Search
English Turkish Sentence Translations Page 8911
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
which broadens the tax base. | Ne yapıyor? Bilmiyorum, efendim. ...ki bu da vergi alınacak tabanı genişletir. ...vergi tabanını genişletir. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Competitive bidding is a declaration of war against McGantry, | Rekabet ortamı McGantry'e karşı savaş ilan etmek demek... İhale McGantry'e savaş ilanı demektir. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
who just happens to be the single largest contributor to the mayor's PAC. | ...ki bu insan başkanın komitesine tek ve en büyük desteği sağlayan insan. Ki kendisi başkanın politikasına uzun zamandır katkı veren tek kişi. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
And those usual suspects? | Ve o olağan şüpheliler de. Ya olağan şüpheliler? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
They're the same people pulling votes for us on election day. | Seçim günü oylarını bize vermeyenlerle aynı insanlar. Seçim günü bizim için oy toplayanlar, onlar. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
You think they do that out of the goodness of their hearts? | Sence kalplerindeki iyilik için bunu yaparlar mı? Sence bunu isteyerek mi yapıyorlar? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Thanks for that. | Bunun için teşekkürler. Bilgilendirdiğin için sağol. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Maybe when we're through here, | Tamam. Alverson? Belki işin içine girince Tic tac toe nasıl oynanır açıklarsın. Belki anlaşırsak... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
you can explain how to play Tic tac toe. | ...X O X'in nasıl oynandığını açıklarsın bana. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Sir, displacing the residents of Lennox Gardens | Efendim, Lennox Gardens sakinlerinin taşınması... Efendim Lennox Gardens'ı boşaltmak... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
will affect your support in the African American community across the board. | ...tüm Afrikan Amerikan topluluğunun size olan desteğini etkileyecek. ...Afro Amerikan kesimden gelen oylarınızı etkileyecektir. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
And votes aside, the city's budget has been running at a deficit | Ve oylama bir kenara, bunun gibi projeler nedeniyle... Oylar bir yana, şehir bütçesi böyle projeler yüzünden... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
for near a decade now because of projects like this one. | ...şehir bütçesi en az on yıl daha açık verecek. ...yaklaşık 10 yıldır hesap açığı veriyor. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Something has to give. | Bazı şeyler feda edilmeli. Bir şans verin. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
I'm not suggesting that we open | Bu işlem için şehir çapındaki tüm projeleri açmayı önermiyorum. Tüm projeleri bu sürece... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
all projects citywide to this process. | ...açalım demiyorum. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
I'm talking about one project, | Sadece bir projeden bahsediyorum... Sadece bir proje. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
doing this one thing differently. | ...bu projeyi farklı yapalım. Bunu farklı yapalım. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
And if it works, maybe you've got a new way forward. | Ve eğer işe yararsa, belki ilerlemek için yeni bir yol bulmuş olursunuz. İşe yararsa ilerisi için yararlı olur. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Do you remember what ran through your mind | Ateş seslerini duyduğunda aklından neler geçti hatırlıyor musun? Silah sesini duyduğunuzda... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
in the moment you heard the shots? | ...aklınızdan geçenleri hatırlıyor musunuz? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
I can't say there was much thought involved. | Çok fazla bir şey düşünebildiğimi söyleyemem. Aklıma pek bir şey gelmedi. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
It was a gut instinct, really, to protect my wife. | Bu içgüdüsel bir şeydi, eşimi korumalıydım. Sadece karımı korumak için iç güdülerimle hareket ettim. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Is there some misunderstanding about this campaign? | Bu kampanya hakkında yanlış anlaşılan şeyler mi var? Bu kampanyayla ilgili yanlış anlaşılan şeyler mi var? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Some belief that it actually bears autonomy? | Gerçekten de özerkliğe geçileceğine inanılıyor mu? Bazıları kendini özerk mi sanıyor? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
No, sir. Good. | Hayır, efendim. Güzel. Hayır efendim. İyi. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
I'll talk with McGantry about cutting costs. | McGantry ile giderleri azaltma konusunu konuşurum. McGantry ile kesintiler için konuşurum. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
In the meantime, bump up Section Eight to 25%, | Bu arada, Bölüm Sekiz'i %25'e çıkartın... Bu arada 8. bölümdeki kesintiyi %25'e çıkarın. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
see what that gets us. | ...bakalım neler olacak. Bakalım getirisi ne olacak. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Yes, sir. | Evet, efendim. Tabi efendim. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Hey. | Selam. Selam. Selam. Selam. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
You look good, relaxed. | İyi görünüyorsun, rahatlamışsın. İyi gördüm seni. Rahatsın. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
So, look, I'm | Bak, ben... Dinle. Ben... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
I have a lot that I need to apologize for, | Dilemem gereken çok fazla özür var... Özür dilemem gereken çok şey var... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
and I'm grateful you're giving me a chance to | ...ve bana bu şansı verdiğin için minnettarım. Bana ikinci bir şans verdiğin için minnet | Boss-1 | 2011 | ![]() |
What do you want, Ben? | Ne istiyorsun, Ben? Ne istiyorsun, Ben? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
I want you back. | Seni geri istiyorum. Seni geri kazanmak. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Rick knows the drill. You'll be fine. | Rick tecrübelidir. İdare edersin. Rick kürtajı biliyor. İyi olacaksın. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
I fired him. | Onu kovdum. Onu kovdum. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
The guy's got his head up his ass. | Adamın kıçı başı kalktı. Adam kıçıyla düşünüyordu. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
No idea how to run a competitive race. | Rekabet nedir hiçbir fikri yok. Rekabetçi bir yarışı sürdürmeyi bilmiyordu. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Have you been watching the numbers? No. | Rakamlardan haberin var mı? Hayır. Rakamlara hiç baktın mı? Hayır. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Walsh is making a play for Cook County. | Walsh Cook County için hamlesini yapıyor. Walsh Cook County'i ayartmaya çalışıyor. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Twice as many events in town in the last few weeks | Son seçiminin tam iki katı süreyi oradaki organizasyonlarda geçirdi. Son birkaç haftada daha önce yaptığından çok... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
than the whole of her last run. | ...kampanya düzenledi. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
She's within five. | O beş içinde. İlk 5'in içinde. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
I'm out of the game. | Ben oyunun dışındayım. Bıraktım o işleri. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
You're quitting? | Çıkıyor musun? Bırakıyor musun? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Everything? | Her şeyden? Her şeyi? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
I don't believe you. | Sana inanmıyorum. İnanmıyorum. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Believe what you want. | Neye istiyorsan ona inan. İstediğine inan. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Yeah, there's no way you'd walk away. | Tabii, çekip gitmene imkân yok. Tabi. Kaçıp gidemezsin. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
It's who you are. | Bu senin benliğinde var. Neysen osun. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
How are your kids? | Çocukların nasıl? Çocukların nasıl? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
They're fine. | İyiler. İyiler. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
They're great, actually. | Harikalar, aslında. Hatta çok iyiler. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Come on. | Yapma. Hadi ama. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
You can't tell me you don't miss it. | Bana özlemediğini söyleyemezsin. Özlemediğini söyleyemezsin. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Don't call me again. | Beni bir daha arama. Bir daha beni arama. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
It's been awfully quiet without you at home. | Sensiz ev çok sessiz. Sen yokken ev çok sessizleşti. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
It'll be nice to have some life in the house again. | Eve yine biraz canlılık gelmesi güzel. Senle Emma gelince evde yaşam tekrar canlanacak. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
How was the meeting with Doyle? | Doyle ile olan toplantın nasıldı? Doyle ile görüşmen nasıldı? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
No need to concern yourself about that. | Bunun için düşünmene gerek yok. O konuyu kafana takma. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Just focus on getting better. | Sadece iyileşmene odaklan. Bir an evvel iyileşmeye bak. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Any idea who the shooter is? | Ateş edenin kim olduğu hakkında tahmin var mı? Suikastçinin kim olduğu ile ilgili gelişme var mı? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
No, not really. | Hayır, pek sayılmaz. Henüz yok. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
It's not likely that you were the target. | Hedefin sen olmadığı çok açık. Büyük ihtimal hedef sen değildin. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
You're safe here. | Burada güvendesin. Burada güvendesin. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
And you? Just a precaution. | Ya sen? Sadece bir önlem. Ya sen? Tedbir için. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
They've stepped up my security. | Güvenliğimi arttırdılar. Güvenliğimi artırdılar. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
No need to worry about me. | Benim için endişelenme. Benim için endişelenme. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
How can I not? I'm fine. | Nasıl endişelenmem? Ben iyiyim. Nasıl endişelenmem? Ben iyiyim. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Emma's coming home tonight. | Emma bu gece eve geliyor. Emma akşam eve geliyor. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
I've arranged for house arrest. | Ev hapsi için bir ayarlama yaptım. Ev hapsi için ayarlama yaptım. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Putting her in her old room. | Eski odasına yerleştiririz. Eski odasına yerleştireceğim. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
When was this decision made? | Bu karar ne zaman verildi? Bu kararı ne zaman verdin? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
You'll need help when you return. | Döndüğün zaman yardıma ihtiyacın olacaktı. Eve dönünce yardıma ihtiyacın olacak. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
She can provide that for you. | Senin için bunu sağlayabilir. Emma yardım eder. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Giving her an opportunity to contribute to the family | Ona aileye katkıda bulunma fırsatını vermek... Ona aileye katkıda bulunma fırsatı vermek... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
could be a good thing for all of us. | ...hepimiz için iyi bir şey olur. ...hepimiz için iyi olabilir. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
I'd suggest | Sana... Benim önerim... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
you temper your expectations, Tom... | ...beklentilerini azaltmanı öneririm, Tom... ...beklentilerini düşük tutman, Tom. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
about everything. | ...hem de her konuda. Her şeyden. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Emma | Emma Emma... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Emma, I've got your | Emma, senin Emma, eşyaların | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Well, somebody has to have an in at Doyle's office. | Birisinin Doyle'un ofisinden bilgi alması gerekiyor. Doyle'un adamlarından biri orada bulunmuş olmalı. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Yeah? I need your okay. | Evet? Onayına ihtiyacım var. Ne var? Onayın lazım. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
What? Garfield Ridge community meeting | Ne? Garfield Ridge halkı Lennox Gardens'dan taşınma... Ne için? Lennox Gardens'ın boşaltılması konusunda... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
on the Lennox Gardens relocation. | ...toplantısı düzenliyor. Öyle mi? Tek seçeneğim bu mu? ...düzenlenen Garfield Ridge halk mitingi. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Yeah? This my only option? | Ee? Tek seçeneğim bu mu? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
No, but that's the best one. | Hayır ama en iyisi bu. Hayır. Ama en iyisi bu. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Yeah. | Evet. Gir. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
CPD released the file on Ezra Stone's murder. | CPD Ezra Stone cinayeti dosyalarını halka açtı. Polis Ezra Stone cinayetinin dosyasını gönderdi. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Well, it's about damn time. Can I get a yea or nay on this | Tam zamanında. Şu tavşan deliğine düşmeden önce... Vay. Tam zamanında. Sen tekrar meşgul olmadan... | Boss-1 | 2011 | ![]() |
before you fall down the rabbit hole again? | ...bir onay ya da red alabilir miyim? Evet. Affedersin. Bekle, dur. ...önce bir cevap alabilir miyim? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Yeah. Sorry. Wait, hold on. | Tabi. Pardon. Bekle. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Is this even the same meeting? | Bunlar aynı toplantıdan mı? Aynı miting mi? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Same neighborhood. Oh, you're killing me. | Aynı mahalleden. Beni öldürüyorsun. Aynı mahalle. Öldüreceksin beni. | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Go with Driscoll. You sure don't like selling newspapers, do you? | Driscoll'e git. Gazetelerin satmasından hoşlanmıyorsun, değil mi? Driscoll'u kullan. Gazetenin satışını sevmiyorsun, değil mi? | Boss-1 | 2011 | ![]() |
Fine. Fuck. Use the screamer. | Tamam. Siktir et. Çığırtkan kullan. İyi be. Diğerini kullan. | Boss-1 | 2011 | ![]() |