Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2556
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Different. | ...farklı. 1 | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
That all changed when an old friend | Bütün bunlar eski bir dostum iki taraflı çalışmamı istediğinde değişti. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I have a vault. Somebody cleaned me out. | Bir kasam var. Ama birileri beni soydu. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
A couple of weeks later, my inventions... | Birkaç hafta sonra icatlarım kara borsada yüz göstermeye başladı. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
As of this moment, Howard Stark is a fugitive from justice. | Şu andan itibaren, Howard Stark bir adalet kaçağıdır. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
You're the only one that can clear my name. | İsmimi temize çıkarabilecek tek kişi sensin. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
He left me with an ally. | Beni bir müttefikle bıraktı. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Edwin Jarvis. He'll help you in any way he can. | Edwin Jarvis. Sana her şekilde yardım edecektir. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I found the man who stole Howard's inventions. | Howard'ın icatlarını çalan adamı buldum. Ama daha büyük bir tezgahın içindeymiş. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Leviathan is coming. | Leviathan geliyor. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Who is Leviathan? | Leviathan kim? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
He didn't have time to tell me. | Bana söyleyecek kadar zamanı yoktu. Arkasında bıraktığı tek şey bir semboldü. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I must determine what this means | SSR veya arkadaşlarım bana yetişene kadar bunun ne anlama geldiğini... | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Or my friends. | ...öğrenmeliyim. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Clearly, you don't know the rules of the house. | Belli ki evin kurallarını bilmiyorsun. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Jimmy. My girlfriend, Molly... She lives here. | Jimmy. Kız arkadaşım Molly burada yaşıyor. Yemin ederim! | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
5'5", blonde, works at Bonwit Teller? | 1.65'lik bir sarışın, Bonwit Teller'da çalışıyor. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Next one over. | Yandaki daire. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Would it be too much trouble if I could come... | İçeri girip oradan gitsem size çok mu zahmet vermiş olurum? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Have a nice night. | İyi geceler. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
His room key | Suç mahallinde bulduğumuz tek kanıt oda anahtarıydı. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
What can you tell us about him? | Onun hakkında bize neler söyleyebilirsiniz? Nispeten temiz adamdı. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
He came and went without so much as a peep. | Dikizleme bile yapmadan geldi ve gitti. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Any visitors? | Ziyaretçileri oldu mu? Sadece bir saatliğine. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
This is it... 424. | Burası. 424. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Check all the usual hidey holes. | Her zamanki saklama yerlerine bak. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Got a British passport for "Alfred Lean," | Alfred Lean adına bir İngiliz pasaportu, Orson Hawks adına bir Amerikan pasaportu... | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
and an Italian pass a port for "Federico Rossellini. " | ...Federico Rossellini adına da bir İtalyan pasaportu var. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
We got a film buff on our hands. | Bir sinema uzmanıyla karşı karşıyayız. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Powdered eggs again. What am I paying for? | Yine yumurta tozu... Neye para veriyorum ben? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Still, better than the blitz, right, English? | Yine de hava saldırısından iyidir değil mi İngiliz? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Oh, just barely. Morning, girls. | Gücü gücüne. Günaydın kızlar. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Someone had a late night. | Birileri geç saatlere kadar oturmuş. Ne zaman geldin sen? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I didn't exactly get dragged out. | Ne zaman gittim ki? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Molly, you didn't. What can I say? | Molly, şaka yapıyorsun. Ne diyebilirim? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Jimmy is very persuasive. | Jimmy çok ikna edici bir insan. Ve uyanık da. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
You got a guy, Peggy? | Senin sevgilin var mı Peggy? Şu an işimle evliyim diyebilirim. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
What about Mr. Fancy? | Süslü Bey'e ne diyeceksin? Kim o? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
You know, the guy I've seen around the automat... | Otomatın orada gördüğüm adam. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Nice suit, nice car, nice shoulders. | İyi takım elbisesi, iyi arabası, iyi omuzları olan adam. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Oh, no. No. | Hayır, hayır. O sadece iş arkadaşım. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Good day, ladies. Early bird and all that. | Size iyi günler kızlar. Erkenciyiz bugün. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Ah, Miss Carter, please sit. This will only be a moment. | Bayan Carter, lütfen oturun. Çok kısa sürecek bu. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
In 1925, the great Harry Houdini | 1925'te büyük Harry Houdini bu binada performans sergilemişti. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Ugh, Houdini. That's never good. | Houdini. Bu asla iyi değildir. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Women stood spellbound and watched | Kadınlar büyülenmiş bir şekilde durdu ve onu kelepçelerden... | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
straight jackets, steamer trunks. | ...deli gömleklerinden, kutulardan kurtulurken izlediler. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
No men above the first floor. | Birinci kattan yukarıya erkek getiremezsiniz. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Molly Bowen... | Molly Bowen... | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Please go to your room and pack your things. | ...lütfen odanıza çıkın ve eşyalarınızı toplayın. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Miss Fry... please. | Bayan Fry... Lütfen. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I hope you had a splendid evening, | Umarım mükemmel bir gece geçirmişsinizdir... | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
because it will be your last at the Griffith. | ...çünkü Griffith’teki son geceniz oldu bu. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Let her be an example for the rest of you. | Molly size ibret olsun. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
This institution is not unlike Fort Knox or Alcatraz. | Bu kurum Fort Knox ve Alcatraz gibidir. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Whether by force or trickery, this building is impenetrable. 1 | Hileyle de, zorla da girilmesi imkânsızdır. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I don't, actually. | İnanamıyorum açıkçası. Hiçbir binaya girmek imkânsız değildir. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Ladies and gentlemen, our pal Leet Brannis. | Bayanlar ve baylar, arkadaşımız Leet Brannis. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Coroner says the amalgam in his teeth is Russian. | Adli tabip dişindeki alaşımın Rusya'dan geldiğini söylüyor. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Yeah? How did he get the scar? | Öyle mi? Yarayı nasıl almış peki? Gırtlağını kesmişler. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Mm. Probably happened during the war. | Muhtemelen savaş sırasında olmuştur. Bu adam askerlik yapmış. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Russian rifle division... The 478th. | 478. Rus Tüfek Bölüğü'nde. Şimdi, şaşırmaya hazır mısınız? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Leet Brannis died. I know that, son. | Leet Brannis ölmüş. O kadarını biliyorum evlat. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I'm staring at his corpse. Two years ago. | Cesedine bakıyorum. İki yıl önce. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Guy I knew in basic ended up in the U.S. Embassy in Moscow. | Tanıdığım bir acemi er Moskova'daki Amerika Büyükelçiliği'nde çalışıyor. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I had him dig into the 478th. | 478. Bölüğü araştırmasını istedim. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Turns out, they were wiped out in '44 | 1944'te Almanya'daki Finow Muharebesi'nde hepsinin öldüğü ortaya çıktı. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Dead don't walk. At least, not in my experience. | Bildiğim kadarıyla ölüler yürüyemez. Senin elemanda durum ne? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
We're still pulling what's left of him from the truck wreckage, | Hâlâ enkazda ondan kalan parçaları çıkarmaya çalışıyoruz. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
we were able to lift some prints | Bulduğum pasaportlardan parmak izleri bulmayı başardık. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
We had a vodka bottle. Plus, we got this beauty. | Bir şişe votka ve bu güzelliği bulduk. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Don't touch. | Dokunma. Deney fareleri ne diyor? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
They think it's some kind of long range transmitter. | Uzun menzili bir aktarıcı olduğunu düşünüyorlar. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
How long? Moscow long? | Ne kadar uzun? Moskova'ya kadar ulaşır mı? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Run his picture by your embassy friend. | Fotoğrafını büyükelçilikte çalışan arkadaşına tarattır. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I'm on it. | Tamamdır. Pasaportları olan eleman benim. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
You got any friends in Moscow? | Moskova'da herhangi bir arkadaşın var mı? Ya da başka bir yerde? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Don't be that guy. | O adam gibi olma. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Ran the license plate we pulled from the Roxxon debris. | Roxxon enkazından çıkardığımız plakayı tarattırdık. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Belongs to Howard Stark. | Howard Stark'a aitmiş. 1 | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I found that. | Onu ben buldum. Arabanın geri kalanı nerede? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Uh, we just got a plate and a bumper. | Sadece plaka ve tampon bulabildik. Patron, Roxxon çöktüğünde Stark kaçıştaydı. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Do we really think he would risk his freedom to blow it up? | Bunu patlatmak için özgürlüğünü riske eder miydi sence? | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Or in... Whatever the hell happened. | Ya da yakmak için, ne olduysa işte. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Somebody was driving that car. I want to know who. | O arabayı birisi sürüyordu sonuçta, ve kimin sürdüğünü bilmek istiyorum. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Edwin, leave the dishes. | Edwin, tabakları bırak. Ben hallederim. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Anna, darling, I'm going to take you up on that offer. | Anna, tatlım, bu teklifini kabul edeceğim. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
The day beckons. I'll, uh, be in the garden. | İşim başımdan aşkın zira. Bahçede olacağım. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Love you! And you! | Seni seviyorum! Ben de! | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
In polite society, | Haber vermeden gelmeden önce bir aramanız daha uygundur. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
I imagine strange women traipsing through the property | Mülkünde garip kadınların dolaşması pek de olağandışı bir durum değildir. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
That's a fair point. What brings you here? | Haklısın. Seni buraya hangi rüzgâr attı? Ev sahibim bana bir fikir verdi. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Oh, splendid. | Harika. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Why, now if we could get an opinion from your butcher... | Bir de kasabından fikir alabilirsek mükemmel olur. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Someone robbed Howard's impenetrable vault. | Birisi Howard'ın açılmaz kasasını soydu. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
If I can find out how he got in, | Nasıl soyduğunu öğrenebilirsem nereye gittiğini de öğrenebilirim... | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
and locate Howard's missing technology. | ...ve Howard'ın kayıp teknolojisini bulabilirim. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
You're not really dressed for it, I'm afraid. | Korkarım kıyafetin bütün bunlar için pek uygun değil. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
Our thief didn't exactly walk the items out of the front door. | Hırsızımız çaldığı şeyleri ön kapıdan çıkarmamıştır. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |
The night of the break in, did you hear anything? | Hırsızlığın olduğu gece bir şey duydun mu? Hayır. İnanılmaz bir fırtına vardı. | Agent Carter-1 | 2015 | ![]() |