in the leg? | Bacağından mı vuruldu? Bacağından vuruldu. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
And, Doc Taylor's in his cups? | Doktor Taylor'ın da kafası güzel. Hem de nasıl, ekipmanını getirdim. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
I have my own. | Benim kendi ekipmanım var. Sizinkinde iki şişe votka var mıydı? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Where's the drifter? | Şu gezgin nerede? Hapiste. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Arthur? | Arthur? Evet? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
I need to extract a bullet. Mr. Brooder shall escort me. | Çıkarmam gereken bir kurşun var, Bay Brooder bana eşlik edecek. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Okay. John? | Tamam, John? Evet? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
If you make any flirtatious remarks | Karım yanındayken kur yapacak gibi olursan... | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
there'll be a reckoning. | ...karşılığı olur. Uslu dururum kovboy. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Please keep your leg elevated. | Bacağını yukarıda tut lütfen. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
You have a gift. | Yeteneklisin bu işte. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
I have four brothers and grew up in cold weather. | Dört kardeşim vardı ve küçükken hep soğuk olan bir yerde yaşardık. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Checkers is all we did. | Damadan başka eğlencemiz yoktu. Nick'i damada yenebildin mi hiç? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Nope. Though we only played twice. | Hayır, gerçi sadece iki kez oynadık ama. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
I haven't had a different result in a 100 games. | Yüz kez oynadım ben, bir şey değişmiyor. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Maybe I shouldn't bet. | Bahse girmesem artık iyi olacak galiba. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
What's that? | Ne o? Sarı bir saç. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Looks like from a woman. | Kadın saçı gibi. Şüpheli davranıyor demiştim. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
That's you, Doc? | Sen misin doktor? Ben John Brooder, Bayan O'Dwyer'ı getirdim. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Good evening, Mrs. O'Dwyer. | İyi akşamlar Bayan O'Dwyer. Hanımefendi. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Thank you for comin'. | Geldiğiniz için sağ olun. Yardım edebilirsem ne mutlu. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
You can go. | Sen gidebilirsin. Bir şey değil. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Fling the gate. | Kapıyı aç. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
What do you need from us? | Bizden ne istersiniz? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
A pot of boiling water. I'll get it. | Bir tencere kaynar su. Getireyim. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Can you remove his chains? | Zincirlerini çıkarabilir misiniz? Olmaz hanımefendi. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
He's that dangerous? | O denli tehlikeli mi yani? Şunları, kasabanın dışında bir yere gömmüş. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
It's not his, and it's got bloodstains all over it. | Kendine ait değil ve her tarafında kan izleri var. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
He's boiling. | Yanıyor bu adam. Sadece bacağından vurdum. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Well, that's his hobby. Deputy. | Hobisi onun bu. Memurum! | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Not every man who leaps in front of your pistol is hale. | Silahınızın önüne atlayan herkesin sağlığı yerinde olacak diye bir şey yok. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Do what you can for him. | Elinizden geleni yapın. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Very likely he's gonna get hanged but it'd be nice | Kuvvetle muhtemel asılacak ama pusuya düşürdüğü insanların... | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
if the families of the people he bushwhacked could come to town | ...aileleri kasabaya gelip de ipte can vermesini görse iyi olurdu. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Well, that should inspire her. | Kadını teşvik eder ya bu. Yardımcım. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
I want you to stay here tonight. | Senden bu gece burada kalmanı istiyorum. Bayan O'Dwyer'a ne gerekiyorsa yardımcı ol. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Lock everything up and escort her home when she's done. | Her yeri kilitle ve hanımefendinin işi bitince, evine kadar eşlik et. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Isn't that why we have a backup deputy for? | Yedek yardımcımızın olması sırf bunları yapsın diye değil mi? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Oh, no, I'll take care of things. | Tabii, işleri hallederim ben. Birkaç saat daha uyumam zaten. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Nick stays. | Nick kalacak. Senin dinlenmeni istiyorum. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
You did real good tonight. | Bugün çok iyi iş çıkardın. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Does he have a name? | Adı var mı? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
He proffered "Buddy" | Buddy olduğunu söyledi ama muhtemelen ya sevmediği, ya da ölen birinin ismidir. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Very well. Please let my husband know not to wait up. | Pekâlâ, kocama beni beklememesini söyler misiniz acaba? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
I'll need to stay and | Burada kalıp ameliyat sonrası hastanın ateşini izlemem gerek. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Chicory. | Chicory. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Wait a minute. | Bekle biraz. Tahmin ettiğimden daha iyi oynamışım. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Much better. | Hem de çok daha iyi. Benim tarafımdan bakıyorsun. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Good night. | İyi geceler. İyi geceler Bayan O'Dwyer. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Good night. | İyi geceler. İyi geceler hanımefendi. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
It's heating up. | Isınmaya başlamış. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Please don't stick your fingers in the water. | Parmağınızı suya sokmasanız. Tabii hanımefendi, özür dilerim. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Thanks for lettin' me know. | Haber verdiğin için sağ olasın. Karını ödünç verdiğin için sağ olasın. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
So, Deputy Nick's gonna bring her back? | Şerif Yardımcısı Nick mi getirecek onu? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
He will. | Öyle. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
How's your wife doing? | Karın nasıl? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Better. Thought maybe it was pneumonia | Daha iyi. Zatürree sanmıştık... | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
but seems like it was just a bad cold. | ...ama sadece ağır bir soğuk algınlığıymış anlaşılan. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Good to hear. Give her my regards. | Sevindim, geçmiş olsun dileklerimi iletirsiniz. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
I will. | İletirim. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Dear Samantha, | "Sevgili Samantha, Bright Hope'da işler istediğin gibi gidiyordur..." | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
And that Doc Taylor is drinking less. | "...Doktor Taylor da az içiyordur umarım." | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
I am in Wyoming now. | "Şu anda Wyoming'deyim." | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
The ride here was long and difficult | "Buraya gelirkenki yolculuğumuz uzun ve zorluydu..." | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
and the foreman had to discipline a lot of men | "...ve ustabaşının bazılarını yola getirmesi..." | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
and let some go | "...bazılarını da işten atması gerekti..." | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
which made things harder for the rest of us, | "...bu da kalanlar için işleri epey zorlaştırdı, özellikle bu buz gibi havada." | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
I've been in charge of the night round up for a while | "Bir süre, hayvanların gece toplanmasından ben sorumluydum ve bayağı iyi düzenledim." | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Sometimes when I'm working long | "Uzun süre çalıştığım zamanlarda..." | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
I look at the faces of the other cowboys | "...diğer kovboyların yüzüne bakınca..." | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
and I can see that they're miserable all the way through. | "...baştan ayağa sefil hâlde olduklarını görebiliyordum." | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
But since I met you | "Ama seninle tanıştığımdan beri bunu eskisi gibi hissetmiyorum." | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
You give me this warmth in my direct center | "Bedenimin tam merkezinde bir sıcaklık veriyorsun bana..." | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
that won't turn cold no matter what happens out here. | "...burada başıma ne gelirse gelsin soğumuyor orası." | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
The other day I saw these hills on the border | "Geçen gün sınırdaki tepeleri gördüm..." | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
and the shapes of them reminded me of you | "...biçimleri bana seni anımsattı..." | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
when you are next to me in bed on your side. | "...yatağın kendi tarafında, yanıbaşımda yatarkenki hâlini." | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Sometimes I see you in the waterfalls and the clouds and | "Bazen seni şelalelerde ve bulutlarda görüyorum..." | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
always you have that real happy look on your face | "...hep yüzünde çok mutlu bir ifade oluyor..." | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
like when I come back from being away | "...sanki ayrı kalmamız sona ermiş de..." | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
and we are about to kiss for the first time in months. | "...aylar sonra ilk defa dudaklarımız buluşacakmış gibi." | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
That ain't a poem. | Şiir değil ki bu. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
No, ma'am. | Hiç de bile. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
My body feels like cotton. | Vücudum pamuk gibi hafif. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
I gave you some tincture of opium. | Sana biraz afyon tentürü verdim. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Are you done? | İşiniz bitti mi? Yarayı temizleyip dikmem lazım. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
I'm coming, ladies. Don't fret. | Geliyorum hanımlar, sakin olun. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Mr. Wallington? | Bay Wallington? Siz misiniz? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Samantha, you back yet? | Samantha, dönmedin mi daha? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Told you last night I'd make breakfast. | Dün gece, kahvaltıyı ben hazırlarım dedim o kadar. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Why don't you go back to bed? I'd like to do it, Franklin. | Sen gidip yatsana. Ben yapmak istiyorum Frank. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
I'm feeling better today. | Bugün daha iyi hissediyorum. Dün gece de iyi hissediyordun. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |