Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3657
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| O ne? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| O bir silah almak istiyor. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Öyle mi? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Ne kadar ödeyebilirsin? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Burada. Bu senin için. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Ama... | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| sadece onu vurursan. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Ama onu tanımıyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Bilmen gereken her şeyi biliyorsun. O ölü bir adam. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Silahı istiyor musun? Bunu kullanabildiğini kanıtlamalısın. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Öldür onu. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Öldür onu! | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Lütfen, yapma. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Korkak. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Defol. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Imam Khulus! | Imam Khulus! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Please. Open the door. | Lütfen. Kapıyı açın. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Please! I still need to talk to him! | Lütfen! Hala onunla konuşmalıyım! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Are you FBI? NYPD? | FBI'dan mısın? Polis misin? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| 'Cause... 'cause I already... talked to... | Çünkü... çünkü ben zaten... konuştum... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Next time you get the same as your father. | Bir dahaki sefere aynı baban gibi olursun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You can't kill me. | Beni öldüremedin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| That's a mistake. | Hata ettin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I wasn't trained to kill | Soğukkanlılıkla savunmasız bir adamı öldürmek için eğitilmedim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Why are you doing this? Huh? | Bunu neden yapıyorsun? Ha? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You were a soldier once. | Bir zamanlar bir askerdin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm still a soldier. | Hala bir askerim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And who are you fighting? | Kim için savaşıyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Fighting for my country. | Ülkem için savaşıyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You of all people do not get to judge me. | Hiç biriniz beni yargılayamazsınız. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Not you. | Sen de. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| An American company | Bir Amerikan şirketi | American Odyssey-1 | 2015 | |
| was paying the same terrorists that we're fighting. | savaştığımız teröristlere ödemeler yapıyordu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I had to do something! | Bir şeyler yapmak zorundaydım! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| How many people died | Kaç kişi öldü... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| because you did what you had to do? | yapman gerekeni yapmadığın için? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You disobeyed a direct order. | Emirlere karşı geldin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Because of it, your entire unit was killed. | Bu nedenle, tüm birimin öldürüldü. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| That was you. | O sendin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I wouldn't be here. | Ben burada olmazdım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Your friends would still be alive. | Arkadaşların hala hayatta olurdu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You did that. | Bunu sen yaptın. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You. You killed them. | Onları sen öldürdün. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You killed them. That was you! You did that! | Onları öldürdün. O sendin! Bunu sen yaptın! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You did it! | Sen yaptın! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What the hell? Stop that! | Ne oluyor? Kes şunu! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Stop! You did that! | Dur! Bunu sen yaptın! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Kurtar onu. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Where's your security? | Güvenliğin nerede? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Nearby. | Yakınlarda. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I don't want to scare him off. | Onu korkutmak istemedim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yusuf said Bethesda Fountain, 5:00. | Yusuf 5'te Bethesda Çeşmesinde demişti. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He should be here soon. | Birazdan burada olacakmış. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Although he is the focus of a tri state manhunt. | Gerçi o üç devlettarafından aranıyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Could affect his schedule. | Onun gelişi gecikebilir. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm just nervous. | Sadece gerginim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| We're so close. | Çok yaklaşmıştık. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| This is a new age of American exceptionalism... | Bu Amerikan sıradışılığının yeni bir çağıdır. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| One that starts at home and reaches far abroad. | Evde başlar ve hemen yurtdışına ulaşır. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Peter, | Peter, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| we haven't spoken about what happened | geçen gece evinde olanlar hakkında hiç konuşmadık. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Is Maya all right? | Maya iyi mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| She won't return my calls. Nor will Sarah, for that matter. | Ne o aramalarıma cevap veriyor, ne de Sarah, bu sorun olacak. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I hope you get your family back, Peter. | Umarım aileni geri alırsın, Peter. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I mean that. | Demek istediğim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I want you to be happy. | Mutlu olmanı istiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| But no matter what happens, | Ama ne olursa olsun, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I hope you know I will always be your friend. | Umarım biliyorsundur, her zaman arkadaşın olacağım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Although my friendship may not make up | Gerçi benim dostluğum 40 milyon dolar kaybetmene neden olsa da. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Money well spent. | Paranın bir önemi yok. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yusuf's not coming. | Yusuf gelmiyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What does he mean, "Justice will be served"? | "Adalet yerini bulacak" demekle ne demek istiyor? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| We're the only ones who can help him. | Ona yalnız biz yardım edebiliriz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Today. Today. Why today? | Bugün. Bugün. Neden bugün? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Justice, justice... | Adalet, adalet... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yusuf told me his biggest fear was to disappear, | Yusuf en büyük korkusunun "yok olmak olduğunu" söylemişti, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| which is what happens if he gets caught | eğer yakalanırsa ne olur | American Odyssey-1 | 2015 | |
| and sent to Guantanamo. | Guantanamo'ya gönderirler. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| There's no justice in that. | Hiçte adil değil. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| His story never gets told, | Asla öyküsünü anlatamaz | American Odyssey-1 | 2015 | |
| and he never gets revenge on... | ve intikamını alamaz... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What? What? What is it? | Ne? Ne? Ne oldu? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| That's his justice. He's going after Darnell. | Onun adaleti bu. Darnell'in peşinden gidiyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yes, but if he does that, he'll be arrested. | Evet, ama o bunu yaparsa, tutuklanır. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He will never get to tell his story. | Asla o öyküsünü anlatamaz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| No, he would. | Hayır, anlatacak. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| The alleged Benghazi terrorist, Ahmed Abu Khattala, | Sözde Bingazi'li terörist Ahmed Ebu Khattala, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| is being tried on U.S. soil, | bir ABD yetkilisini öldürmekten, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| accused of killing a United States official. | ABD topraklarında yargılanıyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| So if he kills Senator Darnell... | Eğer öyleyse Senatör Darnell'i öldürürse... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He gets a trial here. | Davası burda görülür. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He can tell his story. He doesn't... | O hikayesini anlatabilir. O... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He doesn't disappear. | O da "yok olmaz". | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I need the number of Senator Darnell's office. | Senatör Darnell'in ofis numarası lazım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| America must and will be bold | Amerika, dünya çapındaki hedefleri hakkında ve onlara ulaşmada | American Odyssey-1 | 2015 | |
| and undaunted in achieving them. | cesur ve gözüpek olmalı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Peter Decker? This is Blake Kormer, | Peter Decker mi? Ben Blake Kormer, Senator Darnell'in personel şefi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You mind telling me how you know there's going to be | Sakıncası yoksa senatöre suikast girişimi olacağını nerden bildiğinizi sorabilir miyim? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| There isn't time. Just alert his security detail. | Buna zaman yok. Sadece korumalarına alarm verin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Look, I don't know how you... Why should I... | Bak, bilmiyorum nasıl... Niçin... | American Odyssey-1 | 2015 |