Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183497
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
All right, I just thought we�d try it, that�s all. | Pekala, sadece deneyebileceğimizi düşündüm, hepsi bu. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
You know, be explorers. | Bilirsin, keşfedebileceğimizi... | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
You have to make a place for us in your life. | Hayatında bize de yer ayırmalısın. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Is it me? �Cause I want you to tell me. God, it was nothing to do with you. | Sorun bende mi? Öyleyse söylemeni istiyorum. Tanrım, seninle hiç ilgisi yok. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
I�m just paralyzed | Sadece felç oldum. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
A paraplegic of the soul. | "Belden aşağısı felçli ruh" | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
There you go, a metaphor for old times� sake. | Al sana eski günlerin hatırına bir metafor. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Zandalee, please, I can�t deal with this. | Zandalee, lütfen, bunlarla uğraşamam. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
I wish you were a paraplegic because at least I could understand then. | Keşke gerçekten belden aşağın felçli olsaydı, en azından ne olduğunu anlardım. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
A lizard. | Bir kertenkele. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Hey, babe, I sell it to you for five bucks, a bit, twenty five cents. | Hey bebek, sana 5 dolar'a satayım, 5 dolar 25 sent. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
It�s a steal. | Çalıntı. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Okay, you got me. All right, all right. | Tamam, beni yakaladınız. Pekala, pekala... | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
That�s pretty funny. | Bayağı eğlenceli. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
I gave in</i? | Pes ediyorum | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
He got caught. | Adam yakalandı. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Don�t wanna be caught, Shouldn�t be a thief. | Yakalanmak istemiyorsan, hırsızlık yapmayacaksın. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
I got it from my mother, I swear to that. | Bunu annemden aldım, yemin ederim. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
You can stake my life on that man, all right? | Hayatımı tehlikeye atıyorsunuz dostum, tamam! | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
The black rose of fate. | Kaderin siyah gül'ü. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
I got a broken heart, man, I need an operation. | Kalbim kırık dostum, ameliyat olmam lazım. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Zandalee. | Zandalee. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
We�re gonna be seeing a lot of each other. | Birbirimizi çok sık göreceğiz. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
That�s all enough? | Bu kadarı yetmez mi? | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Whatta you think? Any good? | Ne düşünüyorsun? İyi mi? | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
I take it�s quit a bold interpretation. | Oldukça cesur bir yorum olduğunu düşünüyorum. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
It�s an understatement. | Az bile dedin. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
I think it�s impossible to record anything today as a fact | Günümüzün bir gerçeği olarak, imajda az da olsa yaralanmaya sebep olmadan | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
without causing some injury to the image. | bir şeyi kaydetmenin imkansız olduğunu düşünüyorum. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
I�ll try it in the bedroom. | Yatak odasına asmayı deneyeceğim. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
I�ll have some champagne. | Biraz şampanya alacağım. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
No doubts that isn�t your talents. | Şüphesiz ki tüm yeteneğin bu değil | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
I remember the last time I saw your father, God rests his soul. | Babanı son görüşümü hatırlıyorum, nur içinde yatsın. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Heard you were lookin� for an apartment in the Quarter. | Meydanda bir daire aradığını duymuştum | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
I offered him a gorgeous one, it was on Royal Street, third floor. | Ona müthiş bir daire önerdim, Royal Street'te, üçüncü kat. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
The last tenants had completely renovated it. | Son kiracılar tamamen yenilemişti. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
I preferred to find my own apartment. | Bense kendi dairemi bulmayı tercih ettim. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Well. | Neyse | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
If you�re ever...looking, | Eğer bir gün, ihtiyacın olursa | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
come see me, I�ll cut you a good deal. | gel beni gör, sana özel bir şeyler yaparım. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Thank you, but we�re quite happy were we are. | Teşekkürler, ama oturduğumuz daireden çok memnunuz. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
I share your sensibilities, | Hassasiyetini anlıyorum, | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
but you�re on the move now, Vice President Martin. | fakat şimdi değişim içindesin, "Başkan Yardımcısı" Martin. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Time you come over to the house, have dinner, meet the family. | Evime yemeğe gelme ve ailemle tanışma zamanın. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Better yet, come spend the weekend at the camp in Mississippi. | Hatta daha da iyisi, gel hata sonunu Mississippi'deki kampta geçir. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
You a huntin� man? | Avlanmayı sever misin? | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Where you at, darlin�? You got somethin� for me? | Nerelerdesin tatlım? Benim için bir şeylerin var mı? | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Spare a quarter for an old altar boy, baby. | Şu zavallı, yaşlı çocuğa 15 dakikanı ayır, bebeğim. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Get away. | Defol git. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Do I have to spell this out for you? | Heceleyerek mi söyleyeyim? | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
The go lay off on someone else. | Git başkalarıyla kırıştır. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
I�m not like that. | Ben öyle biri değilim. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
And you shouldn�t cast aspersions on people you don�t know. | Ve tanımadığın insanlara böyle kara çalmamalısın. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
We�re inevitable. | Aramızdaki şey kaçınılmaz. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
I wanna shake you naked and eat you alive, Zandalee. | Seni çırılçıplak kolarıma alıp, çiğ çiğ yemek istiyorum, Zandalee. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Don�t say my name. | Adımı söyleme. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Nobody will be heart from it | Hiç kimse incinmeyecek, | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
because It is what it is. | çünkü bu, her neyse o. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
It is what it is. | Her neyse o. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Just as simple as that. | İşte bu kadar basit. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
You want it | İstiyorsun | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
and I wanna give it. | ve ben de seni istiyorum. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Perfectly relationship. | Mükemmel ilişki. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
That�s not a relationship. | Bu bir ilişki değil. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Do you know what I like? | Ne isterdim biliyor musun? | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
I like it when you don�t wear anything under. | Altında giyecek bir şey olmamasını. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
You�re an insecure sad woman. | Sen güvensiz, üzgün bir kadınsın. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
It�s pretty hard to hide the clairvoyance of the eyes. | Gözlerdeki anlamı gizlemek oldukça zordur. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
He�s not a bad man. | O kötü biri değil. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Hey, it�s Pepe. | Hey, ben Pepe. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
You meet me tomorrow at the Five Deuces six o�clock. | Yarın saat 6'da Five Deuces'de buluşalım. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Don�t be late, bring cash and I�ll have what you want. | Gecikme, parayı getir, istediğin şeyi bulacağım. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
I can see you�ve been staying up nights. | Geceleri oturduğunu görüyorum. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
I have needs, too. | Benim de ihtiyaçlarım var. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
though my husband has been gone | kocam öldü | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
for many years. | uzun zaman önce. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
there has been someone and... | başka birileri oldu... | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
then there is someone. | sonra başka birileri. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
And, he�s now moved to New Orleans you know, to be with me. | Ve şimdi New Orleans'a taşındı, bilirsin, benimle birlikte olabilmek için. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
In fact, we�ve always lived close to one another. | İşin doğrusu, her zaman başka birine yakın yaşadık. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
I would love it, if he would come here, | Buraya gelebilmesini isterdim | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
but it�s, you know, difficult. | fakat, bilirsin, zor... | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
I think maybe we better have your friend over for dinner. | Belki de arkadaşını yemeğe davet etmeliyiz. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Father, pick a card. | Peder, bir kart seç. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Okay. Right. | Tamam, pekala. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Is that your card? | Kartın bu muydu? | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Man, how�d you do that? | Dostum, bunu nasıl yaptın? | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
That�s my secret. | O da benim sırrım. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
I need another shoot. | Bir sek viski daha. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Why is it that the Baptists get the woman but no booze | Neden Baptistsler kadınlarla birlikte olur ama içki içmezler de | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
and the Catholics get the booze and no women? | Katolikler içki içer ama kadınlarla birlikte olmazlar? | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
You know, Pepe was lookin� for you a while ago | Biliyor musun, Pepe seni arıyordu | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
and he left a little something� for you. | ve senin için küçük bir şey bıraktı. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
He said you short poured him a bunch o� C notes on the last round. | Son turda ona ihtiyacı olandan daha az Do notası verdiğini söyledi. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
There�s not a worry in the world. | Endişlenecek bir şey değil. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
You�re just gonna have to float me on the bar tab. | Sadece beni barın bir ucunda dalgalandırman gerekecek. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Unless the good Lord takes care of me. | Yüce Tanrı beni korudukça. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Johnny, Johnny. | Johnny, Johnny. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
This is about the only economy left in the town. | Kasabada kalan tek ekonomiyle ilgili. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |
Maybe it�s the only one you allow yourself to see. | Belki de görmek istediğin tek şey odur. | Zandalee-1 | 1991 | ![]() |