Search

English Turkish Sentence Translations Page 9535

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
You know this town.	Bu kasabayı biliyorsun.	Broadchurch-1	2013
If that got out...	Eğer bu duyulursa...	Broadchurch-1	2013
You let us pursue this because you were worried about gossip?	Dedikodudan korktuğun için mi, bizi bununla uğraştırdın?	Broadchurch-1	2013
No, not gossip.	Hayır, mesele dedikodu değil.	Broadchurch-1	2013
Lives, mate.	Hayatlar.	Broadchurch-1	2013
My family, her business.	Benim ailem, onun işi.	Broadchurch-1	2013
You don't understand, you haven't lived here. You don't know how these things stick.	Sen anlamazsın, sen burada yaşamadın. Bu işlerin nasıl döndüğünü bilmezsin.	Broadchurch-1	2013
Don't tell Beth.	Beth'e söyleme.	Broadchurch-1	2013
I haven't done anything like this before, I swear.	Daha önce böyle bir şey yapmadım, yemin ederim.	Broadchurch-1	2013
With her? Not with anyone.	Onunla mı? Kimseyle.	Broadchurch-1	2013
I mean, I've had chances, but I've never done anything before this.	Yani elime fırsat geçti ama daha önce hiç yapmadım.	Broadchurch-1	2013
We're tired, though.	Yorulduk lakin.	Broadchurch-1	2013
You know... I saw a chance of something else and I took it.	Başka bir fırsat gördüm ve kullandım.	Broadchurch-1	2013
This has only been about Danny's killer. Why wouldn't you tell us?	Bu sadece Danny'nin katiliyle ilgili. Neden bize anlatmadın?	Broadchurch-1	2013
Because I'm ashamed, innit?	Çünkü utandım, tamam mı?	Broadchurch-1	2013
The one time that I took him for granted and that's when I lost him and it...	Bir kere ona değersizmiş gibi davrandım ve o zaman onu kaybettim ve...	Broadchurch-1	2013
Please don't tell Beth. Please.	Lütfen Beth'e söyleme. Lütfen.	Broadchurch-1	2013
Ooh, that's a lovely cuppa, thanks.	Çay harikaymış, teşekkürler.	Broadchurch-1	2013
Why did Danny talk to you?	Danny neden seninle konuştu?	Broadchurch-1	2013
He didn't. He didn't.	Konuşmadı. Konuşmadı.	Broadchurch-1	2013
No, I don't see dead people or...	Ben ölüleri görmüyorum...	Broadchurch-1	2013
I have like um... like a spirit guide.	Böyle bir... Bir çeşit rehber ruhum var.	Broadchurch-1	2013
She tells me things about people who have passed over.	Bu dünyadan göçmüş kişiler hakkında bir şeyler söylüyor bana.	Broadchurch-1	2013
And over the years,	Yıllar içinde...	Broadchurch-1	2013
most have turned out to be true.	...çoğunun doğru olduğu ortaya çıktı.	Broadchurch-1	2013
So, earlier, I asked her about you.	Önceden ona seni sormuştum.	Broadchurch-1	2013
And she said there was someone... someone close to you	Biri olduğunu söyledi, sana yakın biri olduğunu.	Broadchurch-1	2013
a relative with an R or an S in their name...	Adında R ya da S olan bir akraba...	Broadchurch-1	2013
trying to come through to you.	...sana kendini belli etmeye çalışıyor.	Broadchurch-1	2013
Maybe a grandparent or...	Belki bir büyük ebeveyni...	Broadchurch-1	2013
or someone who... who played the piano?	...ya da piyano çalan biri?	Broadchurch-1	2013
That doesn't mean anything to me.	Bu bana bir anlam ifade etmiyor.	Broadchurch-1	2013
No? It's OK, wires crossed, that's no problem.	Öyle mi? Önemli değil, yanlış anlaşılma oldu demek, sorun değil.	Broadchurch-1	2013
Tell me the message.	Bana mesajı söyle.	Broadchurch-1	2013
I should tell you that I don't choose what I'm told.	Söylemeliyim ki, söylediklerimi ben seçmiyorum.	Broadchurch-1	2013
I'm just on the receiving end. Just tell me.	Bana sadece geliyorlar. Mesajı söyle.	Broadchurch-1	2013
Danny wants you to know he's OK.	Danny iyi olduğunu bilmeni istiyor.	Broadchurch-1	2013
He's being looked after now.	Onun durumu orada iyi.	Broadchurch-1	2013
don't look for the person who killed him because it won't help.	...onu öldüren kişiyi arama çünkü bir faydası olmayacak.	Broadchurch-1	2013
He says it won't help.	Faydası olmayacak, diyor.	Broadchurch-1	2013
Because it'll only make you upset.	Çünkü bu sadece seni üzecek.	Broadchurch-1	2013
Because you know the person who killed him really well.	Çünkü onu öldüren kişiyi çok iyi tanıyorsun.	Broadchurch-1	2013
The hotel owner, do you believe her?	Otel sahibine güveniyor musun?	Broadchurch-1	2013
She's no reason to lie.	Yalan söylemek için bir nedeni yok.	Broadchurch-1	2013
Aside from the fact they're sleeping together.	Beraber yattıkları gerçeğini bir tarafa bırakırsak.	Broadchurch-1	2013
What if... Danny found out about Mark and Becca Fisher's affair?	Ya Danny; Mark ve Becca Fisher'ın ilişkisi olduğunu öğrendiyse?	Broadchurch-1	2013
What, so a father kills his own son to keep him quiet?	Ne yani, baba oğlunu konuşmasın diye mi öldürüyor?	Broadchurch-1	2013
You think that's impossible?	İmkânsız olduğunu mu düşünüyorsun?	Broadchurch-1	2013
Pete said you were arrested.	Pete tutuklandığını söyledi.	Broadchurch-1	2013
Yeah, they got their wires crossed.	Evet, kafaları karışmış.	Broadchurch-1	2013
It's fine, all fine.	Sorun yok şimdi.	Broadchurch-1	2013
I'll be home soon. How's Tom? Have you talked to him?	Birazdan evde olurum. Tom nasıl? Onunla konuştun mu?	Broadchurch-1	2013
Yeah. He asked whether you thought he'd done it to Danny.	Evet, Danny'ye onun zarar verip vermediğini düşündüğünü sordu.	Broadchurch-1	2013
I hope you told him I didn't. Yeah.	Umarım ona düşünmediğimi söylemişsindir. Söyledim.	Broadchurch-1	2013
Then he asked why you were the police person looking into it.	Sonra neden bu meseleyi araştıran polisin sen olduğunu sordu.	Broadchurch-1	2013
Well, we're all asking that.	Onu hepimiz soruyoruz.	Broadchurch-1	2013
Anyway, how's the boss?	Neyse, patronun ne âlemde?	Broadchurch-1	2013
Same, as if it wasn't hard enough.	Aynı, sanki yeterince sıkıntımız yokmuş gibi.	Broadchurch-1	2013
Smother him with kindness, El.	Onu kibarlığınla bastır, El.	Broadchurch-1	2013
Isn't that your usual way?	Genelde böyle yapmaz mısın?	Broadchurch-1	2013
El? Hello?	El? Alo?	Broadchurch-1	2013
Yeah. Come home soon.	Evet. Çabuk gel eve.	Broadchurch-1	2013
Wake me up. You'll regret it.	Beni uyandır. Pişman olacaksın.	Broadchurch-1	2013
Never have before. Love you.	Daha önce hiç olmadım. Seni seviyorum.	Broadchurch-1	2013
Quite right. Love you too.	Haklısın. Ben de seni seviyorum.	Broadchurch-1	2013
Can you think of anyone who'd want to hurt Danny?	Danny'ye zarar vermek isteyecek birini biliyor musun?	Broadchurch-1	2013
How does he get on with his dad?	Babasıyla nasıl anlaşırdı?	Broadchurch-1	2013
Anything you say here is absolutely confidential.	Burada söylediğin her şey gizli kalacak.	Broadchurch-1	2013
Maybe twice.	İki kere belki.	Broadchurch-1	2013
Miller?	Miller?	Broadchurch-1	2013
Reconstruction, Thursday night, one week on.	Perşembe gecesini canlandıracağız, bir hafta içinde.	Broadchurch-1	2013
Your boy Tom, he should do it.	Oğlun Tom yapmalı.	Broadchurch-1	2013
What? No, I don't want him to. He's the best choice.	Ne? Hayır, onun yapmasını istemiyorum. En iyi seçenek o.	Broadchurch-1	2013
Did you not hear me? He's lost his best friend, that could traumatise him.	Dediğimi duymadın mı? En yakın arkadaşını kaybetti, bu onu travmaya sokabilir.	Broadchurch-1	2013
Maybe he should be allowed to decide. I'm his mum, I decide.	Belki kendi kararını kendi verebilir. Ben onun annesiyim, ben karar veririm.	Broadchurch-1	2013
So your commitment to this investigation stops outside these doors?	Yani bu dosyaya olan bağlılığın bu duvarların dışında sona mı eriyor?	Broadchurch-1	2013
Sir, move away from me now or I will piss in a cup and throw it at you.	Efendim, yanımdan çekilin yoksa bir kaba işeyip onu suratınıza atacağım.	Broadchurch-1	2013
Talk to...	Şeyle konuş...	Broadchurch-1	2013
What's your husband's name Joe? Talk to him about it. And Tom.	Kocanın adı neydi? Joe. Onunla konuş ve de Tom'la.	Broadchurch-1	2013
You're invited for dinner.	Sizi akşam yemeğine davet ediyorum.	Broadchurch-1	2013
Pick a night.	Bir gece seç.	Broadchurch-1	2013
At your house? Why?	Evinde mi? Neden?	Broadchurch-1	2013
Do you know many people here? No.	Burada çok tanıdığın var mı? Hayır.	Broadchurch-1	2013
Are you living off hotel food? It's not a good idea.	Otel yemeğiyle mi yaşıyorsun? İyi bir fikir değil bu.	Broadchurch-1	2013
Don't be an asshole about it, I don't want to do it either, but it's what people do.	Bu konuda götlük etme lütfen, ben de istemiyorum ama insanlar bunu yapar işte.	Broadchurch-1	2013
They have the boss round and don't talk about work.	Patronları yanlarında olur ve işten konuşmazlar.	Broadchurch-1	2013
What will we talk about? I don't know! Just say yes.	Ne hakkında konuşacağız? Bilmiyorum. Evet de işte.	Broadchurch-1	2013
Thank you. Bloody hell!	Teşekkür ederim. Lanet olsun ya!	Broadchurch-1	2013
Knob.	Çük kafalı.	Broadchurch-1	2013
Did you tell them where you were?	Onlara nerede olduğunu söyledin mi?	Broadchurch-1	2013
Are you gonna tell me?	Bana söyleyecek misin?	Broadchurch-1	2013
Did you kill him?	Onu sen mi öldürdün?	Broadchurch-1	2013
What? Did you kill Danny?	Ne? Danny'yi sen mi öldürdün?	Broadchurch-1	2013
How could you even say that, Beth?	Bunu nasıl söyleyebilirsin Beth?	Broadchurch-1	2013
Is that what you think? Is that what you see when you look at me?	Düşündüğün bu mu? Bana baktığında bunu mu görüyorsun?	Broadchurch-1	2013
All you have to say is no. How can you even say it?	Tek yapman gereken hayır demek. Bunu bana nasıl söyleyebilirsin?	Broadchurch-1	2013
You think I could kill my own son, do you?	Kendi oğlumu öldürdüğümü mü düşünüyorsun?	Broadchurch-1	2013
Do you?	Düşünüyor musun?	Broadchurch-1	2013
You think I could strangle him, do you?	Onu boğduğumu düşünüyorsun, öyle mi?	Broadchurch-1	2013
For God's sake, Beth. What in God's name is happening to us, eh?	Tanrı aşkına Beth. Tanrı aşkına, bize neler oluyor böyle?	Broadchurch-1	2013