Search
English Turkish Sentence Translations Page 152850
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
We'd better check it out. Lay in a course. | Kontrol etsek iyi olur. Rotayı ayarlayın. Kontrol etsek iyi olur. Bir rota ayarlayın. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Increase to 800 millicochranes. | 800'e yükselt. 800 mili cochranes artırın. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Increase to 850. | 850'e yükselt. 850 ye çıkarın. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
There's a small vessel just outside the chromosphere. | Kromosferin hemen dışında küçük bir gemi var. Kromosfer hemen dışında küçük bir gemi var. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Is it Xindi? | Xindi mi? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
The hull configuration doesn't match. There's one bio sign on board. | Gövde yapısı onlarınki gibi değil. İçinde bir kişi var. Gövde yapısı eşleşmiyor. Güvertesinde bir yaşam sinyali var. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Open a channel. | Bir iletişim kanalı açın. Bir kanal açın. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
This is Captain Charles Tucker. | Ben Kaptan Charles Tucker. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Is there something we can help you with? | Size yardım edebileceğimiz birşey var mı? Size yardımcı olabileceğimiz birşey var mı? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
He's moving. Follow him. | Hareket ediyor. Takip edin. Hareket ediyor Takip edin. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
His warp coils are charging. Target one of his nacelles. | Warp bobinleri sarj oluyor. Motorlarından birini hedef alın. Warp bobinlerini yüklüyor. Motorlarından birine nişan alın. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Bring it into the Launch Bay. | Mekik hangarına alın. Fırlatma bölümüne getirin. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Just as my simulations predicted. | Aynı simülasyonlardaki gibi. Benim benzetimlerimin öngördüğü gibi. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
There's no trace of the parasites I targeted. | Hedeflediğim parazitlerden eser kalmadı. Hedeflediğim yerlerde parazitlerden eser yok. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Well, I understand I may have a passenger on my voyage home. | Anladığım kadarıyla eve dönüş yolumda bir yolcum olabilir. Eh anladığıma göre eve dönerken bir yolcum olacak. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I'm remaining at the settlement for the time being. | Şu an için yerleşkede kalacağım. Şimdilik önceliğim başlangıç olarak onu yerleştirmek. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
He may need my help during his recovery. | İyileşme sürecinde yardımıma ihtiyacı olabilir. İyileşme döneminde yardımım gerekebilir. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Have you told the Captain how you feel about him? | Kaptan'a onun hakkındaki duygularınızdan bahsettiniz mi? Onun hakkında hissettiklerinizi Kaptana söylediniz mi? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
It's obvious you've become quite attached. | Apaçık görülüyor ki ona oldukça bağlanmışsınız. Çok bağlı hale geldiğiniz oldukça açık. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
It's nothing to be ashamed of. | Utanılacak bir şey yok. Bunda utanılacak bir şey yok. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Vulcans experience the same emotions as any other species. | Vulcanlar da diğer türler gibi duygularını yaşarlar. Vulkanlar da diğer tüm türler gibi aynı duyguları yaşayabilirler. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
They're simply better at hiding them. I'm not hiding anything. | Basitçe bunları saklamakta daha iyidirler. Hiçbir şey saklamıyorum. Sadece daha iyi gizlerler. Ben bir şey gizlemiyorum. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
He risked his life to save me. I'm merely repaying a debt. | Beni kurtarmak için hayatını tehlikeye attı. Sadece ona borcumu ödüyorum. Beni kurtarırken hayatını riske attı. Ben yalnızca borcumu ödüyorum. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I can only imagine what it must have been like... | Nasıl olduğunu yalnızca tahmin edebilirim... Ben nasıl olabileceğini sadece hayal edebilirim... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
spending all those years in that house, learning so much about him. | o evde yıllarını geçirmek,onun hakkında birçok şey öğrenmek. o evde bunca yılı geçirmek, hakkında o kadar çok şey öğrenmek. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Yet he remembers nothing about you... | Yine de senin hakkında hastalandığı... Ve buna rağmen hastalandığı günden bu yana... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
beyond the day he became ill. | günden sonrasına dair hiçbir şey hatırlamıyor. sizinle ilgili birşey hatırlayamamasını. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
If we are successful, perhaps... | Eğer başarılı olabilirsek, belki... Eğer başarılı olursak belki de... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
things will be different. | bazı şeyler değişir. herşey farklı olur. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
There's a discrepancy in these scans. What is it? | Bu taramalarda bir tutarsızlık var. Nedir? Bu taramalarda bir tutarsızlık var. Nedir o? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I deal in Rigelian flamegems. | Rigelian cevherinin ticaretini yaparım. Rigelian ateş taşlarının ticaretini yapıyorum. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I was waiting for a prospective buyer when you attacked me. | Bana saldırdığınız zaman beklediğim bir müşteri vardı. Bana saldırdığınızda olası bir alıcıyı bekliyordum. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
You picked an odd place for a business transaction. | İş yapmak için garip bir yer seçmişsin. İş için garip biryer seçmişsin. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
We searched your ship. We didn't find any cargo. | Gemini aradık. Taşıdığın hiç kargo yok. Gemini aradık. Herhangi bir yük bulamadık. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
That's because I jettisoned it all. I thought you were going to arrest me. | Çünkü yükün hepsini boşalttım. Beni tutuklayacağınızı düşünmüştüm. Sebebi yükü atmış olmam. Beni tutuklamaya geldiğinizi sanıyordum. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Flamegems are illegal in this region. | Bu cevherler burada yasadışıdır. Ateş taşları bu bölgede yasa dışıdır. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
We found your species in our Vulcan database. | Türünüzü Vulcan veritabanında bulduk. Senin türünü Vulkan veri tabanında bulduk. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
It appears Yridians are information dealers. | Görünen o ki Yridianlar bilgi tüccarlarıymış. Yridianslar bilgi satıcıları olarak görünüyorlar. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Who hired you? Was it the Xindi? | Seni kim tuttu?Xindi'mi? Seni kim kiraladı? Xindi miydi? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Maybe we didn't give his vessel a close enough look. | Belki de gemisini yeterince incelemedik. Belki de gemisine yeterince yakından bakmadık. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Go back to the Launch Bay. | Mekik hangarına geri dön. Fırlatma bölmesine geri dönün. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Use a plasma torch... | Plazma kaynağı kullanarak... Plazma kaynaklarını kullanın... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
and slice that ship into neat little pieces. | gemiyi temiz küçük parçalar halinde dilimle. ve gemisini küçük parçalar halinde dilimleyin. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Keep at it till you find some evidence... | Hikayesini destekleyecek bir delil buluncaya kadar da... Hikayesini destekleyecek bir şeyler bulasıya kadar... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
that supports his story. | bunu yapmaya devam et. devam edin. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
You're going to destroy my ship? | Gemimi yok mu edeceksiniz? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
It's not you they want. | İstedikleri siz değilsiniz. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
It's the Denobulan. Phlox? | Denobulanlı. Phlox? O Denobulan. Phlox mu? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I was hired to follow him. Hired by who? | Onu izlemek için tutuldum. Kim tarafından? Onu takip etmem için tutuldum. Kim tuttu? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I don't know. They work through intermediaries. | Bilmiyorum. Aracılar üzerinden çalışıyorlardı. Bilmiyorum. Onlar aracılar vasıtasıyla çalışır. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I was paid to follow the Denobulan if he ever left his homeworld. | Bana Denobulanlı evini terkederse onu izlemem için ödeme yapıldı. Bana o Denobulan ana gezegeninden ayrılırsa takip etmem için ödeme yapıldı. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
What did you tell them? Answer me! | Onlara ne anlattın? Cevap ver bana! Onlara ne söyledin? Cevap ver bana! | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Your engineers won't let us continue with the Captain's treatment. | Mühendisleriniz Kaptan'ın tedavisine devam etmeme izin vermiyorlar. Mühendisleriniz Kaptanın tedavisine devam etmemize izin vermiyorlar. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Those are my orders. | Bunlar benim emirlerim. Onlar benim emirlerim. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Look, I'd do anything to help the Captain... | Bak, Kaptan'a yardım etmek için herşeyi yaparım... Bak Kaptana yardım etmek için herşeyi yaparım... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
but we've got bigger problems at the moment. | Fakat şu anda daha büyük sorunlarımız var. ama şu anda daha büyük sorunlarımız var. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
This may be the only solution to your problems, Captain. | Sizin sorunlarınıza tek çözüm bu olabilir, Kaptan. Bu belki de sorunlarının tek çözümü olabilir, Kaptan. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Destroying these parasites is most likely the key... | Bu parazitleri yok etmek Dünya'yı... Bu parazitleri yok etmek büyük olasılıkla... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
to saving humanity and Earth. | ve insanlığı kurtarmanın anahtarı olabilir. dünyayı ve insanlığı kurtarmanın anahtarı olabilir. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Earth's gone. | Dünya yok oldu. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
This image was taken a few minutes ago. | Bu görüntü birkaç dakika önce alındı. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
You can see the region where I eradicated the first cluster of parasites. | Yok ettiğim ilk parazit kümesinin bölgesini görebilirsiniz. Ortadan kaldırdığım ilk parazit kümesini görebilirsiniz. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
It's gone in this image as well. This scan was taken over 12 years ago. | Bu görüntüden de silindi. Bu tarama 12 yıl önce yapılmıştı. Bu görüntüde gittiği gibi. Bu tarama 12 yıl önce yapıldı. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
The cluster has disappeared... | Aynı küme son 12 yıldır alınmış... Son 12 yıl boyunca aldığım... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
from all the scans I've taken over the last 12 years. | bütün görüntülerden yok oldu. tüm taramalarda küme kayboldu. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
It's as though it never existed at all. | Sanki hiç varolmamış gibi. Sanki hiç var olmamış gibi. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
By destroying the organisms in the present... | Organizmaları şu anda yok ederek... Şimdiki zamanda onları yok ederek... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
we appear to have neutralised them in the past. | onları geçmişte de etkisiz duruma getiriyor gibiyiz. geçmişte de etkisiz hale getirmişiz gibi görünüyor. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
We know they're from another spatial domain. | Onların başka bir uzaysal alandan olduklarını biliyoruz. Onların başka bir uzaysal alandan geldiklerini biliyoruz. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Apparently, they also exist outside of time. | Görünüşe göre, zamanın dışında da var oluyorlar. Görünüşe göre aynı zamanda zamanın da dışındalar. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
If we can eliminate all the parasites, it's possible... | Eğer tüm parazitleri yok edersek... Eğer tüm parazitleri yok edebilirsek... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
the Captain's infection will never have occurred. | Kaptan'ın hastalığının hiç varolmaması mümkün. Kaptanın asla bunlara bulaşmaması mümkün. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
History may be altered. | Geçmiş belki değişebilir. Tarih değiştirilebilir. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Captain Archer will have remained in command of Enterprise. | Kaptan Archer Atılgan'ın komutasında kalmış olacak. Kaptan Archer Atılgan'ın komutasında kalmış olacaktır. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Our mission in the Expanse could have an entirely different outcome. | Alandaki görevimiz tamamiyle farklı sonuçlanacaktır. Alan görevimiz tamamen farklı sonuçlanabilir. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
We only have to divert power for a few hours. | Sadece gücü birkaç saat aktarmamız gerekiyor. Sadece gücü birkaç saatliğine başka yöne aktarmak zorundayız. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I am certain I can complete the procedure in that time. | Eminim ki bu sürede prosedürü tamamlayabilirim. İşlemi o zamana kadar tamamlayacağıma eminim. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I'm sorry. We need all the power we've got for the weapons. | Üzgünüm.Silahlar için elimizdeki tüm güce ihtiyacımız var. Üzgünüm. Tüm güç silahlarımız için gerekli. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
If the Xindi are on the way, there's very little we can do to stop them. | Eğer Xindi geliyorsa,onları durdurmak için yapabileceğimiz çok az şey var. Xindi yoldaysa, onları durdurabilmek için çok az zamanımız var. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Well, we can't just run up the white flag. | Beyaz bayrak çekip bekleyemeyiz. Onlara öylece beyaz bayrak sallayamayız. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Bridge to Captain Tucker. You'd better get up here, sir. | Köprü'den Kaptan Tucker'a. Buraya gelseniz iyi olur, efendim. Köprüden Kaptan Tucker'a. Buraya gelseniz iyi olur Efendim. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I'm on my way. | Geliyorum. Yoldayım. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I'm getting a signal from one of our sentry probes. | Nöbetçi sondalarımızın birinden sinyal alıyorum. Nöbetçi sondalarımızdan birinden sinyal alıyorum. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Six Xindi ships have entered the system. | Altı Xindi gemisi sisteme giriş yaptı. Altı Xindi gemisi sisteme girdi. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Charge the phase cannons. | Faz toplarını yükleyin. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Is everyone in position? Aye, sir. | Herkes yerinde mi? Evet, efendim. Herkes yerini aldı mı? Evet komutanım. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
The Xindi ships are in range. Fire. | Xindi gemileri menzile girdi. Ateş. Xindi gemileri menzilde. Ateş | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Our shields are holding. | Kalkanlarımız dayanıyor. Kalkanlar dayanıyor. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Nice to know they work in combat. | Savaşta işe yaradıklarını bilmek güzel. Onların savaşta işe yaradığını bilmek güzel oldu. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Remind me to send a thank you note to General Schran. | General Schran'a bir teşekkür notu göndermemi bana hatırlatın. Genel Schran'a teşekkür notu göndermemi hatırlat. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Adjust your heading. 3 1 0 mark 2 7. Full impulse. | Yönünüzü ayarlayın. 3 1 0 'a 2 7. Tam itiş gücü. Rotayı 3 1 0 iz 2 7'ye ayarlayın. Tam güç. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Two of their ships are breaking off. They're following us. | İki gemi gruptan ayrılıyor. Bizi takip ediyorlar. İki tanesi ayrılıyor. Bizi izliyorlar. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
What about the others? Still heading toward the planet. | Diğerleri ne alemde? Hala gezegene doğru gidiyorlar. Peki ya diğerleri? Hala gezegene doğru gidiyorlar. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
The Insectoid ship's been damaged. They're losing power. | Böceklerin gemisi hasar aldı. Güç kaybediyorlar. Böceksilerin gemisi hasar aldı. Güç kaybediyorlar. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Target the second one. | İkincisini hedefleyin. İkincisine nişan alın. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Their engine's disabled. | Motorları gitti. Motorları devre dışı. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
The other Xindi ships have changed their heading. | Diğer Xindi gemileri yönlerini değiştirdiler. Diğer Xindi gemileri rotalarını değiştirdi. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I think we're going to find out how much of a beating these new shields can take. | Sanırım bu yeni kalkanların ne kadar dayanıklı olduğunu öğreneceğiz. Sanırım bu yeni kalkanların ne kadar dayanacağını öğreneceğiz. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
What's happening? Jonathan, you need to rest. | Neler oluyor? Jonathan, dinlenmen gerek. Neler oluyor? Jonathan dinlenmen gerek. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Where are you going? To the Bridge. | Nereye gidiyorsun? Köprüye. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |