Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 178378
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Different. Just different. | Değişik. Evet, değişik. Farklı. Sadece farklı. Değişik. Evet, değişik. Farklı. Farklı. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Hey, Dewey. Want to pick it up a little bit Jagoff? | Hey Dewey. Biraz hızlansan nasıl olur diyorum? Dewey. Biraz daha hızlanmak ister misin? Hey Dewey. Biraz hızlansan nasıl olur diyorum? Hey, Dewey? Şuna biraz daha güç versene gerzek. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
WILL: Yeah. JESSE: Hey. | Evet. Selam. Evet. Evet. Selam. Evet? Selâm. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
It's looking good. All right. | Her şey yolunda gibi. Pekâlâ. Bu iyi bir şey. Pekâlâ. Her şey yolunda gibi. Pekâlâ. İyi görünüyormuş. Tamam. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Call him in an hour or two. See where it's at. And then... | Bir iki saat içinde tekrar arayıp, nasıl gidiyormuş öğren. Bir iki saat içinde ara onu. Nerede olduğuna bak. Bir iki saat içinde tekrar arayıp, nasıl gidiyormuş öğren. Bir iki saat içinde ara. Bak bakalım ne olmuş. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Fuel gauge. 2,900. | Yakıt göstergesi. 2.900. Yakıt göstergesi. 2.900. Yakıt göstergesi. 2.900. Yakıt deposu? 2,900. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
2,900! | 2.900! 2,900! | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
GILLEECE: Dewey, you got 29. Ten more makes... | Dewey, 29. vagondasın. 10 sonra... Dewey, 29 vagon geçirdin. 10 tane daha... Dewey, 29. vagondasın. 10 sonra... Dewey 29 var. 10 tane daha... | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Shoot. | Hay aksi! | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
MAYA: Ooh. You're in trouble. | Başın çok büyük dertte. Oh. Başın belada. Başın çok büyük dertte. Başın belâda. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
MAYA: Dad. | Babam. Baba. Babam. Babam. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
NICOLE: Hello? | Alo? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Listen, just... | Dinle. Ben... Dinle. Sadece... Dinle. Ben... Bak, ben... | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
WILL: Frank, the stop blocks are up. Is there a problem? | Frank. Takozlar yukarıda. Bir sorun var mı? Frank. İstasyon palangaları yukarıda. Bir problem olur mu? Frank. Takozlar yukarıda. Bir sorun var mı? Frank? Takozlar kalkık. Bir sorun mu var? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
FRANK: No. There's no problem. Except you got it backwards. | Hayır, ters takmış olman dışında bir sorun yok. Hayır. Problem yok. Geriye doğru yapman, dışında. Hayır, ters takmış olman dışında bir sorun yok. Hayır, bir sorun yok. Tam tersini yapman hariç. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
CONNIE: I'm here. I'm walking in right now. | Geldim. Şimdi içeri giriyorum. Buradayım. Şimdi içeri geliyorum. Geldim. Şimdi içeri giriyorum. Buradayım. Şimdi içeri giriyorum. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
CONNIE: A coaster? What train? DEWEY: Connie? | Boşta tren mi? Hangi tren? Connie? Kayıyor mu? Tren mi? Connie? Boşta tren mi? Hangi tren? Connie? Kayıyor mu? Hangi tren? Connie? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
It's a train, Dewey. Not a chipmunk. | Bir trenden bahsediyoruz Dewey. Sincaptan değil. O bir tren, Dewey. Sincap değil. Bir trenden bahsediyoruz Dewey. Sincaptan değil. Bu bir tren, Dewey. Sincap değil! | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
CONNIE: You left the cab? GILLEECE: Yeah. | Lokomotiften mi indin? Evet. Kabini terk mi ettin? Evet. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
We've got an unmanned train rolling into opposing traffic, | Bana kondüktörsüz ve hava freni olmadan... Elimizde, insansız bir şekilde trafiğe yol alan... Bana kondüktörsüz ve hava freni olmadan... İnsansız bir tren karşı istikamette... | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
DISPATCHER: RS Campaign. RS Campaign. This is Fuller Yard. Do you copy? | Demiryolu Güvenlik Şirketi. Burası Fuller İstasyonu. Beni duyuyor musunuz? GD Seyahat. GD Seyahat. Burası Fuller İstasyonu. Duyuyor musunuz? Demiryolu Güvenlik Şirketi. Burası Fuller İstasyonu. Beni duyuyor musunuz? Gezi aracı, gezi aracı. Burası Fuller Garı. Duyuyor musunuz? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
CONNIE: Get me 777's cargo information. | 777'nin yük bilgisini ekrana getir. Bana 777'in kargo bilgisini getir. 777'nin yük bilgisini ekrana getir. Bana 777'nin kargo bilgisini verin. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Now Dewey said he applied the independent. | Şimdi. Dewey müstakil freni ayarladığını söyledi. Şimdi. Dewey, serbeste aldığını söyledi... Şimdi. Dewey müstakil freni ayarladığını söyledi. Şimdi Dewey seri freni açtığını söyledi... | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Still we need to alert every northbound train on the mainline. | Yine de ana hatta kuzeye doğru giden her treni uyarmalıyız. Ana hat üzerinden kuzeye giden her treni uyarmalıyız. Yine de ana hatta kuzeye doğru giden her treni uyarmalıyız. Ana hattan kuzeye yönelen tüm trenleri uyarın. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
NED: I don't care if you're talking about | Üçüncü sınıf, tek noktadan kaynak raylar veya Afganistan'daki operasyonlar... Afganistan kara harekatından ya da... Üçüncü sınıf, tek noktadan kaynak raylar veya Afganistan'daki operasyonlar... Eğer şu Afganistan operasyonlarında kullanılan... | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
WAITRESS: Right. NED: Thank you. | Haklısın. Teşekkür ederim. Tabi ya. Teşekkürler. Haklısın. Teşekkür ederim. Tabi. Sağ ol. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Excuse me. Sure. | İzninle. Tabii. Affedersin. Ne demek. İzninle. Tabii. Affedersin. Ne demek? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
CONNIE: Ned, where are you? | Ned. Neredesin? Ned neredesin? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Oh Connie. Hey! I'm just driving in now. | Connie. Yoldayım. Oh. Connie. Şu an yoldayım. Connie. Yoldayım. Connie, selâm. Ben de gelmek üzereyim. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
You want me to climb on board and stop it? | Lokomotife binip, durdurmamı ister misin? İçine girip, durdurma mı ister misin? Lokomotife binip, durdurmamı ister misin? Kabine tırmanıp, onu durdurmamı ister misin? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
What? No. No. No. We got two hostlers are on the way. | Ne? Hayır. İki personel yola çıktı zaten. Sen sadece makası değiştir Ned. Ne? Hayır. İki eleman yolda. Sen sadece makası değiştir, Ned. Ne? Hayır. İki personel yola çıktı zaten. Sen sadece makası değiştir Ned. Ne? Hayır. Kademeden iki kişi yolda. Sen sadece makası değiştir Ned. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
(SINGING) ♪ Yeah, I can get you ♪ | Nereye gitmek istiyorsan, oraya götürebilirim. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
What do we do when we get to a rail road crossing? | Tren yolu geçitlerinden geçerken ne yapıyoruz? Demiryolu geçidine geldiğimizde ne yapmamız lazım? Tren yolu geçitlerinden geçerken ne yapıyoruz? Hemzemin geçide geldiğimizde ne yaparız? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
ALL: Stop, look and listen! | Durup bakıyoruz ve dinliyoruz! Durmalı. Bakmalı ve dinlemeli. Durup bakıyoruz ve dinliyoruz! Durur, izler ve kulak veririz. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
FRANK: You from Stanton? | Stantonlı mısın? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
WILL: Born and raised. FRANK: Yeah? | Doğma büyüme. Öyle mi? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Got two beautiful daughters though. 18. 19. | Güzeller güzeli iki kızım var. 18 ve 19 yaşlarında. İki güzel kızım var. 18 ve 19'undalar. Güzeller güzeli iki kızım var. 18 ve 19 yaşlarında. İki güzel kızım var gerçi. 18 ve 19 yaşında. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Oh yeah? Yeah. | Öyle mi? Evet. Öyle mi? Öyle. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
I'm a fan. Yeah. | Çok severim orayı. Hadi ya! Hayranıyım. Evet. Çok severim orayı. Hadi ya! Hayranıyım oranın. Tabi. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
BUNNY: (ON INTERCOM) Connie. Corporate on line 2. | Connie. Şirket 2. hatta. Connie. Şirket, 2. hatta. Connie. Şirket 2. hatta. Connie. Şirket ikinci hatta. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
CONNIE: This is Connie Hooper at Fuller Yard. | Ben Fuller İstasyonu'ndan Connie Hooper. Ben, Fuller İstasyonu'ndan Connie Hooper. Ben Fuller İstasyonu'ndan Connie Hooper. Ben Fuller garından Connie Hooper. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
INSPECTOR WERNER: Did I hear right? You've got a coaster? | Duyduklarım doğru mu? Boşta giden bir treniniz mi var? Doğru mu duydum? Kaçak bir treniniz mi var? Duyduklarım doğru mu? Boşta giden bir treniniz mi var? Doğru mu duydum? Kayan bir tren mi var? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Yeah. Listen, I need to speak to Mr. Galvin directly. | Beni dinleyin. Derhal Bay Galvin'le görüşmeliyim. Dinle. Bay Galvin ile direkt konuşmam lazım. Beni dinleyin. Derhal Bay Galvin'le görüşmeliyim. Evet, bakın. Bay Galvin ile doğrudan görüşmem gerek. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
I see. Can you have him call me then? | Anlıyorum. O halde beni aramasını söyleyebilir misiniz? Anlıyorum. Beni arayabilir mi, o zaman? Anlıyorum. O halde beni aramasını söyleyebilir misiniz? Anlıyorum. Beni arattırabilir misiniz o zaman? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Go over some basic stuff. That's great. Hey. Bunny? Bunny! | ...bazı temel şeyleri anlatacaktım. Harika. Hey Bunny? Bunny! Bazı temel şeyler için. Çok güzel. Bunny? Bunny! ...bazı temel şeyleri anlatacaktım. Harika. Hey Bunny? Bunny! Bazı şeylerin üzerinden geçeyim. Harika. Hey Bunny! Bunny! | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Thank you so much. I brought some gauges... | Çok teşekkür ederim. Ölçüm cihazları da getirdim. Çok teşekkür ederim. Bazı göstergeler aldım. Çok teşekkür ederim. Ölçüm cihazları da getirdim. Çok teşekkür ederim. Birkaç ölçüm cihazı getirdim. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Bunny. Get me Connie. | Bunny bana Connie'yi bağla. Ben Ned. Bunny. Connie'ye bağla beni. Ben Ned. Bunny bana Connie'yi bağla. Ben Ned. Bunny, Connie'yi bağla. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Get behind us. Jackass. It's Ned. | Arkamızda kalmıştır. Arkamızdadır. Gerizekalı. Arkamızda kalmıştır. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Did you get here too late? Don't give me that shit. | Geç mi kaldın? Suçu bana yıkma. Geç mi geldin? Bana bok atma şimdi. Geç mi kaldın? Suçu bana yıkma. Ne o, geç mi kaldın? Saçmalamayın bana. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
That'd be my guess too. | Ben de öyle düşünüyorum. Benim de tahminim bu yönde. Ben de öyle düşünüyorum. Benim tahminim de bu. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Put Dewey on the phone. Sure. | Telefonu Dewey'e versene. Tabii. Telefonu Dewey'e ver. Tabi. Telefonu Dewey'e versene. Tabii. Dewey'i telefona ver. Peki. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Yeah. I had to get it moving, Connie. | Evet. Durmaması gerekiyordu! Evet. İleriye almış olmalıyım. Evet. Durmaması gerekiyordu! Evet, ilerlemesi gerekiyordu, Connie. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
WILL: You're good. | İyi gidiyorsun. İyisin. İyi gidiyorsun. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
WILL: Yeah, what's going on? | Evet. Ne oldu? Evet. Ne oluyor? Evet. Ne oldu? Evet, neler oluyor? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
JESSE: You got a minute? | Bir dakikan var mı? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
And then there's another hearing after that I guess. | Sonra bir mahkeme daha olacak sanırım. Ve ondan sonra da bir duruşma daha olur. Sanırım. Sonra bir mahkeme daha olacak sanırım. Ve ondan sonra bir duruşma daha olacak herhâlde. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
FRANK: What's taking you so long, Will? | Neden bu kadar uzun sürüyor Will? Bu kadar uzun süren ne, Will? Neden bu kadar uzun sürüyor Will? Seni bu kadar uğraştıran ne Will? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
CONNIE: No. It's definitely under power. | Hayır. Kesinlikle tam güç. Hayır. Kesinlikle güç altında. Hayır. Kesinlikle tam güç. Hayır. Kesinlikle güçte. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
CAPTAIN: I thought all these trains had some sort of dead man brake. | Tüm trenlerde emniyet freni gibi bir şey var sanıyordum. O trenlerde bu durumlar için bir fren var, sanıyordum. Tüm trenlerde emniyet freni gibi bir şey var sanıyordum. O trenlerin hepsinde bir çeşit emniyet freni var sanıyordum. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
GILLEECE: Go. Go. Go! The split's coming up! | Hızlan. Hızlan! Makas geliyor! Haydi, haydi, haydi! Ayrım noktası yaklaşıyor! Hızlan. Hızlan! Makas geliyor! | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
DEWEY: Are you sure you can do this? | Bunu yapabileceğine emin misin? Yapacağına emin misin? Bunu yapabileceğine emin misin? Bunu yapabileceğine emin misin? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
FRANK: How many cars are we supposed to cut in? | Kaç vagon almamız gerekiyordu? Kaç tane vagonu katara eklememiz gerekiyordu? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
WILL: Twenty. Why? | Yirmi. Neden ki? Yirmi. Neden sordun? Yirmi. Neden ki? Yirmi. Neden ki? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
The switch stand. Yeah? Uh huh. | Makas tabelasını görüyor musun? Makas işaretini. Gördün? Hı hı. Makas tabelasını görüyor musun? Makas tabelâsı. Evet? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Way back there. You see it? Uh huh. | Şu geridekini. Gördün mü? Yolun karşısı için. Gördün mü? Hı hı. Şu geridekini. Gördün mü? Gerimizdekileri. Gördün mü? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Because I cut... Because what? | Çünkü ben... Çünkü ne? Çünkü ben yaptım... Çünkü ne? Çünkü ben... Çünkü ne? Çünkü ben... Çünkü ne? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
What do you mean. "Maybe If I...". | "Başımın etini yemeseydin." de ne... Ne demek istiyorsun? "Başımın etini yemeseydin." de ne... Ne demek belki... | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
You been on my ass this whole trip! You're blaming it on me? | Tüm yol boyunca başımın etini yedin! Suçu bana mı atıyorsun? Yol boyunca götümün dibindeydin! Ben mi suçlu oldum? Tüm yol boyunca başımın etini yedin! Suçu bana mı atıyorsun? Yol boyunca tepeme bindin. Ben mi suçlu oldum? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
I pull the throttle. You pull the pin! It's one or the other! | Ben gaz veririm, sen vagon eklersin! Ya onu yap, ya ötekini! Benim işim sürmek. Senin işin eklemek. Alternatif olarak. Ben gaz veririm, sen vagon eklersin! Ya onu yap, ya ötekini! Ben kolu iterim, sen kroşeyi çakarsın. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
In training. They just give you an F. Out here, you get killed. | Eğitimde sana bir F verip geçerler. Ama burada ölürsün. Eğitimde, sana bir F verirler. Ama burada, ölürsün. Eğitimde sana bir F verip geçerler. Ama burada ölürsün. Eğitimde en fazla sıfır alırsın. Burada ölürsün. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
