Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2555
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Yes, I... | Evet, ben... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I'm afraid Mr. Brannis broke my fall. | Maalesef Bay Brannis atlarken altımda kaldı. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| The rest of the weapons that you stole from Howard... | Howard'tan çaldığın silahların geri kalanı... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I need to find out where you hid them. | Onları nereye sakladığını bilmem gerek. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| You're the only one who knows. | Bilen tek kişi sensin. Onlar gelmeden | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Leviathan is coming. | Leviathan geliyor. Durdurmama yardım et. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| What is that? | Bu ne? Bay Brannis, bu nedir? Bir kalp mi? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Mr. Brannis... | Bay Brannis... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Where is the car? | Araba nerede? Şu tarafta. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I think we should retrieve it immediately. | Derhal gitmemiz gerekiyor. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Miss Carter, please. | Bayan Carter, lütfen. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Allow me. | Gel şöyle. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I used to come skinny dipping here as a kid. | Çocukken buraya çıplak yüzmeye gelirdim. Aklımda güzel bir imge oluşmadı. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Somebody knows what we know before we know it, | Birileri bizim bir şey yapacağımızı daha biz bilmeden bilebiliyor... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| and it's really starting to chap my ass. | ...bu da inanılmaz hasta ediyor beni. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| We can pick you up some baby powder for you on the way back. | O zaman dönerken sana grip ilacı falan alırız. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Maybe that'll help. | Belki yardımcı olur. Bu ayak izleri bir kadının. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| She was with him till he died. | Ölene kadar onunla birlikteymiş. Ya da onu kendisi öldürene dek. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Got to be the broad who cuffed fatty to his chair. | Bizim şişkoyu sandalyeye bağlayan olmalı. Veya gece kulübündeki sarışındır. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| We ever get a look at her? Pictures were Sousa's detail. | Onu görebildik mi biz? Resimler Sousa'nın işiydi. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| What the hell is he doing? | O ne yapıyor be? Sousa. Ne yapıyorsun yahu? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| You're quite good at that. | Bu konuda pek bir iyisin. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Yes, Mr. Stark's zippers are under considerable strain. | Evet, Bay Stark’ın fermuarlarını hep ben dikerim. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| You're very fortunate, you know. | Oldukça şanlısın biliyorsun değil mi? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| He missed the bone by 3 inches. | 8 santimetreyle kemiği ıskaladı. Onu demek istememiştim. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Then look me in the eye and say what you meant. | O halde yüzüme bakıp ne demek istediğini açıkça söyle. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| You're very fortunate that I ignored your instructions. | Dediklerini yapmadım diye oldukça şanslısın. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Oh, you're so right. | Ha değil mi? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| How I managed to stay alive before I met you, | Seninle tanışmadan önce nasıl hayatta kaldığım hakkında en ufak bir fikrim bile yok. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I can't tell if you're being arrogant or ignorant. | Kibirli mi yoksa cahil mi davranıyorsun karar veremedim. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Both, I imagine. | İkisinden de biraz. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Your line of work requires support... | Senin işinde sana yardımda bulunacak insanlara ihtiyacın var. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| People who care about your well being, | Senin hakkında endişelenecek ve zamanı gelince yaralarını saracak biri. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| If I allow people to get close to me, | İnsanların bana yaklaşmasına müsaade edersem onları tehlikeye sokmuş olurum. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Where's the sense in that? | Neresi mantıklı bunun? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| There is not a man or woman, | Hiç kimse, ne bayan ne de erkek... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| no matter how fit he or she may be, who is capable | ...ne kadar güçlü olursa olsun, tüm dünyanın... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| of carrying the entire world on their shoulders. | ...yükünü tek başına sırtlayacak kapasitede değildir. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Steve was. | Steve öyleydi. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| From what Mr. Stark has told me, | Bay Stark'ın söylediklerinden çıkardığım kadarıyla Kaptan Rogers sana bel bağlamıştı. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| For courage, strategy, and moral guidance. | Hem cesaret, hem strateji hem de ahlaki yardım konusunda. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| You were his support. | Onun yardımcısı sendin. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Your desire to help others is noble. | Senin başkalarına yardım etme ihtiyacın oldukça asil. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| But I doubt you'll find much success | Ama başkalarının sana yardım etmesine izin vermezsen başaracağını sanmıyorum. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| As you were. | İşine bak sen. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Hi, Mary. Hi. | Selam Mary. Selam. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| That's Mary... She's a legal secretary | O Mary'ydi. Kendisi Goodman, Kurtzberg ve Holliway'da yasal sekreter. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Evelyn. Hey, Angie. | Evelyn. Selam Angie. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Evelyn is a lounge singer at a club in midtown. | Evelyn de şehrin merkezindeki bir kulüpte şarkıcıdır. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Hi, Sarah. Hi. | Selam Sarah. Selam. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| That's Sarah. She's a slut. | O da Sarah. Tam bir kaltaktır. Fikrini değiştirdiğine o kadar sevindim ki. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| You're gonna love living here. | Burada yaşamaya bayılacaksın. Tabii kabul edildiysem. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I've never rented a flat that required an interview. | Daha önce hiç görüşme gerektiren bir yerde daire kiralamamıştım. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| It's just a formality. | Formalite sadece. Halledersin. Miriam korkağın tekidir. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Your references are impeccable. | Referanslarınız kusursuz. Özellikle de Senatör Palmer kısmı. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| He and my father were dear friends. | Babamla iyi arkadaştılar. Girerken topallıyordunuz sanki. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Caught my heel on a cobblestone. | Topuklarım kaldırım taşına sıkıştı. Batı tarafları nasıldır bilirsiniz. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I never travel below 23rd street, | 23. sokaktan aşağısına gitmedim, kısacası hayır, bilemem. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| How long do you see yourself | O telefon şirketinde daha ne kadar çalışmayı plânlıyorsunuz? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Only until I'm married, Miss Fry. | Sadece evlenene kadar, Bayan Fry. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| In a city filled with temptation, | Şehir cazibeyle, çapkınlıkla ve haylazlıkla dolu... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| the Griffith Hotel is a haven for proper young ladies. | ...bu yüzden Griffith oteli düzgün genç hanımlarımız için cennettir. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Our code of conduct is indisputable. | Koyduğumuz kurallar katıdır. Kıyafet ağırbaşlı ve zarif olmalıdır. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Curfew is 10:00. No drinking. | Dışarı çıkma yasağı saat ondan sonradır. Alkol yasak. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| No men above the first floor. | Birinci kattan yukarı erkek alınmayacak. İstisna yok. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Is that clear, Miss Carter? | Anlaşıldı mı Bayan Carter? Kesinlikle. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| That is it. Show him, Sousa. Right there. | Budur. Göster ona Sousa. Göster işte. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| We're right. Show that other photo. Not even close. | Haklıyız. Diğer fotoğrafı göster. Yakın bile değil. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| That right there... That's the angle. | Gördün işte. Açıyı yakaladın. Çekilmek yok artık, tamam mı? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I'm telling you. | Ciddi diyorum bak. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Carter, come here for a second. | Carter, gelir misin az? Gel, gel, gel. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Settle a bet for us. | Gel belli et şu iddia sonucunu. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Is that Joe DiMaggio? | Joe DiMaggio mu değil mi? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I don't follow boxing. | Boksu takip etmem. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I told you she wouldn't know who DiMaggio was. | DiMaggio'nun kim olduğunu bilmez dedim ya. Bence o. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Believe me, I think I'd know | Joe DiMaggio'yla aynı odada olup olmadığımı kesin bilirim, güven bana. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| How do you figure? | Nasıl bileceksin ki? Varlığını hissederim ben. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Ah, get outta here. | Hadi be oradan. Bilmeyeceğime mi iddiaya girdin? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| How could you be sure? | Nasıl emin olabilirsin ki? Emin değildim. Bu yüzden buna kumar diyorlar. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Did you, um, spot anyone else? | Başka birini yakalayabildin mi? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Nothing definitive, but we got a couple shots of the blonde. | Kesin bir şey yok ama şu sarışının birkaç fotoğrafını yakalayabildik. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| She really knows how to duck a camera. | Kameradan nasıl kaçınacağını iyi biliyor. Bir fotoğrafta dahi yüzü görünmüyor. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Tough break. | Üzüldüm. Kimsenin şansı sonsuza kadar sürmez. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I'll find her. | Bulacağım onu. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Once again, the powers of freedom and democracy prevail. | Bir kez daha özgürlüğün ve demokrasinin gücü galip geldi. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I'm so lucky to have a man | Kaptan Amerika gibi cesur ve güçlü birine sahip olduğum için şanslıyım. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Not so fast, Captain America. | Hele bir dur Kaptan Amerika. Daha işim bitmedi benim. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| You'll never be able to defeat my secret weapon. | Asla gizli silahımı yenemeyeceksin. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| What on earth could that be? | Ne olabilir ki? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| And that concludes tonight's episode | "Kaptan Amerika'nın Maceraları programı" bölümü de böylece biter. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Be sure to tune in next week for another thrilling tale... | Nefes kesici bir bölüm için gelecek hafta radyolarınızı açmayı | Agent Carter-1 | 2015 | |
| You find something, Krzeminski? | Bir şey mi buldun Krzeminski? Evet, büyük bir şey buldum sanırım. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I'm Peggy Carter. | Benim adım Peggy Carter. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| During the war, I fought side by side | Savaşta Kaptan Amerika'yla yan yana mücadele verdim. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| We defeated the enemy... | Düşmanlarımızı yendik. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Please, don't do this. We have time. | Lütfen yapma bunu. Daha zamanımız var. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| But I lost the love of my life. | Ama ben hayatımın aşkını kaybettim. SSR için çalışıyorum. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| America's premiere covert intelligence agency. | Amerika'nın gizli istihbarat kurumu. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| But now that the war is over, 1 | Ama artık savaş bittiği için bugünlerde görevlerim... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Agent Carter, cover the phones. | Agent Carter, telefonlara bakın. | Agent Carter-1 | 2015 |