Search
English Turkish Sentence Translations Page 152848
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
The Command Council had reviewed the Doctor's report on your condition. | Komuta kurulu, durumun hakkındaki doktorun raporunu yeniden incelemişti. Komuta kurulu durumunuzla ilgili Doktorun raporunu gözden geçirmiş. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
They relieved you of duty, and granted me a field commission. | Seni görevden aldılar, ve yerine beni getirdiler. Sizi görevden aldılar, ve alan görevini bana verdiler. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Forrest made you Captain. I suppose congratulations are in order... | Forrest seni Kaptan yaptı. Gecikmiş bile olsa... Forrest seni Kaptan yapmış. Sanırım geçikmiş olsa bile... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
even if they are belated. | tebrikler sıralanmıştır sanırım. seni tebrik etmeliyim. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I guess... | Tahminimce... Sanırım... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
these parasites weren't so easy to remove after all. | bu parazitlerin çıkarılması çok kolay değildi. bütün olanlardan sonra bu parazitleri kaldırmak kolay değildi. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Phlox discovered that the organisms... | Phlox organizmaların normal... Phlox bu organizmaların... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
are from a domain outside normal space time. | uzay zaman dışında bir yerden olduklarını keşfetti. normal uzay zamanın dışındaki bir etki alanından geldiğini buldu. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
They exist in a state of interspatial flux. | Birbirleri arasında akış durumunda bulunuyorlar. Birbirlerinin arasında sürekli bir dönüşüm içindeydiler. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
None of his treatments had any effect on them. | Tedavilerinden hiçbirisinin etkisi olmadı. Tedavilerinin hiçbirinin onların üstünde bir etkisi olmadı. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
What about the mission? Did you find the Xindi weapon? | Görev ne oldu? Xindi silahını bulabildiniz mi? Peki ya görev ne oldu? Xindi silahını buldunuz mu? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
After several months of searching... | Aylarca araştırdıktan sonra... Birkaç ay aradıktan sonra... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
we learned where the weapon was being constructed. | silahın nerede yapıldığını öğrendik. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
But the Xindi knew we were getting close. | Fakat Xindi'ler gittikçe yaklaştığımızı biliyorlardı. Ama Xindi yaklaştığımızı biliyordu. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
They dispatched two vessels to intercept us. | Yolumuzu kesmek için iki gemi gönderdiler. Önümüzü kesmek için iki gemi gönderdiler. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
That last one took out warp engines. | Bu son atış warp motorlarını halletti. Sonuncusu Warp motorlarına geldi. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
They're locking onto the starboard docking port. | Sancak tarafı yanaşma kapısına kilitlendiler. Sancak yanaşma kapısına kilitlendiler. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Send security teams. | Güvenlik ekiplerini gönder. Güvenlik ekiplerini gönderin. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I'm reading 23 intruders on Decks C, D, and E. | Güverte C,D ve E'de 23 tane davetsiz misafir var. Güverte C, D ve E'de 23 izinsiz giriş okuyorum. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Have your men set up a defence perimeter on B Deck. | Adamların B güvertesinde savunma hattı oluştursun. Ekiplerin Güverte B çevresinde bir savunma oluştursunlar. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
We've lost weapons! | Silahları kaybettik! | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Is their ship still docked with us? It is. | Gemileri hala kilitlenmiş durumda mı? Öyle. Gemileri hala bize bağlı mı? Evet. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Both ships are disabled. | İki gemi de hasar aldı. Her iki gemide devre dışı. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
We've lost 13 of the crew. Twenty two injured, several critical. | 13 mürettbatı kaybettik.. 22 yaralı var, birçoğu kritik durumda. 13 kişi kaybettik. Bazıları ağır, yirmi iki yaralı. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
The Xindi? | Xindi'ler ne durumda? Xindi? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
We've taken nine prisoners... | Dokuz esir aldık... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
but the Brig was only designed for two. | fakat hücre iki kişilik tasarlanmış. ama hücre sadece iki kişi için tasarlanmış. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I'm not sure what to do with the others. Blow them out the airlock. | Geri kalanı ne yapacağımdan emin değilim. Hava kilidinden dışarı at. Diğerlerini ne yapacağımı bilmiyorum. Hava kilidinden fırlat. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Put them in crew quarters under heavy guard. | Mürettabatın odalarına kilitleyip başlarına nöbetçi koyun. Koruma altında mürettebat kamaralarına koyun. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
How are the repairs coming? | Onarımlar nasıl gidiyor? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
We should have hull plating and torpedoes in the next couple of hours. | Bir kaç saat içinde gövde kaplaması ve torpidoları hallederiz. Elimizde gövde kaplaması olmalı ve torpidolar da birkaç saat içinde hazır olur. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