I screwed up. Okay? Yes, you did. | Çuvalladım, tamam mı? Evet, çuvalladın. Batırdım. Tamam mı? Evet, batırdın. Çuvalladım, tamam mı? Evet, çuvalladın. Berbat ettim, tamam mı? Evet, ettin. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Oh, Lord! | Tanrım! Oh, Tanrım. Tanrım! Hey Allahım! | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Fine, then we'll make the turn at the next siding. | Peki. O zaman bir sonraki makastan döneriz. Peki. O zaman, bir sonraki yan hattan döneriz. Peki. O zaman bir sonraki makastan döneriz. İyi. O zaman bir sonraki cepte yön değiştiririz. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Yes, It is your train. I'm the goddamn conductor! | Evet. Öyle. Kondüktör olan benim! Evet, öyle. Kondüktörüm ben burada! Evet. Öyle. Kondüktör olan benim! Tabi canım senin. Kondüktör benim be! | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
That's true. | Doğru. 1206, cevap ver. Doğru. 1206, yanıt ver. Doğru. 1206, cevap ver. Doğru. 1206 cevap ver. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Will you? How about that? | Öyle mi? Buna ne diyeceksin bakalım? Yapacak mısın? Nasıl yapacaksın? Öyle mi? Buna ne diyeceksin bakalım? Öyle mi? Ne dersin? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Something's funny? No. | Komik bir şey mi var? Hayır. Hoşuna mı gitti? Hayır. Komik bir şey mi var? Hayır. Komik bir şey mi var? Hayır. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
FEMALE REPORTER: More word on that runaway freight train in rural Pennsylvania. | Pensilvanya kırsalındaki kaçak nakliye treniyle ilgili yeni bilgiler edindik. Pensilvanya'daki kaçak trenden yeni haberler var. Pensilvanya kırsalındaki kaçak nakliye treniyle ilgili yeni bilgiler edindik. Pensilvanya kırsalındaki kontrolsüz nakliye treninden yeni haberler var. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
left Fuller Yard in northern PA. | ...bu sabah saat 08:00'den hemen önce... Kuzey Pensilvanya Fuller İstasyonu'ndan... ...bu sabah saat 08:00'den hemen önce... Fuller Garı'ndan kuzey istikametine... | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Sometime before 8:00 AM this morning. | ...Pensilvanya, Fuller İstasyonu'ndan çıkış yaptı... ...saat sabah 8 gibi ayrıldı. ...Pensilvanya, Fuller İstasyonu'ndan çıkış yaptı... ...bu sabah saat sekiz gibi içinde kimse olmadan ayrıldı. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
MALE REPORTER: The engineer, they say, made an error in controlling the train. | Makinistin, treni kontrol etmede bir hata yaptığını söylüyorlar. Mühendisin dediğine göre, trenin kontrolünde bir sorun yapılmış. Makinistin, treni kontrol etmede bir hata yaptığını söylüyorlar. Makinistler, trenin kontrolünde bir hata yapıldığını söylüyor. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Connie? Yeah. | Connie? Evet. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
CONNIE: Mr. Galvin. How are you? | Bay Galvin, nasılsınız? Bay Galvin nasılsınız? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
GALVIN: God damn it. How could this happen? | Lanet olsun. Bu şey nasıl oldu? Lanet olsun! Nasıl olabilir bu? Lanet olsun. Bu şey nasıl oldu? Allah kahretmesin. Bu nasıl olabildi? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
I was a yardmaster for 10 years, Ms. Hooper. | 10 yıl boyunca istasyon şefliği yaptım, Bayan Hooper. Sahası müdürü olarak 10 yıl çalıştım, Bayan Hooper. 10 yıl boyunca istasyon şefliği yaptım, Bayan Hooper. 10 yıl gar şefliği yaptım Bayan Hooper. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Well obviously, the diesel fuel's a concern. | Taşıdığımız mazot bir endişe kaynağı tabii ki. Şey, açıkçası, bu dizel yakıtı endişe veriyor. Taşıdığımız mazot bir endişe kaynağı tabii ki. Açık ki dizel yakıt bir endişe kaynağı. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Okay. Well, cars 7 through 10 | Tamam. 7. ve 10. vagonlar arası... Peki. Şey, 7 ile 10 arası vagonlar... Tamam. 7. ve 10. vagonlar arası... Tamam. 7 ila 10 arası ve... | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
WERNER: It's used in the manufacture of glue. | Yapıştırıcı imal etmek için kullanılır. Tutkal üretiminde kullanılır. Yapıştırıcı imal etmek için kullanılır. Tutkal yapımında kullanılan bir maddedir. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Well, It's serious stuff. Very toxic. Highly combustible. | Çok ciddi bir maddedir. Oldukça zehirlidir ve çok yanıcıdır. Şey. Bu tehlikeli bir madde. Çok zehirli. Yüksek derecede yanıcı. Çok ciddi bir maddedir. Oldukça zehirlidir ve çok yanıcıdır. Ciddi bir madde. Bayağı toksik. Yüksek derecede tutuşucu. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
I mean, this train is en route to pass | Yani, bu tren çok yüksek nüfusu olan... Yani. Bu trenin gitmekte olduğu yol, Yani, bu tren çok yüksek nüfusu olan... Yani bu tren yol boyunca... | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Excuse me? You'll be advised. | Affedersiniz? Siz sadece yardımcı olacaksınız. Affedersiniz? Haber verilecek size. Affedersiniz? Siz sadece yardımcı olacaksınız. Affedersiniz? Yönlendirileceksiniz. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Listen Mr. Galvin, | Dinleyin, Bay Galvin. Bakın, Bay Galvin... | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
So what is your point, Ms. Hooper? | Ne demeye çalışıyorsunuz, Bayan Hooper? Anlatmak istediğiniz nedir, Bayan Hooper? Ne demeye çalışıyorsunuz, Bayan Hooper? Ne demek istiyorsunuz Bayan Hooper? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
But after that, It's nothing but town after town | Ama ondan sonrası Stanton'a kadar... Ama bundan sonra, Stanton yolu... Ama ondan sonrası Stanton'a kadar... Ama ondan sonra Stanton'a kadar kasaba kasaba ardına. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
So what are you suggesting we do, derail it? | Ne öneriyorsun peki? Treni raydan çıkartmayı mı? Yani, ne yapmamızı öneriyorsun? Raydan mı çıkaralım? Ne öneriyorsun peki? Treni raydan çıkartmayı mı? Ne öneriyorsunuz yani? Raydan mı çıkaralım? | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Yes Sir, I am. | Evet, efendim. Bunu öneriyorum. Evet, efendim. Evet, efendim. Bunu öneriyorum. Evet, efendim. Onu öneriyorum. İleri! İleri! İleri! | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Mr. Galvin, I understand that's gonna cost the company a lot of money... | Bay Galvin, bunun şirkete büyük bir para kaybı olacağını anlıyorum... Bay Galvin, bunun şirket için büyük maddi kayıp olacağının farkındayım... Bay Galvin, bunun şirkete büyük bir para kaybı olacağını anlıyorum... Bay Galvin bunun şirkete çok paraya mâl olacağını anlıyorum. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Ms. Hooper, we're not gonna intentionally destroy one of our own trains. | Bayan Hooper, kendi trenlerimizden birisini bile bile yok etmeyeceğiz. Bayan Hooper, trenlerimizden birini kasıtlı olarak yok etmeyeceğiz. Bayan Hooper, kendi trenlerimizden birisini bile bile yok etmeyeceğiz. Bayan Hooper kasten kendi trenlerimizden birini yok etmeyeceğiz. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
POLICE OFFICER: Ma'am. Please stay in your van. | Hanımefendi, lütfen aracınızda kalın. Hanfendi. Lütfen, karavanda kalınız. Hanımefendi, lütfen aracınızda kalın. Hanımefendi, lütfen kamyonetinizde kalın. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |
Come on. Hey. | Hadi ama. Lütfen aracınıza geri dönün. Haydi. Lütfen, karavana giriniz. Hadi ama. Lütfen aracınıza geri dönün. Gel. Lütfen kamyonete binin. | Unstoppable-19 | 2010 | ![]() |