Search
English Turkish Sentence Translations Page 8788
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
that Priscilla loved me once and now loves him. | ...sonra da onu sevmesi cidden rahatsız ediyor. ...sonra da onu sevmesi cidden rahatsız ediyor. ...sonra da onu sevmesi cidden rahatsız ediyor. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
I'd hate to think what that means. | Ne demek olduğunu düşünmek çok fena. Ne demek olduğunu düşünmek çok fena. Ne demek olduğunu düşünmek çok fena. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
They're very nice ladies. Well, one of them is. | Çok tatlı bayanlar. Yani biri öyle. Çok tatlı bayanlar. Yani biri öyle. Çok tatlı bayanlar. Yani biri öyle. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
I'd be doing them a huge favor. | Onlara büyük bir iyilik yapıyor olacağım. Onlara büyük bir iyilik yapıyor olacağım. Onlara büyük bir iyilik yapıyor olacağım. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
I don't feel good about this. I don't want you to be a sperm donor. | Bu konuda iyi hissetmiyorum. Spermini bağışlamanı istemiyorum. Bu konuda iyi hissetmiyorum. Spermini bağışlamanı istemiyorum. Bu konuda iyi hissetmiyorum. Spermini bağışlamanı istemiyorum. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
But it's flattering. They're fans of my work. | Ama gururumu okşadılar. Çalışmalarımın hayranları onlar. Ama gururumu okşadılar. Çalışmalarımın hayranları onlar. Ama gururumu okşadılar. Çalışmalarımın hayranları onlar. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
I've never had lesbian fans before. | Daha önce hiç lezbiyen hayranım olmamıştı. Daha önce hiç lezbiyen hayranım olmamıştı. Daha önce hiç lezbiyen hayranım olmamıştı. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
They should go to a sperm bank. | Sperm Bankası'na gitmeleri lazım. Sperm Bankası'na gitmeleri lazım. Sperm Bankası'na gitmeleri lazım. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
You can't just give your sperm | Bir kafede tanıştığın iki kıza... Bir kafede tanıştığın iki kıza... Bir kafede tanıştığın iki kıza... | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
to two girls you met in a cafe. | ...öylece spermini veremezsin. 1 ...öylece spermini veremezsin. 1 ...öylece spermini veremezsin. 1 | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
I met you in a cafe. | Seninle de bir kafede tanıştım. Seninle de bir kafede tanıştım. Seninle de bir kafede tanıştım. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
The world is overpopulated. | Dünya zaten aşırı kalabalık. Dünya zaten aşırı kalabalık. Dünya zaten aşırı kalabalık. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
You know there's an island of plastic the size of Texas in the pacific. | Büyük Okyanus'da Texas kadar plastikten bir ada olduğunu biliyor musun? Büyük Okyanus'da Texas kadar plastikten bir ada olduğunu biliyor musun? Büyük Okyanus'da Texas kadar plastikten bir ada olduğunu biliyor musun? | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
I know, Leah. You told me this 1000 times. 1 | Biliyorum Leah. 1000 kez söyledin. Biliyorum Leah. 1000 kez söyledin. Biliyorum Leah. 1000 kez söyledin. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Please don't dismiss what I'm saying. Overpopulation is important to me. | Lütfen dediklerimi duymamazlık etme. Aşırı nüfuslanma benim için önemli. Lütfen dediklerimi duymamazlık etme. Aşırı nüfuslanma benim için önemli. Lütfen dediklerimi duymamazlık etme. Aşırı nüfuslanma benim için önemli. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Look, I don't think that me giving these lesbians | Bak, o lezbiyenlere vereceğim gayri meşru... Bak, o lezbiyenlere vereceğim gayri meşru... Bak, o lezbiyenlere vereceğim gayri meşru... | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
one illegitimate child | ...çocuğun, dünyaya daha fazla... ...çocuğun, dünyaya daha fazla... ...çocuğun, dünyaya daha fazla... | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
is gonna add that much plastic. | ...plastik ekleyeceğini sanmıyorum. ...plastik ekleyeceğini sanmıyorum. ...plastik ekleyeceğini sanmıyorum. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
You have two children. Why can't I have one? | Senin iki çocuğun var. Benim neden bir tane olamıyor? Senin iki çocuğun var. Benim neden bir tane olamıyor? Senin iki çocuğun var. Benim neden bir tane olamıyor? | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
But you haven't thought this through. | Ama düzgünce düşünmedin ki bunu. Ama düzgünce düşünmedin ki bunu. Ama düzgünce düşünmedin ki bunu. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
You don't listen to me. | Beni dinlemiyorsun. Beni dinlemiyorsun. Beni dinlemiyorsun. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
I do listen. I've heard everything you've said. | Dinliyorum. Söylediğin her şeyi duydum. Dinliyorum. Söylediğin her şeyi duydum. Dinliyorum. Söylediğin her şeyi duydum. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Really? | Gerçekten mi? Gerçekten mi? Gerçekten mi? | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
You don't listen listen. | Adam gibi dinlemiyorsun. Adam gibi dinlemiyorsun. Adam gibi dinlemiyorsun. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
I want you to go for therapy. | Terapiye gitmeni istiyorum. Terapiye gitmeni istiyorum. Terapiye gitmeni istiyorum. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
I'll trade you therapy for sex. | Terapiye karşılık seks öneriyorum. Terapiye karşılık seks öneriyorum. Terapiye karşılık seks öneriyorum. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
It's been almost three weeks. | Neredeyse üç hafta oldu. Neredeyse üç hafta oldu. Neredeyse üç hafta oldu. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
I think it's sweet you know how long it's been. | Bence ne kadar olduğunu biliyor olman çok tatlı. Bence ne kadar olduğunu biliyor olman çok tatlı. Bence ne kadar olduğunu biliyor olman çok tatlı. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Let's get a drink. | Bir içki alalım. Bir içki alalım. Bir içki alalım. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Keep an eye out for Jarmusch. There's a lot of good looking women{\ here}... | Jarmusch için gözünü açık tut! Tanrım, kitap partilerindeki kadınlardan... Jarmusch için gözünü açık tut! Tanrım, kitap partilerindeki kadınlardan... Jarmusch için gözünü açık tut! Tanrım, kitap partilerindeki kadınlardan... | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
much better than at book parties. | ...çok daha güzel kadınlar var burada. ...çok daha güzel kadınlar var burada. ...çok daha güzel kadınlar var burada. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Goodbye. | Hoşça kal. Hoşça kal. Hoşça kal. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
White wine? Yeah. | Beyaz şarap? Olur. Beyaz şarap? Olur. Beyaz şarap? Olur. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Why is it wherever I go I look for Suzanne? | Neden gittiğim her yerde gözlerim Suzanne'i arıyor. Neden gittiğim her yerde gözlerim Suzanne'i arıyor. Neden gittiğim her yerde gözlerim Suzanne'i arıyor. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Because your heart's broken. | Çünkü kalbin kırık Jonathan. Çünkü kalbin kırık Jonathan. Çünkü kalbin kırık Jonathan. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
You're looking for the piece that is her to put it back together. | Onun gelip kalbini onarmasını bekliyorsun. Onun gelip kalbini onarmasını bekliyorsun. Onun gelip kalbini onarmasını bekliyorsun. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
I'll probably do the same with Priscilla | Muhtemelen, Priscilla konusunda bana da aynısı olurdu... Muhtemelen, Priscilla konusunda bana da aynısı olurdu... Muhtemelen, Priscilla konusunda bana da aynısı olurdu... | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
now that she's back in town, God help me. | ...ve şimdi de şehre döndü, Tanrım yardım etsin bana. ...ve şimdi de şehre döndü, Tanrım yardım etsin bana. ...ve şimdi de şehre döndü, Tanrım yardım etsin bana. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
If {\this thing}it works out with Jarmusch | Jarmusch'un bu işi tutarsa eğer... Jarmusch'un bu işi tutarsa eğer... Jarmusch'un bu işi tutarsa eğer... | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
I'll be so distracted that I'll forget about Suzanne. | ...dikkatim başka yöne kayar ve Suzanne'i kafamdan atarım. ...dikkatim başka yöne kayar ve Suzanne'i kafamdan atarım. ...dikkatim başka yöne kayar ve Suzanne'i kafamdan atarım. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Movies equal money, women, glamour... | Sinema eşittir para, kadın, cazibe... Sinema eşittir para, kadın, cazibe... Sinema eşittir para, kadın, cazibe... | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
more women. {\See, }I like that. That's positive thinking. | ...daha çok kadın. Bak bunu sevdim. İşte olumlu düşünme. ...daha çok kadın. Bak bunu sevdim. İşte olumlu düşünme. ...daha çok kadın. Bak bunu sevdim. İşte olumlu düşünme. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
But is any of it meaningful? No, | Herhangi bir anlamı var mı peki? Hayır... Herhangi bir anlamı var mı peki? Hayır... Herhangi bir anlamı var mı peki? Hayır... | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
but it's fun. | ...ama eğlenceli. ...ama eğlenceli. ...ama eğlenceli. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
There's Jarmusch. All right, let's go. All right? | İşte Jarmusch. Pekâlâ, hadi gidelim. Tamam mı? İşte Jarmusch. Pekâlâ, hadi gidelim. Tamam mı? İşte Jarmusch. Pekâlâ, hadi gidelim. Tamam mı? Kahramanları dinliyorsun. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Look at that hair. | Şu saça bir bak! Tanrım, bayılıyorum saçına! Şu saça bir bak! Tanrım, bayılıyorum saçına! Şu saça bir bak! Tanrım, bayılıyorum saçına! | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
This is... | Bu... Bu... Bu... | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
I'm sorry, I forgot your name. We just met. | Özür dilerim adını unuttum. Yeni tanıştık da. Özür dilerim adını unuttum. Yeni tanıştık da. Özür dilerim adını unuttum. Yeni tanıştık da. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Miriam. | Miriam. Miriam. Miriam. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Nice to meet you. George Christopher. | Memnun oldum. George Christopher. Memnun oldum. George Christopher. Memnun oldum. George Christopher. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
And this is Jonathan ames. | Beyefendi de Jonathan Ames. Beyefendi de Jonathan Ames. Beyefendi de Jonathan Ames. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
The man I want to meet. It's very nice to meet you. | Tanışmak istediğim adam! Sizinle tanışmak çok güzel. Tanışmak istediğim adam! Sizinle tanışmak çok güzel. Tanışmak istediğim adam! Sizinle tanışmak çok güzel. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Could you excuse us? We have some business to talk over. | Biraz izin verir misiniz? Konuşmamız gereken işler var. Biraz izin verir misiniz? Konuşmamız gereken işler var. Biraz izin verir misiniz? Konuşmamız gereken işler var. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Sure. Thanks. | Tabii. Teşekkürler. Tabii. Teşekkürler. Tabii. Teşekkürler. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Are those hummingbirds? | Sinek kuşu mu onlar? Sinek kuşu mu onlar? Sinek kuşu mu onlar? | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
I love them. | Bayılırım bunlara! Bayılırım bunlara! Bayılırım bunlara! | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
What was your name again? Miriam. | Adın neydi pardon? Miriam. Adın neydi pardon? Miriam. Adın neydi pardon? Miriam. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
So I really loved your novel... | Romanını gerçekten çok sevdim. Romanını gerçekten çok sevdim. Romanını gerçekten çok sevdim. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
dark, funny, perverted, beautiful. | Karanlık, komik, sapıkça, güzel. Karanlık, komik, sapıkça, güzel. Karanlık, komik, sapıkça, güzel. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
You must really suffer from the terrifying clarity of your vision. | Korkunç görüşünün berraklığı uğruna çok acılar çekmiş olmalısın. Korkunç görüşünün berraklığı uğruna çok acılar çekmiş olmalısın. Korkunç görüşünün berraklığı uğruna çok acılar çekmiş olmalısın. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Thank you. I do suffer. | Sağ olun. Çok çektim. Sağ olun. Çok çektim. Sağ olun. Çok çektim. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Thank you. | Sağ olun. Sağ olun. Sağ olun. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Take a look at this screenplay. | Şu senaryoya bir bak bakalım. Şu senaryoya bir bak bakalım. Şu senaryoya bir bak bakalım. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
I kind of dashed it off. | Biraz aceleye geldi gibi. Biraz aceleye geldi gibi. Biraz aceleye geldi gibi. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
It's about the New York poet Frank O'Hara. | New York'lu şair Frank O'Hara ile ilgili. New York'lu şair Frank O'Hara ile ilgili. New York'lu şair Frank O'Hara ile ilgili. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
He had a beautiful nose like a boxer. | Aynı bir boksçu gibi güzel bir burnu vardı. Aynı bir boksçu gibi güzel bir burnu vardı. Aynı bir boksçu gibi güzel bir burnu vardı. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Yeah, I know. I love his nose. | Evet biliyorum. Burnuna bayılırım. Evet biliyorum. Burnuna bayılırım. Evet biliyorum. Burnuna bayılırım. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
He got run over by a dune buggy on Fire Island. | Fire Island'da bir kum aracının altında kaldı. Fire Island'da bir kum aracının altında kaldı. Fire Island'da bir kum aracının altında kaldı. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Anyway, I'd like you to think about doing a rewrite on this. | Neyse, bunu yeniden yazmak üzerine düşünmeni istiyorum. Neyse, bunu yeniden yazmak üzerine düşünmeni istiyorum. Neyse, bunu yeniden yazmak üzerine düşünmeni istiyorum. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
George has my number. Thank you{\ so much} for this opportunity. | George'da numaram var. Harika. Bu fırsat için çok teşekkürler. George'da numaram var. Harika. Bu fırsat için çok teşekkürler. George'da numaram var. Harika. Bu fırsat için çok teşekkürler. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
I love your work and I can't wait to read this. | Çalışmalarınıza bayılıyorum ve bunu da okumak için sabırsızlanıyorum. Çalışmalarınıza bayılıyorum ve bunu da okumak için sabırsızlanıyorum. Çalışmalarınıza bayılıyorum ve bunu da okumak için sabırsızlanıyorum. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Thanks. | Sağ olasın. Sağ olasın. Sağ olasın. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Did you have this script made for me? My name's on the cover. | Bu senaryoyu sırf bana özel mi yaptırdınız? Kapakta adım yazıyor. Bu senaryoyu sırf bana özel mi yaptırdınız? Kapakta adım yazıyor. Bu senaryoyu sırf bana özel mi yaptırdınız? Kapakta adım yazıyor. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
{\Well, you know, }Now when you give someone a script to read | Yani birine okuması için bir senaryo vereceğin zaman... Yani birine okuması için bir senaryo vereceğin zaman... Yani birine okuması için bir senaryo vereceğin zaman... | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
it's kind of standard practice to laser print their name on every page. | ...her sayfaya lazer yazıcıyla adını yazdırmak standart gibi bir şey oldu. ...her sayfaya lazer yazıcıyla adını yazdırmak standart gibi bir şey oldu. ...her sayfaya lazer yazıcıyla adını yazdırmak standart gibi bir şey oldu. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
I see. | Anlıyorum. Anlıyorum. Anlıyorum. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
This is not a big deal, but my name is misspelled. | Çok önemli bir şey değil ama adım yanlış yazılmış. Çok önemli bir şey değil ama adım yanlış yazılmış. Çok önemli bir şey değil ama adım yanlış yazılmış. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
There's no "O" at the end. It's "Jonathan", not "Jonathon". | Sonda "o" olmaması lazım. "Jonathan" olacak, "Jonathon" değil. Sonda "o" olmaması lazım. "Jonathan" olacak, "Jonathon" değil. Sonda "o" olmaması lazım. "Jonathan" olacak, "Jonathon" değil. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Yeah, man, I don't know. | Evet dostum, bilmiyorum ya. Evet dostum, bilmiyorum ya. Evet dostum, bilmiyorum ya. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
It's not really important. | Pek de önemli değil yani. Pek de önemli değil yani. Pek de önemli değil yani. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
But call me tomorrow | Yarın ara beni... Yarın ara beni... Yarın ara beni... | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
and it's really great to meet you. | ...ve seninle tanışmak gerçekten harikaydı. ...ve seninle tanışmak gerçekten harikaydı. ...ve seninle tanışmak gerçekten harikaydı. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Great to meet you. | Sizinle de öyle. Sizinle de öyle. Sizinle de öyle. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Thank you, Jim Jarmusch. | Teşekkür ederim Jim... Teşekkür ederim Jim... Teşekkür ederim Jim... | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Do you know Jim Jarmusch? | Jim Jarmusch'u tanıyor musun? Jim Jarmusch'u tanıyor musun? Jim Jarmusch'u tanıyor musun? | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
He's my favorite director of all time. | Tüm zamanların en sevdiğim yönetmenidir. Tüm zamanların en sevdiğim yönetmenidir. Tüm zamanların en sevdiğim yönetmenidir. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
His films are like poems that come to life. | Filmleri hayata dönen şiirler gibi. Filmleri hayata dönen şiirler gibi. Filmleri hayata dönen şiirler gibi. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
It's really interesting{\that you should say that}. | Bunu söylemen gerçekten çok ilginç. Bunu söylemen gerçekten çok ilginç. Bunu söylemen gerçekten çok ilginç. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
The film that we might work on together is actually sort of about that. | Birlikte çalışma ihtimalimiz olan film de bir nevi bunun üzerine. Birlikte çalışma ihtimalimiz olan film de bir nevi bunun üzerine. Birlikte çalışma ihtimalimiz olan film de bir nevi bunun üzerine. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
You're gonna work with Jim Jarmusch? | Jim Jarmusch ile birlikte mi çalışacaksın? Jim Jarmusch ile birlikte mi çalışacaksın? Jim Jarmusch ile birlikte mi çalışacaksın? | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
I don't want to go to a bar on Smith street. | Smith Caddesi'ndeki bir bara gitmek istemiyorum. Smith Caddesi'ndeki bir bara gitmek istemiyorum. Smith Caddesi'ndeki bir bara gitmek istemiyorum. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Let's just go back to my place. | Benim evime gidelim hadi. Benim evime gidelim hadi. Benim evime gidelim hadi. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
I live with my dad, but he'll be out tonight. | Babamla yaşıyorum ama bu gece dışarıda olacak. Babamla yaşıyorum ama bu gece dışarıda olacak. Babamla yaşıyorum ama bu gece dışarıda olacak. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
We can have a drink there. What year are you again at N.Y.U? | Orada da içebiliriz. Üniversitede kaçıncı sınıftaydın pardon? Orada da içebiliriz. Üniversitede kaçıncı sınıftaydın pardon? Orada da içebiliriz. Üniversitede kaçıncı sınıftaydın pardon? | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Senior. Senior? Okay. | Son Son. Tamam. Son Son. Tamam. Son Son. Tamam. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
Wait, so you're 22, right? | Dur o zaman 22 yaşındasın değil mi? Dur o zaman 22 yaşındasın değil mi? Dur o zaman 22 yaşındasın değil mi? | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
I'm going to be soon. I'm 21. | Evet, iki yaşantın varmış gibi... Yakında olacağım. 21 yaşındayım. Yakında olacağım. 21 yaşındayım. Yakında olacağım. 21 yaşındayım. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
You don't think i'm too old, do you? I'm 30. | Senin için çok yaşlı olduğumu düşünmüyor musun? 30'um ben. Senin için çok yaşlı olduğumu düşünmüyor musun? 30'um ben. Senin için çok yaşlı olduğumu düşünmüyor musun? 30'um ben. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
30 is cool. I've been with guys older than you. | 30 iyidir. Senden yaşlı adamlarla da birlikte oldum ben. 30 iyidir. Senden yaşlı adamlarla da birlikte oldum ben. 30 iyidir. Senden yaşlı adamlarla da birlikte oldum ben. | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |
But are you a man or a boy? | Ama erkek misin yoksa oğlan mısın? Ama erkek misin yoksa oğlan mısın? Ama erkek misin yoksa oğlan mısın? | Bored to Death-2 | 2009 | ![]() |