The warp drive's another question. | Warp sürücüsü ise başka bir sorun. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
The starboard nacelle's a lost cause. Half the coils have been fused. | Sancak motoru ümitsiz vaka. Bobinlerin yarısı erimiş durumda. Sancak motoru ümitsiz dava. Bobinlerin yarısı erimiş. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
How long to repair them? | Onarmak ne kadar sürer? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
If we were at Jupiter Station, three weeks. | Jüpiter İstasyonu'nda olsaydık, üç hafta. Jüpiter İstasyonunda olsaydık üç hafta. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Out here... | Burada... Burada ise... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I'd have to rebuild the coil assembly from scratch. | Bobinlerin montajını sıfırdan yapmam gerekiyor. sıfırdan bobin montajı yapmak zorundayım. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Six months minimum. | En az altı ay. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
For now, the best I can give you is warp 1.7. | Şu anda, size verebileceğim en yüksek hız warp 1.7. Şimdilik size verebileceğimin en iyisi Warp 1,7 dir. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
We're not going to get very far at that speed. | Bu hızla çok uzaklara gidemeyiz. Bu hızla çok fazla ilerleyemeyiz. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Resume our previous heading. Dismissed. | Önceki rotamıza devam edelim. Çekilebilirsiniz. Önceki rotamıza devam. Dağılabilirsiniz. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
How can we keep going with one warp engine? | Tek bir warp motoruyla gitmeye nasıl devam ederiz? Bir warp motoru ile nasıl devam edebiliriz? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
There's no other option. | Başka seçenek yok. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
What in the world were you thinking when you rammed that ship? | Gemiyi çarparken aklın neredeydi? O gemiye çarptığında aklın neredeydi? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I chose the logical course of action. | Mantıklı olan hareketi yaptım. Olayların gelişimi sonunda mantıklı rotayı seçtim. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Since the Captain got sick, this mission has taken one wrong turn after another. | Kaptan hastalandığından beri, bu görevde birbiri ardına hatalar oluyor. Kaptan hastalandığından beri bu görev yanlış bir yola girdi. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
If you believe I've acted improperly, I suggest you contact Admiral Forrest. | Eğer benim uygun davranmadığıma inanıyorsan, Amiral Forrest'la konuşmanı öneririm. Uygunsuz hareket ettiğimi düşünüyorsanız Amiral Forrest'la temas kurmanızı öneririm. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
You said we eventually found the weapon. | Sonunda silahı bulduğumuzu söylemiştin. Sonunda silahı bulduk demiştin. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
How could we manage that without warp engines? | Warp motorları olmadan bunu nasıl becerdik. Warp motoru olmadan nasıl idare ettik? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
We located the facility where the Xindi constructed the probe. | Xindi'lerin sondayı yaptığı tesisin yerini saptadık. Xindilerin sondayı inşa ettiği yerde bir tesis bulduk. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
But it had already been deployed. | Fakat silah çoktan konuşlandırılmıştı. Ama çoktan dağıtılmıştı. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Earth? Destroyed. | Dünya? Yok edildi. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
They didn't stop at your homeworld. | Dünya ile kalmadılar. Sizin ana gezegeninizle durmadılar. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
They attacked every human outpost they could find. | Bulabildikleri içinde insan olan her yere saldırdılar. Bulabildikleri her insan karakoluna saldırdılar. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Alpha Centauri... | Alpha Centauri... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Vega colony... | Vega kolonisi... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
all were destroyed. | hepsi yok edildi. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
How many of us are left? | Bizden kaç kişi kaldı? Kaçımız kaldı? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Less than 6,000. | 6,000'den az. 6,000 den az. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
We're on the fifth planet in the Ceti Alpha system. | Şu anda Ceti Alpha sisteminin beşinci gezegenindeyiz. Ceti Alpha sisteminin beşinci gezegenindeyiz. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
It's far from the Expanse. | Alanın uzağındayız. Alandan çok uzak. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
What happened to the crew? | Mürettabata ne oldu? Mürettebata ne oldu? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Most of them are still aboard the ship. | Birçoğu hala gemide. Çoğu hala gemide. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
It's in orbit, patrolling this system. | Yörüngedeler, bu sistemde devriye geziyorlar. Bu sistemin yörüngesinde devriye görevi yapıyorlar. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
How did... | Bu insanlar... Tüm bu... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
all these people get here? | buraya nasıl geldi? insanlar buraya nasıl geldi? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Survivors from human colonies realised they needed a place to take refuge. | İnsan kolonilerinden kurtulanlar, sığınacak bir yere ihtiyaçları olduğunu farkettiler. İnsan kolonilerinden kurtulanlar sığınacak bir yer gerektiğini farkettiler. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Several convoys headed for this system. | Bir çok konvoy bu sistem için yola çıktı. Bir kaç konvoy bu sisteme yöneldi. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
One of them was led by Enterprise. | Bir tanesine de Atılgan önderlik ediyordu. Onlardan birine Atılgan öncülük etti. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
There's a ship approaching at high warp. | Yüksek warp hızıyla bir gemi yaklaşıyor. Yüksek warp hızıyla yaklaşan bir gemi var. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
It's Vulcan. | Vulcan gemisi. Bu Volkan. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
They're hailing us. | Bizi selamlıyorlar. Bizi arıyorlar. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Ambassador. I need to speak with you, T'Pol. | Büyükelçi. Seninle konuşmam lazım, T'Pol. Büyükelçi. Seninle konuşmam gerekiyor, T'Pol. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Come in. | Gel. Girin. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
That uniform doesn't suit you, Captain. | Bu üniforma sana uymamış, Kaptan. Bu üniforma size uygun değil, Kaptan. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I doubt you travelled all this way to criticise my attire. | Bu kadar yolu kılık kıyafetimi eleştirmek için geldiğinizden şüpheliyim. Bütün yolu kıyafetimi eleştirmek için geldiğinizden şüpheliyim. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I want you to return with me to Vulcan. | Benimle Vulcan'a dönmeni istiyorum. Benimle Vulkan'a dönmeni istiyorum. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I'm no longer under your authority. | Artık senin emrin altında değilim. Artık sizin komutanız altında değilim. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
It's not an order, it's a request... | Bu bir emir değil,bir rica... Bu bir emir değil, bir rica... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
for your own safety. | senin iyiliğin için. senin güvenliğin için. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Two weeks ago, the High Command received a distress call... | İki hafta önce Yüksek Komuta, Mutara sistemindeki... İki hafta önce, Yüksek Komutanlık Mutara sistemindeki... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
from the Earth convoy in the Mutara system. | Dünya konvoylarının birinden yardım çağrısı aldı. dünya kolonisinden acil yardım çağrısı aldı. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
By the time our ships reached them... | Gemilerimiz oraya ulaştığı zaman... Gemilerimiz oraya ulaştığında... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
they found nothing but a field of debris. | enkazdan başka bir şey bulamadılar. enkaz alanından başka birşey bulamadılar. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
The weapon signatures were Xindi. | Silah izleri Xindi'lere aitti. Silah imzaları Xindiye aitti. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Even if your ships do manage to reach Ceti Alpha... | Gemileriniz Ceti Alpha'ya ulaşmayı başarsa bile... Gemileriniz Ceti Alpha'ya ulaştırmayı başarsanız bile... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
it's most likely you'll find an armada waiting for you. | büyük olasılıkla karşınızda bir donanma bulacaksınız. büyük olasılıkla sizi bekleyen bir donanma bulacaksınız. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
We're prepared to confront them. | Onlarla karşılaşmak için hazırız. Onlara karşı hazırlıklıyız. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
It was a mistake ordering you to leave Enterprise. | Atılganı terketmeni emretmek bir hataydı. Atılgan'dan ayrılmanı emretmek bir hataydı. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
It forced you to make an impulsive decision. | Bu seni düşüncesizce bir karar almaya zorladı. Bu seni düşünmeden karar vermek zorunda bıraktı. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
If you return with me now... | Eğer şimdi benimle gelirseniz... Şimdi benimle dönersen... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
the High Command is prepared to reinstate your rank. | yüksek komuta rütbenizi geri verecek. Yüksek komutanlık rütbeni geri vermeye hazır. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I won't leave them. | Onları bırakmayacağım. Onları terk etmeyeceğim. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Them or him? | Onları mı yoksa onu mu? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
There are specialists on Vulcan that can help Archer. | Vulcan'da Archer'a yardım edebilecek uzmanlar var. Vulkan'da Archer'a yardım edebilecek uzmanlar var. Dünya konvoylarının birinden yardım çağrısı aldı. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
You'd take him as well? Lf you return to Vulcan. | Onu da alacak mısın? Eğer sen Vulcan'a dönersen. Onu da götürecek misiniz? Eğer Vulkan'a dönersen. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
You owe the humans nothing. | İnsanlara hiçbir şey borçlu değilsin. Bu insanlara hiçbir şey borçlu değilsin. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
They chose to leave Earth before they were ready. | Hazır olmadan önce Dünya'dan ayrılmayı onlar seçtiler. Onlar hazır olmadan dünyadan ayrılmayı seçti. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
If they'd accepted our counsel, this tragedy would have been avoided. | Fikirlerimizi kabullenselerdi, bu trajedi önlenebilirdi. Eğer danışmanlığımızı kabul etselerdi bu felaket yaşanmamış olurdu. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
We could have saved them. How? | Onları kurtarabilirdik. Nasıl? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |