• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 8687

English Turkish Film Name Film Year Details
Because you don't believe in the Boogeyman. Çünkü karabasana inanmıyorsun. Çünkü karabasana inanmıyorsun. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
What exactly do you mean by the Boogeyman? Karabasan derken tam olarak ne demek istedin? Karabasan derken tam olarak ne demek istedin? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
He killed my dad... O babamı ve... O babamı ve... Boogeyman 3-1 2008 info-icon
...and those other people. ...ve diğer insanları da o öldürdü. ...ve diğer insanları da o öldürdü. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
I'm next. Sıradaki de benim. Sıradaki de benim. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Your father was one of those killed at the Hillridge Clinic. I'm very sorry. Senin baban sadece Hillridge kliniğinde... Senin baban sadece Hillridge kliniğinde... Boogeyman 3-1 2008 info-icon
You must be experiencing a great deal of pain. Çok büyük bir acı deneyimi yaşamış olmalısın. Çok büyük bir acı deneyimi yaşamış olmalısın. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Look, I know you don't believe me... Bana inanmadığını biliyorum. Bana inanmadığını biliyorum. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
...but you will. Fakat inanacaksın. Fakat inanacaksın. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Once I'm dead, you'll know I was right. Öldürdüğümde haklı olduğumu anlayacaksınız. Öldürdüğümde haklı olduğumu anlayacaksınız. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Call campus security and get someone over to Hammonds Hall. Kampus güvenliğini ara ve onları Hammonds Hall'a yolla. Kampus güvenliğini ara ve onları Hammonds Hall'a yolla. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Which room? 403. Her name is Audrey Allen. Hangi oda? 403 no’lu oda. Adı Audrey Allen. Hangi oda? 403 no’lu oda. Adı Audrey Allen. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Tell them she may be suicidal. Onlara her an onun intihar edebileceğini de söyle. Onlara her an onun intihar edebileceğini de söyle. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Let's begin by clarifying a few things. Daha iyi anlamak için baştan bir tekrarlayalım. Daha iyi anlamak için baştan bir tekrarlayalım. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
I understand your father was killed... Anladığım kadarıyla babanın karabasan denilen... Anladığım kadarıyla babanın karabasan denilen... Boogeyman 3-1 2008 info-icon
...by a man who thought he was the Boogeyman. ...biri tarafından öldürüldüğünü düşünüyorsun. ...biri tarafından öldürüldüğünü düşünüyorsun. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
No. No. Look, it was him. Hayır! Hayır! Bak... bu oydu. Hayır! Hayır! Bak... bu oydu. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
I've tried to tell Sarah but she won't listen. Sarah'a anlatmaya çalıştım fakat o beni dinlemedi. Sarah'a anlatmaya çalıştım fakat o beni dinlemedi. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
I wouldn't believe me either but it's the truth. Bende kendime inanamıyorum fakat gerçek bu. Bende kendime inanamıyorum fakat gerçek bu. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
He's real. O gerçek. O gerçek. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
I don't know what to do. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
You do realize the Boogeyman is a legend? Karabasanın babanı öldüren hasta bir adamın... Karabasanın babanı öldüren hasta bir adamın... Boogeyman 3-1 2008 info-icon
One that a very sick man used as an excuse to hurt your father... ...bahane olarak öne sürdüğü bir efsane olduğunu anlamak zorundasın. ...bahane olarak öne sürdüğü bir efsane olduğunu anlamak zorundasın. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
...but a legend nonetheless. ...fakat yine de bu bir efsane. ...fakat yine de bu bir efsane. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
I found my dad's journal. Babamın günlüğünü buldum. Babamın günlüğünü buldum. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Look, he knew the Boogeyman was real. O karabasanın gerçek olduğunu biliyormuş. O karabasanın gerçek olduğunu biliyormuş. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
He knew he was gonna die. O öleceğini biliyormuş. O öleceğini biliyormuş. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Look, my dad was trying to help those people before they all... Babam o insanlara yardım etmeye çalışmış... Babam o insanlara yardım etmeye çalışmış... Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Hello, caller? Are you there? Alo, telefondaki? Orada mısın? Alo, telefondaki? Orada mısın? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Caller, are you there? Telefondaki, orada mısın? Telefondaki, orada mısın? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
I'm still here. Hala buradayım. Hala buradayım. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Hello, caller? Are you there? Alo, telefondaki, orada mısın? Alo, telefondaki, orada mısın? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
What's going on? Someone's attacking Audrey. Neler oluyor? Bir şey Audrey'e saldırıyor. Neler oluyor? Bir şey Audrey'e saldırıyor. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
What? He's strangling her. Ne? Onu boğuyor. Ne? Onu boğuyor. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Jesus Christ. Yüce Tanrım. Yüce Tanrım. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Look, stay here. Stay here. I'll call the police. Burada kal, burada kal. Polisi aramaya gidiyorum. Burada kal, burada kal. Polisi aramaya gidiyorum. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
You sure you're gonna be okay? İyi olacağından, emin misin? İyi olacağından, emin misin? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
All right, if we need anything else, we'll call you. Pekâlâ, eğer başka bir şeye ihtiyacımız olursa seni ararız. Pekâlâ, eğer başka bir şeye ihtiyacımız olursa seni ararız. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Did you tell them what you saw? Onlara ne gördüğünü anlattın mı? Onlara ne gördüğünü anlattın mı? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Sarah, are you all right? What happened? Sarah, sen iyi misin? Ne oldu? Sarah, sen iyi misin? Ne oldu? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
I heard someone say that Audrey... Audrey'e bir şey olduğunu duydum... Audrey'e bir şey olduğunu duydum... Boogeyman 3-1 2008 info-icon
That she... O... O... Boogeyman 3-1 2008 info-icon
It's not true, is it? Bu doğru değil, değil mi? Bu doğru değil, değil mi? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
She hung herself with a belt. O kemerle kendini asmış. O kemerle kendini asmış. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Jee. Tanrım. Tanrım. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
I think I'm getting sick again. Sanırım tekrar hastalanıyorum. Sanırım tekrar hastalanıyorum. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
You feel fine to me. Benim yanımda kendini daha iyi hissedeceksin. Benim yanımda kendini daha iyi hissedeceksin. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
No, I mean sick. Sick the way I was last year. Hayır, yani tıpkı geçen yıl olduğum gibi hastalanıyorum. Hayır, yani tıpkı geçen yıl olduğum gibi hastalanıyorum. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
I saw something in Audrey's room. Audrey'in odasında bir şey gördüm. Audrey'in odasında bir şey gördüm. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Something that wasn't really there. Gerçekten çok tuhaf bir şeydi. Gerçekten çok tuhaf bir şeydi. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
What did you see? Ne gördün? Ne gördün? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
If you don't wanna talk about it... Sarah, eğer bu konu da konuşmak istemiyorsan... Sarah, eğer bu konu da konuşmak istemiyorsan... Boogeyman 3-1 2008 info-icon
I saw someone standing over Audrey like they had strangled her. Birinin Audrey'in üzerinde onun boğazını sıkarken gördüm. Birinin Audrey'in üzerinde onun boğazını sıkarken gördüm. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Who was it? Kimdi o? Kimdi o? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Sarah, you were in shock. Sarah, şok geçiriyorsun. Sarah, şok geçiriyorsun. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
You witnessed one of your best friends die tonight. Bu gece en iyi arkadaşının ölümüne tanıklık ettin. Bu gece en iyi arkadaşının ölümüne tanıklık ettin. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
It's probably... It's the same way my mom died. Muhtemelen... Muhtemelen... Boogeyman 3-1 2008 info-icon
What if it triggered something? Peki ya bu bir şeyleri başlattıysa? Peki ya bu bir şeyleri başlattıysa? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Something that I thought wasn't there anymore? Orada olmayan bir şeyi? Orada olmayan bir şeyi? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Sarah, listen to me. Sarah, beni dinle. Sarah, beni dinle. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
After what you've been through tonight... Bu gece başından geçen şeyden sonra... Bu gece başından geçen şeyden sonra... Boogeyman 3-1 2008 info-icon
...you could tell me you saw a herd of pink elephants... ...bana Audrey'ın odasında pembe bir fil gördüğünü... ...bana Audrey'ın odasında pembe bir fil gördüğünü... Boogeyman 3-1 2008 info-icon
...in Audrey's room and I'd still think you're the sanest girl I know. ...söylesen bile senin hala akıllı bir kız olduğunu düşünüyorum. ...söylesen bile senin hala akıllı bir kız olduğunu düşünüyorum. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Katie... Katie... Katie... Boogeyman 3-1 2008 info-icon
...hey. ...merhaba. ...merhaba. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Sorry, I'm a little jumpy this morning. Üzgünüm, bu sabah kendimi çok tuhaf hissediyorum. Üzgünüm, bu sabah kendimi çok tuhaf hissediyorum. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
I think we all are. Sanırım hepimiz öyleyiz. Sanırım hepimiz öyleyiz. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
They asked me to pack up Audrey's things. Audrey'in eşyalarını toparlamamı istediler. Audrey'in eşyalarını toparlamamı istediler. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Already? Yeah, dorms close in 48 hours. Hemen mi? Hemen mi? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
You two were pretty close, huh? Siz ikiniz çok yakındınız, değil mi? Siz ikiniz çok yakındınız, değil mi? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Yeah, we were. Evet, öyleydik. Evet, öyleydik. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Hey, where should I send her stuff? Eşyalarını nereye göndereceğim? Eşyalarını nereye göndereceğim? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
The only contact listed was her dad. Liste bağlantı kurulacak kişi olarak babası vardı. Liste bağlantı kurulacak kişi olarak babası vardı. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
He was all she had left. Her şeyini bırakacağı tek kişi oydu. Her şeyini bırakacağı tek kişi oydu. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Well, if there's anything of hers that you'd like to keep... Şey, eğer almak istediğin herhangi bir şey varsa alabilirsin. Şey, eğer almak istediğin herhangi bir şey varsa alabilirsin. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Yeah, I think there is. Evet, sanırım var. Evet, sanırım var. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Thanks, Katie. Teşekkürler, Katie. Teşekkürler, Katie. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
He ain't here. O burada değil. O burada değil. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Where is he? Study group. Nerede? Grup çalışmasında. Nerede? Grup çalışmasında. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Sarah, by the way, I'm really sorry about your friend. Sarah, bu arada arkadaşın için gerçekten çok üzüldüm. Sarah, bu arada arkadaşın için gerçekten çok üzüldüm. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
A bunch of us were listening to your show when she called in. Bir çok kişi gibi bende o radyo programını aradığında sizi dinliyordum. Bir çok kişi gibi bende o radyo programını aradığında sizi dinliyordum. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
It was pretty freaky shit. Bu gerçekten manyakça bir şeydi. Bu gerçekten manyakça bir şeydi. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
If there's anything I can do... Eğer yapabileceğim herhangi bir şey varsa... Eğer yapabileceğim herhangi bir şey varsa... Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Thanks. Tell David I stopped by. Yeah, sure. Teşekkürler. David'e uğradığımı söyler misin? Evet, tabii ki. Teşekkürler. David'e uğradığımı söyler misin? Evet, tabii ki. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
I just can't stop thinking about it, man. Olanlar hakkında düşünmeden duramıyorum, dostum. Olanlar hakkında düşünmeden duramıyorum, dostum. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
She said someone strangled her. Bir şeyin onu boğduğunu söyledi. Bir şeyin onu boğduğunu söyledi. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Yeah, well, she was confused. Evet... onun kafası karışmıştı. Evet... onun kafası karışmıştı. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
I'm just saying it's fucking freaky. Sadece bunun çok acayip olduğunu söylüyorum. Sadece bunun çok acayip olduğunu söylüyorum. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
So am I helping you pack your clothes... Eşyalarını toparlamamda... Eşyalarını toparlamamda... Boogeyman 3-1 2008 info-icon
...or am I simply packing them? ...ya da paketlemede yardım edebilir miyim? ...ya da paketlemede yardım edebilir miyim? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Come in. Come in. Girin. Girin! Girin. Girin! Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Careful. I got high just walking down the hallway. Dikkatli olun. Bu şeyin kokusu tüm koridora yayılmış. Dikkatli olun. Bu şeyin kokusu tüm koridora yayılmış. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Everything okay? Her şey yolunda mı? Her şey yolunda mı? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
I found something in Audrey's room. Audrey'in odasında bir şey buldum. Audrey'in odasında bir şey buldum. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Her dad's private journal. Babasının kişisel günlüğü. Babasının kişisel günlüğü. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Audrey was right about her dad. Audrey babasına olanlar hakkında haklıymış. Audrey babasına olanlar hakkında haklıymış. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
He did believe the Boogeyman was real. Babası karabasanın gerçek olduğuna inanıyormuş. Babası karabasanın gerçek olduğuna inanıyormuş. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
He thought he was some kind of physical manifestation of our fears. O bu durumun karanlık korkusunun ruhsal... O bu durumun karanlık korkusunun ruhsal... Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Well, you said he was a respected psychologist. Şey, sen onun saygı duyulan bir psikolog olduğunu söylemiştin. Şey, sen onun saygı duyulan bir psikolog olduğunu söylemiştin. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
He never told anyone what he wrote in the journal. O günlüğünde neler yazılı olduğunu kimseye söylememiş. O günlüğünde neler yazılı olduğunu kimseye söylememiş. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 8682
  • 8683
  • 8684
  • 8685
  • 8686
  • 8687
  • 8688
  • 8689
  • 8690
  • 8691
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact