• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 160670

English Turkish Film Name Film Year Details
Reinhardt will solve the one final mystery that has eluded mankind. Reinhardt insanlığı kurtaracak son bir gizemi çözecek... Ya da sonucunda ölecek. Reinhardt bunu başarırsa insanlığın en büyük gizemini çözmüş olacak. The Black Hole-1 1979 info-icon
Or he'll die in the attempt. yada çalışırken ölecek. Alex, onunla gitmek istemeni anlıyorum. Ya da sonucunda ölecek. The Black Hole-1 1979 info-icon
Alex, I'm beginning to feel you want to go with him. Alex, onunla gitmeyi istiyorsun gibi hissetmeye başlıyorum. Bunun muhteşem bir keşif olacağını düşünüyor muyum? Alex, onunla gitmek istemeni anlıyorum. The Black Hole-1 1979 info-icon
On a glorious pilgrimage, straight into what may be the mind of God? Kutsal bir hac gibi, doğrudan Allah'ın içine gidebilir miyim? Anlıyorum. Düşünüyorum. Bunun muhteşem bir keşif olacağını düşünüyor muyum? The Black Hole-1 1979 info-icon
I do. I do. Yapabilirim. "Ve karanlığın bastığı derin yüzünde... Anlıyorum. Düşünüyorum. The Black Hole-1 1979 info-icon
"And darkness was upon the face of the deep. "Ve karanlık derinlerden yukarı çıktı. Ona Allah'ın ruhu taşındı suların üstünde. " "Ve karanlığın bastığı derin yüzünde... The Black Hole-1 1979 info-icon
And the spirit of God moved upon the face of the waters." Ve Allah'ın Ruhu suların yüzeyine doğru yükseldi." Ne inanılmaz bir manzara. Ona Allah'ın ruhu taşındı suların üstünde. " The Black Hole-1 1979 info-icon
What an incredible sight. Ne inanılmaz bir görüş. Hala kullananı yok. Diğerleri nerede? Ne inanılmaz bir manzara. The Black Hole-1 1979 info-icon
I still haven't got used to it. Where are the others? Hala alışamadım. Diğerleri nerede? Onlar bizim gemimize gittiler. Gemiden mi çağırıldılar? Hala kullananı yok. Diğerleri nerede? The Black Hole-1 1979 info-icon
They were recalled to the ship. Recalled? Gemiye geri çağırdılar. Geri mi çağrıldılar? Onlar gemiden nasıl bir çağrı aldılar ki? Onlar bizim gemimize gittiler. Gemiden mi çağırıldılar? The Black Hole-1 1979 info-icon
Didn't I say no more unescorted excursions? Bir daha eşliksiz gezilmeyeceğini söylemedim mi? Nasıl bir iletişim oldu? Onlar gemiden nasıl bir çağrı aldılar ki? The Black Hole-1 1979 info-icon
Where was your communication? İletişiminiz neredeydi? Ah, robot ile ESP bağlantısı kurdun. Nasıl bir iletişim oldu? The Black Hole-1 1979 info-icon
Ah, the ESP you share with the robot. Ah, ESP'yi robotla paylaşıyorsunuz. Olağanüstü. Ah, robot ile ESP bağlantısı kurdun. The Black Hole-1 1979 info-icon
Extraordinary. Sıradışı. Dr. Durant. Olağanüstü. The Black Hole-1 1979 info-icon
Dr Durant. Dr Durant. Evet, Doktor? Yıllar boyunca tüm bu formülleri topladık. Dr. Durant. The Black Hole-1 1979 info-icon
Yes, Doctor? These are all my formulas I've compiled over the years. Evet, doktor? Yıllardır topladığım tüm formüller burada. Şimdi bu bilgileri başkalarına da iletmen için... Evet, Doktor? Yıllar boyunca tüm bu formülleri topladık. The Black Hole-1 1979 info-icon
I want you to take them back with you... Sizden onları geri götürmenizi istiyorum... ..seninle paylaşmak istiyorum, insanlığın yararına olsun diye. Şimdi bu bilgileri başkalarına da iletmen için... The Black Hole-1 1979 info-icon
and pass them on to others in case something might happen to me. ve bana bir şey olması durumunda onları diğerlerine vermenizi istiyorum. Bana güvenebilirsiniz. ..seninle paylaşmak istiyorum, insanlığın yararına olsun diye. The Black Hole-1 1979 info-icon
You can depend on me. Bana güvenebilirsiniz. Ben de uçuşumu izlemeni istiyorum. Bana güvenebilirsiniz. The Black Hole-1 1979 info-icon
I also want you to monitor my flight. Ayrıca uçuşumu izlemenizide istiyorum. Çünkü Olay Ufkunun içinde çok uzun süre kalabilirim. Ben de uçuşumu izlemeni istiyorum. The Black Hole-1 1979 info-icon
Stay as long as you can at the event horizon. Olay ufkunda istediğiniz kadar kalabilirsiniz. Einstein Rosen teorisini düşünürsen,bu çok olası. Çünkü Olay Ufkunun içinde çok uzun süre kalabilirim. The Black Hole-1 1979 info-icon
There might be an Einstein Rosen bridge to consider. Orada bir Einstein Rosen köprüsü olduğunu düşünüyorum. Yapacağım. Einstein Rosen teorisini düşünürsen,bu çok olası. The Black Hole-1 1979 info-icon
I will. İzleyeceğim. İnan bana, uzun zamandır bu anı kaydetmesi içn... Yapacağım. The Black Hole-1 1979 info-icon
Believe me, I've been waiting a long time... İnanın bana, bu anı kayıtlayacak sizin gibi birini... ..senin gibi birini bekliyordum. İnan bana, uzun zamandır bu anı kaydetmesi içn... The Black Hole-1 1979 info-icon
for someone like you to record this moment. uzun zamandır bekliyordum. Teşekkür ederim Doktor. ..senin gibi birini bekliyordum. The Black Hole-1 1979 info-icon
Thank you, Doctor. Teşekkürler, Doktor. O zaman ben hazırım. Teşekkür ederim Doktor. The Black Hole-1 1979 info-icon
Then I'm ready. Hazırım. Büyük yolculuk,büyük adamların işidir. O zaman ben hazırım. The Black Hole-1 1979 info-icon
Ready to embark on man's greatest journey. İnsanlık en büyük yolculuğuna girişmeye hazır. Ama bu çok riskli. Büyük yolculuk,büyük adamların işidir. The Black Hole-1 1979 info-icon
Certainly his riskiest. Elbette ama sakıncalarıda var. Büyük risk gerçeği bilmeden yola çıkanlar ... Ama bu çok riskli. The Black Hole-1 1979 info-icon
The risk is incidental compared to the possibility... Risk bilinmeyen gerçeği hükmetme olasılığının... ..için geçerlidir. Büyük risk gerçeği bilmeden yola çıkanlar ... The Black Hole-1 1979 info-icon
to possess the great truth of the unknown. tesadüfi karşılaştırılmasıdır. Orada, bildiğin hiçbir tabiat kanunu... ..için geçerlidir. The Black Hole-1 1979 info-icon
There, long cherished laws of nature... Orada, bildiğin hiçbir doğa kanunu... ..geçerli değil. Orada, bildiğin hiçbir tabiat kanunu... The Black Hole-1 1979 info-icon
simply do not apply. ...basitçe geçerli değil. Orada hiçbir şey yok. ..geçerli değil. The Black Hole-1 1979 info-icon
They vanish. Yok oldular. Ya hayat? Orada hiçbir şey yok. The Black Hole-1 1979 info-icon
And life? Ve yaşam? Hayat mı? Ya hayat? The Black Hole-1 1979 info-icon
Life? Yaşam? Sonsuza kadar hayat var. Hayat mı? The Black Hole-1 1979 info-icon
Life forever. Yaşam devamlıdır. Erkeklerden en güvenilir subay Frank McCrae’di. Sonsuza kadar hayat var. The Black Hole-1 1979 info-icon
The officer the men trusted most was Frank McCrae. Adamların en güvendikleri subay Frank McCrae idi. Kate'in babası. Onlar eve dönmek istediler ama, Dr.Reinhart duymazdan geldi. Erkeklerden en güvenilir subay Frank McCrae’di. The Black Hole-1 1979 info-icon
Kate's father. They turned to him when Dr Reinhardt ignored the orders to return home. Kate'in babası. Dr Reinhardt eve dönüş emrini reddedince onun yanına geçtiler. Bunun üzerine gemiyi ele geçirmeye çalıştılar. Kate'in babası. Onlar eve dönmek istediler ama, Dr.Reinhart duymazdan geldi. The Black Hole-1 1979 info-icon
He tried to take control of the Cygnus. Cygnus'un denetimini almaya çalıştı. Ancak Reinhardt bunu isyan sayarak, Bay McCrae’i öldürdü. Bunun üzerine gemiyi ele geçirmeye çalıştılar. The Black Hole-1 1979 info-icon
Reinhardt called it mutiny and killed Mr McCrae. Reinhardt isyan olarak saydı ve bay McCrae'i öldürdü. Ya mürettebata ne oldu? Onlar da nöbetçiler tarafından ele geçirildi, robotlaştırıldılar ve hala gemideler. Ancak Reinhardt bunu isyan sayarak, Bay McCrae’i öldürdü. The Black Hole-1 1979 info-icon
What became of the crew? They were captured by the sentry robots and are still on board. Mürettebata ne oldu? Gözcü robotlar tarafından yakalandılar, hala gemideler. Ne? Neredeler? Ya mürettebata ne oldu? Onlar da nöbetçiler tarafından ele geçirildi, robotlaştırıldılar ve hala gemideler. The Black Hole-1 1979 info-icon
What? Where? Ne? Nerede? Güç merkezi olarak kullanılan büyük kuledeler. Ne? Neredeler? The Black Hole-1 1979 info-icon
In the command tower, the power centre. İdare kulesinde, güç merkezinde. Robotlar, Bay Pizer, onlar insansı robotlar. Güç merkezi olarak kullanılan büyük kuledeler. The Black Hole-1 1979 info-icon
Robots, Mr Pizer, humanoid robots. Robotlar, bay Pizer, insanımsı robotlar. Bu evrende ki en değerli şey ... Robotlar, Bay Pizer, onlar insansı robotlar. The Black Hole-1 1979 info-icon
The most valuable thing in the universe... Evrendeki en değerli şey... zeki yaşamdır,Dr Reinhardt’ta onları.. Bu evrende ki en değerli şey ... The Black Hole-1 1979 info-icon
intelligent life, means nothing to Dr Reinhardt. zeki yaşam, Dr Reinhardt için anlamsız. Komut verebileceği mürettebat robotları haline getirdi. zeki yaşamdır,Dr Reinhardt’ta onları.. The Black Hole-1 1979 info-icon
Without their wills, the crew became things he could command. Onların duygularını alarak, mürettebatı nesne olarak yönetebilirdi. Bu cenaze’yi açıklıyor. Doğru. Komut verebileceği mürettebat robotları haline getirdi. The Black Hole-1 1979 info-icon
That explains the funeral. Right. Cenaze töreninin açıklaması. Doğru. Sizde topallayan robot görmüştünüz. Bu cenaze’yi açıklıyor. Doğru. The Black Hole-1 1979 info-icon
And the limping robot you spotted. Ve gördüğün topallayan robot. Sen o robotların vücudunun içinde aslında insan vücudu mu var demek istedin? Sizde topallayan robot görmüştünüz. The Black Hole-1 1979 info-icon
Do you mean to tell me that there's actually a human body under that clothing? O elbiselerin altında gerçekte insan vücutları olduğunu mu söylemeye çalışıyorsun? Kesinlikle öyle Bayım. Sen o robotların vücudunun içinde aslında insan vücudu mu var demek istedin? The Black Hole-1 1979 info-icon
Exactly, Mr Booth. Kesinlikle, bay Booth. Madem bu işin arkasında böyle şeytanca bir fikir var. Kesinlikle öyle Bayım. The Black Hole-1 1979 info-icon
We can't just take off and leave these poor devils behind. Bu zavallı şeytanları arkamızda bırakıp çekip gidemeyiz. Senin planını uygulamak zorundayız Harry. Madem bu işin arkasında böyle şeytanca bir fikir var. The Black Hole-1 1979 info-icon
Harry, looks like we're gonna have to try your plan. Harry, planını denemek zorundayız gibi görünüyor. Ne? Peki mürettabatın geri kalanını nasıl götüreceğiz? Senin planını uygulamak zorundayız Harry. The Black Hole-1 1979 info-icon
What? And end up just like the rest of the crew? Ne? mürettebattan geri kalanını nasıl halledeceğiz? Onları çalıştıramazsak hiçbir şansımız olmaz. Ne? Peki mürettabatın geri kalanını nasıl götüreceğiz? The Black Hole-1 1979 info-icon
Why, if they couldn't pull it off, what chance do we have? Niye, başaramayacaklarsa, neyi değiştirmeye uğraşıyoruz? Kaptan, onlar maalesef geri döndürülemez. Onları çalıştıramazsak hiçbir şansımız olmaz. The Black Hole-1 1979 info-icon
Captain, the damage is irreversible. Kaptan, zarar düzeltilemez. Ölüm onlar için kurtuluş. Kaptan, onlar maalesef geri döndürülemez. The Black Hole-1 1979 info-icon
Death is their only release. Ölüm onların tek kurtuluşu. Bu doğru. Tanrı aşkına, Dan o mekanik orduya güvenemeyiz. Ölüm onlar için kurtuluş. The Black Hole-1 1979 info-icon
That's right. For God's sakes, Dan, we can't take on that mechanical army. Çok doğru. Allah aşkına, Dan, Mekanize bir orduyu götüremeyiz. Kaptanben de iki nöbetçi robotu yok etmek zorunda kaldım. Bu doğru. Tanrı aşkına, Dan o mekanik orduya güvenemeyiz. The Black Hole-1 1979 info-icon
Captain, I was forced to destroy two sentry robots. Kaptan, iki nöbetçi robotu güç kullanarak parçalamıştım. Onları aramaya çıkmadan önce harekete geçmeliyiz. Kaptanben de iki nöbetçi robotu yok etmek zorunda kaldım. The Black Hole-1 1979 info-icon
The others are searching now. If they're found... Diğerleri şimdi araştırıyorlar. Bulurlarsa... Anladım, Vincent. Charlie, geri sayıma başla. Tamam. Onları aramaya çıkmadan önce harekete geçmeliyiz. The Black Hole-1 1979 info-icon
Gotcha, Vincent. Charlie, start the countdown. Right. Anlaşıldı, Vincent. Charlie, geri sayıma başla. Doğru. Vincent, Sende Kate ve Alex’e durumu anlatıp buraya çağır. Anladım, Vincent. Charlie, geri sayıma başla. Tamam. The Black Hole-1 1979 info-icon
Vincent, tell Kate I want her and Alex back here on the double. Vincent, Kate söyle Alex ile beraber her ikisini de acele burada istiyorum. Seyir planını düzenle. Vincent, Sende Kate ve Alex’e durumu anlatıp buraya çağır. The Black Hole-1 1979 info-icon
Fix navigational course. Yol bulucuyu ayarla. Bütün bunları yaparken Dr Reinhardt ... Seyir planını düzenle. The Black Hole-1 1979 info-icon
You have achieved all this on your own, Dr Reinhardt... Bütün bunları siz kendiniz başlattınız, Dr Reinhardt... Acaba neler olabileceğini düşündünüz mü ? ... Bütün bunları yaparken Dr Reinhardt ... The Black Hole-1 1979 info-icon
and you would have every right to reject the request of a comparative stranger, but... sizden üsütün bir yabancının isteklerini reddetmek için her türlü hakkınız olurdu, ama... Sen ne umuyorsun Alex ? Ölümsüzlük mü? Acaba neler olabileceğini düşündünüz mü ? ... The Black Hole-1 1979 info-icon
What are you hoping for, Alex? Immortality? Neyi ümit ediyorsunuz, Alex? Ölümsüzlük mü? Hayır, bilimsel gerçek. Sen ne umuyorsun Alex ? Ölümsüzlük mü? The Black Hole-1 1979 info-icon
No, scientific truth. Hayır, bilimsel gerçekler. Alex, havalanmamız için hazırlıklar tamammış bizi bekliyorlar. Hayır, bilimsel gerçek. The Black Hole-1 1979 info-icon
Alex, we have to board right away. They're waiting to blast off. Alex, hemen ayrılmalıyız. Onlar kalkmayı bekliyorlar. Reaktörü hazırla! Alex, havalanmamız için hazırlıklar tamammış bizi bekliyorlar. The Black Hole-1 1979 info-icon
Prepare reactors! Reaktörleri hazırlayın! Maximilian! Reaktörü hazırla! The Black Hole-1 1979 info-icon
Maximilian! Maximilian! Göstergelerde neler var Vincent? Tüm sistemler gitmek için hazır Bay Pizer. Maximilian! The Black Hole-1 1979 info-icon
How are your readings, Vincent? All systems are go, Mr Pizer. Durum nasıl, Vincent? Tüm sistemler çalışıyor, bay Pizer. Alex, inan bana bunun için hayatını tehlikeye atmaya değmez. Göstergelerde neler var Vincent? Tüm sistemler gitmek için hazır Bay Pizer. The Black Hole-1 1979 info-icon
Alex, I will not have you throwing your life away for this. Alex, bunun için yaşamını heba etme. Onu anlıyorum,Sanırım bunu yapabilir. Oh, Tanrım, Alex! Alex, inan bana bunun için hayatını tehlikeye atmaya değmez. The Black Hole-1 1979 info-icon
He can do it. I know he can. Oh, God, Alex! Yapabilir. Yapabileceğini biliyorum. Oh, Allah'ım, Alex! Kara deliğin ötesinde tamamen farklı bir dünya var... Onu anlıyorum,Sanırım bunu yapabilir. Oh, Tanrım, Alex! The Black Hole-1 1979 info-icon
There's an entirely different world beyond that black hole... Kara deliğin ötesinde tamamen farklı bir dünya var... ..orada bizim anladığımız manada mekan ve zaman yok artık. Kara deliğin ötesinde tamamen farklı bir dünya var... The Black Hole-1 1979 info-icon
a point where time and space as we understand it no longer exists. orada zaman ve uzay bildiğimiz gibi uzun değil. Onu keşfedecek ilk insanlar olacağız. ..orada bizim anladığımız manada mekan ve zaman yok artık. The Black Hole-1 1979 info-icon
We will be the first to see it, to explore it, to experience it. İlk defa göreceğiz, keşfedeceğiz, deneyeceğiz Lanet olsun Dan!Alex’i beklersek ayrılmak için çok geç kalacağız. Onu keşfedecek ilk insanlar olacağız. The Black Hole-1 1979 info-icon
Damn it all, Dan! If we wait for Alex, we may be too late. Lanet olsun hepsine, Dan! Eğer Alex'i beklersek çok geç kalacağız. Görmüyor musun? Adam onu hipnotize etti. Lanet olsun Dan!Alex’i beklersek ayrılmak için çok geç kalacağız. The Black Hole-1 1979 info-icon
Don't you see? He's hypnotized by that man. Anlamıyor musun? O adamlar hipnotize edilmişler. Vincent. Evet, Yüzbaşı? Görmüyor musun? Adam onu hipnotize etti. The Black Hole-1 1979 info-icon
Vincent. Yes, Captain? Vincent. Evet, Kaptan? Kate’ye bilgileri aktar, Alex gelmiyorsa, kendisi geri dönsün. Vincent. Evet, Yüzbaşı? The Black Hole-1 1979 info-icon
Tell Kate we want her back here fast, with or without Alex. Tell her why. Kate'e en hızlı şekilde buraya gelmesini söyle, Alex ile veya onsuz. Niye olduğunu da söyle. Reaktörü açın. Kate’ye bilgileri aktar, Alex gelmiyorsa, kendisi geri dönsün. The Black Hole-1 1979 info-icon
Reactors on. Reaktörler devrede. Harekete geçiyorlar. Reaktörü açın. The Black Hole-1 1979 info-icon
He's going to do it. Yapacak. Şimdi yapacak! Harekete geçiyorlar. The Black Hole-1 1979 info-icon
He's going to do it! Yapacak! Gerçekten bunu yapacak. Şimdi yapacak! The Black Hole-1 1979 info-icon
He's really going to do it. Gerçekten yapacak. Şu anda ayrılmazsak bu deli bizi de öldürecek Holland. Gerçekten bunu yapacak. The Black Hole-1 1979 info-icon
He'll kill us all if you don't get us outta here now, Holland. Eğer bizi buradan hemen çıkartmazsan hepimizi öldürecek, Holland. Onun uçuşunu izlememizi istiyor, Hala zamanımız var. Şu anda ayrılmazsak bu deli bizi de öldürecek Holland. The Black Hole-1 1979 info-icon
He wants us out there to monitor his flight. We still have time. Uçuşunu izlememiz için bizi orada istiyor. Hala zamanımız var. Kendi hayatınızla kumar oynayabilirsiniz ama benimkiyle oynamayın! Onun uçuşunu izlememizi istiyor, Hala zamanımız var. The Black Hole-1 1979 info-icon
You're gambling with our lives, but you're not gonna gamble with mine! Hayatlarımızla kumar oynuyorsun ama benimkiyle oynayamayacaksın! Harry, Kapa çeneni! Kendi hayatınızla kumar oynayabilirsiniz ama benimkiyle oynamayın! The Black Hole-1 1979 info-icon
Shut up, Harry! Kapa çeneni, Harry! Alex. R kare. Harry, Kapa çeneni! The Black Hole-1 1979 info-icon
Alex. R squared. Alex. R ayarlandı. Alex! Seninle biraz konuşabilir miyim? B artı ... Alex. R kare. The Black Hole-1 1979 info-icon
Alex! Could I have a word with you? B plus... Alex! Sana bir şey söyleyebilir miyim? B artı... B kare ... Alex! Seninle biraz konuşabilir miyim? B artı ... The Black Hole-1 1979 info-icon
B squared... B ayarlandı... Bir kare üzerinde sinüs, veri kare ... B kare ... The Black Hole-1 1979 info-icon
over A squared, sine squared, data... A ayarlandı, sinüs ayarlandı, veri... Geçen gün neden bahsediyorduk, hatırlıyor musun? Bir kare üzerinde sinüs, veri kare ... The Black Hole-1 1979 info-icon
Do you remember what we were talking about the other day? Önceki gün ne için konuştuğumuzu hatırlıyor musun? Buradan acele çıkmalıyız. Ben kalıyorum. Sus! Geçen gün neden bahsediyorduk, hatırlıyor musun? The Black Hole-1 1979 info-icon
We've gotta get out of here. I'm staying. Shh! Buradan çıkmalıyız. Ben kalıyorum. Reinhardt bir katil. Ne? Buradan acele çıkmalıyız. Ben kalıyorum. Sus! The Black Hole-1 1979 info-icon
Reinhardt is a murderer. What? Reinhardt bir katil. Ne? Evet. Bu yaratıklar ... Reinhardt bir katil. Ne? The Black Hole-1 1979 info-icon
Yes. Those creatures... Evet. Şu yaratıklar... .. robot değil. Saklanıyorlar ... Evet. Bu yaratıklar ... The Black Hole-1 1979 info-icon
Those aren't robots. They're... Onlar robot değil. Onlar... Onlar aslında gerçek mürettebat, robot haline getirilmişler. .. robot değil. Saklanıyorlar ... The Black Hole-1 1979 info-icon
They're humanoids. They're... They're what's left of the original crew. Onlar insanımsı. Onlar... Onlar asıl mürettebattan geri kalanlar. Bir sorun mu var Bayan Kate? Onlar aslında gerçek mürettebat, robot haline getirilmişler. The Black Hole-1 1979 info-icon
What's wrong, Miss Kate? Neyin var, bayan Kate? Hasta görünüyorsunuz. Bir sorun mu var Bayan Kate? The Black Hole-1 1979 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 160665
  • 160666
  • 160667
  • 160668
  • 160669
  • 160670
  • 160671
  • 160672
  • 160673
  • 160674
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact