Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3626
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I defended you. No, you threw me under the bus | Seni savundum. Hayır, beni ateşe attın | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
and you saved your own ass. | ve kendi kıçını kurtardın. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
What are you doing? Joe, Joe, what... | Ne yapıyorsun? Joe, Joe, ne... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Shh, shh. | Shh, shh. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Hey, it's Joe. Is Mr. Baker there? | Hey, Joe. Bay Baker var mı? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, when he gets a chance. Thanks. Bye. | Evet, şansı varmış o zaman. Teşekkürler. Hoşçakal. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
It's a set up. No. | Ayarlamışlar. Yo. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You got to listen to me. | Beni dinlemek zorundasın. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
This is your mess, Peter. | Bu senin pisliğin, Peter. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Your mess. | Senin pisliğin. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Not dragging me into it. | Beni bunun içine sürüklemeyecektin. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Joe. | Joe. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
All right, next time drinks are on me, eh? | Haklısın, bir dahaki sefere içkiler benden, tamam mı? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Mr. Tenant, could I just have a moment of your time? | Mr. Tenant, bir dakikanızı alabilir miyim? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I'm... I'm Harrison Walters, Randall Walters's son. | Ben... Ben Harrison Walters, Randall Walters'ın oğluyum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Harrison. Ah, my condolences. | Harrison. Ah, başınız sağ olsun. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Your father was a good man and a great journalist. | Baban iyi bir insan ve iyi bir gazeteciydi. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You were the last person to speak to him | O öldürülmeden önce | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
before he was killed. | onunla konuşan son kişi sendin. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Uh... from what I hear, he was with someone else when he died. | Uh... Duyduğuma göre, öldüğünde başka biriyle birlikteydi. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Oh, the police got it wrong. It wasn't a murder suicide. | Oh, polis hata ediyor. Cinayetti, intihar değildi. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
My father was killed because of what he was investigating. | Babam araştırdığı şey yüzünden öldürüldü. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
On that last call, what were you two talking about? | Son kez soruyorum, ikiniz neyle ilgili konuşuyordunuz? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Uh... I don't remember exactly. | Uh... Tam olarak hatırlamıyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Your father and I were friends. | Baban ve ben arkadaştık. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
We spoke all the time. | Sürekli konuşurduk. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
If you'll excuse me. | Eğer izin verirseniz. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Was... was it about Black Sands? | Black Sands hakkında mıydı? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I mean, what... What is Black Sands? | Black Sands'in ne olduğunu söyler misin? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Wow, that was creepy. | Vay be, tüylerim ürperdi. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
It's just so arbitrary. | Öylesine yapılmış bir şey. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You need to let it go. No. | Gitmeme izin vermelisin. Hayır. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
It's not that big of a deal. It's a big deal. | O kadar da önemli değil. Büyük bir anlaşma. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Hey, hey. You... | Hey, hey. Siz... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
What's going on? Dad, my God. | Neler oluyor? Baba, Aman Tanrım. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Can you please tell Mom it's not 1952? | Anneme lütfen söyler misin 1952'de değiliz? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
There's this concert tomorrow night and... | Yarın gece bir konser var ve... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Please explain to our daughter that | Lütfen açıkla kızımıza | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
she can't go into the city on a school night... | Okuldaki bu gece için şehre gidemeyeceğini... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
With some older guy that she met at a coffee house. | Bir kahve evinde tanıştığı bazı yaşlı adamlarla. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Wait. How much older? She's making it sound | Bekle. Ne kadar yaşlı? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
like he's 40 or something. | Sesi 40 yaşlarında gibi geliyor. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Okay, Cameron's a freshman at NYU. | Tamam, Cameron New York Üniversitesi'nde birinci sınıf öğrencisi. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Can you please not do that? I have to take this. | Sen konuş olur mu lütfen? Buna cevap vermem lazım. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Hey, Gracie. Wait, wait, wait. Slow down. What? | Hey, Gracie. Bekle, bekle, bekle. Yavaş ol. Ne? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Mom, you don't have to be such a big deal... | Anne, sorun çıkarmak zorunda değilsin... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
No. No. You need to let it go, Maya. You can't keep... | Hayır Hayır, gitmemelisin, Maya. Seni tutamayız... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Okay. Okay, don't worry. | Tamam. Tamam, merak etme. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I'll... I'll... I'll be right there. | Ben... ben... ben hallederim hemen. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Joe's been arrested. | Joe tutuklanmış. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Joe Abrams? For what? | Joe Abrams mı? Niçin? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I'll explain later. I'll be... | Sonra açıklarım. Ben... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I'll be back as soon as I can. | elimden geldiğince çabuk geleceğim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I'm sorry about earlier. | Daha önce olanlar için üzgünüm. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Don't even think about it. | Bunu düşünme bile. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I'm getting you out of this. | Seni bu işten alıyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Dixon's already on it. | Dixon zaten onun üzerinde. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
When you were first hired, | İşe ilk girdiğinde | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
McDonald and Baker told me to keep an eye on you. | McDonald ve Baker sana göz kulak olmamı söylediler. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
What do you mean "keep an eye"? | Ne demek "göz kulak ol"? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Well, they said they weren't sure that you could be trusted. | Pekala, Onlar senin güvenilir olduğundan emin olmadıklarını söylediler. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You were spying on me? I'm sorry. | Sen beni mi izliyordun? Özür dilerim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I really am, but all I did was report back to them, | Gerçekten, ama onları rapor için tekrar ediyordum, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
you know, tell them what you were doing. I swear. | bilirsin, ne yaptığını ne söylediğini. Yemin ederim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You told them about Gentry? Yeah. | Gentry hakkında sana söylediklerimi de? Evet. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
They killed him right in front of me. | Gözümün önünde öldürdüler. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I know, I know, but they promised they had nothing | Biliyorum, biliyorum, ama bununla ilgilerinin olmadığını | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
to do with that. They said... | söylediler. Dediler ki... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
And you believe... you believed them? | Ve inandın... onlara inandın mı? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Well, I never thought they'd go that far. | Eh, bu kadar ileri gideceklerini hiç düşünmemiştim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
No way. | Yolu yok. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Why are they doing this to me? | Bunu bana neden yapıyorlar? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Because they can. | Çünkü onlar yapar. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You want in so badly. | Çok kötü durumda olmalısın. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
And everyone can see it. | Ve bunu herkes görmeli. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
How do you think you got on the Middle Eastern | Ortadoğu yatırımları masanın üzerinde | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
investments desk anyway? | nasıl durduğunu sanıyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You know anything about the Middle East? | Orta Doğu hakkında bir şey biliyor musun? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Speak Arabic? Take courses in Middle Eastern economics? | Arapça bilir misin? Orta Doğunun ekonomisini öğrendin mi? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Well, maybe I didn't go to Harvard like you or Yale. | Pekala, belki senin gibi Yale ya da Harvard'a gitmedim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I'm not judging you. I'm just trying to get you to understand. | Seni yargılamıyorum. Sadece anlamanı sağlamaya çalışıyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Hey, look, I get it, okay? | Hey, bak, anlıyorum, tamam mı? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I'm unqualified to be in my position, | Benim durumumdaki biri için niteliksiz sayılmam, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
but I worked my ass off, | ama benim gibi çalışanların, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
and I thought I was finally being rewarded. | sonunda ödüllendirileceğini düşünüyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Little did I know, I was being set up. | Bildiğim kadarıyla hazırlık yapıyordum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Got to get me out of this. | Beni bu durumdan kurtar. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You got to help me. | Bana yardım etmelisin. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Please. You got to help me. | Lütfen. Bana yardım etmelisin. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I'll do what I can. | Elimden geleni yaparım. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
So the American is alive. | Amerikalı yaşıyor. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You found her, | Onu buldun, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
had her in your truck sitting right next to you, | araçta yanında oturuyordu, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
and you let her just walk away in the middle of the street? | ve onun sokağın ortasından yürüyüp gitmesine izin verdin, öyle mi? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Enough! Wait, wait, wait. | Yeter! Bekle, bekle, bekle. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Diallo, Diallo, please. | Diallo, Diallo, Lütfen. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You were going to be a hero with the Americans. | Amerikanın bir kahramanı olacaktın. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
It would have been so good for you, for us, | Senin için çok iyi olacaktı, bizim için de, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
and for my poor little nephew. | Zavallı küçük yeğenim için de. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
He was the first family | Hatta o zamandan beri | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |