Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3661
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| What did you mean? | ne demek istedin? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| My father met Yusuf five years ago | Babam beş yıI önce Pakistan'da GBR Endüstri ile ilgili bir yazı yazarkenYusuf ile bir araya geldi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| They became friends. He was... | Arkadaş oldular. O... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He was my father's source. | Babamın kaynağı oldu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| How can I find that article? | Bu makaleyi nasıI bulabilirim? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You can't. It was never published. | Bulamazsın. Hiç yayınlanmadı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Threats. | Tehditler. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Intimidation. | YıIdırmalar. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| When I told my father about Odelle Ballard's unit | Odelle Ballard'ın birliğinin Mali'de öldürüldüğünü | American Odyssey-1 | 2015 | |
| being killed in Mali, | babama söylediğim zaman, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| he started asking questions again. | o sorularını yinelemeye başladı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| That's what got him killed. | Bu da ölümüne neden oldu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm sorry for your loss. | Başın sağolsun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| But if your father was killed because of what he knew, | Eğer baban bildikleri yüzünden öldürülmüşse, elinde bir kanıt, delil olmalı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Did he have anything on a company called Societel Mining? | Societel Madencilik denilen bir şirketle ilgili bir şeyleri var mıydı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| How does a former U.S. attorney become Yusuf's lawyer? | NasıI eski bir ABD savcısı Yusuf'un avukatı olur? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Who was the mutual friend that introduced you? | Sizi tanıştıran ortak arkadaşınız kimdi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I can't really say. | Gerçekten söyleyemem. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| But if your father has anything... | Ama eğer babanın bir şeyi varsa... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Documentation, notes, | Belgeler, notlar, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| anything that can incriminate Societel... | Societel suçlu çıkaracak bir şey... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Who did you say you work for? | Kime çalıştığını söylemiştin? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Currently I work for Simons Wachtel. | Şu anda Simons Wachtel için çalışıyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Wealth Management. I'm in corporate intelligence. | Varlık Yönetimi. Kurumsal İstihbarat yapıyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You work for them. | Onlara çalışıyorsun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I work for investors. Root out criminal behavior. | Ben yatırımcılar için çalışırım. Suçların kökünü kurutmak için. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Liability. | Sorumluluk. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Or cover it up, right? | Ya da örtbas etmek, doğru mu? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Why am I even talking to you? | Neden seninle konuşuyorum ki? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You know what? No wonder Yusuf is sitting in jail. | Ne var biliyor musun? Yusuf'un hapiste olduğuna şaşmamalı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yusuf is in jail because he didn't trust me. | Yusuf hapiste çünkü bana güvenmiyordu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I wonder why. | Nedenini merak ediyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Stay the hell away from me. You've got it wrong. | Benden uzak dur. Yanlış anladın. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm not the enemy. We're on the same side. | Düşman değilim. Aynı taraftayız. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Sorry I'm running late. | Geciktiğim için üzgünüm. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Uh, Federal Building. | Uh, Federal Bina civarında. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Heading towards the subway on Chambers. | Chambers üzerinde metroya doğru gidiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Wait there. I'll pick you up. | Orda bekle. Seni alırım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Pick me up? | Beni mi alacaksın? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Beyaz kadın nerde? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| O öldü! | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Yalancı! | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Ona katıImak ister misin? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Şimdi bırakırsan, belki de seni öldürmem. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| It's a rental. I felt like driving. | Kiraladım. Sürmeyi özlemişim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Hop in. | Atla. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Come on. Let's have some fun. | Gel. Hadi biraz eğlenelim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| How was the press conference? | Basın toplantısı nasıIdı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| A joke. I met Peter Decker. | Şaka gibiydi. Peter Decker ile tanıştım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Who's that? Lawyer representing Yusuf. | O kim? Yusuf'un avukatı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| But he really works for Simons Wachtel. | Ama gerçekte Simons Wachtel'e çalışıyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| They've got this thing locked down from the inside out. | Onları her hangi bir biçimde birbirine bağlayan bir şey var. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm kidnapping you. | Seni kaçırıyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Where'd you learn to drive? | Araba kullanmayı nerede öğrendin? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I like fast cars. | Hızlı arabaları severim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Way too stressed. | Çok stresli. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm taking you out of the city. | Seni şehir dışına götüreceğim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I found a place on the beach. | Sahilde bir yer buldum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It's too cold for the beach. | Plaj çok soğuktur. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'll keep you warm. | Ben seni sıcak tutarım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It's just for a night. | Sadece bir geceliğine. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What beach? | Ne plajı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| King's Point. | King's Point. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Water, please. | Su, Iütfen. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Drink. | İç. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It will open windows. | Pencereler açılacak. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You will see clearly what you have done. | Ne yaptığını açıkça göreceksin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| No, don't... leave me. | Hayır, sakın... beni bırakma. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Please don't leave me. | Lütfen, beni bırakma. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Don't leave me! | Beni bırakma! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| No, please. | Hayır, Iütfen. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Captain? | Yüzbaşı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Captain Worthington? | Yüzbaşı Worthington? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What's happening? Why... | Neler oluyor? Neden... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| This is where I died. | ÖIdüm ve burdayım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Am I... | Ben... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What did I tell you, Odelle? | Sana ne demiştim, Odelle? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Follow orders. | Emri yerine getir. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Am I dead? | ÖIdüm mü? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| This is on you. You killed me. | Bu tamamen sana bağIı. Beni öldürdün. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| No, that was... that was Osela. | Hayır, bunu... Osela yaptı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| No. You made a choice. | Hayır. Sen bir seçim yaptın. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And now your entire unit, your friends, are all gone. | Ve şimdi tüm birimin, arkadaşlarının hepsi gitti. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Are you happy now? | Şimdi mutlu musun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| We only met briefly. | Kısa bir görüşme yapmıştık. O da yetti. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Bana ne yaptığını görebilirsin. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Ve artık Luc'um senin oldu. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| So are you happy now? | Yani şimdi mutlu musun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You like him. | Ondan hoşlandın. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You want him. | Onu istiyorsun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| No. He's a horrible person. | Hayır. O korkunç bir insan. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm married. I have a daughter. | Evliyim. Bir kızım var. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Let go, or you will kill them all. | Bırak git ya da hepsini öldüreceksin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Kill them all. | Hepsini öldüreceksin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Let go of what? | Ne yapalım? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Shakir? | Shakir? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I know you blame yourself. | Kendini suçladığını biliyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What's happening to me? What's happening? | Bana neler oluyor? Neler oluyor? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I defied an order. | Emre karşı geldim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Of course you did. | Elbette karşı geldin. | American Odyssey-1 | 2015 |