Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3664
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Just wait, okay? | Yalnızca bekle, tamam mı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Your tracker. | İz sürücün? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What? Where's your tracker? | Ne? İz sürücün nerde? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| In the lining of my shirt. | Gömleğimin astarında. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| They are watching you right now. | Şu anda seni izliyorlar. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| If you kill this one, they will come, | Eğer bunu öldürürsen, onlar da gelir, seni bulur ve öldürürler. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And all of them vicious pricks. | Ve bunların tümü acımasız heriflerdir. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Right? Tell him. | Değil mi? Ona söyle. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I need to take her body with me. | Onun cesedini almalıyım, benimle gel. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| That's not going to happen. | Böyle bir şey olmayacak. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I need proof that she's dead. I can't leave without it. | ÖIdüğüne dair kanıt istiyorum. O olmadan gidemem. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| How about her dog tags? | Onun künyesi yeterli mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Fine. | İyi olur. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| We need to go. Now. | Şimdi gitmeliyiz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| So what's the plan, Ruby? | Planın ne peki, Ruby? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Are you going to turn yourself in? | Kendin teslim mi olacaksın? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Can you at least tell me why? | En azından bana bunların neden olduğunu söyleyebilir misin? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Just... Why you killed him? | Yalnızca... Onu neden öldürdün? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Why you killed my father? | Babamı neden öldürdün? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Stop investigating, asking questions. | Sorgulayıcı sorular sormayı bırak. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| How could you? Was it Black Sands? | NasıI yapabildin? Black Sands miydi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Was it Odelle Ballard? Stop! | Odelle Ballard mıydı? Kes şunu! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Okay, fine. Fine. | Tamam, tamam. İyi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| When the police come to arrest you, | Polis seni tutuklamak için geldiğinde, onlara Osela'yı anlatmalısın. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You need to tell them the truth | Onlara gerçeği söyleyerek en doğrusunu yapmalısın. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I've killed too many people. | Çok fazla insan öldürdüm. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Just tell them what you know. | Yalnızca bildiklerini anlat. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Oh, no. | Oh, olamaz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| My future is jail or death. I'm not going to jail. | Geleceğim hapis ya da ölüm. Hapse girmeyeceğim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Exit the house with your hands in the air! | Evden ellerin havada çık! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| No, not like this. | Hayır, böyle olmamalı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Gun! Drop it! | Silahını bırak! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Gun! Gun! Gun! Hold your fire! | Silahı var! Silahı var! Silahı var! Ateş etmeyin! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Halt! Halt! | Durun! Durun! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Gun! | Silahı var! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You saved my life. I owe you one. | Sen benim hayatımı kurtardın. Sana bir hayat borçluyum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Sarah, what are you doing here? | Sarah, burda ne yapıyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| The kids needed a few things. | Çocuklar için birkaç şey gerekliydi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| There was a police officer parked outside waiting for you. | Öntarafa park etmiş bir polis memuru seni bekliyordu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What did they say? | Ne istiyorlar? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Do you know this man? | Bu adamı tanıyor musun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Well, he knows you. | Ama o seni tanıyormuş. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He was arrested for aggravated assault somewhere in Florida. | Florida'da bir yerde saldırıdan tutuklanmış. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He claims to have information about a murder, | Bir cinayet hakkında bilgi sahibi olduğunu iddia ediyor, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| and he says you're involved. | ve işin içinde senin de olduğunu söylüyormuş. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I told her I didn't know anything, because I don't. | Hiçbir şey bilmediğimi söyledim, çünkü bilmiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| So, why? | Yani, neden? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Peter, why would this man implicate you in a murder? | Peter, neden bu adam seni bir cinayete bulaştırmak istesin? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm as shocked as you are. | Ben de senin gibi şaşırdım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm not an idiot. | Ben aptal değilim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Don't you dare stand there and lie to me. | Orada durup bana sakın yalan söyleme. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I know something's going on. | Bir şeyler döndüğünü görebiliyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I deserve to know the truth. | Gerçeği bilmeyi hak ediyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Everything is going to be all right, I promise. | Her şey iyi olacak, söz veriyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| But you... you just... You have to trust me. | Ama sen... sadece... bana güvenmelisin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Well, that's the thing, Peter. I don't trust you anymore. | Peki, mesele şu ki, Peter. Artık sana güvenmiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Maya told me she saw you here the other night | Maya bana geçen gece senle Sophia Tsaldari'yi birlikte gördüğünü söyledi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Drinking wine. It's not what you think! | Şarap içerken. Düşündüğün gibi değil! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| In our home! | Üstelik evimizde! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I was discussing strategy. | Ben stratejik değerlendirme yapıyordum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| She's... she's my friend. | O... benim arkadaşım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Oh, well, | Oh, peki, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I envy her. | Onu kıskanıyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Don't do this, okay, Sarah? Please. | Bunu yapma, tamam mı, Sarah? Lütfen. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I want a divorce. | Boşanmak istiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Get in. Leave me alone. | Bin. Beni rahat bırak. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Something you need to see first. Get in. | Önce sana bir şey göstermeliyim. Bin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Why am I here? | Neden buradayım? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I just want to go home. | Ben evime gitmek istiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You can thank me later. | Daha sonra teşekkür edersin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Thank you? For what? | Teşekkür mü? Niçin? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Wait for it. | Biraz bekle. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Gun full of blanks and some blood. | Kuru sıkı silah ve birazcık kan. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Fools them every time. | Her zaman aptalları kandırır. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I took them from her dead body myself. | Kendim onun ölü bedeninden aldmı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Thank you. That's all. | Teşekkürler. Hepsi bu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Now, to the world, you are dead. | Şimdi tüm dünyada ölüsün. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Where you need to be for the good of all. | Herkesin iyiliği için olması gerektiği gibi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| For the good of all. | Herkesin iyiliği için. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You didn't know, did you? | Bilmiyordun, değil mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm so sorry you had to go through that. | Bunu yaşamak zorunda kaldığın için çok üzgünüm. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He could have ruined everything. He almost did. | O her şeyi berbat edebilirdi. O neredeyse ölüyordu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You're an ass. You had no right to do that. | Bir götsün. Bunu yapmaya hiç hakkın yoktu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I saved your life. | Senin hayatını kurtardım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Okay, maybe I should have been more up front about it, | Tamam, belki bu konuda daha önde olmam gerekirdi, ama bunu asla kabul etmezdin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Now you're dead, so you can live. | Şimdi sen öldüğüne göre, yaşayabilirsin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| So all of us can. | Hep birlikte. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| We need to get going. We've got a plane to catch. | Gitmemiz lazım. Yetişmemiz gereken bir uçak var. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Synced and corrected by ChrisKe www.addic7ed.com | çeviri patasana01 halikilic@hotmail.com | American Odyssey-1 | 2015 | |
| My future is jail or death. | Geleceğim ya kodes ya da ölüm. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm not going to jail. | Kodese giremem. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Baker canceled my deal. I need your help. | Baker anlaşmamı iptal etti. Yardımına ihtiyacım var. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'll keep my eyes and ears open, that's it. | Gözümü kulağımı açık tutacağım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| In fact, I think it's important that we talk. | Aslında konuşmamızın çok önemli olduğunu düşünüyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I am of my people. A protector. 1 | Halkıma aitim. Bir koruyucuyum. 1 | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Death... it is the only way. | Ölüm... tek yolu bu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Not your fault. You have to die. | Senin bir suçun yok. Ölmen gerek. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Gun full of blanks and some blood. | Kurusıkı bir silah ve biraz da kan. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Fools them every time. We need to get going. | Aptalları her zaman kandırır. Gitmemiz gerek. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| We've got a plane to catch. | Yetişmemiz gereken bir uçak var. | American Odyssey-1 | 2015 |