Search
English Turkish Sentence Translations Page 152345
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Now I see why you stalkers never enter the room yourselves. | Artık iz sürücülerin kendilerinin neden oraya girmediklerini anlayabiliyorum. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
You revel in all that power, that mystery, your authority! | Siz bütün bu gücü ve gizemi kullanarak otoritenizi kuruyorsunuz. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
What else is there to wish for? | İnsan dünyada başka ne ister ki? | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
It's not true! You... you're mistaken. | Hayır, bu...Doğru değil. Sen... Sen yanılıyorsun. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
A stalker must not enter the room. | Bir iz sürücünün Oda'ya girmeye izni yoktur. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
A stalker must not even enter the Zone with an ulterior motive. | Bir iz sürücünün Oda'ya girmeye izni yoktur. Bir iz sürücü Bölge'ye içinde gizli bir amaçla bile giremez. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Remember Porcupine? | Kirpi'ye ne olduğunu hatırlıyor musun? | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Yes, you're right, I'm a louse. | Evet. Haklısın. Ben berbat birisiyim. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
I haven't done any good in this world, and I can't do any. | Bu dünyada iyi hiçbir şey yapmadım. Bundan sonra da yapamam. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
I couldn't give anything even to my wife. | Karıma bile hiçbir şey veremedim. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
I can't have any friends either. But don't take mine from me! | Bir tane arkadaşım bile yok. Ama bana hakkımı vermen gerekiyor! | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
They'd already taken everything from me back there, behind the barbed wire. | Onlar zaten her şeyimi deminki yıkık boruda elimden aldılar. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
So all that's mine is here. You understand? Here! In the Zone! | Yani, benim her şeyim işte burada. Anlıyor musun? Burada! Bölge'de! | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
My happiness, my freedom, my self respect, it's all here! | Mutluluğum, özgürlüğüm, kendim saygım, hepsi burada! | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
I bring here people like me, desperate and tormented. | Buraya benim gibi umutsuz ve ıstıraplı insanları getiriyorum. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
People who have nothing else to hope for. | Hiçbir şey için umudu kalmamış olan insanları! | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
And I can help them! | Ve onlara yardım edebiliyorum! Edebiliyorum! | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
No one else can help them, only l, the louse, can! | Onlara başka kimse yardım edemez! Sadece ben, işte bu pislik! | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
I'm so happy to be able to help them that I want to cry. | Yardım etmekten öyle mutu oluyorum ki ağlamak istiyorum. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
And that's all. I don't want anything more. | Ve hepsi bu. Başka bir şey istemiyorum. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
I don't know. Maybe. | Bilmiyorum Belki de. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Anyway, excuse me, but... | Her neyse, kusura bakma ama bence sen... | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
You're just a God's fool. | ...gerçekten büyük bir aptalsın. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
You have no idea what's going on here. | Burada ne olup bittiğinin farkında bile değilsin. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Why do you think Porcupine hanged himself? | Sence Kirpi neden kendini astı? | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
He came to the Zone with a mercenary motive. | Buraya, Bölge'ye para kazanma hırsıyla geldi. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
He made his brother die in the meat mincer because of money. | Para yüzünden kardeşinin kıyma makinesinde ölmesine izin verdi. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
I know. But why did he hang himself? | Evet. Bunları biliyorum. Ama kendini neden astı sence? | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Why didn't he come here again, not for money, but for his brother? | Neden buraya geri gelmedi? Para için değil de, kardeşi için? | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
In way of repenting. | Pişmanlığını göstermek için? | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
He wanted to... I don't know. He hanged himself a week later. | Pişmanlığını göstermek için? İstedi... Bilmiyorum. Bir hafta sonra kendini astı. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Because he realized that not just any wish comes true here, | Çünkü o burada her dileğinin değil içindeki en derin dileğin | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
but only your innermost wish. | kabul edildiğini fark etmişti. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Not what would you holler at the top of your voice... | Şimdi, senin de bu konuşmanın başında söylediğin gibi... | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Coming true here is only what's in line with your nature, | En derin dilek, tamamiyle senin yaradılışınla ilgili bir şey. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
with your essence, of which you know nothing. | Özünde olan ve senin hakkında hiçbir şey bilmediğin bir şey. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
But it's there, in you, directing you all your life. | Ama işte orada, içinde. Ve bütün hayatını yönlendiriyor. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
You didn't understand anything, Leather Stocking. | Sen buradaki hiçbir şeyi anlamıyorsun, Deri Çorap. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
It wasn't greed that had done Porcupine in. | Hiçbir şey anlamamışsın, Leather Stocking. Kirpi'nin sonunu getiren onun açgözlülüğü değildi. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
He was crawling in this puddle, begging to bring his brother back. | Bu gölete dönüp, dizlerinin üstünde kardeşini ona geri vermesi için yalvardı. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
But what he got was only money, and he couldn't get anything else, | Ama aldığı sadece paraydı, başka hiçbir şey vermiyordu. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
because render unto Porcupine the things that are Porcupine's! | Çünkü Kirpi'ye verilebilecek şeyler sadece Kirpi'ye ait olan şeylerdi. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
And things like conscience, anguish, they are just inventions. | Ve vicdan, üzüntü gibi şeyler sadece bizim uydurmamızdı. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
He realized that and hanged himself. | O bunu fark etti ve kendisini astı. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
I'm not going to your room. | Ben senin Oda'na girmeyeceğim. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
I have no wish to pour my filth over somebody's head. | Kendi içimdeki pisliğin başka birinin başına dert olmasını istemiyorum. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Even yours. | Seninkine bile. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
And then to put my neck into the noose, like Porcupine. | Ben Kirpi gibi boynumu ilmeğe geçirmeyeceğim. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
I'd rather drink myself to death in my mansion, in peace and quiet. | Bunun yerine evimde, huzurla, ölene kadar içmeyi tercih ederim. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
You don't understand anything about human beings, Chingachgook, | Bölge'ye hep benim gibi insanları getiriyorsan, | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
if you take to the Zone people like me. | insanoğlu hakkında hiçbir şey bilmiyorsun demektir, izci. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
And something else... | Ve bir şey daha... | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Why do you think that this miracle really exists? | Bu mucizenin gerçekten de olduğunu sen nereden biliyorsun? | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Who told you that wishes actually come true here? | Burada gerçekten de tüm dileklerin gerçekleştiğini sana kim söyledi? | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Have you seen a single man who's been made happy here? | Hayatında, buranın mutlu ettiği tek bir insan bile gördün mü? | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Was it Porcupine? | Kirpi mi söylemişti? | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
As a matter of fact, who told you about the Zone, | Aslına bakarsan, sana Bölge hakkında, | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
about Porcupine, about that room? | Kirpi hakkında, Oda hakkında bunları söyleyen kimdi? | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
He did. | Kirpi söyledi. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Then it makes no sense to me at all. | O zaman benim için hiçbir anlamı yok. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
What's the use coming here? | Buraya gelmenin anlamı nerede? | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
It's so quiet... | Burası çok sessiz. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Can you feel it? | Hissediyor musunuz? | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
What the heck... Why not chuck it all, | Kahretsin, neden vazgeçmiyoruz? | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
take my wife, Monkey, and move over here. | Benim karımı al Maymun'u da. Ve buradan gidelim. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
For good. | En iyisi bu. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
There's no one here. No one can hurt them here. | Burada hiç kimse yok. Onları incitemezler. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
So you're back. | Demek döndünüz. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
He got attached to me. I couldn't leave him there. | Peşime takıldı. Onu orada bırakamazdım. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Well, shall we go? Monkey is waiting. | Gidelim mi? Maymun bekliyor. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Does any one of you need a dog? | Aranızda bir köpeğe ihtiyacı olan var mı? | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
I've got five of them at home. | Benim evde beş tane köpeğim var. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
So you love dogs, don't you? | O halde köpekleri seviyorsun, değil mi? | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
All right, let's go. | Haydi. Gidelim. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
You can't even imagine how tired I am! | Öyle yorgunum ki. Bilemezsin. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
God only knows! | Ancak Tanrı bilir! | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Calling themselves intellectuals, those writers and scientists! | Kendilerine aydın diyen, o yazar ve bilim adamı! | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Don't get so excited. | Sinirlenme. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
They don't believe in anything! | Hiçbir şeye inanmıyorlar. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
They've got the organ with which one believes atrophied for lack of use. | Hiçbir şeye inanmıyorlar. Başaracak yetenekleri var, ama kullanmamaktan körelmiş halde. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Stop it. Come on. Go to bed. Don't lie here... | Yapma bunu. Haydi. Yatağa gir. Burada yatma. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
It's too damp here for you... You shouldn't lie here. | Burası çok rutubetli. Burada yatmamalısın. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Oh God, what people... | Ah, Tanrım, şu insanlar... | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Calm down, it's not their fault. | Sakin ol. Bu onların suçu değil. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
You ought to pity them, not to be angry with them. | Onlara acımalısın. Kızmamalısın. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Haven't you seen them? They've got empty eyes. | Onları görmedin mi? Gözleri boş bakıyor. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
The only thing they can think about | Akıllarındaki tek şey, | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
is how to sell themselves not too cheap! | kendilerini gereğinden ucuza satmamak! | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
How to get as much as possible for their every emotional movement! | Bütün duygularını en fazla nasıl tatmin edebilecekleri. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
They know they were "born for a purpose", "called upon"! | "Önceden belirlenmiş bir amaçla" doğduklarına çok eminler. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
After all, they live "only once"! | Ne de olsa sadece bir kez yaşıyorlar! | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Stop it, calm down. | Bırak artık. Sakinleş. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Try to sleep, will you? Go to sleep. | Biraz uyumaya çalışsan? Haydi, uyu şimdi. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
And nobody believes. Not only those two. Nobody! | Hiç kimse inanmıyor. Sadece ikisi değil. Hiç kimse. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
And what's most awful... | Ve en kötüsü de... | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
is that no one needs it. | ...kimsenin buna ihtiyacı olmaması. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
No one needs that room. And all my efforts are just in vain. | Kimsenin Oda'ya ihtiyacı yok. Ve bütün çabalarım boşa gitti. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Why do you say that? Stop it. | Neden böyle söylüyorsun? Kes şunu. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
I'm not going there with anybody again. | Bir daha kimseyi oraya götürmeyeceğim. | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Do you want me to go with you? | Beni oraya götürmek ister misin? | Stalker-2 | 1979 | ![]() |