Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3856
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Beautiful house. | Güzel ev. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
What parents take yours? | Ailen ne iş yapıyor? | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Are writers. Journalists are. | Yazarlar. Gazeteci. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
And my mother is a writer ... | Benim annem de yazar. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
of cookery books. | Yemek kitapları yazıyor. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Prefãceşi sure you are not here. | Ben burada yokmuşum gibi davranabilirsiniz. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Not here. | Ben burada değilim. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
What was that? | Neydi bu? | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
A kiss, blegule. A kiss franşuzesc. | Buna öpüşmek derler, şapşal. Fransız öpücüğü. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
I was once in France. | Bir kere Fransa'ya gitmiştim. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Where should you know how. | O zaman nasıl olduğunu bilmen gerekir. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
My tooth. | Şey, benim dişim. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
It's absolutely disgusting ... | Bu çok iğrenç. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
You must go. | Gitmem lazım. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Mom comes to take me. | Annem beni alacaktı. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, I better go. | Evet, gitsek iyi olur. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Call me after you arrange it. | Dişini yaptırınca ararsın. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
You have broken a tooth and don 't want to tell us? | Dişini kırmışsın ve bize söylemeyecek miydin? | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
I glued it back. | Yerine yapıştırmıştım. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Have you pasted? | Yapıştırdın mı? | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
C I thought it to be a problem. | Sorun olmaz diye düşündüm. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
There is a milk tooth, Adam. May not you grow others. | Bu bebek dişi değil, Adam. Tekrar çıkmaz. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
I know. | Bunu biliyorum. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Then why do not you say? | Peki bize niye anlatmadın o zaman? | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
What 's happening with you? | Senin neyin var böyle? | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
There is nothing 's happening with me. | Yok bir şeyim. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
What do you mean? | Bu ne demek şimdi? | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Coming home dirty every day for Earth | O kadının bahçesinden her gün pislik içinde eve geliyorsun. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
You said ... | Sürekli odanda tek başına vakit geçiriyorsun. Dedin ki | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Stay all the time alone in your room ... | Odanda sürekli yalnız başına kalıyorsun. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Because you ... We are talking with us. | Çünkü siz Artık bizimle konuşmuyorsun. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
It's your teeth, name of God. | Allah aşkına bu senin dişin. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
My tooth. It's mine! | Benim dişim! Benim dişim! | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
What was that? | Neydi bu böyle? | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Well ... will call the dentist tomorrow morning. | Neyse sabah dişçiyi ararız. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Fete Committee and wife of Washington. | Sosyete kızları ve Washington eşleri. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Nero jubileazã ... Rome burns. | Neron Roma'nın yandığını hisseder. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
It prudent not to ignore people the dark, and slightly tiule. | Karanlıkta insanları duymamazlıktan gelmek pek güvenli değildir, evlat. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Do not you answer the question. | Soruma cevap vermedin. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
I like you and steal ezi? You have nothing to do? | Demek, sinsice gezinmekten hoşlanıyorsun, öyle mi? | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
You look like you? | İzlemek hoşuna mı gidiyor? | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Do you steal the ezi you look? | Sinsice izlemek hoşuna mı gidiyor? | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
How about if you put in jail? | Seni hapse atmama ne dersin? | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Do you view yourself and others a little. | İnsanlar bir müddet seni izlesin. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
I can not put in prison. | Beni hapse atamazsın. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
There are police. | Polis değilsin. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
What makes you think that? | Nereden biliyorsun? | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Are drunk. | Sarhoşsun. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Are beşivi of any kind, kid. | Sarhoşluğun şekli ve ölçüsü farklıdır, evlat. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Although you hide with a high science. | Demek yüksek bilinç düzeyine yolculuk yapmak böyle bir şey. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Hi, Graham. | Merhaba, Graham. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
How pathetic ... | Zavallılar | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Look at you. | Kendinize bir bakın. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
I found out, watch. | Bu küçük rontgenciyi dışarıda yakaladım. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Hi, Adam. Hi. | Selam, Adam. Selam. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
I know you ... | Demek onu tanıyorsun. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Works for me ... in the garden. | Bana bahçe işlerinde yardımcı oluyor. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
In the garden ... | Bahçede | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Looks like after Vietnam Napalm. | Napalm sonrası Vietnam'a benzemiş. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Do not like? | Beğenmedin mi? | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Good. | Güzeldi. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
I think it can go. | Sanırım gidiyorum. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
It's good to have a man around. | Evin civarında bir erkek olması güzel bir şey. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Why the hell are you laughing? | Sen neye gülüyorsun? | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Why? | Ne! | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Megeşi up. Friday and I immediately. | Yukarı çık. Birazdan gelirim. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
What happened to you? | Ne oldu sana böyle? | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Where did you go? | Nerelere kayboldun? | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
I'm here, Graham, | Buradayım, Graham... | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
like always. | ...her zamanki gibi. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
You promised something ... | Bana ve Harris'e bir söz vermiştin. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
You said that you will care for us, | Bize bakacağını söylemiştin. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
even after he ... | Hatta o | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
I could have another child. | Bir çocuğumuz daha olabilirdi. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
We were a family yet. | Hâlâ bir aileydik. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
People see you ... | İnsanlar seni görüyor. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
There's no secret | Beyaz Saray'a girip çıkmak bir sır değil ama | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
You see, Catherine. | İnsanlar seni görüyor, Catherine. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
And what you şie cares? | Niye umurunda ki? | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
You are my wife. I was! | Sen benim karımsın. Karındım! | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
I was ta wife. | Senin karındım. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
We all know ... | Bunu herkes biliyor... | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
and laugh about it. | ...ve millet gülüyor. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Because you're not alone, Catherine. | Çünkü sen tek değilsin, Catherine. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
He has a lot of women and sleep with all | Sıraya girmiş bir sürü kadın var ve o hepsini beceriyor. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
until last. | Her birini. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
May can not hurt me, Graham. | Beni artık incitemezsin, Graham. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Neither you nor your government, | Ne sen, ne hükümet... | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
ta agents nor precious. | ...ne de senin değerli ajanların... | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
None of this affects me. | ...hiçbiri bana dokunamaz. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
It was my son and ... | O benim de oğlumdu. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Was? | Öyle mi? | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
A day at the office? | Zor bir gün mü? | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Cubans runs through the southern Florida and Louisiana, | Güney Florida ve Louisiana'da Kübalılar koşuşturuyor. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
eager to shoot somebody. Some morons înarmaşi. | Vuracak birilerini arıyorlar. Eli silahlı ahmaklar. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
I told you that brigade anticomunism will not work. | Antikomünist militanların işe yaramayacağını sana söylemiştim. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
All you will and impose their own conditions. | Eski şartlarını geri istiyorlar. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Kinda like a bad marriage, do not you think? | Tıpkı yıpranmış bir evlilik gibi, ne dersin? | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
Much of the a. .. | Neredeyse. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |
You trained her well. | Onu çok iyi yetiştirmiştin. | An American Affair-1 | 2009 | ![]() |