Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 753
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Haven't you had enough problems? | Yeterince problemin yok mu? | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Don't go! I want us to be together. | Gitme. Birlikte olalım istiyorum. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| It's a holy day There's no demostration. | Bugün bayram. Gösteri olmaz. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Enough with the filming! | Yeter filme çektiğin! | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| I have to go on filming. | Çekmeye devam etmeliyim. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| All I can hear is Phil's voice in my other ear. | Tek duyabildiğim diğer kulağımdaki Phil'in sesi. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Your camera's busted. | Kameran kırıldı. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| My third camera may have saved my life. | Üçüncü kameram hayatımı kurtardı. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| The bullet is lodged in it, | Mermi hayatın kırılganlığını... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| as a remainder of life's fragility. | ...hatırlatmak amacıyla içine girdi. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| The third camera sustained from winter 2007 to winter 2008 | Üçüncü kamera 2007 kışından 2008 kışına kadar olan kısma şahit oldu. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| During this time, it was shot and repaired twice. | Bu sırada iki kere isabet aldı ve tamir edildi. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| I wanna see it. | Görmek istiyorum. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Where you going? To the snow. | Nereye gidiyoruz? Kar topu oynamaya. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| I have to find the inner strength to keep on doing | Yapmayı sevdiğimiz şeyleri devam ettirmek için... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| all the good things we like to do. | ...manevi gücü bulmak zorundayım. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Daba, get up! | Daba, kalk! | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Time passes. | Zaman geçiyor. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| People keep demostrating on Fridays. | İnsanlar cumaları gösterilere devam ediyor. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| But the barrier wends it's way to other villages. | Ama bariyer diğer köylere doğru ilerliyor. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| People feel that nothing will stop the occupation from its course. | İnsanlar bu yüzden işgali durduracak hiçbir şey olmadığını düşünüyor. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| So I decide to do something | Ben de moralimizi yükseltecek bir şey yapmaya karar verdim. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Screening my footage allows the villagers | Köylülerin çektiklerime bakmalarına izin vererek onların... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| to gain some distance from those events. | ...tüm bu olanlara biraz geriden bakmalarını sağladım. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| I think it contributes | Sanırım aramızdaki dayanışmaya katkı sağlıyor. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| It encourages them to get more villages | Onları, daha çok köy almak için... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| to start protesting. | ...protesto konusunda cesaretlendiriyor. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| By 2008, many new villages, | 2008 yılına kadar Batı Şeria'nın dört bir yanındaki... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| alla across the West Banck | ...pek çok yeni köy Bil'in'in mücadelesini kendine... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| as a model for a new kind of resistance. | ...yeni bir direniş modeli olarak benimsiyor. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| The Israeli government fears that the protest | İsrail hükümeti protestoların üçüncü Intifada'ya... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| will become a third Intifada. | ...dönüşeceğinden korkuyor. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| The army is under pressure. | Ordu baskı altında. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Someone is shot dead in Nil'in, a nearby village. | Nil'in'in yakınındaki köyde biri vurulmuş. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| So we all go to show our support. | Biz de desteğimizi göstermeye gidiyoruz. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| In the middle of the chaos in Nil'in, | Nil'in'in ortasındaki kaosta... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| they take Daba and shoot him in the leg. | ...Daba'yı alıp bacağından vuruyorlar. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| The soldiers use a lots of gas | Askerler aşırı gaz ve gerçek mühimmat kullanıyor. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Snipers surround the village. | Keskin nişancılar köyü çevrelemiş durumda. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| We have children here! | Burada çocuklarımız var! | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| From Nil'in to Bil'in! | Nil'in'den Bil'in'e. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| We're one with Bil'in! | Bil'in ile biriz! | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| From Bil'in to Beiruth! | Bil'in'den Beyrut'a! | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| An 11 year old boy is killed in Nil'in. | Nil'in'de 11 yaşında bir çocuk öldürüldü. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Snipers shot him near his home. | Keskin nişancı evinin yakınında vurmuş. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Immediatly after the funeral, a 17 year old boy is also killed. | Cenazenin hemen ardından 17 yaşında bir çocuk daha öldürüldü. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Clinging to nonviolent ideals isn't easy... | Şiddet içermeyen fikirlerin ortaya çıkması... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| when dead is alla around. | ...etraf cesetlerle çevrili olunca kolay değil. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| These images bring back old memories. | Bu kareler eski hatıraları geri getiriyor. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Memories I'd rather keep from my children. | Çocukluğumda kalmasını tercih edeceğim hatıraları. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Danger is creeping closer. | Tehlike çok yakında. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| I'm thinking about my children. | Çocuklarımı düşünüyorum. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| I want to protect them. | Onları korumak istiyorum. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| But the occupation always catches you off guard. | Ama işgal seni her zaman hazırlıksız yakalar. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| They have to become tough men. | Sert erkek olmak zorundalar. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Phil is the only one who's still optimistic. | Phil hala iyimser olan tek kişi. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| He's like his nickname, "the elephant" | Tıpkı lakabı "fil" gibi. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Strong and thick skinned. | Güçlü ve vurdumduymaz. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| But he's a gentle man. | Ama nazik biri. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| He seems so sure that things will work out. | İşlerin yoluna gireceğinden emin gözüküyor. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| That's when we get good news. | Bu iyi haber aldığımız zaman. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| We're reinforced by the Israeli court decision | Bariyerin bir tarafının kaldırılması için İsrail mahkemesi... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| to dismantle a section of the barrier. | ...tarafından destek aldık. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| A year after that moment of joy, | Bir yıl sonra sevinç zamanı. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| There is no physical evidence of the court's decision. | Mahkemenin kararında fiziksel kanıt yok. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| I've been waiting for 4 hours. | Dört saattir bekliyorum. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| I don't know where I am. | Nerede olduğumu bilmiyorum. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| So much land has been destroyed. | Çoğu yer harap edilmiş. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| I feel dizzy. | Başım dönüyor. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Two o'clock in Bil'in! | Bil'in'de saat iki. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| We're all in rebellion. | Hepimiz isyandayız. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Then the truck I'm driving crashes into the barrier. | Kullandığım traktör bariyere çarpıyor. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| These are the last images recorded by my fourth camera. | Bunlar kameramın kaydettiği son görüntüler. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| The fourth camera operated all of 2008. | Dördüncü kamera 2008 yılının tamamında çalıştı. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| I could die but no one realizes it. | Ölebilirdim fakat kimse fark etmiyor bile. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| I can't help feeling | Bariyere çarptığımdan beri düşünmeden edemiyorum. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| But crashing into it probably saved my life. | Ama kaza büyük ihtimalle hayatımı kurtardı. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Then the soldiers have to take me to an Isreali hospital. | Askerler beni hastaneye götürmek zorunda kalıyor. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Take him to a hospital in Israel | İsrail'deki hastaneye götürün. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| On one hand I know it's a God's decision. | Bir taraftan bunun Allah'ın kararı olduğunu biliyorum. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| On the other, if I had been taken to an average Palestinian hospital, | Diğer taraftan sıradan bir Filistin hastanesine gitseydim,... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| I probably wouldn't have survived. | ...muhtemelen hayatta kalamazdım. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Much of my body is severely injured. | Vücudumun büyük kısmı yaralandı. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| I lose consciousness for 20 days. | Şuurumu 20 gün kaybettim. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| When I wake up in the Tel Aviv hospital, | Tel Aviv'deki hastanede uyandığımda,... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Israel is beginning | ...İsrail 2008'in sonunda Gazze'ye olan büyük saldırısına başlıyor. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| My recovery is just a drop in that sea of violence. | Sağlığıma kavuşmam şiddet denizinde sadece bir damla. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Two months later, I go home | İki ay sonra pek sıcak sayılmayan bir... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| without much of a welcome. | ...karşılama ile eve gidiyorum. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| People are in mourning for Gaza. | İnsanlar Gazze'nin yasını tutuyor. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| What's up, Gibreel? | Ne haber, Gibreel? | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| The doctor say I can never do physical work again. | Doktor bir daha asla fiziksel bir işte çalışamayacağımı söylüyor. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| I'm not an Isreali citizen, | İsrail vatandaşı değilim, yüklü bir hastane faturam var. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| I have to find funding | Tedavime devam etmek için para bulmam gerek. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| The Palestinian Authority doesn't consider my accident | Filistin otoriteleri yaptığım kazayı direnişle... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| to be resistance related. | ...pek alakalı bulmuyor. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| If you don't fit the resistance image, | Eğer direniş imajına uygun değilseniz,... | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| you're on your own. | ...kendi başınasınız demektir. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Lots of people use symbols for political profit | Pek çok insan politik çıkar için simge kullanır. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 | |
| Whether it's a symbol of Bil'in or a symbol of a Palestinian state. | İster Bil'in ister Filistin simgesi olsun. | 5 Broken Cameras-1 | 2011 |