Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 8682
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Buy a song or depart. | Şarkı almayacaksan git. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
That was a dime. | On sentti o. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
I know the sound of Lady Liberty. | Özgürlük Anıtı'nın sesini nerede duysam anlarım. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
I'll have whisky. | Bir viski alayım. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Whiskey. | Viski ver. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Good evening, sheriff. | İyi akşamlar şerif. Chicory. 1 | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
I was out for a ramble and... | Gezmeye çıkmıştım da... | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Oh, that tea smells gruesome. | O çay da fena kokuyormuş yahu. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
It's soup. | Çorba bu. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
You... You think I could have some? | Biraz alabilir miyim acaba? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
I haven't had a good meal today. Maybe not anything. | Bugün adamakıllı bir şey yemedim, hiçbir şey yememiş de olabilirim. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Nab that chair and sit. | Çek şu sandalyeyi de otur. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
I forgot the spoons. | Kaşıkları unutmuşum, ağzını yakmadan içebilir misin sence bunu? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Oh, I like challenges. | Zorluğu severim. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Oh, boy, that smells good. | Vay be, cidden güzel kokuyormuş. Şimdi çay olmadığını biliyorum ya bir de. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
You need to make sure | Her gün, bir iki kez güzel bir şeyler yemeye dikkat etmelisin. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Can't have my backup deputy pass out | Yedek yardımcımın, yemek yemeyi unuttu diye bayılmasını göze alamam. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
No, no, sir. That would be shameful. | Tabii olmaz efendim. Utanç verici olur bu. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
No, sir. Let it cool. | Olmaz efendim. Biraz soğusun. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
You were gonna tell me about your ramble. | Şu gezintini anlatacaktın. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Oh, yeah. Glad you reminded me. | Doğru, hatırlattığınıza o kadar sevindim ki. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
I was out on a ramble, a night ramble. | Gezmeye çıkmıştım, gece gezmesi. Biraz temiz hava alayım diye. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
and put some fresh flowers on Nadine's grave. | Bir de Nadine'in mezarına taze çiçekler koyayım diye. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
You know... | Bilirsiniz işte. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
And, | Sonra da... | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
when I do, I decided to go the long way. | ...madem öyle, uzun yoldan gideyim dedim. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
You know, like the Serrano does on patrol over in Spain. | İspanya'da Serrano devriyeyi böyle yapıyor ya hani. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
And when I do, I see this fella on the perimeter. | Uzun yoldan gidince bir herif gördüm. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Sheriff, I don't know him. | Şerif, adamı hiç tanımıyorum. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
This tastes like corn. | Mısır tadı var bunda. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
It's corn chowder. | Mısırlı türlü çünkü. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Oh, then things are lining up. | O zaman taşlar yerine oturdu. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
So, did he do anything? | Peki bir şey yaptı mı? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
The stranger? | Yabancı mı? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
He changed his clothes, and he took some luggage | Üstünü değiştirdi, bir iki eşyası vardı... | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
and he threw it in a hole and covered it up. | ...onları da çukura atıp üstünü kapadı. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
He went to town. | Kasabaya girdi. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
It is the official opinion of the backup deputy | Yedek yardımcı olarak resmi görüşüm davranışlarının şüpheli olduğu yönünde. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Where is he? | Nerede şimdi? Kim? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
The stranger. | Yabancı. Bilge Keçi'de. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Let's go make a survey. | Gidip bir soruşturalım. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
How's your tibia? | Kaval kemiğin nasıl? Şu an aklımda kaval yok. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Did I hurt you? | Canını mı yaktım? Şu işi doğru yoldan yapalım. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Is that supposed to be a criticism? | Eleştiri miydi bu? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
It's instinct. | İçgüdü bu. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Yeah. Careful. | İşte böyle. Dikkatli ol. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Are you sure you're able to | Yapabileceğine emin... | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Please continue. | Lütfen devam et. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
What's your predilection, mister? | Ne isterdiniz bayım? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
You look like you could use something potent. | Güçlü bir şey gerekiyormuş gibi bir hâliniz var. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Or omnipotent. | Ya da her şeye gücü yeten bir şey. Kardeşim yapar bunu. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
It's like a tree fell on you. | Üstüne ağaç düşmüş gibi çarpar. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Redwood. | Hem de sekoya. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Sheriff, it's quiet enough in here | Şerif, ikiniz gelip de herkesi korkutmadan da... | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
and scarin' everybody off. | ...yeterince sakin mekân. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
We got business. Important. | İşimiz var. Mühim bir iş. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
You aren't mute, are you? | Dilsiz değilsin değil mi? Hayır. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
In civilized towns, places like Bright Hope, | Bright Hope gibi medeni kasabalarda... | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
you look a man direct in the face when you talk to him. | ...konuşurken insanın yüzüne bakarlar. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
I didn't do nothing wrong. | Yanlış bir şey yapmadım. Oturdum, içkimi içiyordum. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
I didn't say you did anything wrong. | Yanlış bir şey yaptın diyen olmadı, adın neydi? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Buddy. | Buddy. Bir an hatırlayamadın, değil mi? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
My name is Buddy. | Benim adım Buddy. Niye geldin buraya? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
I'm going to meet someone. | Biriyle görüşeceğim. Bugünün tarihi ne? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
It seems like if you had a rendezvous scheduled | Buluşacağın biri varsa tarihten haberdar olurdun sanki. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Let me give you an easier question. | Dur, daha kolay bir soru sorayım. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Who did you steal those clothes from? | Üstündeki kıyafetleri kimden çaldın? Bir şey çalmadım ben! | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Why, you're pretty angry for a guy named "Buddy". | Vay be, Buddy isminde birine göre epey öfkeli çıktın. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
You've been squirting lemon juice | İçeri girdiğinden beri damarıma basıp durdun. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
I didn't commit no crime. | Suç falan işlemedim ben. Suç işini niye açtın şimdi? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Are you carrying a weapon? | Silahın var mı üstünde? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
A gun, knife, a letter opener with a sharp point? | Silah olsun, bıçak olsun, ucu sivri mektup açacağı da olur. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Dynamite? | Dinamit falan? Yok. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Deputy. Raise your hands. | Memurum. Kollarını kaldır. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
If you move in a hasty manner, I'll put a bullet in you. | Çabuk bir hareket yapmaya kalkarsan, mermiyi takarım. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
That's the only thing. | Bir tek bu var üstünde. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Like I just told you, I ain't got no weapon. | Az önce de dediğim gibi üstümde silah yok. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Because you put 'em in that hole you dug? | Kazdığın o çukura gömdüğün için mi? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
You alright, old man? Oh, yeah. | İyi misin ihtiyar? Tabii. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Oh, I thought I had him. | Yakaladım sanmıştım. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Grab an arm. | Bir kolundan tut. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Brooder, | Brooder, Doktor Taylor'ı uyandır. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Put coffee in him if he's liquored. | İçkiliyse de kahve içir. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
It's supposed to be elevated above your heart. | Kalbinin üstüne kaldırman gerek ayağını. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Is this why you buy so many pillows? | Bu yüzden mi bu kadar yastık alıyorsun? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
I buy pillows because they're pretty. | Yastıkları güzel oldukları için alıyorum. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
This isn't comfortable. | Hiç rahat değil bu. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Well, it's not supposed to be. | Olması gerekmiyor zaten. Tam yerinde olmuş o vakit. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
How does it look? | Ne durumda? Aynı. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
You know, once the hellish burnin' stops | Şu cehennemî yanma hissi geçince... | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
feels almost nice. Thank you. | ...iyi geliyor gibi sanki. Sağ olasın | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
You are very welcome. | Rica ederim. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
You're takin' good care of me. Anything I can do for you? | Bana çok iyi bakıyorsun. Senin için yapabileceğim bir şey var mı? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Would you read this out loud? | Şunu sesli okur musun? Wyoming'te yazdığın şiir bu. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Oh, it ain't a poem. | Şiir değil o. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Would you read it to me? | Bana okur musun? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Feel stupid if I read it out loud. | Dışımdan okuyunca aptalca duracak. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
It will not. It's beautiful. | Durmaz, çok güzel bu. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Whenever I was alone I would read it | Ne zaman yalnız kalsam bunu okur, kendimi iyi hissederdim. | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |
Please? | N'olur? | Bone Tomahawk-1 | 2014 | ![]() |