• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 996

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Little Miss Mopey, that's right. Küçük Bayan Depresif, bu doğru. 90210-1 2008 info-icon
You know, she's, she's in high school, Biliyorsun, o, o daha lisede, 90210-1 2008 info-icon
for Pete's sake. Pete'in aşkına. 90210-1 2008 info-icon
I think high school can be pretty rough for some. Bence lise bazıları için epeyce fırtınalı olabilir. 90210-1 2008 info-icon
(laughing): Oh, please. Lütfen. 90210-1 2008 info-icon
Poor kids they have it Zavallı çocuklar Onların günlük eziyetleri ile birlikte, 90210-1 2008 info-icon
so rough with all the daily grind and çok fırtınalı hayatları var ve... 90210-1 2008 info-icon
the peer pressure... Wait. So this is Deb, again? ...çevre baskısı... Bekle. Yani bu Deb, yeniden? 90210-1 2008 info-icon
Yeah, who is now totally in a huff with me Bana, nasıl çocuk yetiştirileceği konusunda... 90210-1 2008 info-icon
about how to raise the kids. ...bana tamamen içerliyor. 90210-1 2008 info-icon
I mean, at least before, Yani, en azından önce, 90210-1 2008 info-icon
you know, I could go to school and vent, bilirsin, okula gidebilirdim ve öfkemi açığa vurabilirdim, 90210-1 2008 info-icon
but... But this is Kelly again. ama... Ama bu yine Kelly. 90210-1 2008 info-icon
Yeah. Who now hides every time I come around the corner. Evet. Atık beni her gördüğünde saklanıyor. 90210-1 2008 info-icon
Well, imagine that. What? Peki, Düşün ki. Ne? 90210-1 2008 info-icon
Nothing. Go on. Hiçbir şey. Devam et. 90210-1 2008 info-icon
Well, I don't know. It's just, we used to be... Peki, Bilmiyorum. Bu sadece, biz eski... 90210-1 2008 info-icon
We used to be best buds, you know? Biz çok iyi arkadaştık, biliyor musun? 90210-1 2008 info-icon
I mean, what is it the kids say? Yani, çocukların söyledikleri neydi? 90210-1 2008 info-icon
* Awkward! * Uygunsuz! Ben bu porno sektöründen ayrılmaya çalışıyorum, 90210-1 2008 info-icon
Hello? Silver? Merhaba? Silver? 90210-1 2008 info-icon
I've been calling for dinner. Seni akşam yemeği için arıyordum. 90210-1 2008 info-icon
I'm eating alone tonight. Bu gece yalnız yiyeceğim. 90210-1 2008 info-icon
But I made... Ama ben yaptım... 90210-1 2008 info-icon
How dare you talk to Mom about me behind my back! Benin arkamdan annemle benim hakkımda konuşmaya nasıl cüret edersin! 90210-1 2008 info-icon
Okay, I'm sorry. I just... Tamam, Özür dilerim. Ben sadece... 90210-1 2008 info-icon
I think it's best if you don't get involved with her. Ona bulaşmamanın senin için en iyisi olacağını düşündüm. 90210-1 2008 info-icon
She's dying, Kelly. O ölüyor, Kelly. 90210-1 2008 info-icon
Don't you get that? Bunu anlamıyor musun? 90210-1 2008 info-icon
Don't you care about her at all? Ona hiç mi değer vermiyorsun 90210-1 2008 info-icon
It's not that I don't care about her. Bu ona değer vermediğim anlamına gelmez. 90210-1 2008 info-icon
It's that I really care about you. Bu sana gerçekten çok değer verdiğim anlamına gelir. 90210-1 2008 info-icon
Yeah, well, I can make decisions for myself, you know. Evet, iyi, kendi kararlarımı kendim verebilirim, biliyorsun. 90210-1 2008 info-icon
I can take care of myself. Kendi kendime bakabilirim. 90210-1 2008 info-icon
