Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 160589
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
The pink footed goose had already skipped town. | Pembe Ayaklı Kaz çoktan şehri terk etmiş. Pembe ayaklı kaz burayı çoktan terketmiş. Pembe Ayaklı Kaz çoktan şehri terk etmiş. Pembe Ayaklı Kaz burayı çoktan terketmiş. Pembe Ayaklı Kaz çoktan şehri terk etmiş. Pembe Ayaklı Kaz çoktan şehri terk etmiş. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
STU: We'll get it one day. | Bir gün buluruz. Başka bir gün bulursun. Bir gün buluruz. Başka bir gün bulursun. Bir gün buluruz. Bir gün buluruz. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Brad, Edith had a boyfriend when I first met her. | Brad, Edith seninle ilk tanıştığı zaman da erkek arkadaşı vardı. Brad, Tanıştığımızda Edith'in de bir erkek arkadaşı vardı. Brad, Edith seninle ilk tanıştığı zaman da erkek arkadaşı vardı. Brad, Tanıştığımızda Edith'in de bir erkek arkadaşı vardı. Brad, Edith seninle ilk tanıştığı zaman da erkek arkadaşı vardı. Brad, Edith seninle ilk tanıştığı zaman da erkek arkadaşı vardı. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
You never know. | Ne olacak bilinmez... İşin sonunda Ellie ile birlikte Ne olacak bilinmez... İşin sonunda Ellie ile birlikte Ne olacak bilinmez. Ne olacak bilinmez... | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
The final chapter might not be written with Ellie. | ...Belki kısmetinde o yoktur. olup olmayacağını asla bilemezsin. ...Belki kısmetinde o yoktur. olup olmayacağını asla bilemezsin. Belki kısmetinde o yoktur. ...Belki kısmetinde o yoktur. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Yeah. | Haklısın. Evet. Haklısın. Evet. Haklısın. Haklısın. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Thanks, Stu. | Teşekkürler, Stu. Teşekkür ederim, Stu. Teşekkürler, Stu. Teşekkür ederim, Stu. Teşekkürler, Stu. Teşekkürler, Stu. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
NARRATOR: The retired CEO knows that the days he missed on Attu | Stu'nun Attu'da harcadığı fazladan bir hafta çok pahalıya mal oldu. Emekli yönetici Attu'da ne kaçırdığının farkındaydı. Stu'nun Attu'da harcadığı fazladan bir hafta çok pahalıya mal oldu. Emekli patron Attu'da ne kaçırdığının farkındaydı. Stu'nun Attu'da harcadığı fazladan Stu'nun Attu'da harcadığı fazladan bir hafta çok pahalıya mal oldu. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
have cost him dearly. | Fakat anakaraya döndüğünde... ona pahalıya mâl olmuştu. Fakat anakaraya döndüğünde... Ona pahalıya mâl olmuştu. bir hafta çok pahalıya mal oldu. Fakat anakaraya döndüğünde... | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
But upon his return to the mainland, there is news. | ...her şeyi değiştirecek olan bir haber aldı. Anakaraya döndüğünde ise güzel bir haber vardı. ...her şeyi değiştirecek olan bir haber aldı. Anakaraya döndüğünde ise güzel bir haber vardı. Fakat anakaraya döndüğünde, her şeyi değiştirecek olan bir haber aldı. ...her şeyi değiştirecek olan bir haber aldı. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Hey' Hey. | Selam. Selam. Merhaba Merhaba. Selam. Selam. Merhaba Merhaba. Selam. Selam. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Congratulations. Thank you. | Tebrik ederim. Teşekkürler. Tebrik ederim. Teşekkürler. Tebrik ederim. Teşekkürler. Tebrik ederim. Teşekkürler. Tebrik ederim. Teşekkürler. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Come see. Can't wait. | İçeri gelsene. Sabırsızlanıyorum. Gel bak. Bekleyemem. İçeri gelsene. Sabırsızlanıyorum. Gel bak. Bekleyemem. İçeri gelsene. Sabırsızlanıyorum. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Wow. He's adorable. | Vay canına. Çok sevimli. Vay. O muhteşem. Vay canına. Çok sevimli. Vay. O muhteşem. Vay canına. Çok sevimli. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Hey, Grandpa. | Merhaba, büyükbabası. Merhaba, dedecim. Merhaba, büyükbabası. Merhaba, dedecim. Merhaba, büyükbabası. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
What's his name? | İsmi nedir? Adı ne? İsmi nedir? Adı ne? İsmi nedir? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
No one told you? | Sana söylemediler mi? Kimse söylemedi mi? Sana söylemediler mi? Kimse söylemedi mi? Sana söylemediler mi? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
All I heard was you hadn't decided yet. | Henüz karar vermediğini söylemişlerdi. Henüz karar vermediğinizi duydum. Henüz karar vermediğini söylemişlerdi. Henüz karar vermediğinizi duydum. Henüz karar vermediğini söylemişlerdi. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Name's Stuart, Dad. Call him Stu. | İsmi Stuart, baba. Ona Stu diyeceğiz. Adı Stuart, baba. Ona Stu de. İsmi Stuart, baba. Ona Stu diyeceğiz. Adı Stuart, baba. Ona Stu de. İsmi Stuart, baba. Ona Stu diyeceğiz. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Well, that's something. | Ne güzel! Eh, bu da bir şey. Ne güzel! Eh, bu da bir şey. Ne güzel! | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
You want to hold him? | Onu tutmak ister misin? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Hey. | Hey. Merhaba. Hey. Merhaba. Hey. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Hold his head. I remember. | Kafasından tut. Hatırlıyorum. Başını tut. Hatırlıyorum. Kafasından tut. Hatırlıyorum. Başını tut. Hatırlıyorum. Kafasından tut. Hatırlıyorum. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
How you doing? How you doing? (CAMERA CLICKING) | Naber bakalım? Nasıl gidiyor? Nasıl gidiyor? Naber bakalım? Nasıl gidiyor? Nasıl gidiyor? Naber bakalım? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Hey, you don't want to look at big face? | Büyük surata bakmak istemiyor musun? Bu koca surata bakmak istemiyor musun? Büyük surata bakmak istemiyor musun? Bu koca surata bakmak istemiyor musun? Büyük surata bakmak istemiyor musun? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Hey, buddy. | Hey, ufaklık. Hani, dostum. Hey, ufaklık. Hani, dostum. Hey, ufaklık. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Hey. Hey, buddy. | Hey. Hey, buddy. Hani. Hanimiş, dostum. Hey. Hey, buddy. Hani. Hanimiş, dostum. Hey. Hey, buddy. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Ain't he cute? So cute. | Ne tatlı şeysin sen öyle. Tatlı mıymış? Öyle tatlı ki. Ne tatlı şeysin sen öyle. Tatlı mıymış? Öyle tatlı ki. Ne tatlı şeysin sen öyle. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Spotted something rare for you. | Senin için nadir bir şey yakaladım. Senin için ender görülen birini buldum sonunda. Senin için nadir bir şey yakaladım. Senin için ender görülen birini buldum sonunda. Senin için nadir bir şey yakaladım. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Hey, buddy. You want to go birding? | Kuşlara bakmaya gidelim mi? Hani, dostum. Kuşçu olmak ister misin? Kuşlara bakmaya gidelim mi? Hani, dostum. Kuşçu olmak ister misin? Kuşlara bakmaya gidelim mi? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Huh? Want to do the rumba? | Rumba yapmak ister misin? Ha? Rumba yapmak ister misin? Rumba yapmak ister misin? Ha? Rumba yapmak ister misin? Rumba yapmak ister misin? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
(MOUTHING) Bye. | Hoşça kalın. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
NARRATOR: In the days that follow, | Sonraki günlerde... Takip eden günlerde, Sonraki günlerde... Takip eden günlerde, Sonraki günlerde... Sonraki günlerde... | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
it proves harder than he could have guessed | ...Stu'nun Büyük Yarış'ını sürdürmesi tahmin ettiğinden de... Büyük Yıl'a devam etmek ...Stu'nun Büyük Yarış'ını sürdürmesi tahmin ettiğinden de... Büyük Yıl'a devam etmek ...Stu'nun Büyük Yarış'ını sürdürmesi tahmin ettiğinden de... ...Stu'nun Büyük Yarış'ını sürdürmesi tahmin ettiğinden de... | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
to resume his Big Year. | ...zor oldu. sandığından daha zordu. ...zor oldu. sanıldığından daha zordu. ...zor oldu. ...zor oldu. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
And in the teeming profusion of life that is summer, | Gittiği her yerde, Des Moines'da ve Yosemite'de, Galveston'ta... ve hayatının bereketli yazında, Gittiği her yerde, Des Moines'da ve Yosemite'de, Galveston'ta... ve hayatının bereketli yazında, Gittiği her yerde, Des Moines'da ve Yosemite'de, Galveston'ta... Gittiği her yerde, Des Moines'da ve Yosemite'de, Galveston'ta... | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
he sees his own mortality everywhere. | ...kendi ölümlülüğünün işaretlerini görmeye başladı. her yerde kendi ölümünü hatırlıyordu. ...kendi ölümlülüğünün işaretlerini görmeye başladı. her yerde kendi ölümünü hatırlıyordu. ...kendi ölümlülüğünün işaretlerini görmeye başladı. ...kendi ölümlülüğünün işaretlerini görmeye başladı. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Even in a blade of grass. | Küçücük bir çayırda bile. Hatta çimenler içinde bile. Küçücük bir çayırda bile. Hatta çimenler içinde bile. Küçücük bir çayırda bile. Küçücük bir çayırda bile. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
He misses his wife. | Karısını... Karısını özlüyor. Karısını... Karısını özlüyor. Karısını... Karısını... | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
He misses his life. | ...ve ailesini özlüyordu. Hayatını özlüyor. ...ve ailesini özlüyordu. Hayatını özlüyor. ...ve hayatını özlüyordu. ...ve ailesini özlüyordu. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
ls his migrating instinct waning at long last? | Yoksa bu özlem sona gelen hayatının mı bir habercisiydi? Göçebe içgüdüsü uzunca bir zaman sonra azaldı mı? Yoksa bu özlem sona gelen hayatının mı bir habercisiydi? Yoksa göçebe içgüdüsü uzunca bir zaman sonra azaldı mı? Yoksa bu özlem sona gelen hayatının mı bir habercisiydi? Yoksa bu özlem sona gelen hayatının mı bir habercisiydi? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Blue footed booby! Orcas Island, right? | Mavi Ayaklı Booby, Orcas Adasında değil mi? Mavi ayaklı sümsük kuşu! Orcas Adası, doğru mu? Mavi Ayaklı Booby, Orcas Adasında değil mi? Mavi Ayaklı Sümsük Kuşu! Orcas Adası, doğru mu? Mavi Ayaklı Booby, Orcas Adasında değil mi? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Hey. How many? | Selam. Kaç tane oldu? Merhaba. Kaç oldu? Selam. Kaç tane oldu? Merhaba. Kaç oldu? Selam. Kaç tane oldu? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
You might want to sit down. | Bir yerlere oturalım bence. Oturabilirsin. Bir yerlere oturalım bence. Oturabilirsin. Bir yerlere oturalım bence. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Edith gave me a pep talk last month. | Edith geçen ay bana bir torun verdi. Edith sağ olsun, geçen ay bana moral verdi. Edith geçen ay bana bir torun verdi. Edith sağ olsun, geçen ay bana moral verdi. Edith geçen ay bana bir torun verdi. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
You're not bad at the pep talks yourself. | Bebeklerle konuşmakta fena değilsin. Kendinle moral konuşması yapacak kadar kötü değilsin. Bebeklerle konuşmakta fena değilsin. Kendinle moral konuşması yapacak kadar kötü değilsin. Bebeklerle konuşmakta fena değilsin. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Me and my big mouth. | Ben ve koca ağzım. Ben ve şu koca ağzım. Ben ve koca ağzım. Ben ve şu koca ağzım. Ben ve koca ağzım. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
KENNY: How many? | Kaç tane? Ne kadar? Kaç tane? Ne kadar? Kaç tane? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Wow! Welcome to the 700 Club, kid. | Vay canına! 700'ler kulübüne hoş geldin, ufaklık. Vay! 700'ler kulübüne hoşgeldin, çocuk. Vay canına! 700'ler kulübüne hoş geldin, ufaklık. Vay! 700'ler kulübüne hoşgeldin, çocuk. Vay canına! 700'ler kulübüne hoş geldin, ufaklık. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
That is rarified air. | Bu ulaşılması zor bir sayıdır. Ender kuşların havası var bugün. Bu ulaşılması zor bir sayıdır. Ender kuşların havası var bugün. Bu ulaşılması zor bir sayıdır. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Of course, it's this old timer we got to worry about. | Tabii ki endişelenmemiz gereken yanımızda duran yaşlı kurt. Tabii ki, asıl onunla aramda endişelenmem gereken eski bir çekim var. Tabii ki endişelenmemiz gereken yanımızda duran yaşlı kurt. Tabii ki, asıl onunla aramda endişelenmem gereken eski bir çekim var. Tabii ki endişelenmemiz gereken yanımızda duran yaşlı kurt. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
What's your number? You don't want to know. | Sen kaça ulaştın? Bilmek istemezsin. Sen kaçtasın? Bilmek istemezsin. Sen kaça ulaştın? Bilmek istemezsin. Sen kaçtasın? Bilmek istemezsin. Sen kaça ulaştın? Bilmek istemezsin. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
I do. Scare me. How about 730? | İstiyorum. Korkut beni. 730'a ne dersin? Evet, korkut beni. 730'a ne dersin? İstiyorum. Korkut beni. 730'a ne dersin? Evet, korkut beni. 730'a ne dersin? İstiyorum. Korkut beni. 730'a ne dersin? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Wow, and here I thought I was the bomb at 728. | Vay anasını, ben 728 deyince sizi sıçırtacağım sanıyordum. Vay, ben de sanıyordum ki asıl bomba 728 ile bendim. Vay anasını, ben 728 deyince sizi sıçırtacağım sanıyordum. Vay, ben de sanıyordum ki asıl bomba 728 ile bendim. Vay anasını, ben 728 deyince sizi sıçırtacağım sanıyordum. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Hey, hang in there. You still got a shot. | Sakin ol. Daha zamanın var. Sıkı dur. Hala şansın var. Sakin ol. Daha zamanın var. Sıkı dur. Hala şansın var. Sakin ol. Daha zamanın var. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Yeah. Thank you for that reassuring pat on my shoulder. | Tabii. Güven veren sözlerin için teşekkürler. Evet. Omzuma yaptığın o güven verici vuruş için teşekkürler. Tabii. Güven veren sözlerin için teşekkürler. Evet. Omzuma yaptığın o güven verici vuruş için teşekkürler. Tabii. Güven veren sözlerin için teşekkürler. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
All right, have a good day. | Pekâlâ, iyi günler. Pekâla, iyi günler. Pekâlâ, iyi günler. Pekâla, iyi günler. Pekâlâ, iyi günler. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
I just wanted to wipe that cocky grin off his face. | Sadece o şaşırmış suratını görmek istemiştim. Sadece o yüzündeki o ukala sırıtmayı bozmak istedim. Sadece o şaşırmış suratını görmek istemiştim. Sadece o yüzündeki o ukala sırıtmayı bozmak istedim. Sadece o şaşırmış suratını görmek istemiştim. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
You did that. He looked like he'd just read his own obituary. | Bunu başardın. Adam kendi ölüm ilanını okumuş kadar oldu. Yaptın. Kendi ölüm ilanını okumuş kadar oldu. Bunu başardın. Adam kendi ölüm ilanını okumuş kadar oldu. Yaptın. Kendi ölüm ilanını okumuş kadar oldu. Bunu başardın. Adam kendi ölüm ilanını okumuş kadar oldu. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
And we got his total. | Ve sayısını da öğrendik. Ve sayısını biliyoruz. Ve sayısını da öğrendik. Ve sayısını biliyoruz. Ve sayısını da öğrendik. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Okay, yes, okay! Okay! | Teşekkürler. Peki, evet, tamam! Tamam! Teşekkürler. Peki, evet, tamam! Tamam! Teşekkürler. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
But I think you just woke a sleeping dog. | Sanırım uyuyan köpeği uykusundan uyandırdın. Ama uyuyan bir köpeği uyandırdığını da düşünüyorum. Sanırım uyuyan köpeği uykusundan uyandırdın. Ama uyuyan bir köpeği uyandırdığını da düşünüyorum. Sanırım uyuyan köpeği uykusundan uyandırdın. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
MAN: Yeah, yeah, we're getting on the boat. | Evet, evet, teknede alıyoruz. Evet, evet, Biz tekneye biniyoruz. Evet, evet, teknede alıyoruz. Evet, evet, Biz tekneye biniyoruz. Evet, evet, teknede alıyoruz. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
STU: Excuse me. Excuse me. | Affedersiniz. Pardon. Pardon. Affedersiniz. Pardon. Pardon. Affedersiniz. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Did our friend just say where he was going? | Az önceki arkadaş nereye gideceğini söyledi mi? Arkadaşımız nereye gittiğini söyledi mi? Az önceki arkadaş nereye gideceğini söyledi mi? Arkadaşımız nereye gittiğini söyledi mi? Az önceki arkadaş nereye gideceğini söyledi mi? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
He wanted directions to the Skagit Wildlife Area. | Skagit Vahşi Doğa Bölgesi için yol tarifi aldı. Skagit Vahşi Yaşam Bölgesine gitmek istiyordu. Skagit Vahşi Doğa Bölgesi için yol tarifi aldı. Skagit Vahşi Yaşam Bölgesi'ne gitmek istiyordu. Skagit Vahşi Doğa Bölgesi için yol tarifi aldı. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Blue footed booby's on the move. | Mavi Ayaklı Boobyler gitmeye başladılar demek. Mavi ayaklı sümsük kuşuna. Mavi Ayaklı Boobyler gitmeye başladılar demek. Mavi Ayaklı Sümsük Kuşu için. Mavi Ayaklı Boobyler gitmeye başladılar demek. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
This is me. | Benimkine atlayalım. Benimki bu. Benimkine atlayalım. Benimki bu. Benimkine atlayalım. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
BRAD: No bird. | Burada kuş filan yok. Kuş yok. Burada kuş filan yok. Kuş yok. Burada kuş filan yok. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
And no Bostick. | Ve Bostick de yok. Bostick de yok. Ve Bostick de yok. Bostick de yok. Ve Bostick de yok. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
NARBA says the blue footed booby's still on the island. | Gözlemciler, Mavi Ayaklı Booby'nin hâlâ adada olduğunu söylüyor. NARBA kuş hattı mavi ayaklı sümsük kuşunun hala adada olduğunu söylüyor. Gözlemciler, Mavi Ayaklı Booby'nin hâlâ adada olduğunu söylüyor. NARBA kuş alarm hattı Mavi Ayaklı Sümsük Kuşu'nun hala adada olduğunu söylüyor. Gözlemciler, Mavi Ayaklı Booby'nin hâlâ adada olduğunu söylüyor. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
And we just missed the last ferry. | Ve adaya giden son feribotu da az önce kaçırdık. Ve son vapuru da kaçırdık. Ve adaya giden son feribotu da az önce kaçırdık. Ve son vapuru da kaçırdık. Ve adaya giden son feribotu da az önce kaçırdık. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
(CHUCKLES) | ) (CHUCKLES) | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
You know the beauty of it? | İşin iyi tarafı ne biliyor musun? Asıl güzelliği fark ettin mi? İşin kötü tarafı ne biliyor musun? Asıl güzelliği fark ettin mi? İşin kötü tarafı ne biliyor musun? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
He never lied to us. He never even spoke to us. | Bize asla yalan söylemedi. Bizimle konuşmadı bile. Bize yalan söylemedi. Bizimle hiç konuşmadı bile. Bize asla yalan söylemedi. Bizimle konuşmadı bile. Bize yalan söylemedi. Bizimle hiç konuşmadı bile. Bize asla yalan söylemedi. Bizimle konuşmadı bile. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
The man's a genius. | Adam tam bir deha. Bu adam bir dâhi. Adam tam bir deha. Bu adam bir dâhi. Adam tam bir deha. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
728! | 728 demek! 728! 728 demek! 728! 728 demek! | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
He's a machine. He's a birding machine. | Tam bir makine. Kuş gözlem makinesi gibi. O bir makine. Kuş makinesi. Tam bir makine. Kuş gözlem makinesi gibi. O bir makine. Kuş makinesi. Tam bir makine. Kuş gözlem makinesi gibi. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Unless he was bluffing, too. | O da blöf yapmadıysa tabii. Ve blöf makinesi. O da blöf yapmadıysa tabii. Ve blöf makinesi. O da blöf yapmadıysa tabii. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Or cheating. | Ya da aldatmadıysa. Ya da hileci. Ya da aldatmadıysa. Ya da hileci. Ya da aldatmadıysa. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Maybe he just wants it more. | Belki hep daha fazlasını istiyordur. Belki de çok fazla istiyor. Belki hep daha fazlasını istiyordur. Belki de çok fazla istiyor. Belki hep daha fazlasını istiyordur. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Oh, screw that! | Siktir et şunu! Aa, yok canım sen de! Siktir et şunu! Aa, yok canım sen de! Siktir et şunu! | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
I've spent 10 months of my life on this, and every penny I have. | Hayatımın 10 ayını ve elimde olan tüm parayı bu işe harcadım. Sahip olduğum her kuruşla birlikte hayatımın 10 ayını buna verdim. Hayatımın 10 ayını ve elimde olan tüm parayı bu işe harcadım. Sahip olduğum her kuruşla birlikte hayatımın 10 ayını buna verdim. Hayatımın 10 ayını ve elimde olan tüm parayı bu işe harcadım. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
There is no way he wants it more than me! | Benden daha fazla istekli olmasına imkân yok! Benden daha fazla isteyebileceğini sanmıyorum! Benden daha fazla istekli olmasına imkân yok! Benden daha fazla isteyebileceğini sanmıyorum! Benden daha fazla istekli olmasına imkân yok! | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Remember when you said one of us has to beat this SOB? | Bu o... çocuğunu ikimizden biri yenmeli demiştin ya hani? Bana ikimizden birinin bu O.Ç.'nu yenmemiz gerektiğini söylemiştin, hatırlıyor musun? Bu o... çocuğunu ikimizden biri yenmeli demiştin ya hani? Bana ikimizden birinin bu O.Ç.'nu yenmemiz gerektiğini söylemiştin, hatırlıyor musun? Bu o... çocuğunu ikimizden biri yenmeli demiştin ya hani? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Maybe we should... | Belki de ikimiz... Belki de biz şöyle... Belki de ikimiz... Belki de biz şöyle... Belki de ikimiz... | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Team up. | Bir araya gelelim. Ekip olalım. Bir araya gelelim. Ekip olalım. Bir araya gelelim. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Team up! | Ekip olalım. Ekip olalım! Ekip olalım. Ekip olalım! Ekip olalım. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
(SINGING) I can't look at the rocket launch | Roket kalkarken seyredemem d Bir roket atara bakar gibi d Ben bakamam roket Bir roketatara bakar gibi... Ben bakamam roket | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
The trophy wives of the astronauts | Geride kalan astronot eşleri gibi d Astronotların yadigâr hanımlarına bakmam d Kupa eşleri astronot Astronotların yadigâr hanımlarına bakmam Kupa eşleri astronot | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
And I won't listen to their words | Ve dinlemedim onların sözlerini d Ve onları dinlemem d Ve dinlemedim verdikleri sözleri Ve onları dinlemem Ve dinlemedim verdikleri sözleri | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
'Cause I like | Çünkü seviyorum d Çünkü ben d Çünkü seviyorum Çünkü ben Çünkü seviyorum | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Birds | Kuşları d kuşları severim. d Kuşlar kuşları severim. Kuşlar | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
I don't care for walking downtown | Umurumda değil, şehir merkezinde trafikte yürüyüş... d Şehirde kim geziyor, bana ne d Umurumda değil şehir merkezinde yürüyüş Şehirde kim geziyor, bana ne Umurumda değil şehir merkezinde yürüyüş | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Crazy autocar gonna mow me down | çılgın otomobiller beni alaşağı edecek d Manyak bir araba beni biçip geçse d çılgın otomobil beni aşağı biçecek Manyak bir araba beni biçip geçse çılgın otomobil beni aşağı biçecek | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Look at all the people like cows in a herd | insanlara bak sürüdeki inekler gibi d sürü içindeki bir inek gibi öylece bakar insanlar d insanlara bak bir sürü inek gibi sürü içindeki bir inek gibi öylece bakar insanlar insanlara bak bir sürü inek gibi | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Well, I like | Evet, seviyorum d İyi de ben d Evet, seviyorum İyi de ben Evet, seviyorum | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
I'm exhausted. I couldn't take another step. | Çok yoruldum. Adım atacak halim kalmadı. Ben artık tükendim. Bir sonrakine bakmaya dermanım yok. Çok yoruldum. Adım atacak halim kalmadı. Ben artık yoruldum. Bir sonrakine bakmaya dermanım yok. Çok yoruldum. Adım atacak halim kalmadı. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Sandhill crane! | Turna Kuşu! Kumtepe turnası! Turna Kuşu! Kumtepe turnası! Turna Kuşu! | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Oh, shit! | Kahretsin! Ah, lanet! Kahretsin! Ah, lanet! Kahretsin! | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |