Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 1000
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| but until then... | ama bu kadar... | 90210-1 | 2008 | |
| See, I couldn't even sleep. | Görüyorum,uyku tutmadı. | 90210-1 | 2008 | |
| You've got my neurons firing on all cylinders, Annie. | Kimyamı altüst ettin Annie | 90210-1 | 2008 | |
| I was so juiced, I, uh... | Çok heyecanlandım, | 90210-1 | 2008 | |
| started working on my screenplay. | oturup kendi senaryom üstünde çalışmaya başladım. | 90210-1 | 2008 | |
| I thought you had writer's block. | Bir şey yazamadığını sanıyordum. | 90210-1 | 2008 | |
| I did, because I couldn't figure out who the heroine was. | Doğru, çünkü kadın kahramanın kim olduğunu bilmiyordum. | 90210-1 | 2008 | |
| But last night, it hit me. | Geçen gece bana vurdu. | 90210-1 | 2008 | |
| She's you. (chuckles) | O sensin. | 90210-1 | 2008 | |
| You're my muse, babe. | İlham perimsin,bebeğim. | 90210-1 | 2008 | |
| How would you feel about being in my movie? | Filmimde oynamaya ne dersin? | 90210-1 | 2008 | |
| I'd love to. | Çok isterim. | 90210-1 | 2008 | |
| Hey, Coach. | Hey koç. | 90210-1 | 2008 | |
| Look, I'm sorry I missed yesterday. | Bak çok üzgünüm dün kaçırdığım için. | 90210-1 | 2008 | |
| Second time in a week, man. You're off the team. | Bir hafta içince ikinci kez. Takımdan çıkarıldın. | 90210-1 | 2008 | |
| You're obviously not committed. | Kararım yeterince açık değil mi öylece unutulup gitmez | 90210-1 | 2008 | |
| No. No, I am! | Hayır hayır Ben. | 90210-1 | 2008 | |
| Look, I just had a... a family emergency. | Bak sadece aile sorunum vardı. | 90210-1 | 2008 | |
| It won't happen again. Please. | Bir daha olmayacak.Lütfen. | 90210-1 | 2008 | |
| Just Just give me one more chance, man. | Bir şans isitiyorum senden. | 90210-1 | 2008 | |
| This team means so much to me. | Bu takım benim için çok önemli. | 90210-1 | 2008 | |
| IVY: Anyways, so then we find out that my house in Malibu | Malibudaki evimizinin çalılık yangından dolayı | 90210-1 | 2008 | |
| burnt down 'cause of those... those brush fires. | küle döndüğünü öğrendik. | 90210-1 | 2008 | |
| MICHAEL: Your house burned down? Yeah. | Senin evinmi yandı? Evet. | 90210-1 | 2008 | |
| No way! Yeah, and get this. | İnanılmaz. Evet şunu dinle. | 90210-1 | 2008 | |
| We don't even find out for, like, another three days. | Üç gün sonra öğrenmek hoşumuza gitmedi tabi. Cumartesi gunu onun partisine gidiyoruz cunku... | 90210-1 | 2008 | |
| We were hanging out with, like, Ray LaMontagne and Ben Harper, | Ray LaMontagne ve Ben Harper ile takılıyorduk | 90210-1 | 2008 | |
| and Ben was, like, "Dude, I think your house burnt down." | ve Ben " Ahbap, sanırım evin yandı" dedi. | 90210-1 | 2008 | |
| And I was, like, "Dude, who cares? | Dostum kimin umurunda? | 90210-1 | 2008 | |
| It's just a house." | Sadece bi ev. | 90210-1 | 2008 | |
| Okay, guys, | Pekala millet | 90210-1 | 2008 | |
| gather up! | Toparlanın. | 90210-1 | 2008 | |
| How'd it go? | Nasıl gidiyor? Sence ne düşünüyordur? | 90210-1 | 2008 | |
| Well, um, I'm on probation, but I'm still on the team. | Şey, deneme sürecindeyim ama takıma devam ediyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| Man, I was sweating | Orada... | 90210-1 | 2008 | |
| back there. | ...çok terledim. | 90210-1 | 2008 | |
| So, the antes | Demek yarın için giriş ücreti arttı. | 90210-1 | 2008 | |
| Billabong has donated a limited edition | Billabong, şimdiye kadarki... | 90210-1 | 2008 | |
| handmade board, which is gonna go to the rider | ...en yüksek fiyata alıcı bulan... | 90210-1 | 2008 | |
| Shut... up! Pretty gnarly, huh? | Kes sesini bayağı iyi değilmi? | 90210-1 | 2008 | |
| So let's get in the water, let's make this practice count! | Hadi bakalım suda biraz pratik uygulama yapalım. | 90210-1 | 2008 | |
| Okay? Let's go! | Tamam hadi gidelim. | 90210-1 | 2008 | |
| Man, you know, I could really use that board, since some douche bag | Bu sörf tahtası çok işime yarardı | 90210-1 | 2008 | |
| damaged mine. You know it was | çünkü bir ahmak benimkini mahvetti. Biliyorsun bu senin hatandı. | 90210-1 | 2008 | |
| Why don't you just apologize? | Neden sadece özür dilemiyorsun? | 90210-1 | 2008 | |
| I am happy to, once you apologize for being a sexist pig. | Bende mutluyum,zaten senin için özür diledim cinsiyetçi domuz. | 90210-1 | 2008 | |
| You're out of your mind. | Sen aklından kaçıksın. | 90210-1 | 2008 | |
| Oh, my God... | Ah tanrım.. | 90210-1 | 2008 | |
| I've totally been acting crazy, huh? | Ben tamamen deliyim ha? | 90210-1 | 2008 | |
| It's just, um... | Ben sadece | 90210-1 | 2008 | |
| I'm on my... my period, you know? | Muayyen günümdeyim. | 90210-1 | 2008 | |
| Oh. Um... yeah. | Evet. | 90210-1 | 2008 | |
| Yeah, no... problem. | Peki sorun yok. | 90210-1 | 2008 | |
| You actually bought that. | Aslında sen bunu satın aldın. Yapma, Lutfen mahsenden cikinda biraz hava alin. | 90210-1 | 2008 | |
| Dude, you are worse than I thought you were. | Ahbab aslında seni kötü biri sanıyordum. | 90210-1 | 2008 | |
| Laters. | Görüşürüz. | 90210-1 | 2008 | |
| What would Richard think about this? | Richard bunun için ne düşünürdü? | 90210-1 | 2008 | |
| What was I thinking? | Ne düşünürdü? | 90210-1 | 2008 | |
| I cannot believe I did that. | Bunu yaptığıma inanamıyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| Okay, Naomi, | Tamam Naomi. | 90210-1 | 2008 | |
| come on, what are you... what are you doing with Richard? | hadi ama Richard'la ne işin var? | 90210-1 | 2008 | |
| Hmm? | ...filenin zıt taraflarında olmamız gerektiğini düşünüyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| I mean, he's so... | Yani, o | 90210-1 | 2008 | |
| not your type. | senin tipin değil. | 90210-1 | 2008 | |
| I... He's nice. | O hoş biri. | 90210-1 | 2008 | |
| We're getting to know each other. | Birbirimizi tanımamız için ağırdan alıyoruz. | 90210-1 | 2008 | |
| Mm. Okay. | Mmm. Tamam. | 90210-1 | 2008 | |
| Let me walk you to your car. | Hadi biraz yürüyelim. | 90210-1 | 2008 | |
| So, I'm sitting here with my grandfather at a football game, | Büyük babamla burada oturup futbol izlerdik | 90210-1 | 2008 | |
| and I must've been, like, six or seven, | o zamanlar 6 yada 7 yaşındaydım | 90210-1 | 2008 | |
| and the first thing I'm thinking is, "Ew, maroon and black? | aklıma gelen ilk şey ise vişne çürüğü ve siyah | 90210-1 | 2008 | |
| I hate those colors together." | Ben de geliyorum. O iki rengi bir arada hiç sevmem. | 90210-1 | 2008 | |
| But then the cheerleaders came out | Sonra ponpon kızlar çıktı... | 90210-1 | 2008 | |
| and the marching band did their thing, and... | ...ve bandolar marşları çaldı... Hmm... | 90210-1 | 2008 | |
| everyone was just yelling and screaming. | ...herkes çığlık çığlığaydı. | 90210-1 | 2008 | |
| They were so into it by the end of the day, I was, like, | Kendilerini o denli kaptırmışlardı ki günün sonunda ben: Ne güzel bir gece, değilmi? | 90210-1 | 2008 | |
| "You know, Grandpa, maroon and black aren't so bad after all." | 'Aslında büyük baba, vişne çürüğü ve siyah her zaman çok kötü değil.' dedim. | 90210-1 | 2008 | |
| Oh, that's when I knew I was smitten with CU. | İşte o zaman CU'ya tutulduğum zamandı. | 90210-1 | 2008 | |
| Mm. You know, it's funny, I remember the first time | Biliyorsun, bu komik. Hatırlıyorum, | 90210-1 | 2008 | |
| that I realized that I didn't mind the school colors. | ilk zamanlar okulun bu rengini hiç farketmemiştim. | 90210-1 | 2008 | |
| When? | Ne zaman. | 90210-1 | 2008 | |
| you were kidding. Yeah, I'm kidding. | Şaka yapıyorsun. Evet şaka yapıyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| Maybe a little. | Belki bir parça. | 90210-1 | 2008 | |
| So, are you and your grandfather close? | Pekala, siz ve büyükbabanız içli dışlı mısınız? | 90210-1 | 2008 | |
| We were, yeah. | Evet, öyleydik. | 90210-1 | 2008 | |
| He he passed away five years ago, so... | Gerzeğin tekiyim. Yine elime yüzüme bulaştırdım. O... O beş yıl önce çok uzaklara gitti. | 90210-1 | 2008 | |
| Yeah, it sucked. (chuckles) | Evet, sürükleyici. | 90210-1 | 2008 | |
| We always had a really special connection. | Bizim daima gerçekçi bir bağımız vardı. | 90210-1 | 2008 | |
| I was kind of his favorite. | Her zaman onun en sevdiği kişiydim. | 90210-1 | 2008 | |
| (chuckles): Well, I'm... | Şey, ben... | 90210-1 | 2008 | |
| I'm sure you're lots of people's favorite. | Eminim bir çok insanın en sevdiğisindir. | 90210-1 | 2008 | |
| Man, I wish... (laughs) | Dilerimki... | 90210-1 | 2008 | |
| I wish you weren't dating Richard, | Dilerim Richard'la flört etmiyorsundur, | 90210-1 | 2008 | |
| because I... I really want to kiss you. | Çünkü ben... gerçekten seni öpmek istiyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| But you are, so I... I won't. | Eğer varsa... Öyleyse ben... İstemem. | 90210-1 | 2008 | |
| (whispers): We should get going. | Gitmeliyiz. | 90210-1 | 2008 | |
| (whispers): Uh, yeah. Yeah. | Evet, evet. | 90210-1 | 2008 | |
| do you need a ride to school? | Okula bırakmamı ister misin? | 90210-1 | 2008 | |
| Nope. I have a ride. | Hayır, başka biriyle gideceğim. | 90210-1 | 2008 | |
| With that guy you been hanging out with? | Bu adam, dışarda askıntı olduğun mu? | 90210-1 | 2008 |