Search
English Turkish Sentence Translations Page 8777
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
You're way off. | Hayır, alakası yok. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Those are Gran's two babies who drowned in their bath. | Bunlar ninemin banyoda boğulan çocukları. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
So I drew a swimming pool for my two dead aunties. | Bu yüzden, ölen iki teyzem için bir havuz çizdim. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Why is the daddy all in red | Neden babaları baştan aşağı kırmızılı... | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
but not the others? | ...diğerleri değil? | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
the daddy's all in red 'cause | Kırmızılı olmasının sebebi... | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Gran threw a brick and a colander at him | ...ninemin onun yüzüne... | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
and hit him right in the face. | ...bir tuğla ve kevgir atmasıdır. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
He's lying on the ground unconscious. | Baygın halde yerde yatıyor. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
This is the brick. | Tuğla bu. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
But I don't know what a colander is so I didn't draw it. | Kevgirin ne olduğunu bilmediğim için çizmedim. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
But Mrs. Labrèche, | Ama Bayan Labrèche, bu çocuk için en iyi olanı. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
No, you won't have her. | Olmaz, onu benden alamazsınız. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
It's not about having or not having. | Mesele onu sizden alıp almamak değil Bayan Labrèche. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
But of taking precautions, | Bir dizi tedbir almak... | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
healing She's not crazy! | ...ve iyileştirmek için... Deli değil o! | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Mrs. Labrèche! I already have one locked up. | Bayan Labrèche! Zaten birisi kilit altında! | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
With time she'll... Could you please? | Zamanla o da... Bir zahmet kapıyı..? | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
She's not like her mother. | Annesi gibi değil. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
You have to understand... | Anlamanız gerekir. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Don't you laugh! | Sakın gülme! | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
l don't know if I should cry or puke. | Ağlasam mı kussam mı bilemiyorum. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
l float in the unreal. | Düşsellik içinde dolanıyorum. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
When I stop watching TV, | TV izlemediğim bir anda... | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Mom just committed suicide. | ...annem intihar etmeye kalkıştı. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
She took lithium carbonate, Luvox, | Lityum karbonat, Luvox.. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Dalman and Valium. | ...Dalman ve Valium ile. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
All at once, and she shouted, | Birdenbire bağırmaya başladı: | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
"l love you all!" | "Hepinizi seviyorum" diye. Hepinizi seviyorum! | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Mom decided | Annem o gün, kendi ve diğer herkesin yaşamına son vermeyi kararlaştırmıştı. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Mom is my temporary interruption of TV service. | Annem, TV izlememde geçici kesintiye sebep oluyordu. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
She's the stick in my wheels. | Tekerime çomak sokuyordu. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
She chooses the best time for her stunts. | Hünerlerini sergilemede en iyi zamanı seçerdi. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
That's how Mom is. | Annemin huyu bu. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
She has to be the center of attention, in the spotlight. | İlgi odağında olmak zorundaydı. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Every morning Céline meets me on the bridge. | Arkadaşım Céline'le her sabah köprüde buluşurduk. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Céline is my All Bran buddy. | Céline, Güney Asyalı kankam... | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
My source of regularity in the chaos. | ...karmaşa ortamında düzen kaynağımdır. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Rain or shine, Céline is there. | Hava iyi de olsa kötü de olsa Céline oradadır. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Hi, Kiki! | Selam, Kiki! | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Céline, | Céline... | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Mom took all her pills to kill herself. | ...annem intihar etmek için bütün haplarını içti. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
What? Is she dead? | Ne? Öldü mü? | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Not yet. We'll find out tonight. | Henüz ölmedi. Durumu bu akşam belli olacak. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
What'll you do? | Ne yapacaksın? | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Gran may have to place me with a family. | Ninem beni bir ailenin yanına yerleştirmek zorunda kalabilir. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Oh no! Poor you! | Olamaz! Zavallıcık! | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
You know what can happen? | Ne olabileceğini biliyor musun? | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
No, what can happen if they place you? | Hayır, ne olabilir bu durumda? | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Gran says that if I'm lucky and get a good family, | Ninemin dediğine göre, iyi bir ailenin beni kabul edeceği kadar şanslıysam... | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
it'll be OK. | ...her şey düzelir. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
I'll have lots of pretty dresses | Bir sürü güzel elbisem olur... | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
and ride to school in a limousine. | ...ve okula limuzinle giderim. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
But if I end up with a gang of madmen, | Ama para için çocuklara bakanların... | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
who only take in kids for the cash, | ...eline düşersem eğer... | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
they'll feed me unbuttered toast. | ...bana yiyecek olarak kuru tost verirler. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
And maybe the daddy of the house will play with me. | Belki de evin babası benimle oynaşır. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Play with you? | Oynaşmak mı? | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
You know, he'll show me his cock. | Bana aletini falan gösterir. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
His cock? Yeah. | Aletini mi? Evet. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
And make me take it in my mouth. | Onu ağzıma almamı da ister. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
The pig | Pislik herif iyice yüklenirse... | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
will stick it in so far that I'll choke. | ...oracıkta boğulurum. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
No! That's awful! | Olamaz! Bu iğrenç! | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
You have to do something! I will do something. | Bir şeyler yapmalısın! Yaparım elbette. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
I'll bite his cock so he can't use it. | Aletinin ısırırım, bir daha da kullanamaz. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Serves him right, the goddamn pig! | Hak ettiği cezayı bulsun iğrenç herif! | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Céline couldn't stop crying. | Céline gözyaşlarına engel olamadı. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
But I didn't cry. l don't cry. | Ama ben ağlamadım. Ağlamam da. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
l kept it for later, lying on the bed of a cheap hotel | Gözyaşlarımı ucuz bir otel yatağında, sarhoş bir profesörün... | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
after being screwed by a lit prof. | ...beni becermesinden sonrasına sakladım. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Thank you! I love it! | Teşekkür ederim! Bunu çok beğendim! | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
They look like candies. I want to eat them! | Şekerlemeye benziyorlar. Bunları yemek istiyorum! | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Speaking of eating, know who dropped by? | Yemekten bahsetmişken, bil bakalım kim uğradı? | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
That tub Eric with his kid. | Yanında çocuğuyla şişko Eric. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
He ran into you on the bridge? | Köprüde mi karşılaşmıştınız? | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
It was pretty intense. | Oldukça gergin geçti. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
These days the ghosts of my past are coming out of my ears. | Bugünlerde geçmişimin hayaletleri peşimi bırakmadı. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Mikael! | Mikael! | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Hi, girls. | Merhaba kızlar. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
For a change, I brought you... | Değişiklik olsun diye siz nazik bayanlara... | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
a sugar pie topped with puff pastry. | ...üzeri şekerli turtayla kaplı bu hamur tatlısından getirdim. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
It's Pablo. | Tam Pablo'ya göre. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
He likes pastries, I can tell. | Hamur tatlılarını sever. Kesinlikle. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Pablo? Pablo Girard? Yeah. | Pablo? Pablo Girard mı? Evet. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Caro! That's so wrong! What a pain! | Caro! Bu çok yanlış bir şey! Tam bir baş belası! | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
You never like my ideas. | Fikirlerimi asla beğenmiyorsun zaten. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
It's hot. I'll go back to my ovens. | Sıcaktır. Fırınlarımın başına döneyim ben. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
On that note, ladies, | Unutmadan bayanlar... | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
my warmest salivations. | ...en sıcak salyalarım. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
I'll feel you later. | Seni daha sonra sezinleyeceğim. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Kiki Labrèche! | Kiki Labrèche! | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Aren't you interested in a poet? Who can cook? | Yemek yapabilen romantik biri ilgini çekmez mi? | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
A poet pastry chef who lives with Mom. Bravo! | Annesiyle birlikte yaşayan romantik bir pasta şefiyle, bravo yani! | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
It's not afraid of other buttons. It's big as a diaphragm. | Diğer düğmeler boy ölçüşemezler. Diyafram kadar büyük. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Buttons aren't just pretty. | Düğmeler güzel olmakla kalmıyor. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
They set boundaries on the body. To each his or her buttons. | Vücut sınırlarını şekillendiriyor da. Erkeğin ve kadının düğmelerine dokunmak için. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
And there was this girl... | Sonra bu kız göründü... | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
First I have to say I started therapy. | Söylemem gereken ilk şey terapiyi başlatmamdır. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
This therapist, flopped in her chair, | Bu terapist, sandalyesine çöküverdi... | Borderline-1 | 2008 | ![]() |