Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2228
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
So let's wait until then. | O zamana kadar bekleyelim o halde. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Yeah? Hi. It's me again. | Efendim? Selam. Yine ben. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Yeah, look... Is there a place you would like to go? | Her neyse, bakın... Gitmek istediğin bir yer var mı? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Look, I'm a busy guy. Yeah? What makes you so busy? | Bakın, ben çok meşgulüm. Öyle mi? Neyle meşgulsün? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Does your wife pack your lunch every day? | Eşin her gün öğle yemeğini paket yapar mı? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
No. I make it myself. You're not married? | Hayır. Kendim hazırlarım. Evli değil misin? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
You were married? | Evli miydin? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Is the father around? No. They died together. | Babası buralarda mı? Hayır. Birlikte öldüler. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
How old was I? I was 22. | Kaç yaşında mıydım? 22 yaşındaydım. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
That's a lot of responsibility, raising a child at that age. | O yaşta, bir çocuğu büyütmek, gerçekten büyük bir sorumluluk. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Yeah, I guess so. She must have trusted you. | Evet, sanırım öyle. Kız kardeşin sana güveniyor olmalıymış. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
And now you put up decorations as a way of remembering her. | Sen de şimdi, onu hatırlamak için süslemeler yapıyorsun. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I'm sorry. It was a very stupid thing to do. | Üzgünüm. Çok aptalcaydı. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Who are you? Simon's teacher, French and Drama. | Kimsin sen? Simon'ın öğretmeni, Fransızca ve Drama. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
You're the one that was fired? That's right. | Kovulan sen misin? Evet, benim. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Do they know that you came to my house and stole that? | Evime gelip, bunu çaldığını biliyorlar mı? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
No. I'm sorry. | Hayır. Özür dilerim. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
He doesn't think you're very open minded. I wanted to prove that you were. | Açık fikirli biri olduğunu düşünmüyor. Ben de öyle olduğunu kanıtlamak istedim. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
You're fucked up. You're fucked up. You did that. | Batırdınız. Batırdınız. Mahvettiniz. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
You got him to post that stuff about his dad being a terrorist. You did that? | Babasının bir terörist olduğunu anlatan şeyi yayınlamasını istedin. Öyle değil mi? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
And I'm very sorry about it, but it was not my intention. | Bunun için çok üzgünüm ama böyle olsun istememiştim. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Do you know what you've done to that kid? | Bu çocuğa ne yaptığının farkında mısın? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I wouldn't have let him... Do you know? | Ona izin vermemeliydim... Farkında mısın? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
It was your grandmother's idea, but she never lived to see it. | Büyükannenin fikriydi ama bunu görecek kadar uzun yaşayamadı. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Didn't she, Tommy? | Öyle değil mi, Tommy? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
According to who, Dad? Don't you remember? | Kime göre, baba? Hatırlamıyor musun? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
What I remember, Dad, is Christmas wasn't such a great time | Hatırladığım şey, baba, yılbaşının o kadar harika olmadığı... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
'cause it meant we had to spend more time with you. | ...çünkü bizim için, seninle daha çok vakit geçireceğimiz anlamına geliyordu. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
They're in the drawer of my desk, the roll top desk. | Masamın çekmecesindeler. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I've been thinking about the virgins and heaven, | Bakireleri ve cenneti düşünüyordum da... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I mean, that way we can kill people and witness our actions, | Yani, bu şekilde, insanları öldürebilir, hareketlerimizi inceleyebilir... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I can't answer your question. | Bu soruna cevap veremem. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
And I'm sure if he got to know the other people on that plane, | Ve eminim ki, uçaktaki diğer insanları tanıma fırsatı olsaydı... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
he might have liked them, too. But that's not the point. | ...onları da sevebilirdi. Ama konu bu değil. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I think that this idea we get, that if you get to know someone, if you humanize them, | Edindiğimiz fikri düşünüyorum da,bence eğer birini tanımaya çalışırsan, onu insancıl... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Well, you know, that's just a myth we're taught, something we get from the movies. | Biliyorsun, bize öğretilen sadece bir efsane, filmlerden öğrendiğimiz bir şey. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
When the reality might be that that's what actually inspires an extreme action | Gerçeğin bu olduğunu düşünürsek, aşırı hareketlere sebep olan şey... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
that is actually being done to someone that you like, or in this case, with my dad, | ...aslında hoşlandığın birisine, mesela babama, gerçekten çok sevdiğin birisine... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
And show these people that there are people like you that have suffered and survived. | Ve acı çekip, hayatta kalan insanların da, senin gibi insanlar olduğunu göstermeni istiyorum. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Not like these bullshitters who don't know what the fuck they're talking about! | Saçma sapan konuşan bu geri zekalılar gibi olmadıklarını göstermeni... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Don't say such words to me. | Bana böyle şeyler söyleme. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
No. I'll do it myself, darling. You want to get up by yourself? Go ahead. | Hayır. Kendim yaparım, tatlım. Kendin mi kalkmak istiyorsun? Peki. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Come on. I'll do it. What? | Hadi. Yapacağım. Ne? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Yeah, I'll show them. Yeah. | Tamam, göstereceğim. Tamam. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
That's pretty emotional stuff. | Bu çok dokunaklı bir şey. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I'm a victim, too. | Ben de bir mağdurum. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I'm a victim of years of propaganda, | Propaganda yıllarının, yalanlarla geçen yılların... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Here's my tattoo. You like that? | İşte benim dövmem. Beğendin mi? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
That's what I have written on my body. | İşte vücuduma yazdığım şey. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
face the idea that... | ...yüzleşmen gereken fikir... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Who's he? Some guy. | Kim bu? Adamın biri. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Where do you keep your mom's violin, Simon? | Annenin kemanı nerede, Simon? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
It's... | O... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
It's at the top of the cupboard on the back. | Arkadaki dolabın üzerinde. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Do you know something that I don't? | Benim bilmediğim bir şey mi biliyorsun? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I didn't get to know him that well. | Onu, o kadar iyi tanıma fırsatım olmadı. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Look, I was talking to Nick about the loan idea. It won't work, | Bak, Nick'le şu kredi işini konuşuyordum. 25 yaşına gelene kadar... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
not until you're 25. | ...olmazmış. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
You know it's how your parents met? | Anne babanın nasıl tanıştıklarıyla ilgili olduğunu biliyor musun? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I don't know the rest of the details. | Daha fazla detay bilmiyorum. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
That's very detailed. | Bu çok detaylı. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
There's something that I don't understand, Tom. | Anlamadığım bir şey var, Tom. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I mean, it doesn't really increase the value of the violin. | Yani, bu şey, kemanın değerini artırmaz. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Well, it's... It's a long story. | Aslında... Uzun hikaye. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I mean, most of the times when we find ourselves | Yani, kendimizi bir şeyden dolayı çok etkilenmiş... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
And that's when you need to act. | İşte o zaman rol yapmaya ihtiyaç duyarsın. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Well, Simon, I feel like I'm losing you right now, | Simon, seni kaybediyormuşum gibi hissediyorum... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
because if you think that it's easier to project | ...çünkü eğer duygularını, bir insandan çok... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Because right now I'm just a thing on whatever it is that you're watching me on. | Çünkü şu anda ben, sadece izlediğin bir nesneyim. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
But you're looking at my face and you're looking into my eyes | Ama yüzüme bakıyorsun, gözlerimin içine bakıyorsun... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
and you're listening to my voice. | ...ve sesimi dinliyorsun. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
So whatever it is that you're reacting to, this thing wouldn't be here if my parents | Tepki gösterdiğin şey her ne ise, eğer ailem o gün uçakta olsaydı... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
had been on the plane that day and your father's bomb had gone off. | ...ve baban da bombayı patlatmış olsaydı, o şey burada olmayacaktı. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
That's a stretch, Hannah. | Gerginsin, Hannah. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Maybe there's part of you that wishes your parents could be part of that club. | Belki de bir parçan, ailenin de orada olmuş olmasını istiyor. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
But we know that's not feasible. I mean, it's just not how nature works. | Ama biliyoruz ki, bu mümkün değil. Yani, tabiat bu şekilde işlemiyor. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
So it's just common sense. | Bu bir genel kanı. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
There's disease, famine. | Hastalıklar, kıtlıklar var. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
but occasionally someone's got to take the matter into their own hands | ama arada sırada birileri sorumluluk almak... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
It wasn't bologna. But something like that. | O sos değildi. Ama ona benzer bir şeydi. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Any reason why you didn't tell us you were | Mesainizin bittiğini, niçin öğle yemeği ısmarlamadan önce... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I didn't take it. | Ben istemedim. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
It was offered. What about deducting my meal? | Siz teklif ettiniz. Yemeği hesaptan düştünüz mü? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I'm not sure how courteous it is to now demand a payment. | Şimdi benim ödeme yapmamı istemeniz hangi nezakete sığar bilemiyorum. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
You know what? Don't fuck with me. | Bak ne diyeceğim! Sakın bana bulaşma. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Why not? You're fucking with me. | Neden? Sen bana bulaşıyorsun ama. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Now you're asking to have it back. Since I can't give it back, | Şimdi de onu benden geri istiyorsun. Geri veremeyeceğime göre... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
you're extorting me for money. Right. | ...benden para koparmaya çalışıyorsun. Evet. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
No. Do not give him the money. Really, it's okay. It's not a problem. | Hayır. Ona para vermeyin. Gerçekten sorun değil. Önemli değil. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Don't touch me again. I'll touch you again. Get in the fucking car. | Bana bir daha dokunma. Dokunacağım lan. Bin şu siktiğim arabaya. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
It's quite a gift. | Bu çok değerli bir hediye. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
That's what makes me special? | Beni özel yapan şey bu mu? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
You're special for what is in you. | Seni özel yapan, içindeki şey. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
That's where the music comes from. | Müziğin geldiği yer. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
and you told people that it was your dad who tried to do it. | ...ve bunu yapmayı deneyenin de, senin baban olduğunu anlattın. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
why would you make people feel all those things if it wasn't even true? | ...ama bu olay doğru değilse, neden insanlara bu duyguları yaşattın? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I'm unloading your car. | Arabanı indiriyorum. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
You haven't finished your food. | Yemeğini bitirmedin. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I don't want the food. | Yemek istemiyorum. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Lady, we're all trying to work things out. Okay? | Hanımefendi, hepimiz bir şeylerle hesaplaşıyoruz. Tamam mı? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |