Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7381
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
if you're going to live like that... | Eğer böyle yaşamaya devam edeceksen... | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
It was all misunderstanding. | Hepsi yanlış anlaşılmaydı. Yanlış bir şey yapmadım. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
If you didn't do anything wrong | Madem yanlış bir şey yapmadın, o zaman neden polisler seni arıyor? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
You must have done something crazy again. | Yine çılgınca bir şey yapmışsındır kesin. Bu yüzden seni arıyorlar, değil mi? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Why didn't you tell me sooner then? | O zaman neden daha önce söylemedin? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
You didn't contact me for a month now and... | Aylardır arayıp sormadın, şimdi aniden ortaya çıkıyorsun. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
I was chasing after that culprit. | İflas etmiş Hyun Sung Dağıtımı yeniden istikrara kavuşturan kişi. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Why were you chasing after that culprit? | Neden suçlunun peşine düşüyorsun? Polis misin sen? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Who else is going to take care of me? | Başka kim benimle ilgilenecekti ki? 1 | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
The only way was to find him myself and deliver him to the police. | Tek çarem onu kendi başıma bulup polise teslim etmekti. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
I gave him the evidence and the witness too. | Onlara delili de verdim tanığı da. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
While trying to catch that guy | O adamı yakalamaya çalışacağım diye, bir aydır içki bile içemedim. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Mom, you are the only one who cares about me. | Anne, beni umursayan tek kişi sensin. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
I worry that you'll make a scene if you drink on empty stomach. | Boş mideyle içersen rezalet çıkarırsın diye veriyorum. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
I will have Dae Suk over and drink with him. | Dae Suk'u çağırayım da beraber içelim. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
There is nothing we can do right now | Şu anda beklemekten başka yapabileceğimiz bir şey yok mu? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Dr. Lee. | Dr. Lee, gerçekten yapabileceğimiz başka bir şey yok mu? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
There are 57 people on the waiting list. | Bekleme listesinde 57 kişi var. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Is there any way to cut in? | Araya girmenin bir yolu var mı? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Shall I look into lists overseas? | Denizaşırı ülkelerdeki listelere de bakayım mı? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Someone in my family. | Ailemizden biri var mı diye bak. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
If a family member becomes the donor | Eğer aile üyelerinden biri donör olursa hemen nakil yapılabilir. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
If there is no donor in my family | Eğer aileden kimse çıkmazsa... | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
I can make someone become my family member. | ...o zaman yabancı birini bulup onu ailemize alırız. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Isn't there a chance that someone like Dong Suk could exist somewhere? | Bir yerlerde Dong Suk gibi birinin olma şansı yok mudur? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Bring him to me, no matter what it takes. | Neye mâl olursa olsun, onu bana getir. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Even if you have to kill him. | Öldürmek zorunda kalsan bile... | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Dae Suk. | Dae Suk. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
When your father passed away | Baban öldüğü zaman, önce beni aramalıydın. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
I'm sorry I've been busy. | Özür dilerim, meşguldüm. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
How come there aren't many people at the funeral? | Neden cenaze kalabalık değil? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
I'm a bit hungry, so... | Biraz açım da erişte falan sipariş edebilir miyim? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
About the records at all the hospitals in the country | Ülkedeki bütün hastanelerdeki kayıtları... | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Even all the DNA records at the prosecution's office | Savcılık Ofisindeki DNA kayıtlarını da... | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
We have to find a match as soon as possible. | En kısa zamanda bir eşleşme bulmak zorundayız. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Gosh. | Eğer böyle yaparsan gidecek hiçbir yerim kalmaz. Ah! | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
I feel lousy. | Kendimi çok rezil hissediyorum. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
He didn't do much for you. | Senin için pek bir şey yapmamıştı. Etrafta olmaması daha iyi demiştin. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Even if he was a lousy father | Rezil bir baba olsa da evlatlarla anne babaları arasında... | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Parents should do their job to be called parents. | Anne babalara anne baba denilmesi için görevlerini yapmaları lazım. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
But if your father shows up | Ama baban ortaya çıksaydı sen de farklı düşünürdün. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
How shameless does he have to be to show up after all these years? | Bunca yıl sona ortaya çıkması için bayağı bir yüzsüz olması lazım. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
it's better to have him around. | ...etrafta olması daha iyiydi. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Like other people | Başkaları gibi sen de... | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
you should have waited for your son to send you on a trip abroad, before you died. | ... ölmeden önce oğlunun seni yurtdışına seyahate göndermesini beklemeliydin. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Hey, Dae Suk! | Hey, Dae Suk! | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Ji Hyuk. | Ji Hyuk. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Will that be able to go overseas? | Okyanusu aşabilecek mi? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
America? | Amerika mı? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Why would President Kang all of a sudden? | Başkan Kang neden aniden Amerika'ya gitti? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Even his short local trips | Yurtiçindeki kısa süreli seyahatlerini bile ben ayarlıyorum. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
But without even telling me | Bana sebebini bile söylemeden neden aniden Amerika'ya gitti? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
You know how they work. | Ayrıca ellerimi kirletmek de istemiyorum. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
They do whatever they want and do it whenever. | Onlar istediklerini istedikleri yerde yaparlar. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
When we work for people like them | Böyle insanlarla çalışırken sadece bizden istedikleri şeyleri yaparız. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Then do you know how I can contact him? | Peki onunla nasıl iletişime geçebileceğimi biliyor musunuz? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Do you really want to know? Yes. | Gerçekten bilmek istiyor musun? Evet. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Then do a search on the Internet. | O zaman internette araştırma yap. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
If you search a female actress who left for America around the same time | Eğer aynı saatlerde Amerika'ya giden bayan bir oyuncu bulursan... | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Sir. | Efendim, hastane kayıtları göndermiş. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
You may go. | Neredesin? Çıkabilirsin. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
From a whole cow | İneğin en pahalı yeri burası. Sadece bu kadar alabildim. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Why would you bring this precious meat to me? | Neden bu kadar pahalı bir eti bana getirdin? Götürüp satmalıydın. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Man, I was saving it for something else. | Onu başka bir şey için saklıyordum. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
I was paying for the beef. | Bifteğin parasını ödeyecektim. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
I was going to give him the money for the beef. | Parasını verecektim. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
How much can this beef possibly be? | Bir biftek ne kadar pahalı olabilir ki? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
I will give you the money after I finish. | Parayı bitirdikten sonra veririm. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
I was surprised he'd do that. | Zaten bunu yapmasına şaşırmıştım. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
No, I have to start work soon. | Hayır, hemen çalışmaya başlamak zorundayım. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Is it a long distance? | Uzak mı? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Yes, I will be right there. | Tamam, orada olacağım. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Long time. | Uzun zaman oldu. Ne zaman çıktın? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
A while ago. | Bir süre önce. Toparlanmakla meşguldüm. Bu yüzden arayamadım. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
By the way | Bu arada Dong Pal'i karakola götürdüğünü duydum. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
We always get tangled like this, huh? | Her zaman böyle çatışıyoruz, değil mi? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
So what is it that you want to say? | Ne söylemek istiyorsun? Söyle de gideyim. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
As his boss | O çocuğun patronu olarak bu meseleyi böyle bırakamam, biliyorsun. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Are you threatening me now? | Beni tehdit mi ediyorsun şimdi? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
In front of my guys | Adamlarımın önünde benimle böyle konuşamazsın. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Hey, if you want to keep them around | Adamlarını etrafında tutmak istiyorsan... | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
learn how to treat your ex boss with respect. | ...eski patronuna saygılı davranmayı öğrenmen lazım. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Plus. | Bir de, ben artık bu işlerde yokum. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
don't act like you know me from now on, okay? | Bu yüzden şu andan itibaren beni tanımıyormuş gibi yap. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
You left this life? | Bu hayatı bıraktın mı? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
He was once the best in this business. | Bir zamanlar bu işte en iyisiydi. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Kim Ji Hyuk? | Kim Ji Hyuk mu? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
I know him very well. | Onu çok iyi tanıyorum. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Here. | Buradayım. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
The buses in this area run late, right? | Buralarda geç saatlere kadar otobüs var, değil mi? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Then how long does it take to walk to the bus stop? | O zaman buradan otobüs durağına yürümek ne kadar sürer? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Why do I have to care about how you're going to get back? | Neden geri nasıl döneceğini düşünmek zorundayım? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
If you're going to be whiny about it, I can call somebody else. | Eğer bu yüzden mızmızlanacaksan, başka birini çağırabilirim. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
What bad manners. | Ne terbiyesizlik. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
What did you say? | Bu yeterli değilse daha fazlasını verebilirim. Ne dedin? | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
Ah... | Sizinle konuşmuyordum. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
I was reminded of my sister who left home. | Evi terk eden kız kardeşimi hatırladım da... | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
When she talks, she also had bad manners. | O da terbiyesizce konuşurdu. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
You look like my brother who left home too. | Siz de evi terk eden ağabeyime benziyorsunuz. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |
You guys are very similar. | Gerçekten çok benziyorsunuz. Şu anda ne işler çeviriyor merak ediyorum. | Big Man-1 | 2014 | ![]() |