Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3572
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| there are any number of pleasures | Leyland yönetim kurulunun başkanlığına gelmiş | American Crime-4 | 2015 | |
| that come with being on the board of directors of Leyland, | 20 $ sadece dışarda sürmek için. | American Crime-4 | 2015 | |
| but none greater than presenting the head, heart, | ama hiçbiri okulumuzun başını, kalbini ve ruhunu temsil eden | American Crime-4 | 2015 | |
| and soul of our school, Dr. Leslie Graham. | Dr. Leslie Graham' dan daha büyük değil. | American Crime-4 | 2015 | |
| To all our friends, families, and donors | Bu geceki gösteriyi yapmamıza yardımcı olan | American Crime-4 | 2015 | |
| who helped make tonight's performance possible, thank you. | tüm arkadaşlarımıza, ailelerimize bağışçılarımıza, teşekkür ederim. | American Crime-4 | 2015 | |
| We have a long history of academic excellence | Bizim, burada Leyland' da, | American Crime-4 | 2015 | |
| here at Leyland. | uzun bir akademik mükemmellik geçmişimiz var. | American Crime-4 | 2015 | |
| In recent days, | Son günlerde, | American Crime-4 | 2015 | |
| although this entire community has been challenged, | tüm bu topluluğa saldırılmasına rağmen, | American Crime-4 | 2015 | |
| I am happy to say our future has never been more assured. | geleceğimiz daha da güçleniyor, bunu söylemekten mutluyum. | American Crime-4 | 2015 | |
| We are so proud of all of our students, | Leyland' a zaten bildiğimiz bir şeyi herkese gösteren | American Crime-4 | 2015 | |
| Real men stand up for each other. | Gerçek adamlar birbirlerini savunurlar. | American Crime-4 | 2015 | |
| Real men stand up for what they believe in. | Gerçek adamlar inandıkları şeyleri savunurlar. | American Crime-4 | 2015 | |
| And most importantly, real men tell the truth. | Ve en önemlisi, gerçek adamlar doğruyu söylerler. | American Crime-4 | 2015 | |
| Thank you, and enjoy your evening. | Teşekkür ederiz, akşamınız hoş geçsin. | American Crime-4 | 2015 | |
| I just need to speak to the manager, Anne Blaine. | Yönetici Anne Blaine ile konuşmam gerekiyor. | American Crime-4 | 2015 | |
| Yeah? I'm Anne. | Evet, Anne benim. | American Crime-4 | 2015 | |
| Hi, my name is James. | Merhaba, adım James. | American Crime-4 | 2015 | |
| Is there somewhere we can... Talk? | Konuşabileceğimiz... bir yer var mı? | American Crime-4 | 2015 | |
| Our daughter was a student at Leyland. | Kızımız Leyland' da bir öğrenciydi. | American Crime-4 | 2015 | |
| What... what happened? | Ne... ne oldu? | American Crime-4 | 2015 | |
| She was having problems with one of the teachers. | Öğretmenlerden biriyle sorunlar yaşıyordu. | American Crime-4 | 2015 | |
| She was being harassed. | Taciz ediliyordu. | American Crime-4 | 2015 | |
| S she was being touched? | Dokunuluyor muydu? | American Crime-4 | 2015 | |
| The teacher would say things to her... | Öğretmen ona bir şeyler söylüyordu... | American Crime-4 | 2015 | |
| Just the... The most lewd things. | ...sadece...en adi şeyler. | American Crime-4 | 2015 | |
| We... we couldn't get anybody at Leyland to pay attention, | Biz...Leyland' da ilgilenecek, bir şeyler yapacak... | American Crime-4 | 2015 | |
| Finally, we sent our daughter to school with a... | Sonunda, kızımızı okula bir şeyle... | American Crime-4 | 2015 | |
| You got him on tape? Did you bring it to the school? | Onu kasede kaydettiniz mi? Okula getirdiniz mi? | American Crime-4 | 2015 | |
| They said we didn't have the right | Okul varlığı ile ilgili konuşmaları | American Crime-4 | 2015 | |
| And they suspended my daughter for a week, | Ve kızıma bir hafta uzaklaştırma cezası verdiler, | American Crime-4 | 2015 | |
| started spreading rumors about her to the faculty. | fakültede onunla ilgili dedikodular yaymaya başladılar. | American Crime-4 | 2015 | |
| After that, the response was just brutal. | Bundan sonra, tepki giderek acımasızlaştı. | American Crime-4 | 2015 | |
| The whole school... teachers, some of the parents. | Bütün okul...öğretmenler, bazı veliler, | American Crime-4 | 2015 | |
| They turned against you. | Hepsi aleyhinize döndüler. | American Crime-4 | 2015 | |
| We tried to sue. | Dava açmak istedik. | American Crime-4 | 2015 | |
| My wife couldn't take the legal battles. | Eşim yasal savaşları kaldıramadı. | American Crime-4 | 2015 | |
| And it was just gonna get a lot worse before it got better. | Durum düzeleceğine daha da kötüye gitmeye başladı. | American Crime-4 | 2015 | |
| So... We ended up taking a settlement. | Sonuçta...bir anlaşma yaparak bunu bitirdik. | American Crime-4 | 2015 | |
| Felt like the right thing to do. | Yapılacak en doğru şey gibi hissetmiştim. | American Crime-4 | 2015 | |
| But it wasn't. | Ama değildi. | American Crime-4 | 2015 | |
| It was the easy thing to do. | Bu yapılacak en kolay şeydi. | American Crime-4 | 2015 | |
| Say something to somebody. Tell somebody what happened. | Birine bir şeyler söyleyin. Olanları birine anlatın. | American Crime-4 | 2015 | |
| Can't. I signed an agreement. | Bunu yapamam. Bir anlaşmayı imzaladım | American Crime-4 | 2015 | |
| I'm not even supposed to be talking to you. | Sizinle bile konuşmamam gerekiyor. | American Crime-4 | 2015 | |
| Well, then why are you? | Peki, o zaman neden bunu yapıyorsunuz? | American Crime-4 | 2015 | |
| I heard the police aren't going forward with your Case. | Polisin olayınızda ilerlemeyeceğini duydum. | American Crime-4 | 2015 | |
| But something's got to be done about that school. | Ama bu okul hakkında bir şeyler yapılması gerekiyor. | American Crime-4 | 2015 | |
| I'm hoping you'll be stronger than me. | Sizin benden daha güçlü olacağınızı umuyorum. | American Crime-4 | 2015 | |
| Synced & corrected by robtor www.addic7ed.com | Çeviren: mkarakurt | American Crime-4 | 2015 | |
| We're going to talk to as many people as possible. 1 | Mümkün olduğunca çok kişiylek onuşacağız. | American Crime-5 | 2015 | |
| I mean, he... he... He was assaulted. | Yani, o...tecavüze uğradı. 1 | American Crime-5 | 2015 | |
| what reforms we're implementing, | Sakin olmalısın, tamam mı? | American Crime-5 | 2015 | |
| But there hasn't ever been one thing that we've ever done | O gece buluşacaktık. | American Crime-5 | 2015 | |
| Looking fine and undefeated. | seni saf dışı etmek zorunda mı kaldı? | American Crime-5 | 2015 | |
| In recent days, | Yani, neden hepimizin dikkati çekiliyor? | American Crime-5 | 2015 | |
| We tried to sue. | ve yapabileceğimi biliyorum... Aynı ruletteki gibi. | American Crime-5 | 2015 | |
| Are you ready for this? | Buna hazır mısın? Buna hazır mısın? | American Gothic-1 | 2016 | |
| What is a pre interview, anyway? | Bu ön görüşme ne oluyor? Bu ön görüşme ne oluyor? | American Gothic-1 | 2016 | |
| I think it's just Alison's PR people reminding us not to say anything idiotic. | Sanırım Alison'ın halkla ilişkiler personeli... Sanırım Alison'ın halkla ilişkiler personeli... | American Gothic-1 | 2016 | |
| I don't think so. | Sanmıyorum. Güzel. Sanmıyorum. Güzel. | American Gothic-1 | 2016 | |
| You'll be in the family photo, so your fake smile game better be on point. | Aile fotoğrafında çıkacaksın, bu yüzden sahte gülüşünün hakkını versen iyi olur. Aile fotoğrafında çıkacaksın, bu yüzden sahte gülüşünün hakkını versen iyi olur. | American Gothic-1 | 2016 | |
| You like that? Wildly insincere. | Bu nasıI? Son derece samimiyetsiz. Bu nasıI? Son derece samimiyetsiz. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Well, I know it's not good. It's not torture! | İyi olmadığını ben de biliyorum. İşkence değil ki bu. 1 İyi olmadığını ben de biliyorum. İşkence değil ki bu. 1 | American Gothic-1 | 2016 | |
| I know. 1 | Biliyorum. Biliyorum. | American Gothic-1 | 2016 | |
| You have to sell it. | Gülüşünü satmak zorundasın. Gülüşünü satmak zorundasın. | American Gothic-1 | 2016 | |
| "I love this family!" | "Bu aileye bayıIıyorum" "Bu aileye bayıIıyorum" | American Gothic-1 | 2016 | |
| "This is not a family of lunatics." | "Delilerden oluşmuyor" "Delilerden oluşmuyor" | American Gothic-1 | 2016 | |
| Like this. | Bunun gibi. Bunun gibi. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Look. | Bana bak. Bana bak. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Yeah, yeah, that's convincing. | Evet, bu ikna edici. Evet, bu ikna edici. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Did you hear that? | Duydun mu? Duydun mu? | American Gothic-1 | 2016 | |
| No. Hear what? | Hayır. Neyi? Hayır. Neyi? | American Gothic-1 | 2016 | |
| Ovulation app. | Yumurtlama uygulaması. Yumurtlama uygulaması. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Today's the day. | O gün bugün işte. O gün bugün işte. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Today's the day. | Bugün demek. Bugün demek. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Should we do it at my parents' house? Just to see if we could get away with it? | Ailemin evinde mi yapsak? Paçayı yırtabiliriz belki bu şekilde. Ailemin evinde mi yapsak? Paçayı yırtabiliriz belki bu şekilde. | American Gothic-1 | 2016 | |
| No. That's a terrible idea. | Olmaz. Berbat bir fikir. Olmaz. Berbat bir fikir. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Where's your sense of adventure? | O macera duygun nerede? O macera duygun nerede? Durum, hiç bu kadar riskli ve tehlikeli olmamıştı. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Did you take Garrett's picture off the wall? | Garrett'ın resmini duvardan indirdin mi? Garrett'ın resmini duvardan indirdin mi? | American Gothic-1 | 2016 | |
| He's still part of this family. | Hâlâ ailemizin bir parçası. Hâlâ ailemizin bir parçası. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Just for today, okay? | Sadece bugünlük, tamam mı? Sadece bugünlük, tamam mı? | American Gothic-1 | 2016 | |
| Honey, did you order a walking | Tatlım, canlı bir Norman Rockwell tablosu mu sipariş ettin yoksa? Tatlım, canlı bir Norman Rockwell tablosu mu sipariş ettin yoksa? | American Gothic-1 | 2016 | |
| How are you, Cam? Oh, peachy. | NasıIsın Cam? Çok iyi. NasıIsın Cam? Çok iyi. | American Gothic-1 | 2016 | |
| You look good. Mm. | İyi görünüyorsun. İyi görünüyorsun. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Where's Tessa? We're here! | Tessa nerede? Buradayız. Tessa nerede? Buradayız. | American Gothic-1 | 2016 | |
| We're here, we're here. | Geldik, geldik. Geldik, geldik. | American Gothic-1 | 2016 | |
| It is wonderful to meet you all. | Hepinizle tanışmak çok güzel. Hepinizle tanışmak çok güzel. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Now, as you know, it is never easy to unseat the incumbent. | Bildiğiniz üzere makam sahibi birinin koltuğunu ele geçirmek hiç kolay değildir. Bildiğiniz üzere makam sahibi birinin koltuğunu ele geçirmek hiç kolay değildir. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Even when he really deserves it. | Kedimin kuyruğu kesildiğindeyse herkes beni başından savar. | American Gothic-1 | 2016 | |
| So, the objective here is to invite the press in to get to know the Hawthornes. | Buradaki amaç, medyayı Hawthorne ailesini tanımaları için davet etmek. Buradaki amaç, medyayı Hawthorne ailesini tanımaları için davet etmek. | American Gothic-1 | 2016 | |
| The people of your district love their city councilor. | Yöre insanı, belediye meclis üyesini çok seviyor. Yöre insanı, belediye meclis üyesini çok seviyor. | American Gothic-1 | 2016 | |
| We need the people of Boston | Boston halkına... Boston halkına... | American Gothic-1 | 2016 | |
| to love their potential new mayor and her family. | ...potansiyel yeni belediye başkanımızı ve ailesini sevdirmemiz gerek. ...potansiyel yeni belediye başkanımızı ve ailesini sevdirmemiz gerek. | American Gothic-1 | 2016 | |
| The key is keeping you relatable to working class constituents | Püf noktamız gitgide Belediye Başkanı Conley'den... Püf noktamız gitgide Belediye Başkanı Conley'den... | American Gothic-1 | 2016 | |
| This family grew up working class. | Ailemiz de işçi sınıfından gelme. Ailemiz de işçi sınıfından gelme. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Tessa's a teacher and Brady's a police officer... | Tessa öğretmen, Brady de polis memuru. Tessa öğretmen, Brady de polis memuru. | American Gothic-1 | 2016 | |
| He actually just made detective. | Aslında artık bir dedektif. Aslında artık bir dedektif. | American Gothic-1 | 2016 | |
| Congratulations! That's fantastic! Oh, that's wonderful! | Tebrikler. Bu harika. Tebrikler. Bu harika. | American Gothic-1 | 2016 |