Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 160148

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
...that's so magical...	...büyüleyici bir şeydir...	The Back-up Plan-1	2010
...so life affirming that it makes it all worthwhile.	...her şeye değecek, bütün sıkıntılarını unutturacak bir andır.	The Back-up Plan-1	2010
This will be the best thing you ever do.	Yaptığın en iyi şey bu olabilir.	The Back-up Plan-1	2010
Dada!	Baba.	The Back-up Plan-1	2010
Hey, son.	Naber, oğlum.	The Back-up Plan-1	2010
I guess this would be that moment, huh?	Sanırım o küçük an bu an.	The Back-up Plan-1	2010
Yeah, this would be it.	Evet, olabilir.	The Back-up Plan-1	2010
Hey, what do you have there, son?	Elindeki ne, oğlum?	The Back-up Plan-1	2010
Poo poo.	Kaka.	The Back-up Plan-1	2010
Son, is that cat shit?	Oğlum o kedi boku mu?	The Back-up Plan-1	2010
That's your shit? No.	Senin bokun mu? Hayır.	The Back-up Plan-1	2010
This ain't even his shit.	Kendi boku bile değil.	The Back-up Plan-1	2010
Charlie, Roxy, meet me at the bathroom.	Charlie, Roxie, bizimle tuvalette buluşun.	The Back-up Plan-1	2010
What did I tell you about playing with other people's shit?	Sana başkalarının bokuyla oynaman hakkında ne demiştim?	The Back-up Plan-1	2010
So why are you upset?	Neden üzülüyorsun ki?	The Back-up Plan-1	2010
It's so lucky.	Çok şanslısın.	The Back-up Plan-1	2010
To get pregnant on the first try with frozen sperm is rare...	Dondurulmuş spermle ilk denemede hamile kalmak çok nadir görülür...	The Back-up Plan-1	2010
...but to get pregnant with twins? I mean, come on, that is unheard of.	...üstüne üstlük de ikizlere. Bu duyulmamış bir şey.	The Back-up Plan-1	2010
Okay, okay. When you want to speak, you can.	Tamam. İstediğin zaman konuşabilirsin.	The Back-up Plan-1	2010
Does anyone else have anything in the meantime...	Bu arada bir şeyler paylaşmak isteyen...	The Back-up Plan-1	2010
...that they'd like to share?	...başka biri var mı?	The Back-up Plan-1	2010
Tabitha. Yeah, I'm having a hard time.	Tabitha. Evet. Zor zamanlar geçiriyorum.	The Back-up Plan-1	2010
Luca keeps asking me why his friends have two parents...	Luca arkadaşlarının iki ebeveyni olup da...	The Back-up Plan-1	2010
...and he only has one.	...neden onun sadece bir tane olduğunu soruyor.	The Back-up Plan-1	2010
I knew this would happen someday. I wasn't prepared...	Bir gün bunun olacağını biliyordum. Hazır değildim.	The Back-up Plan-1	2010
There's this guy. What?	Bu adam... Ne?	The Back-up Plan-1	2010
His name is Stan, and he's fantastic.	İsmi Stan, ve mükemmel biri.	The Back-up Plan-1	2010
Wasn't I just speaking?	Ben konuşmuyor muydum?	The Back-up Plan-1	2010
You know how you never meet somebody?	Hani hiç o tarz biriyle tanışmamışsındır ya?	The Back-up Plan-1	2010
The kind of guy who makes you rethink everything.	Her şeyi yeniden düşünmeni sağlayan erkeklerden.	The Back-up Plan-1	2010
Like, maybe I can be a stay at home mom.	Belki evde oturan bir anne olabilirim.	The Back-up Plan-1	2010
Maybe I can. I'll love being barefoot and pregnant.	Belki de. Hamile olup yalınayak dolaşmaya bayılırım.	The Back-up Plan-1	2010
He can teach me how to make cheese. We can live off the land.	Belki de bana peynir yapmayı öğretir. Evimin kadını olurum.	The Back-up Plan-1	2010
Zoe, this group is called Single Mothers and Proud.	Zoe, bu grubun adı Bekar ve Gururlu Anneler.	The Back-up Plan-1	2010
I wasn't planning to meet anybody.	Biriyle tanışmayı planlamıyordum.	The Back-up Plan-1	2010
And now that I've thrown all my plans out the window...	Elbette şimdi bütün planlarımı silip atmayacağım...	The Back-up Plan-1	2010
...and really fallen for this guy...	...ama bu adam için çıldırıyorum...	The Back-up Plan-1	2010
...I'm just afraid that he might not stay.	...sadece kalmayacağından korkuyorum.	The Back-up Plan-1	2010
This is wildly outside my field of expertise.	Bu benim tamamen uzmanlık alanımın dışında.	The Back-up Plan-1	2010
Yeah, because we're a single mothers group.	Evet, çünkü biz bekar anneler grubuyuz.	The Back-up Plan-1	2010
So we don't tend to give advice on how to get your boyfriend to commit.	Erkek arkadaşını kendine nasıl bağlayacağın konusunda tavsiye veremeyiz.	The Back-up Plan-1	2010
Not usually.	Pek değil.	The Back-up Plan-1	2010
Maybe you should join a different group.	Belki de farklı bir gruba katılmalısın.	The Back-up Plan-1	2010
Ding dong. No.	Bingo. Hayır	The Back-up Plan-1	2010
Okay. We are gonna have to take a vote on this, Zoe...	Pekala. Bunu oylamaya sunmalıyız, Zoe.	The Back-up Plan-1	2010
...because I think we, collectively, feel...	Çünkü sanırım hepimiz,...	The Back-up Plan-1	2010
...that you are in a very...	...senin bizim olduğumuz yerde...	The Back-up Plan-1	2010
...wildly different place than where we are.	...çok farklı bir yerde olduğunu düşünüyoruz.	The Back-up Plan-1	2010
So we are going to take a vote.	Bu yüzden oylamaya sunacağız.	The Back-up Plan-1	2010
I called the store. Said it was an emergency.	Dükkanı aradım. Acil olduğunu söyledim.	The Back-up Plan-1	2010
I don't expect you to stay.	Kalmanı beklemiyorum.	The Back-up Plan-1	2010
I don't expect you to expect me to stay.	Kalmamı istemeni beklemiyorum.	The Back-up Plan-1	2010
What if I want to stay?	Ya ben kalmak istiyorsam?	The Back-up Plan-1	2010
Well, then I'd be surprised.	Şaşırmış olurdum.	The Back-up Plan-1	2010
And happy.	Ve mutlu.	The Back-up Plan-1	2010
I can't promise anything. Neither can I.	Hiç bir söz veremem. Aynen ben de.	The Back-up Plan-1	2010
Okay, fine. Give me the hot dog.	Tamam. Şu sosisi bana ver.	The Back-up Plan-1	2010
Perry and Hudson.	Perry ve Hudson.	The Back-up Plan-1	2010
Feel free to run every red light. You got it.	Kırmızı ışıklarda rahat ol. Tamamdır.	The Back-up Plan-1	2010
Here we go. Here we go.	Hadi bakalım. Hadi bakalım.	The Back-up Plan-1	2010
This sucks!	Berbat.	The Back-up Plan-1	2010
Nothing fits me! Please, just let me wear sweats.	Hiç bir şey uymuyor. İzin ver sadece süveter giyeyim.	The Back-up Plan-1	2010
Honey, you can't wear sweats. This is important.	Süveter giyemezsin. Önemli.	The Back-up Plan-1	2010
I'll get that. Wait, let me suck it in.	Bir bakayım. Bekle içime çekeyim.	The Back-up Plan-1	2010
Have you got a jacket or something?	Ceketin falan var mı?	The Back-up Plan-1	2010
Got you. I got you. Are you all right? Yes.	Dikkat et, iyi misin? Evet.	The Back-up Plan-1	2010
I can't.	Giremiyorum.	The Back-up Plan-1	2010
Oh, watch it.	Dikkat et.	The Back-up Plan-1	2010
I'm gonna throw up. What?	Kusacak gibiyim. Ne?	The Back-up Plan-1	2010
Good to see you. How are you?	Merhaba, nasılsın?	The Back-up Plan-1	2010
Stan. Oh, you are a prince. Thanks for coming.	Stan! Sen prenssin. Geldiğiniz için sağ olun.	The Back-up Plan-1	2010
Sea urchins?	Deniz kestanesi?	The Back-up Plan-1	2010
I split my dress. And I didn't want to go. How about that?	Elbiseme bak. Gitmek de istemiyordum. Şuna bak.	The Back-up Plan-1	2010
What is that thing?	Bu ne?	The Back-up Plan-1	2010
Oh, Mona gave it to me. It's supposed to help me sleep.	Onu Mona verdi. Uyumama yardım ediyor.	The Back-up Plan-1	2010
Hold on. Okay.	Bekle. Tamam.	The Back-up Plan-1	2010
It's been two weeks now...	İki hafta oldu,...	The Back-up Plan-1	2010
...and all she ever wants to do is sleep with that pillow.	...tek yapmak istediği o yastıkla yatmak.	The Back-up Plan-1	2010
The pillow is a bitch. Totally replacing you?	O yastık tam baş belası. Senin yerini alıyor, değil mi?	The Back-up Plan-1	2010
Completely. She drags it everywhere. My wife, she drew eyes on hers.	Aynen, her yere götürüyor. Karım, ona göz bile çizdi.	The Back-up Plan-1	2010
I make a move in the middle of the night...	Gecenin ortasında bir şey yapmak istediğimde...	The Back-up Plan-1	2010
...the pillow is staring at me. Yeah.	...yastık bana bakıyor. Evet.	The Back-up Plan-1	2010
Like, "Bro, I don't think so." We used to have sex all the time.	Sanki: Hayır, ahbap. Hiç sanmıyorum. Eskiden devamlı sevişirdik.	The Back-up Plan-1	2010
Every day. Now I can't touch her. I can barely go near her.	Şimdi ona dokunamıyorum bile. Yanına bile zor yaklaşıyorum.	The Back-up Plan-1	2010
She's pregnant. You can't win.	Dostum, kız hamile. Sen kazanamazsın.	The Back-up Plan-1	2010
The only one who wins is the pillow! The pillow!	Burada tek kazanabilecek. yastık. Yastık.	The Back-up Plan-1	2010
Screw that pillow, man. You might have to. I did once.	Sokacağım şu yastığa. Eğer gerekirse. Bir keresinde sokmuştum.	The Back-up Plan-1	2010
We're gonna be fine.	İyi olacak.	The Back-up Plan-1	2010
Gonna get through this. Everything's gonna be fine.	Bunu atlatacağız. Her şey iyi olacak.	The Back-up Plan-1	2010
In a year's time, this is just gonna be a funny memory, right?	Yıllar sonra bunu komik bir anı olarak hatırlayacağız, değil mi?	The Back-up Plan-1	2010
That's right. Before you know it, the kids will be in school...	Aynen, aynen. Bir de bakmışsın çocuklar okula gidiyor,..	The Back-up Plan-1	2010
...and you'll long for the days when a pillow was your biggest problem.	...o zaman en büyük sorunun yastık olduğu günleri arayacaksın.	The Back-up Plan-1	2010
Must be hard when they first go off to school.	Çocukları okula ilk göndermek zor olmalı.	The Back-up Plan-1	2010
Little school shoes, little backpacks.	Küçük okul ayakkabıları, küçük sırt çantaları.	The Back-up Plan-1	2010
No, saying goodbye to the kid is easy.	Hayır, çocuklarla vedalaşmak kolay.	The Back-up Plan-1	2010
Saying goodbye to 20 grand, now, that's hard.	20 binle vedalaşmak zor.	The Back-up Plan-1	2010
What are you talking about? What's 20 grand?	Neden bahsediyorsun? 20 bin ne?	The Back-up Plan-1	2010
And you have twins.	Senin ikizlerin var.	The Back-up Plan-1	2010
Double whammy.	İki katı.	The Back-up Plan-1	2010
That's a whole lot of Parmesan.	Bu bayağı çok para.	The Back-up Plan-1	2010