No. Frankly, you can't. Hayır. Açıkçası, bakamazsın. 90210-1 2008 info-icon
Silver, you're bipolar. Silver, sen iki kutuplusun. 90210-1 2008 info-icon
Not that that's a bad thing. Bu kötü bir şey demek değil. 90210-1 2008 info-icon
It's just a thing, okay? Bu sadece böyle, tamam mı? 90210-1 2008 info-icon
You are different. Sen farklısın. 90210-1 2008 info-icon
You can't handle intense stuff, Sen şiddetli meselelerle başa çıkamazsın, 90210-1 2008 info-icon
and Jackie is intense. Ve Jackie şiddetli. 90210-1 2008 info-icon
What she's going through is intense. Onun geçirdiği zaman şiddetli. 90210-1 2008 info-icon
It's going to bring up stuff stuff Bu sürekli mesele çıkaracak mesele, 90210-1 2008 info-icon
that you shouldn't even be thinking about senin hakkında düşünmemen bile gereken ya da... 90210-1 2008 info-icon
or dealing with, trust me. ilgilenmemen gereken meseleler, güven bana. 90210-1 2008 info-icon
You can't decide what kind of relationship Ölmekte olan annemle nasıl bir ilişli içerisinde olabileceğimin... 90210-1 2008 info-icon
I can have with my dying mother. ...kararını sen veremezsin. 90210-1 2008 info-icon
Yes, I can. Evet, verebilirim. 90210-1 2008 info-icon
I'm your guardian, and I'm the one who takes care of you. Ben senin velinim, ve sana değer veren tek kişiyim. 90210-1 2008 info-icon
Now come in to dinner. Şimdi akşam yemeğine gel. 90210-1 2008 info-icon
You know, I wouldn't have called you, Bilirsin, seni aramamalıydım, 90210-1 2008 info-icon
but I was just losing my mind, man. ama neredeyse aklımı kaçırıyordum, adamım. 90210-1 2008 info-icon
Going over every second of every day, Her günün her saniyesi, sorunu çözmeye çalışmak için... 90210-1 2008 info-icon
just trying to figure it out. ...tekrar gözden geçiriyorum. 90210-1 2008 info-icon
And then it hit me. Ve sonra o beni buldu. 90210-1 2008 info-icon
What what... What do you mean? Ne ne... Ne demek istiyorsun? 90210-1 2008 info-icon
Well, you've known her longer than anyone, dude. Şey, sen onu herkesten daha uzun süredir tanıyorsun, ahbap. 90210-1 2008 info-icon
Of course, right. Elbette, doğru. 90210-1 2008 info-icon
So, what's your take here? Peki, senin tepkin nedir? 90210-1 2008 info-icon
What what do you think could have happened? Sence Sence ne olmuş olabilir? 90210-1 2008 info-icon
People are, um, complicated. ..ve Flaubert'in tarzından ve kadınlara bakış açısından... İnsanlar, mm, anlaşılması zordur. 90210-1 2008 info-icon
Yeah, I I tried talking to Ade, but I got nothing. Evet, Ben ben Ade ile konuşmayı denedim, ama bir şey elde edemedim. 90210-1 2008 info-icon
It's like she's trying to hide something. Sanki bir şeyler saklamaya çalışıyor gibi. 90210-1 2008 info-icon
Look, don't let your imagination go crazy on you. Bak, hayal gücünün seni delirtmesine izin verme. 90210-1 2008 info-icon
No, all I can guess is, I let her down somehow, Hayır, bütün tahmin edebildiğim, bir şekilde onu hayal kırıklığına uğrattım, 90210-1 2008 info-icon
and and she doesn't want to hurt me even more ve ve o ne yaptığımı söyleyerek... 90210-1 2008 info-icon
by telling me what I did. ...beni daha fazla incitmek istemiyor. 90210-1 2008 info-icon
I don't know, man. Bilmiyorum, adamım. 90210-1 2008 info-icon
All I know is that... Bütün bildiğim... 90210-1 2008 info-icon
I'm dying here. ...burada ölüyorum. 90210-1 2008 info-icon
Another lovely dinner. Bir şirin akşam yemeği daha. 90210-1 2008 info-icon
And the chances of it leading to an even lovelier breakfast? Ve daha da şirin bir kahvaltıya öncülük etmesi için bir şans? 90210-1 2008 info-icon
You never give up, do you? Asla vazgeçmeyeceksin, değil mi? 90210-1 2008 info-icon
I've yet to meet a horse I can't break. Henüz atla tanışmadım, kaçamam. 90210-1 2008 info-icon
You're spending the night? Geceyi geçirecek misin? 90210-1 2008 info-icon
I'm buying a racehorse. Bir yatış atı alacağım. 90210-1 2008 info-icon
I want Continental Accent. Kıtasal Aksan'ı istiyorum. 90210-1 2008 info-icon
It's an extremely risky business. Bu son derece riskli bir iş. 90210-1 2008 info-icon
Which is why it sounds fun. Bu yüzden kulağa eğlenceli geliyor. 90210-1 2008 info-icon
Yeah, but why be impulsive? Evet, ama neden düşüncesizce olsun? 90210-1 2008 info-icon
I would hate to see you lose your money. Seni paranı kaybederken görmekten nefret ederim. 90210-1 2008 info-icon
Who's talking about my money? Kim benim paramdan bahsetti? 90210-1 2008 info-icon
I've just received a generous gift, and, well, Henüz cömert bir armağan aldım, ve, şey, 90210-1 2008 info-icon
I have a spare hundred grand. Bir boş yüz bin dolarım var. Ya da öğretmen. 90210-1 2008 info-icon
Sorry forgot a blanket. Üzgünüm battaniyeyi unuttum. 90210-1 2008 info-icon
That's okay. Sorun değil. 90210-1 2008 info-icon
You want a glass of wine? Yeah. Bir bardak şarap ister misin? Evet. 90210-1 2008 info-icon
Didn't really, uh, peg you as a picnic basket guy. Seni gerçekten piknik sepetli çocuk olarak saptamamıştım. 90210-1 2008 info-icon
Yeah, my parents are Hollywood Bowl fanatics, Evet, ailem Hollywood Bowl fanatiği, 90210-1 2008 info-icon
and they never go without a full spread. ve onlar asla tamamen yayılma olmadan gitmezler. 90210-1 2008 info-icon
Well, it's nice that you learned from them. Peki, bunu onlardan öğrenmen iyi olmuş. 90210-1 2008 info-icon
Oh, no, I just took their basket. Hayır, ben sadece onların sepetlerini taşırım. 90210-1 2008 info-icon
You stole their food? Onların yemeklerini çaldın? 90210-1 2008 info-icon
They were seeing Barry Manilow tonight. Onlar bu gece Barry Manilow'u göreceklerdi. 90210-1 2008 info-icon
Anybody lame enough to see Barry Manilow Herhangi biri Barry Manilow'u yeterince habersiz görmek için... 90210-1 2008 info-icon
deserves what they get, right? ...ne aldıysa onu hak eder, değil mi? 90210-1 2008 info-icon
(giggling): You're awful. Sen çok kötüsün. 90210-1 2008 info-icon
I had a perfect life, and I completely sabotaged it. Kusursuz bir hayatım vardı, ve ben onu tamamen sabote ettim. 90210-1 2008 info-icon
I just lost the love of my life. Tam anlamıyla hayatımın aşkını kaybettim. 90210-1 2008 info-icon
What am I going to do without Navid? Ben Navid'siz ne yapacağım? 90210-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 991
  • 992
  • 993
  • 994
  • 995
  • 996
  • 997
  • 998
  • 999
  • 1000
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim