Search
English Turkish Sentence Translations Page 7809
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I bought this one fair and square. | Bunu tastamam ben aldım. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
What's going on? It's mine. | Neler oluyor? Benim bu. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
It's my numbers. My numbers have just come up. | Benim rakamlarım. Benim rakamlar tuttu. 30 bin kazandım. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
He's saying I bought it with him, but I didn't. | Onunla beraber aldığımı söylüyor ama almadım. Diğerlerini beraber almıştım. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Yeah, and so we've gotta do something about these fucking guys. | Bu herifler hakkında bir şeyler yapmalıyız. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Please, skipper, 'cause they're already fucking taking too much, | Lütfen Kaptan çünkü zaten çok fazla alıyorlar,... | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
and now they're trying to muscle in and fucking rip us off! | ...ayrıca zorlamaya çalışıp bizi kazıklamak istiyorlar. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
They're trying to find ways to take more and more and more... | Bir şekilde daha fazlasını almaya falan çalışıyorlar. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
What about it don't you understand? How do you know your numbers came up? | Neyi anlamıyorsun sen ya? Numaraların tuttuğunu nereden biliyorsun? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
What? | Ne? Telsizde miydin? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Have you been on that fucking radio? | Telsizde miydin lan sen? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
We are under the Black Sea fleet. | Karadeniz donanmasının altındayız. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
We are under the fucking... | Ağzını yüzünü siktiğimin... | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
That's the radio. You killed the fucking radio. | Telsizdi bu ama. Telsizi kırdın be. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Give me the ticket. How we gonna... | Bileti ver bana. Peki biz nasıl... | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Give me that ticket. | Bileti ver lan. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
You risk all our lives for 30,000. | Hayatlarımızı 30 bin için tehlikeye attın. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
30,000. | 30 bin. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
All you listen to me. | Hepiniz beni dinleyin. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Every man gets an equal share. | Herkes eşit pay alacak. Herkes. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Anyone who doesn't like it is endangering this vessel. | Bunu anlamayan her kimse bu gemiyi tehlikeye atar. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Any man endangering this vessel goes out the fucking tubes. | Bu gemiyi tehlikeye atan herkes tüp ile siktir edilecek. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
I told you. I fucking told you. | Sana söylemiştim. Söylemiştim. Anlaşmanın değiştiğini söylemen lazım. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
They're gonna tear us to shreds for that money. | O para için bizi lime lime edecekler. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Robinson, listen, I... | Robinson dinle... Çek ellerini üstümden. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Look, just listen to me. | Beni dinlesene bir. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Hey. | Bol'she. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
One, two, three. One down. Men'she. | Bir, iki, üç. Bir aşağı. Men'she. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Zaytsev. Zaytsev, I'm sorry, mate. | Zaytsev. Zaytsev özür dilerim dostum. Öyle yapmak istemedim... | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Tell him I'm sorry. | Özür dilediğimi söyle. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Bol'she right, men'she left. Stupid... | Bol'she sağ, men'she sol. Salak... | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
You fucking leave him alone. Fuck off. | Rahat bırak çocuğu. Siktir lan. Sen siktir. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
You Russians, you're pretty fucking tough with a kid, aren't you? | Siz Rusların gücü çocuğa yetiyor değil mi? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
I expected better out of you, though. | Senden daha iyisini beklerdim yine de. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Don't be an idiot with that. What, with this? | Bıçakla aptallık etme. Ne, bununla mı? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Why? You fucking brave against him. | Neden? Çocuğa karşı epey cesurdun. Artık o kadar değilsin. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Give me the knife. No. | Bıçağı ver bana. Olmaz. Bıçağı ver! Hayır. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Give me knife. Fucking have it. | Bıçağı ver. Al o zaman. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Jesus. What did you do? | Tanrım. Ne yaptın sen? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
What have you done? | Ne yaptın be? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
We're going down! | Batıyoruz! | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
You're gonna be away for three months again? | Yine mi 3 aylığına gideceksin? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Daddy lives on a boat. Daddy works on a boat. | Baban gemide yaşıyor. Baban gemide çalışıyor. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Daddy lives on a boat. Don't involve him like this. | Baban gemide yaşıyor. Çocuğu işin içine böyle karıştırma. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
I get to see Steve. I get to spend time with him. | Steve ile görüşüyorum. Onunla vakit geçiriyorum. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
He's not just a fucking photo and someone I see on holidays. | Sadece fotoğraftan ibaret ya da tatillerde gördüğüm biri değil. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
What, that's why you left me, is it? | Ne yani, bu yüzden mi beni terk ediyorsun? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Nothing to do with his mansion | Malikanesi ve cafcaflı arabası yüzünden değil yani. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Chrissy, wait. | Bekle Chrissy. Chrissy. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Chrissy. | Chrissy. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
How long was I out? | Ne kadardır baygınım? 18 saat kadar. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
The Russians have gone berserk. | Ruslar deliye döndü. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Had to threaten them with a flare gun to hold them off. | Adamları geri tutmak için işaret fişeği tabancası kullanmak zorunda kaldım. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Main drive shaft's fucked, shattered in the explosion. | Ana şaft boku yedi. Patlama sırasında mahvolmuş. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Ballast tanks are ruptured. | Ağırlık tankları kırılmış. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
And I reckon we've got about 36 hours left in the batteries before we go dark. | Karanlığa gömülmeden önce bataryaların 36 saat ömrü var sanıyorum. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Looks like the Russians have got almost all the water | Görünüşe göre Ruslar denizaltının sonundaki bütün suyu almışlar. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
We've got the food. They're gonna want that. | Bizde de yemek var. Bunu isteyeceklerdir. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
And they're gonna want us gone. Quiet, you. | Bizim ölmemizi de. Sessiz ol. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Fucking animal. | Siktiğimin hayvanı. Hepimizi öldürdün Fraser. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
You've killed the fucking lot of us. Fuck. | Çoğumuzu öldürdün. Sikik. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Are we gonna die down here? | Burada mı öleceğiz? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Morozov. | Morozov. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
I'm not armed. | Silahsızım. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
What are you saying? | Ne diyorsun? İngilizce biliyor musun? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Why didn't you say anything before? | Neden daha önce söylemedin? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
No one speak me, I don't speak them. | Kimse benimle konuşmazsa ben de onlarla konuşmam. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
I'm saying... | Diyorum ki... Bu denizaltını çalıştırabilirim. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
We anywhere from here to here. | Buradan buraya bir yerdeyiz. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Which means we are on one of these two ridges | Yani o iki tepeden birinin üstündeyiz yoksa ezilirdik değil mi? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
If we're on this ridge, we must be right next to the U boat. | Eğer bu tepenin üzerindeysek denizaltının hemen yanındayız demektir. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Now, this submarine was based on the U boat design. | Bu denizaltı, alman denizaltısının dizaynını temel almıştı. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
So we find the U boat, we get in there | Yani denizaltıyı bulacağız, oraya gideceğiz ve çevirme milini kullanacağız. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Been in the water for 70 years. Useless now. | 70 yıldır denizde. Artık işe yaramaz durumda. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
No. No, the Black Sea's anoxic at depth. | Hayır, hayır. Karadeniz derinlerde oksijensizdir. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
No oxygen. No decay. | Oksijen olmazsa çürüme de olmaz. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
There's perfectly preserved Roman galleons out there. | Orada mükemmel derece korunmuş Romalı kalyonları var. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Look, when we get in there, we'll get the drive shaft, | İçeri girince çevirme milini bağlarız, çalıştırırız ve motora entegre ederiz. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
And we get this boat off the seabed. | Böylece bu gemiyi deniz dibinden kaldırırız. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
This boat is dead. We not sail it or get back. | Bu gemi öldü. Artık yüzemez ve geri dönemeyiz. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
We're not gonna sail it. | Yüzmeyeceğiz. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
We're gonna take it to the surface | Yüzeye çıkaracağız ve can kurtarma sallarına bineceğiz. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
What if we're on other ridge? | Peki ya diğer tepedeysek? O zaman hepimiz öldük demektir. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
We haven't enough men to move boat. | Denizaltını hareket ettirmek için yeterli adamımız yok. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
We have enough. | Var. Ama şu anda Baba'ya ihtiyacımız var. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Sonar's broken. We don't even know which way she's lying. | Sonar bozuldu. Şu anda geminin nerede yatıyor olduğunu bile bilmiyoruz. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Baba and Zaytsev back there. | Baba ve Zaytsev arka tarafta. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
When he killed Blackie, they wanna kill him. | Blackie'yi öldürünce onlar da onu öldürmek isteyecektir. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
They wanna kill everyone. They go crazy now. | Herkesi öldürmek istiyorlar. Delirmiş durumdalar şu anda. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
We have to have Baba and Zaytsev. | Baba ve Zaytsev bize lazım. Ve Fraser. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
What he did is not forgotten. | Yaptığı şey unutulmuş değil. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
But we have to have everyone to get this boat up. | Ama bu denizaltını hareket ettirmek için herkese ihtiyacımız var. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
We live together or die together. | Ya beraber yaşarız ya da beraber ölürüz. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Now, one of you has to go talk to them. | İçinizden biri onlarla konuşmalı. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
It's worse now, knowing there's a chance. | Bir şansa sahip olduğumuzu bilmek daha kötü. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
I mean, if we found out now that it didn't work, I mean... | Yani eğer işe yaramadığını öğrenirsek... | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Peters, we can't have those bodies lying about. | Peters, cesetler öylece ortada duramaz. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Take Fraser. | Fraser'ı da al. Cesetleri tüplere yerleştirin. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Yes, boss. Do it decent? | Tamam patron. Adam gibi yapın. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
I've got him. | Tamamdır bende. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |