Search
English Turkish Sentence Translations Page 13
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Good morning, Mr. Makabe! | Günaydın, Bay Makabe! | 05 mm-1 | 2014 | |
Oh, the woman...why is she still here? | Oh, kadın... neden hala buradasın? | 05 mm-1 | 2014 | |
I have a name, it's Sawa! | Benim bir adım var, Sawa! | 05 mm-1 | 2014 | |
Be quiet and get out! | Sessiz ol ve defol git! | 05 mm-1 | 2014 | |
I'm going to change. | Üzerimi değiştireceğim. | 05 mm-1 | 2014 | |
I made breakfast. Call me when you're ready. | Ben kahvaltı yaptım. Hazır olduğunda beni çağır. | 05 mm-1 | 2014 | |
A fountain's outside the gate | Kapının dışında bir çeşme. | 05 mm-1 | 2014 | |
And an old linden tree | Ve eski bir ıhlamur ağacı. | 05 mm-1 | 2014 | |
Under its shady branches | Onun gölgeli dalları altında. | 05 mm-1 | 2014 | |
My dreams were sweet and free | Rüyalarım tatlı ve özgürdü. | 05 mm-1 | 2014 | |
I carved in its old bark | Ben içine oyulmuş onun eski kabuğundan... | 05 mm-1 | 2014 | |
Mr. Makabe, would you like to come to the supermarket? | Bay Makabe, markete gelmek ister misiniz? | 05 mm-1 | 2014 | |
If you came I could know your preferences. | Eğer gelirsen tercihlerini öğrenmiş olurum. | 05 mm-1 | 2014 | |
Can you cook anything? | Bir şey pişirebilir misin? | 05 mm-1 | 2014 | |
Yes, whatever you like. | Evet, ne istersen. | 05 mm-1 | 2014 | |
Don't give me that goofy smile. | O aptal gülümsemeyi bana gösterme. | 05 mm-1 | 2014 | |
O kay. | Tamam. | 05 mm-1 | 2014 | |
We're walking to the shop. I won't be driving. | Dükkana yürümek zorundayız. Arabayı kullanamam. | 05 mm-1 | 2014 | |
I can do it myself. | Kendim yapabilirim. | 05 mm-1 | 2014 | |
Let go! | Bırak! | 05 mm-1 | 2014 | |
Are you OK? Where does it hurt? | İyi misin? Neresi acıyor? | 05 mm-1 | 2014 | |
I'm OK...oh, it hurts. | Ben iyiyim... oh, acıyor. | 05 mm-1 | 2014 | |
Maybe you should go back to bed. | Belki de yatağa geri dönmelisin. | 05 mm-1 | 2014 | |
If it hurts you'd better stay home. | Eğer acıyorsa evde kalsan iyi olur. | 05 mm-1 | 2014 | |
That's enough! | Bu kadar yeter! | 05 mm-1 | 2014 | |
My hand hurts not my legs! I can walk. | Elim değil bacaklarım acıyor! Ben yürüyebilirim. | 05 mm-1 | 2014 | |
Mustard greens. | Hardal yeşilliği. | 05 mm-1 | 2014 | |
Mustard greens. "S." | Hardal yeşilliği. "İ" | 05 mm-1 | 2014 | |
"S"? Yes. | "İ"? Evet. | 05 mm-1 | 2014 | |
Squash, "H." | Kabak, "K." | 05 mm-1 | 2014 | |
Honeydew melon. | Kavun. | 05 mm-1 | 2014 | |
"N"? Yes. | "N"? Evet. | 05 mm-1 | 2014 | |
We're not buying whatever you feel like eating. | Ne olursa olsun almıyoruz yemek gibi hissediyorum. | 05 mm-1 | 2014 | |
It's my money. | O para bana ait. | 05 mm-1 | 2014 | |
Where are you from? | Nerelisin? | 05 mm-1 | 2014 | |
From the left. | Soldanım! | 05 mm-1 | 2014 | |
Are you patronizing me? | Benden yukarıda mısın? | 05 mm-1 | 2014 | |
I didn't come from above or below. | Yukarıdan yada aşağıdan değilim. | 05 mm-1 | 2014 | |
Not to the right but to the left. | Sağdan da değil ama soldanım. | 05 mm-1 | 2014 | |
How old are you? | Kaç yaşındasın? | 05 mm-1 | 2014 | |
I'm much younger than you. | Senden daha çok gencim. | 05 mm-1 | 2014 | |
You're a mysterious character. | Gizemli bir karaktersin. | 05 mm-1 | 2014 | |
I'm also younger than Ms. Hamada. | Ayrıca ben, Bayan Hamada'dan daha gencim. | 05 mm-1 | 2014 | |
How did you explain your presence to Hamada? | Hamada'ya varlığını nasıl açıklayacaksın? | 05 mm-1 | 2014 | |
I'm your student so I know you both well. | Ben senin öğrencisiyim Şunu iyi bil. | 05 mm-1 | 2014 | |
After studying I worked 5 years as a carer. | Okuduktan sonra 5 yıl boyunca bakıcılık yaptım. | 05 mm-1 | 2014 | |
When you had to take care of your wife | Karın'ında bakıma ihtiyacı vardı. | 05 mm-1 | 2014 | |
I offered to work in exchange for board. | Bu yüzden karşılıklı olarak iş teklif ettim. | 05 mm-1 | 2014 | |
I begged you to let me help. | Sana yardım etmem için bana yalvardın. | 05 mm-1 | 2014 | |
That I understood. | Peki, anladım. | 05 mm-1 | 2014 | |
But what's your motivation? | Ama motivasyonun nedir? | 05 mm-1 | 2014 | |
I want to know what's behind it emotionally. | Duygusal olarak ne olduğunu bilmek istiyorum. | 05 mm-1 | 2014 | |
I mean your fictional motivation. | Hayali motivasyonun yani. | 05 mm-1 | 2014 | |
I said that I had a crush on you at school. | Okulda sana aşık olduğumu söyledim. | 05 mm-1 | 2014 | |
So I felt I had to be by your side | Yanınızda olmak zorunda olduğumu hissettim. | 05 mm-1 | 2014 | |
and help you take care of the love of your life. | Ve hayatınızın aşkına yardımcı olacağım. | 05 mm-1 | 2014 | |
Only then could I redeem myself. | Ancak o zaman kendimi kurtarabilirim. | 05 mm-1 | 2014 | |
And what did Hamada say? | Peki, Hamada ne söyledi? | 05 mm-1 | 2014 | |
She asked me, "How is he in bed?" | "Yatakta nasıl?" diye bana sordu. | 05 mm-1 | 2014 | |
I said you were too worn out to keep me company. | Sıkıntılı olduğunu ve bana eşlik edebileceğini söyledim. | 05 mm-1 | 2014 | |
And...? | Sonra...? | 05 mm-1 | 2014 | |
She fell silent. | Sustu! | 05 mm-1 | 2014 | |
She's probably imagining | Muhtemelen hayal ediyor. | 05 mm-1 | 2014 | |
a big drama about me going after your money. | Benim büyük bir oyunculuk ile senin paranın peşinde olduğumu düşünüyor. | 05 mm-1 | 2014 | |
Don't worry. I'll get along with her. | Merak etme. Onunla birlikte alırız. | 05 mm-1 | 2014 | |
Let me press your bowel point. | İzin ver bağırsaklarına basayım. | 05 mm-1 | 2014 | |
Oh, ouch! Hey! | Oh, acıdı! Hey! | 05 mm-1 | 2014 | |
Come on! | Hadi ama! | 05 mm-1 | 2014 | |
What's that about? | Ne oluyor? | 05 mm-1 | 2014 | |
Hamada! | Hamada! | 05 mm-1 | 2014 | |
You can chat but work comes first! | Sohbet edebilirsiniz ama iş önce gelir! | 05 mm-1 | 2014 | |
I'm sun drying jack mackerels. | Güneşte kuruyan jack uskumrusu. | 05 mm-1 | 2014 | |
I'll leave them salted for 10 minutes. | Onları 10 dakika tuzlu bırakacağım. | 05 mm-1 | 2014 | |
What's this? | Bu nedir? | 05 mm-1 | 2014 | |
It's vegetable soup. | Sebze çorbası. | 05 mm-1 | 2014 | |
When will I be able to eat these? | Bunları yemek ne zaman mümkün olur? | 05 mm-1 | 2014 | |
First they have to be marinated for 2 hours. | Öncelikle, 2 saat boyunca marine edilmesi gerek. | 05 mm-1 | 2014 | |
Maybe for lunch then? | Belki öğle yemeği için olabilir? | 05 mm-1 | 2014 | |
More like dinner. They have to be dried for 3 hours. | Akşam yemeğine daha çok var. 3 saat boyunca kurutulmak zorundalar. | 05 mm-1 | 2014 | |
Good? | Güzel mi? | 05 mm-1 | 2014 | |
After observing the process for so long... | Bu kadar uzun süre baktıktan sonra... | 05 mm-1 | 2014 | |
I still have to wait. | Hala beklemek zorundayım. | 05 mm-1 | 2014 | |
Don't just observe, help me. | Sadece bakma, bana yardım et. | 05 mm-1 | 2014 | |
I will. | Tamam. | 05 mm-1 | 2014 | |
Turn them over please! | Lütfen onları çevir! | 05 mm-1 | 2014 | |
Right! | Tamam! | 05 mm-1 | 2014 | |
Oh, Mr. Makabe! | Oh, Bay Makabe! | 05 mm-1 | 2014 | |
You're not lecturing today? | Bugün dersiniz yok mu? | 05 mm-1 | 2014 | |
You never stay home when I'm here. | Ben buradayken hiç evde durmazdınız. | 05 mm-1 | 2014 | |
Sawa's a very good cook, isn't she? | Sawa çok iyi bir aşçı değil mi? | 05 mm-1 | 2014 | |
No processed food for her! | Onun yapamayacağı yemek yok! | 05 mm-1 | 2014 | |
You'd fall for a student like her, right? | Onun gibi öğrenciler pek kalmadı değil mi? | 05 mm-1 | 2014 | |
True. | Haklısın. | 05 mm-1 | 2014 | |
She's a much better cook than you. | Senden çok daha iyi bir aşçı. | 05 mm-1 | 2014 | |
Is there a colander? | Süzgeç var mı? | 05 mm-1 | 2014 | |
Check in the storage out the back. | Arkadaki depoda olması lazım. | 05 mm-1 | 2014 | |
Say, Sawa. | Sawa?. | 05 mm-1 | 2014 | |
Why don't we eat there? | Neden orada yemiyoruz? | 05 mm-1 | 2014 | |
In the living room like we used to. | Eskiden oturma odasını kullanırdık. | 05 mm-1 | 2014 | |
As the day breaks | Gün batımın da akşamları güneşe bakarak dua ederiz. | 05 mm-1 | 2014 |