Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 159437
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
But what was I to think when... | İyi de ne düşünmemi bekliyordun... | That Touch of Mink-1 | 1962 | ![]() |
You believe I never cared for another man till you walked into the library? | Kütüphaneye sen adımını atana kadar asla bir başka erkeğe bakmadığıma inanır mıydın? | That Touch of Mink-1 | 1962 | ![]() |
All right, where is she? | Tamam, nerede o? | That Touch of Mink-1 | 1962 | ![]() |
You're even more repulsive than she said. No wonder she begged me to come. | Onun dediğinden daha iğrenç, pislikmişsin. Gelmem için yalvarmasına şaşmamalı. | That Touch of Mink-1 | 1962 | ![]() |
It's me, Roger. | Benim, Roger. | That Touch of Mink-1 | 1962 | ![]() |
Mother! You were right about women. | Anne! Kadınlar konusunda hakkın varmış. | That Touch of Mink-1 | 1962 | ![]() |
Yes, Momma. I'll wait outside. | Evet, anne. Dışarıda beklerim. | That Touch of Mink-1 | 1962 | ![]() |
Nothing serious, just another rash. Quite common on honeymoons. | Ciddi değil, yine bir kurdeşen vakası. Balaylarında oldukça sık görülür. | That Touch of Mink-1 | 1962 | ![]() |
Yes, darling? I'm so sorry. | Evet, sevgilim? Çok özür dilerim. | That Touch of Mink-1 | 1962 | ![]() |
You've never been in this situation before married. | Evlilik öncesi bir durumla daha önce hiç karşılaşmamıştın. | That Touch of Mink-1 | 1962 | ![]() |
I just had a horrible thought. What? | Berbat bir düşüncem var. Ne? | That Touch of Mink-1 | 1962 | ![]() |
You break out when we're not married, I do when we are, we may never get together. | Evli değilken sen kurdeşen oldun, evlenirken ben, biz asla birarada olamayız. | That Touch of Mink-1 | 1962 | ![]() |
Roger, take care of the baby, will you? I want to take a picture of Cathy. | Roger, bebeğe bakarsın, değil mi? Cathy'nin fotoğrafını çekmek istiyorum. | That Touch of Mink-1 | 1962 | ![]() |
Dr Gruber! | Dr. Gruber! | That Touch of Mink-1 | 1962 | ![]() |
How was Vienna? I just got back. | Viyana nasıldı? Dün döndüm. | That Touch of Mink-1 | 1962 | ![]() |
How did it work out? Take a look. | Gelişmeler nasıldı peki? Kendin bak. | That Touch of Mink-1 | 1962 | ![]() |
solemn moment that marks the continuity of the president's office. | Tören anı başbakanlık ofisinin akıcılığını gösteriyor. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Jet pilots wear them. Skydivers wear them. | Jet pilotları onları takıyor. Hava akrobatları onları takıyor. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Joined in nonviolent protest... | Ülkenin tamamında süren ayrımcılık nedeniyle... | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
How does a train go? | Bir tren nasıl gider? | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Miss America contest. | Miss Amerika yarışması. 54 umutlu kişiden 10'a düştü. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Train track. | Tren yolu. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Terrific. The Army Navy game. | Müthiş. Deniz Kara oyunu. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Grassy setting for... | Çimenlik ayarı | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
You can both have the glasses. They come in Duz. | Sizin de bardağınız olabilir. Duz'ın içinde geliyorlar. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
In Duz? In Duz? | Duz'ın içinde mi? Duz'ın içinde mi? | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Gerry and the Pacemakers. | Gerry and the Pacemakers. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Powered big shot comes complete with three rubber tip missiles. | Güçlü silahları üç lastik uçla beraber geliyor. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
A growing voice however call the demonstrations treachery. | Yükselen sesler ihaneti işaret ediyor. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
As the year began, the quarter million Americans face the communists in... | Yılın başında, çeyrek milyon Amerikalı komünistlerle karşılaşmış | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
"Joan looked at the generals and said: | "Joan generallere baktı ve dedi ki: | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
'My business is not with you. | "Sizinle işim yok. Savaş meclisi istemiyorsunuz. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Then she turned toward the king's privy council and continued. | "Sonra kralın danışma meclisine döndü ve devam etti. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
'No, it is with you. A council of war.' | "Hayır, işim sizinle. Savaş meclisi. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
It is amazing. | "Bu şaşırtıcı. Savaş meclislerinin değerleri yoktur... | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
...but to decide between two or several doubtful courses. | "...birkaç şüpheli yön arasında seçim yaparlar. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
But a council of war when there is only one course?"' | "Ama sadece bir yön varsa savaş meclisi ne yapar?" | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Big G had a head of flaming red... | Büyük G ateş kırmızısı bir kafaya sahipti. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
No, make that orange hair. | Hayır, onu turuncu saç yapın. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
The G stood for ginger. | G, Gösterişliden geliyor. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
A derogatory term for redheads. | Kızıl saçlılar için aşağılayıcı bir terim. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Big G was easily a foot taller than anyone else in the school. | Büyük G okuldaki herkesten rahatça 30 cm. uzundu. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Even so, his head was still too big for his body. | Yine de, kafası, vücuduna göre çok büyüktü. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
And his ears too big for his head. | Ve kulakları da kafasına göre. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
One might think in order to compensate... | Telafisi için şunu düşünebilirsiniz... | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
After all, Clark Gable had big ears. | Nihayetinde, Clark Gable'ın büyük kulakları vardı. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Lucille Ball had orange hair, yet for them, there was compensation. | Lucille Ball'un turuncu saçları. Ancak onların telafileri vardı. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Not so for Big G. | Şu ana kadar Büyük G için yoktu. "...Paris'e ilerleyelim." | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Did I say children were cruel? | Çocuklar zalimdir demiş miydim? | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Apparently, even God has his moments. | Görünüşe göre, Tanrı'nın bile kendi anları vardır. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
"She replied, 'lndeed? | "'Gerçekten mi?' diye cevapladı. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
And will Your Excellency be good enough to utter them? | "Peki Ekselansları onları dile getirecek kadar iyi mi? | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Cowardice and treachery,' said Joan scornfully." | "Joan küçümseyerek, 'alçaklık ve ihanet' dedi." | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
That's where we'll finish today. | Bugünlük bu kadar. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Okay, so the last few minutes of class, I wanna talk to you about your final project. | Tamam, dersin son dakikalarında final projeleriniz hakkında konuşmak istiyorum. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
You'll be working in teams of two. | İki kişilik takımlar halinde çalışacaksınız. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
To make it fair and so each of you won't be picking your friend to work with... | Adil olması için hiç kimse çalışacağı kişiyi seçemeyecek. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
...I have decided to pair you up myself. | Çiftlere kendim karar verdim. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Each team will receive one grade. | Her takım tek puan alacak. Yani, beraber çalışmalısınız. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Discover each other's strengths and capitalize on them. | Birbirinizin güçlü yönlerini keşfedin ve bundan yararlanın. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
All right? Here we go. | Tamam mı? İşte başlıyoruz. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Miss Tyler will be working with Mr. Wiley. | Bayan Tyler Bay Wiley'le çalışacak. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Miss Archer will be working with Mr. Valero. | Bayan Archer Bay Valero'yla çalışacak. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Miss Katzman will be working with Miss Franz. | Bayan Katzman Bayan Franz'le çalışacak. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Mr. Nichol will be working with Mr. Minor. | Bay Nichol Bay Minor'la çalışacak. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
All right, class, I would like to have it absolutely quiet. Please. | Pekala, sınıf, tamamen sessizlik istiyorum. Lütfen. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
There's no reason for that kind of behavior. | Böyle bir davranışa gerek yoktu. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
I'll put this list up on the board so the rest can see who you're teamed with. | Bunu panoya asıyorum, böylece kalanlar takımına bakabilirler. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
The assignment will be due at the end of the semester. | Ödevinizin dönem sonuna kadar vakti var. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
And I will see you tomorrow. | Ve yarın görüşürüz. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Mr. Nichol? | Bay Nichol? | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
I want you to know I paired you with Stanley for a reason. | Seni Stanley'le bir sebepten ortak yaptığımı bilmeni isterim. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
You're very fortunate, so please don't disappoint me. | Çok başarılısın, bu yüzden lütfen beni hayal kırıklığına uğratma. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Your thoughts? | Düşüncelerin? | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Well, Mr. Simon, I just don't think I'm the right partner for Big... | Pekala, Bay Simon, onun için doğru ortak olduğumu sanmıyorum hani Büyük | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
I mean, Stanley. And why is that? | Yani, Stanley. Nedenmiş o? | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Well, he's a lot smarter than I am. | O benden daha zeki. Ve ben iyi bir yazar değilim. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
I could screw him up. | Onu da batırırım. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Well, I beg to differ from you, Andrew. I find your writing fascinating. | Tam tersini düşünüyorum, Andrew. Yazını büyüleyici buluyorum. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
You're a keen observer with a colorful perspective. | Renkli bir perspektifle gözlemliyorsun. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
In fact, underneath the poor grammar and the atrocious spelling... | Aslında, zayıf gramer ve berbat imlanın ardında... | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
...I believe there lies the heart and soul of a great writer. | ...mükemmel bir yazarın kalbi ve ruhu yatıyor. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Do you enjoy writing? | Yazmaktan hoşlanıyor musun? | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Sort of. Sometimes. The making up the story part at least. | Oldukça. Bazen. En azından hikaye uydurma kısmını. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Well, if you enjoy something and you're good at it... | Bir şeyden hoşlanıyorsan ve onda iyiysen... | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
...then first you must define yourself as what you wanna be. | ...ilk olarak, olmak istediğin şeye göre kendini tanımlamalısın. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
I don't... Repeat after me. | Ben... Benden sonra tekrarla. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
I am a writer, that's what I am. | Ben bir yazarım, ben buyum. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
I am a writer, that's what I am? | Ben bir yazarım, ben buyum? | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Let's try that again. Stand up straight. Shoulders back. | Tekrar deneyelim. Düz dur, omuzlar geriye. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Deep breath. I am a writer, that's what I am. | Derin nefes. Ben bir yazarım, ben buyum. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Excellent. Now go, Andrew. | Mükemmel. Şimdi git, Andrew. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
And write. Yeah. Yes, sir. | Ve yaz. Evet. Evet, efendim. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Despite all that was so painful and humiliating in his life... | Hayatındaki tüm acıya ve aşağılanmaya rağmen... | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
... Big G seemed to command respect. | ...Büyük G saygılıydı. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
No matter what, he maintained a certain nobility about him. | Ne olursa olsun, asaletini korudu. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
At least in the eyes of those few sensitive enough to look. | En azından bakmayı bilecek birkaç hassas göz için. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Unfortunately, I was not one of those few. | Maalesef, ben o birkaçın içinde değildim. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
It looks like he wet his pants. | Görünüşe göre pantolonunu ıslatmış. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |
Oh, my God. | Aman Tanrım. Millet, Büyük G pantolonunu ıslatmış. | That's What I Am-1 | 2011 | ![]() |