Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7805
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Fire at will. | Atış serbest. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
They're over there! | Oradalar! | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The buildings on the right! Every building! | Sağ taraftaki binalar! Her binaya bakın! | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Look down there. | Şuraya bakın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Open the door! Set us free! | Kapıyı açın! Bizi serbest bırak. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Move! Ah! | Hadi! | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Target that launch. Go! Go! | Filikaya nişan alın. Gidin! Gidin! | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Hurry, lads. Hurry. | Çabuk, çocuklar. Çabuk. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Fire! Get them both! | Ateş! İkisini de vurun! | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Take aim. Behind them. | Nişan alın. Arkasına. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Bring him. Bring him, quickly. | Getirin onu. Getirin, çabuk olun. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Gently. Gently. Easy. | Nazikçe. Nazikçe. Yavaş. İyi olacak. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
That's it. Someone give him some rum. | Tamamdır. Biri ona biraz rom versin. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Oh, come on. | Yapmayın ama. Eminim daha kötülerini görmüşsünüzdür. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I'll do what I can. | Elinden geleni yapacağım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What does that mean? | O da ne demek? O da ne demek? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
A bit of turmoil since you left. | Gittiğinden beri biraz hengâme oldu. Ama şimdi kontrol altında. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Release those men. | O adamları bırakın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I know what happened and I don't care. | Ne olduğunu biliyorum ve umurumda da değil. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I'll not hold pirates prisoner on this ship, | Bu gemide korsan tutsaklar tutmayacağım. Bugünden sonra olmaz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Keep your men in line. | Adamlarını hizada tut. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Take us back towards the sandbar. | Bizi ırmağın ağzına doğru götür. Körfezin güneybatı köşesi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
We'll start from there. | Oradan başlayacağız. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Ready the guns! Full complement. | Silahları hazırlayın! Tüm mürettebat! | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What's the target, Captain? | Hedefimiz nedir, Kaptan? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Whatever's left. | Geriye ne kaldıysa. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Would you like me to clear the room? | Odayı boşaltmamı ister misin? Neden odayı boşaltmanı isteyeyim? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
When the shock sets in, you may lose faculties. | Darbe indirildiğinde kendini kontrol edemeyebilirsin. Bazıları altına sıçar. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I can do it with as few as three or four men. | Bunu üç ya da dört kişiyle de yapabilirim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
We're not going anywhere. | Hiçbir yere gitmeyiz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I don't want this. | Bunu istemiyorum. Hızlı davranmazsak üç gün bile göremezsin. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Did you not fucking hear me?! I said I do not want this! | Beni duymadın mı amına koyayım? İstemiyorum dedim! | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You'll die. | Ölürsün. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
This way, there's a very good chance to prevent it. | Bu yolla bunun olmasını engelleyebiliriz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The crew will look after you. Don't worry about that. | Tayfa seninle ilgilenecektir. O konuda endişeleneme. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Hold him down. | Onu durdurun. İyi olacaksın, adamım. Hadi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Cannonballs! | Toplar! | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Three, six! Heave! | Üç, altı! Çekin! | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
No! No! Steady. | Hayır! Hayır! Hazır olun. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Why don't you move it?! | Neden kıpırdamıyorsun? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Ready? No! No! | Hazır. Hayır. Hayır. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Just south of Inagua. | Inagua'nın güneyindeyiz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Winds blew us east. | Rüzgar bizi doğuya sürükledi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
We stopped off in Tortuga to refit | Onarım için Tortuga'da durduk. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and garner news, of which there was plenty. | Ve havadisleri aldık, bolca havadis varmış. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Eleanor Guthrie's been arrested. | Eleanor Guthrie tutuklanmış. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Currently on her way back to London | Şu anda Kraliçe'nin Donanmasıyla duruşmaya çıkmak için Londra'ya gidiyor. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
For the first time since I've known it, | İlk defa farkına vardım ki Nassau'da hiç Guthrie yoktu. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
One gets used to a state of affairs for such a long time, | Biri uzun zamandır vaziyeti elinde tutuyordu... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
it's easy to forget that they're all just transitions. | ...sadece hâl değişikliğinden ibaret olduğu için unutması kolay. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Specks of dust suspended in the air | Toz taneleri ani bir rüzgar gelip her şeyi eline alana dek havada kalır. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
A strong gust has come to this place. | Buraya ani bir rüzgar geldi. İnsan hissedebiliyor. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Know it will upset everything they thought they understood | Bunu bilmek, birkaç gün önce anladıklarını sandıkları altüst edecek. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
They'll need to lean on something solid. | Sağlam bir şeye dayanmaları gerekecek. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
On the men who can reassure them | Bu gibi zamanlarda onlara bunu sağlayabilecek adamda... Artık seni tanıyorum. Sana güveniyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
there are some things that can be counted on. | ...güvenebileceklerini düşündükleri bazı şeyler olmalı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
They'll look to me for that. | Bunun için bana bel bağlayacaklar. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
But they'll also look to their new quartermaster. | Aynı zamanda yeni serdümenlerine de bel bağlayacaklar. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
They voted? | Oyladılar mı? Birkaç gün önce. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I think the men wanted to tell you when you awoke, | Bence uyandığında adamlar sana söylemek isteyecektir. Şaşırmış gibi yap. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It's a funny thing. | Komik. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The more those men need you, the more you need them. | O adamların sana ne kadar ihtiyacı olursa senin de onlara o kadar ihtiyacın oluyor. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And it drives us to do the most unexpected things. | Ve bu da bizi en beklenmedik şeylere sürüklüyor. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
There's something you ought to know before we reach Nassau. | Nassau'ya varmadan önce bilmen gereken bir şey var. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
About what we'll likely face there. | Orada karşılaşacağımız şey hakkında. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Before my misfortune | Vane'in sağ kolu tarafından bu şanssızlığı yaşamadan önce... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
our friend, the scout you sent to oversee the Urca beach, | ...dostumuz, Urca sahilini izlemesi için gönderdiğin gözcü, bana itirafta bulundu. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He told me that the news he brought us | Altının götürüldüğüyle ilgili getirdiği haber... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
was a lie. | ...yalanmış. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
A falsehood he perpetuated himself | Kendini bir yalanın arkasına saklamış. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
so that he could sell the gold's location to another crew | Böylece büyük bir pay karşılığında altının yerini başka bir tayfaya satabilecekmiş. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He told you this? | Sana bunu mu anlattı? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I'm sorry, I'm... | Üzgünüm, ben... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I'm having a hard time... | Zor zamanlar geçiriyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He lied to us all? | Hepimize yalan mı söylemiş? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And then he sold the information to another crew | Sonra da altını almaları için bilgiyi başka bir tayfaya mı satmış? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Who the fuck did he sell it to? | Kime satmış amına koyayım? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Where have you been? What took you so long? | Neredeydin? Neden bu kadar uzun sürdü? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The information we were given was... | Bize verilen bilgi... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
incomplete at best. | ...en iyi ifadeyle eksikti. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
There were still healthy Spanish soldiers on that beach | O sahilde hâlâ sağlıklı İspanyol askerleri vardı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and they fought... | Savaştılar da. Hem de delicesine. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Is that the Walrus? | O Walrus mu? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It is. We found her there. | Evet. Onu orada bulduk. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Needed to get her seaworthy before we could depart. | Ayrılmadan önce onu denize dayanır hale getirmemiz gerekti. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You needed to? Why would you need a second ship? | Gerekti mi? Neden ikinci bir gemiye ihtiyacınız oldu? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
We needed the hold space. | Daha fazla alan gerekti. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Would you like to see something shiny? | Parlak bir şeyler görmek ister misin? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And we want you to know that this has nothing, | Ayrıca bunun performansınızla hiç alakası olmadığını bilmenizi istiyoruz. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
which is exemplary, by the way. | Bu arada performansınız örnek alınacak cinsten. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Look, the business has changed. | Bakın, işletme değişmiş durumda. Deniz kurtarma da değişti. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
We don't need a submarine pilot anymore. | Artık denizaltı kaptanına ihtiyacımız yok. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
We don't even need a sub. | Denizaltına bile ihtiyacımız yok. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Now, you've never been on contract, | Hiç kontrat imzalamamışsınız. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
so redundancy, 1 | Yani ihtiyaç fazlalığı söz konusu değil. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
But I spoke to Bob Toris personally | Fakat Bob Toris ile bizzat konuştum. 1 | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
and he has insisted that Agora make sure | Kendisi Agora'nın size bir şeyler vermesi konusunda ısrar etti. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
And I'm pleased to say | Ve ben de size 8640 pound önerdiğimizi söylemekten memnunum. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
I mean, have you got a pension? | Emekli aylığınız var mıydı acaba? Bireysel emeklilik gibi falan? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
I've been with Agora for 11 years. | Agora için 11 yıl çalıştım. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |