Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 1001
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Um, Jasper is that his name? | Jasper. Onun adı bu mu? | 90210-1 | 2008 | |
| Yeah. Why? | Evet, neden? | 90210-1 | 2008 | |
| I don't know, he just... seems a little sketchy, that's all. | Bilmem. O sadece... görünüşte küçük bir kıro. Hepsi bu! | 90210-1 | 2008 | |
| Do you even know him? | Onunla hiç baş başa kaldın mı? Hayır, ama... | 90210-1 | 2008 | |
| He doesn't hang out with the West Beverly kids | O, Batı Beverly veletleriyle çıkmaz. | 90210-1 | 2008 | |
| because they're all judgmental lemmings... | Çünkü onların hepsi önyargılı yabani... | 90210-1 | 2008 | |
| like you. Annie, like... | tıpkı senin gibi. Annie, ben... | 90210-1 | 2008 | |
| No, it's true. | Hayır bu doğru. Çünkü sen busun Evet | 90210-1 | 2008 | |
| And And who are you to be calling someone sketchy? | Ve... Ve sen kimsin ki herhangi birine kıro diyebiliyorsun? | 90210-1 | 2008 | |
| If anyone's sketchy around here, it's you. | Eğer burada bir kıro varsa, o da sensin. | 90210-1 | 2008 | |
| What's that supposed to mean? | Bütün bunlar ne demek oluyor? | 90210-1 | 2008 | |
| It means you've been sneaking out of the house at night, | Şu demek oluyor; Bu gece anne ve babana yalan söyleyip... | 90210-1 | 2008 | |
| going who knows where, lying to Mom and Dad. | ...gizlice dışarı çıkacaksın ve kim bilir nereye gideceksin. | 90210-1 | 2008 | |
| And where have you been going? | Ve nereye gideceksin? | 90210-1 | 2008 | |
| Exactly. Sketchy, like I said. | Kesinlikle. Kıro, bunu söylemekten hoşlanıyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| Oh, it's so unfair, okay? | Bu haklıszlık, tamam mı? Çok sağ ol. Buna ihtiyacım vardı. | 90210-1 | 2008 | |
| Jamie is, like, the perfect guy, | Jamie, kusursuz erkeklerden hoşlanır. | 90210-1 | 2008 | |
| and I'm stuck with smelly, shower hating Richard. | ve ben kötü kokulardan bunaldığım için duşa gidiyor, Richard'tan nefret ediyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| You're not stuck with him you can always end your fake relationship. | Sen ona saplantılı değilsin. Daima sahte ilişkilerini sen kendin bitirebildin. | 90210-1 | 2008 | |
| And not get into CU? Yeah, no. | Ve CU'ya seçilmedin. Evet, hayır. 20 yıl kadar daha fazla kötü anım var. | 90210-1 | 2008 | |
| Come on, it's not like Richard has even invited you to meet his mom. | Hadi ama, bu hoş değil. Richard bile annesiyle tanıştırmak için davet etti. | 90210-1 | 2008 | |
| Oh, no, he did he called me this morning. | Hayır, yapmadı. O beni bu sabah aradı. | 90210-1 | 2008 | |
| She's throwing some kind of cocktail party. | O çeşitli kokteyl partileri veriyor. Yere düşen sarhoş anıları değil. | 90210-1 | 2008 | |
| Ostensibly, we're gonna stop her | Görünüşte onun kağıt peçete almasına engel olacağız, ama gene de... | 90210-1 | 2008 | |
| Wow. Yeah. | İnanılmaz. Evet. | 90210-1 | 2008 | |
| So I have to put Jamie out of my mind, completely, | Öyleyse, kendimi dışarı atıp Jamie ile | 90210-1 | 2008 | |
| end of story, because look what happened to you. | aldırış etmeden tamamen hikayemi bitirmeliyim. Çünkü baksana sana neler oldu. | 90210-1 | 2008 | |
| You went after some shiny pretty boy and got stuck with nothing. | Daha sonra ışıltılı, özel bir adamla bağlanmadan gidebilirsin. | 90210-1 | 2008 | |
| I can't do that. Thanks for that. Thank you. | Bunu yapamam. Bunun için teşekkürler. Teşekkürler. Merak etme. Ben hallederim. | 90210-1 | 2008 | |
| I just mean, I can't let myself get distracted | Sadece göğüs ve kalçalar yüzünden... | 90210-1 | 2008 | |
| by rock hard abs and thighs that have driven countries to war. | ...savaşa sürüklenmiş ülkeleri düşündükçe deliye dönüyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| Okay, what country has ever been driven to war over thighs? | Hangi ülkede kalça yüzünden savaş patlak vermiş ki? | 90210-1 | 2008 | |
| Look, I'm sorry that the agency double booked you, | Bak, üzgünüm. Ajansta sana çift yer ayırtılmış. | 90210-1 | 2008 | |
| but I really... I have to have a nurse tonight. | Fakat gerçekten... Bu gece bir hemşire olması gerekiyor. | 90210-1 | 2008 | |
| (bell ringing) Last night it was just me, and I can't... | Geçen gece o sadece bendim. ve ben... | 90210-1 | 2008 | |
| Shoot. Um, I have to go, okay? | Kahretsin. Gitmem lazım, tamam mı? | 90210-1 | 2008 | |
| But I'm gonna call you back after class. | Ama seni derstan sonra tekrar arayacağım. | 90210-1 | 2008 | |
| Just please, try to make it work. Thanks. | Sadece, lütfen bu işi hallet. Sağol. | 90210-1 | 2008 | |
| KRUMHOLTZ: All right, everyone, | Pekala, millet, | 90210-1 | 2008 | |
| I'll collect your projects now. | hemen projelerinizi toplayacağım. | 90210-1 | 2008 | |
| I... I actu... | Ben... Ben asl... | 90210-1 | 2008 | |
| uh, I forgot it. | şey... unuttum. | 90210-1 | 2008 | |
| I... It's okay. | Ben... Sorun değil. | 90210-1 | 2008 | |
| You don't have to cover for me. | Benim için kapağını açamadı. | 90210-1 | 2008 | |
| We worked at my house last night, | Dün gece benim evde çalıştığımız | 90210-1 | 2008 | |
| and I forgot the project at home. | için projeyi evde unuttum. | 90210-1 | 2008 | |
| Silver even called to remind me, but I just flaked. | Silvet bana hatırlatmasına rağmen unuttum. | 90210-1 | 2008 | |
| Bring it in tomorrow. | Yarın getir. | 90210-1 | 2008 | |
| Teddy, you'll be penalized | Teddy, bu notuna yansıyacak. | 90210-1 | 2008 | |
| See? (chuckles) | Gördün mü? | 90210-1 | 2008 | |
| Told you I wasn't a bad guy. | Kötü bir adam olmadığımı söylemiştim. | 90210-1 | 2008 | |
| No one asked you to do that. | Kimse bunu yapmanı istemedi. | 90210-1 | 2008 | |
| Come in. | İçeri gir. | 90210-1 | 2008 | |
| Uh, hang on one sec. | Bir saniye bekle. | 90210-1 | 2008 | |
| Now, I assume that you are here | senin burada olduğunu varsayarsak | 90210-1 | 2008 | |
| to talk to the President about health care reform. | Cumhurbaşkanı için sağlık reformu hakkında konuşuyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| (chuckles): Senior evals, actually. | Aslında başkan Evals. | 90210-1 | 2008 | |
| Oh, well, you've come up with any new | Şey senin gibi yeni geldim | 90210-1 | 2008 | |
| and exciting ways to trick colleges into accepting our slackers? | ve heyecan verici hüner kolejlerine bizde kabul edildik. | 90210-1 | 2008 | |
| Kelly, what's going on? | Kelly sorun ne? Neler oluyor? | 90210-1 | 2008 | |
| It's... it's Silver. | Silver. | 90210-1 | 2008 | |
| She okay? | O iyi mi? | 90210-1 | 2008 | |
| Yeah. No. | Evet.Hayır bilmiyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| She moved out. | Yanımdan taşındı. Gel buraya. Yani, herşeyden önemilisi, O'nun cesedini bulan sendin. | 90210-1 | 2008 | |
| Our mom has cancer, and she moved out. | Annemiz kanser ve oraya taşındı. | 90210-1 | 2008 | |
| (groans): I can't really talk about it right now. | Şuan bu konu hakkında konuşamam. | 90210-1 | 2008 | |
| I have to get to a meeting. | Bir toplantım var. | 90210-1 | 2008 | |
| Um, maybe we could grab... | Belki öğle yemeğine gideriz. | 90210-1 | 2008 | |
| I could use somebody to talk to. | Bazı şeyleri konuşabiliriz. Evet tabiki. | 90210-1 | 2008 | |
| Okay. Thanks. | Tamam teşekkürler. | 90210-1 | 2008 | |
| Hey, hon. | Selam tatlım. Ne atacaksın bakalım şimdi? | 90210-1 | 2008 | |
| DEBBIE: Hey. What's up? Um, bad news. | Selam ne haber? Kötü haber. | 90210-1 | 2008 | |
| I'm swamped here. | Burda işlerden boğulmuş durumdayım. | 90210-1 | 2008 | |
| Could we reschedule our lunch? | Öğle yemeğini sonraya bırakabilir miyiz? | 90210-1 | 2008 | |
| Sure. No problem. | Tabiki sorun değil. | 90210-1 | 2008 | |
| Maybe we can go as the Rat Pack. | Belki Rat Pack'e gidebiliriz. | 90210-1 | 2008 | |
| Right. Like you're even gonna show. | Doğru. Sanki gelecekmişsin gibi. | 90210-1 | 2008 | |
| You've been ditching everything lately. | Son zamanlarda her şeyi boşluyorsun. | 90210-1 | 2008 | |
| I'll be there, all right? | Orada olacağız değil mi? | 90210-1 | 2008 | |
| I was thinking maybe I could be Sinatra. | Belki Sinatra'da olmak istiyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| And Liam could be Sammy Davis Jr. | Liam'da Sammy Davis Jr. de. | 90210-1 | 2008 | |
| Yeah, I don't... really do Halloween. | Evet, gerçekten cadılar bayramı kutlamam. | 90210-1 | 2008 | |
| That's lame, man. | Bu rezillik, ahbap. | 90210-1 | 2008 | |
| Think Navid'll come? Nah. I don't think | Navid gelecek mi? | 90210-1 | 2008 | |
| he wants to run into Ade. | Bilmiyorum sanırım adrianna'ya gidecek. | 90210-1 | 2008 | |
| (phone ringing) Hold on, hold on. | Bekle, bekle. | 90210-1 | 2008 | |
| Uh... got to take this. | Buna bakmalıyım. | 90210-1 | 2008 | |
| Come on, man. | Hadi dostum. | 90210-1 | 2008 | |
| Hello? | Merhaba? Merhaba bebeğim. | 90210-1 | 2008 | |
| SASHA: Hey, baby. So, um, | Hayır, bu konuşmaya devam etmiyeceğim. | 90210-1 | 2008 | |
| I got a gig tonight that's gonna go late, so I was thinking | Bu gece konser var | 90210-1 | 2008 | |
| that you could come by after school. | düşündümde okuldan sonra berabe gidebiliriz. | 90210-1 | 2008 | |
| Uh, I I can't; I have a surf meet later on today. | Ge Gelemem bugün sörf yarışım var daha sonra. | 90210-1 | 2008 | |
| Okay, well, just come by after that. | Tamam,Ondan sonra uğrarsın. | 90210-1 | 2008 | |
| I don't leave until 9:00. | Nasılsa 9:00'a kadar gitmeyeceğim . | 90210-1 | 2008 | |
| Um... | Ne konuştuğunu bilmiyor, tamam mı? | 90210-1 | 2008 | |
| You see, there... | Orada görüşürüz. | 90210-1 | 2008 | |
| there's this Halloween party that... | Gitmek istediğim bir Cadılar Bayramı partisi var. | 90210-1 | 2008 | |
| You'd rather go to a high school Halloween party | Bir lise Cadılar Bayramı partisini benimle olmaya tercih mi ederdin yani? | 90210-1 | 2008 | |
| No. No. Uh... | Hayır hayır. | 90210-1 | 2008 |