Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2244
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Happy birthday. | Doğum günün kutlu olsun. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
I'm at the restaurant. | Restorandayım. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
I still worry about you. | Hala senin için endişeleniyorum. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
It must be really hard to be on your own these days. | Bugünlerde kendi başına kalmak çok zor olmalı. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
I hope you have somebody. | Umarım yanında biri vardır. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
For our next hour, | Sonraki dersimizde, ülkemizde son zamanlarda artan çocuk pazarlamayı tartışacağız. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Its causes, symptoms and... | Sebeplerini, semptomlarını ve... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
...One week of water left. | Bir haftalık su kaldı. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
A report last week from... | Departmandan geçen hafta gelen rapora göre... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
...I should get paid tomorrow. | Yarın öderim. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
...found that 4% of girls and boys between the ages... | ...yaşları 12 ila 18 arasında değişen çocuklar, seks aktivitesinde rol alıyor... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
...Where did you get this recipe? | Bu tarifi nereden öğrendin? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
My cousin Lily. | Kuzenim Lily'den. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Lily from the picture? | Resimdeki Lily mi? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Yup. She taught me when I had to work... | Evet. Restoranda çalışmak zorunda kaldığım zaman öğretmişti. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Gwen Koh. | Gwen Koh. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
How wonderful you could join us. | Bize katılman ne hoş. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
My Amanda has told me so much about you and Jules. | Amanda'm, sen ve Jules hakkında bana çok şey anlattı. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Gwen is the head of the Center for Advanced Health... | Gwen, Gelişmiş Sağlık ve Yaşam Merkezi'nin müdürü. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
One of the most forward thinking companies... | Aramızda en ileri fikirleri olan şirketlerden biri. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
About to reveal the biotech bubble of the moment. | Zamanımızın biyotek kabarcığını bulmak üzereler. Bilim kadını mısınız? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Oh, not exactly. | Pek sayılmaz. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Olivia's intrigued by any woman making her way through... | Bugünkü iş şartları nedeniyle, yoluna çıkan her kadın Olivia'da merak uyandırıyor. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Especially with the backlash we're experiencing. | Özellikle yaşadığımız şu karanlık zamanlarda. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
We would have moved forward a while ago, | Uzun zaman önce daha ileri giderdik ama babasının torpili var. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
We do what is best for our children. | Çocuklarımız için en iyisi neyse onu yapıyoruz. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
We do. | Evet. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
We studied Jules' CV, | Jules'in CV'sine baktık. Kariyerinizde kızınız için yaptığınız planlar... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
...as your career, unstoppable. | ...durdurulamaz. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Gwen, the mission of our bonding camp is hundreds... | Gwen, bağlanma kampımızın misyonu yüz yaşındadır... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
...and 100 years into the future. | ...ve gelecekte de 100 yılı vardır. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
We comingle the finest boys and girls, in advance of their... | Hazırlık okulu deneyimleri öncesinde, en iyi kız ve erkekleri karıştırırız. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Have them introduce their innate talents and dreams... | Birbirleriyle doğuştan yeteneklerini ve hayallerini paylaşırlar. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
To create a culture that will cohesify them through their... | Okulda birlikte geçirecekleri yıllarda uyum sağlamaları için kültür oluşturmak amaçlı. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
In our world's history, even when resources... | Dünyamızın tarihinde, kaynaklar sınırlı olsa bile... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
there's always been room for an elite. | ...elitler için her zaman yer vardır. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
As there's less room now, | Ve şu anda yerlerin azılmasıyla, beyinlerimizi ve cüzdanlarımızı... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
...where it counts. | ...sayılan yere koyuyoruz. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
This all sounds good. | Bunlar hep kulağa hoş geliyor. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Good? | Hoş mu? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Ideal. | İdeal. Sadece merak ediyordum da... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
...We've put in 30K each, we would ask you for 10, | Hepimiz 30 bin koyduk, Jules için bekleme listesini tutmak için sizden 10 isteyeceğiz. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
I might need a day or two. | Bir iki güne ihtiyacım olabilir. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Loosen up Jules' father. | Jules'ın babasıyla görüşecek. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
He's not a part of our lives. | Kendisi hayatımızın bir parçası değil. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
And isn't going to be? | Olmayacak mı da? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Not even Jules' life? | Jules'ın hayatının bile? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
That is a wild card. | Bunu tahmin edememiştik. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Hello, dear. | Merhaba, tatlım. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
This is the only time in your daughter's life... | Kızının seçimlerinin fark yaratacağı tek an bu. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Take the help you can get. | Alabildiğin kadar yardım al. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Gwen, look at us. | Gwen, bize bak. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
We're talking again after all these years. | Bunca yıldan sonra tekrar konuşuyoruz. Ne güzel bir şey. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
So let's do this right, okay, and learn from our mistakes? | Şimdi bunu düzeltelim ve hatalarımızdan ders alalım, tamam mı? Seni Jules ile yalnız... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
...and turning my back on you. | ...bıraktığım ve sana sırtımı döndüğüm için çok üzgünüm. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Mom, thank you for saying that, but... | Anne, bunu söylediğin için sağ ol, ama... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
...I have to get something together, now. Or else... | ...şimdi bir şeyleri bir araya getirmeliyim. Yoksa... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
...Or else you'll continue to suffer, I know. | Yoksa acı çekmeye devam edeceksin, biliyorum. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
And so will Jules. | Jules de çekecek. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
So, how much money do you need? | Ne kadar paraya ihtiyacın var? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
$40,000 would get us through the next month. | 40 bin dolar bizi gelecek aya çıkartır. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
$40,000? | 40 bin dolar mı? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Access costs money, Mom. You know that. | Erişim para istiyor, anne. Biliyorsun bunu. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
So, who does she look like now? | Şimdi kime benziyor peki? Kendine. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Well, send me some pictures, okay? | Bana fotoğraf yolla, tamam mı? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
You know, it doesn't matter who she looks like. | Kime benzediği önemli değil. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Your father thinks about you, you know? | Baban seni düşünüyor, biliyor musun? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
He talked about you in his sermon today. | Bugün vaizinde senden söz etti. Anne, yapma. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Okay, uh, let me call Dad. | Tamam, babanı aramama izin ver. Hayı. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
If I don't ask your father... | Eğer babana sormazsam... Babam kızımla tanışmayacak, anne. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
I will die before that happens. | Bu gerçekleşmeden önce öleceğim ben. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Gwen. | Gwen. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
He's changed. | Değişti o. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
God has forgiven him. | Tanrı affetti onu. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Your father says I can't help you. | Baban sana yardım edemeyeceğimi söylüyor. Hala çalışmıyor musun sen? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Let's pray for your forgiveness. | Hadi affımız için dua edelim. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Remember, you used to love to pray? | Eskiden dua etmeyi severdin, unuttun mu? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
I... Dear Lord, | Ben... Sevgili Tanrım, lütfen bize kulak ver. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
At this time, we're ready for you to take away... | Şu an, Gwen'in işlediği günahı... Kapatıyorum. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
...this sin that Gwen has committed. | ...almana hazırız. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Goodbye. Thank you for your infinite... | Güle güle. Sonsuz sabrın için teşekkürler, Tanrım. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
I love you, Mama. | Seni seviyorum, anne. Ve Gwen'e gösterdiğin sonsuz merhamet için. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Goodbye. End call. | Güle güle, aramayı bitir. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Please look down on her now with love... | Lütfen ona sevgiyle bak ve günahını iyileştir. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Help her to start a brand new life. | Yeni bir hayata başlamasına yardım et. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
A brand new life with you at the center of her heart. | Kalbinin merkezinde senin olduğun yeni bir hayat. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
And please... | Ve lütfen... Lütfen Jules'umuza göz kulak ol... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
...and wrap her in your loving care, | ...ve onu sevginle sar, Tanrım. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Sorry, how've you been? | Pardon, nasılsın? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Am I too old? | Ben çok mu yaşlıyım? Kullanılmak için? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
What're you talking about, Gwen? | Sen neden bahsediyorsun, Gwen? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
So many women are out of work. | Çok kadın işten çıkarıldı. Bazılarının başı çok dertte. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
To be frank, there is talk among recruiters about... | Açıkçası, personel alma memurlarının arasında... | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
...letting women stay unemployed and, | ...kadınları işsiz bırakma ve evlerine dönmelerini sağlama fikri var. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
The perception is it's safer than putting millions of... | Algı şu; bunu yapmak sokaklara milyonlarca umutsuz erkeği dökmekten daha güvenli. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Safer? For whom? | Daha mı güvenli? Kim için? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Everyone. | Herkes için. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Make me the younger candidate. | Beni genç aday yap. Anlamadım? | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
The procedure you're launching... | Yürüttüğün prosedürü benim üstüme kullan. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |
Put me into a younger body. | Beni daha genç bir bedene yerleştir. | Advantageous-1 | 2015 | ![]() |