Search
English Turkish Sentence Translations Page 152849
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
We held back their warp program for 100 years. | Warp çalışmalarını 100 yıl boyunca engelledik 100 yıl boyunca warp programlarını geride tuttuk. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
A policy which you supported. | Sizin desteklediğiniz bir politika. Bu sizin desteklediğiniz bir politikaydı. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
If we would have helped them develop faster ships, better defences... | Eğer onlara daha hızlı gemiler, daha iyi savunma... Eğer yardımcı olsaydık daha hızlı gemiler, daha iyi savunmalar geliştire... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Your emotional attachment to Archer is clouding your logic. | Archer'a karşı olan duygusal bağın mantığını gölgeliyor. Archer'a olan duygusal bağlılığın mantığını etkiliyor. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
We'll be within range for another 30 hours... | 30 saat daha menzilde olacağız... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
should you reconsider. | söylediklerimi tekrar düşünmelisin. kararını tekrar gözden geçirmelisin. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Did things go well with the Vulcans? | Vulkan'la işler iyi gitti mi? Vulkanlarla işler iyi gitti mi? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
How did you know that they were... | Onların burada... Onlar olduklarını nasıl bildin... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
There was obviously a reason I chose these quarters. | Bu odayı seçmemin belli ki bir sebebi varmış. Bu kamarayı seçmemin belli bir nedeni vardı. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
You can see a lot from this window. | Bu pencereden çok şey görebiliyorsun. Bu pencereden çok şey görebilirsin. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
They were here to replenish our supplies. | Malzeme tedarik etmek için gelmişler. Stoklarımızı tamamlamak için gelmişler. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I've been thinking about everything you told me. | Bana anlattığın şeyleri düşünüyordum. Bana herşeyi anlattığını sanırdım. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I realise I'm not fit to command the ship... | Anladım ki gemiyi komuta etmek için uygun değilim... Gemiye komuta etmeye yeterli olmadığımın farkındayım... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
but there's got to be some way I can help. | fakat size yardım edebilmemin başka bir yolu olmalı. ama yardımcı olabileceğim bir yol bulunabilir. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I could give Trip a hand in Engineering. | Mühendislikte Trip'e yardım edebilirim. Trip'e mühendislikte yardım edebilirim. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
We tried something similar to that a few months ago. | Buna benzer birşeyi birkaç ay önce denemiştik. Benzer bir şeyi birkaç ay önce denedik. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
It was uncomfortable for you. | Bu senin için rahatsız ediciydi. Sizin için rahatsız edici olmuştu. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
So I'm supposed to stay locked up in my quarters all day? | Yani gün boyunca odamda kilitli kalmam gerekiyor öyle mi? Yani bütün gün kamarama kilitli mi kalmalıyım? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
You often take Porthos for a walk, visit the classrooms on D Deck. | Sık sık Porthos'u yürüyüşe çıkarıp, D güvertesindeki sınıfları ziyaret ediyorsun. Sık sık Portos'u D güvertesindeki dersliği ziyaret etmek için yürüyüşe çıkarıyorsunuz . | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
The children enjoy hearing about our earlier missions. | Çocuklar önceki görevlerimizi dinlemekten keyif alıyorlar. Çocuklar daha önceki görevleri dinlemeyi seviyorlar. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
just stay out of the way. | ayakaltında gezme diyorsun. yolumuza çıkma yeter. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
After nearly a year, we arrived in this system. | Bundan yaklaşık bir yıl sonra, bu sisteme geldik. Yaklaşık bir yıl sonra bu sisteme geldik. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Our convoy was the only one to reach it. | Bizim konvoyumuz buraya ulaşabilen tek konvoydu. Bizim konvoyumuz başaran tek konvoydu. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
The others had all been attacked and destroyed. | Diğerlerinin hepsi saldırıya uğradı ve yok edildi. Dğerlerinin hepsi saldırıya uğradı ve yok edildi. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
This planet's barely Minshara Class. | Bu neredeyse Minshara sınıfı bir gezegen. Bu gezegen hemen hemen Minshara (M sınıfı, yaşanabilir) sınıfında. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Maybe we should've picked one with a little more blue and green on it. | Belki üzerinde biraz daha mavi ve yeşil olan bir yer seçmeliydik. Belki de biraz daha mavi ve yeşil olanını seçmeliydik. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I'd like to head down with a survey team and scout for colony sites. | Araştırma takımı ile birlikte yerleşim alanlarını belirlemek için oraya gidebilirim. Koloni yerleşimleri için bir araştırma ekibi ile aşağıya inmek istiyorum. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
You're needed on Enterprise. | Sana Atılgan'da ihtiyaç var. Atılgan'da size ihtiyaç var. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
The civilian leaders are going to want to meet with you. | Sivil liderler seninle görüşmek istiyor. Sivil liderler sizinle görüşmek istiyorlar. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Me? You're the one they deal with. | Benimle mi? Onlarla uğraşması gereken sensin. Benle mi? Onlarla baş edecek tek kişi sensin. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I'm resigning my commission. | Görevimden istifa ediyorum. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
You're sure you want to do this? | Bunu yapmak istediğine emin misin? Bunu yapmak istediğinden emin misin? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Captain Archer will be better off on the surface with the others. | Kaptan Archer diğerleri ile birlikte gezegenin yüzeyindeyken daha iyi olacaktır. Kaptan Archer diğerleri ile yüzeyde daha iyi olacaktır. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
He'll need a caretaker, someone he trusts. | Onunla ilgilenebilecek, güvenebileceği birisine ihtiyacı var. Ona güvenebileceği bir bakıcı gerekecek. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I can't be in two places at the same time. | Aynı zamanda iki yerde birden olamam. Aynı zamanda iki yerde olamam. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
You're making one hell of a sacrifice. | Çok büyük bir fedakarlık yapıyorsun. Berbat bir fedakarlık yapıyorsun. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
The civilian ships were disassembled for their components and raw materials. | Sivil gemiler bileşen ve hammadde için parçalarına ayrıldılar. Sivil gemiler buranın aksamı ve ham maddeleri için söküldü. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
We used them to construct the settlement. | Onları yerleşkeyi inşa etmek için kullandık. Onları yerleşim yerlerini inşa etmek için kullandık. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
At this point, you often wonder if you're the victim of some elaborate deception. | Bu noktada sık sık bir düzenbazlığın kurbanı olup olmadığını merak ederdin. Tam bu noktada özenle hazırlanmış bir oyunun kubanı mı olduğunu merak ediyorsun. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
The thought did cross my mind. | Bu aklımdan geçmişti. Bu düşünce aklımdan geçti. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Margaret Mullin. | Margaret Mullin. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
You met her when you were 24 years old... | Onunla 24 yaşında San Francisko'daki... 24 yaşındayken onunla San Fransisko... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
during flight school in San Francisco. | uçuş okulunda tanışmıştın. uçuş okulu sırasında tanıştın. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
The night before you graduated, you asked her to marry you... | Ona mezun olmadan bir gece önce Westgate Caddesi'ndeki... Mezun olmadan bir gece önce, Westgate Caddesindeki apartmanın dışında... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
outside of her apartment on Westgate Avenue. | apartmanının dışında evlenme teklif etmiştin. ona evlenme teklif ettin. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
She turned you down. | Kabul etmedi. Seni geri çevirdi. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
She said she didn't want to become a Starfleet widow. | Size Yıldız Filosu dullarından biri olmak istemediğini söyledi. Bir Yıldız Filosu dulu olmak istemediğini söyledi. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
How the hell did you know that? | Bunu nereden biliyorsun? Kahretsin bunu nasıl biliyorsun? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Our relationship has evolved over the years. | İlişkimiz yıllar boyunca yavaş yavaş ilerledi. İlişkimiz yıllar içinde gelişti. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Exactly how far has it evolved? | Tam olarak ne kadar ilerledi? Tam olarak ne kadar gelişti? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Nothing seems to have changed since your last exam. | Son muayeneden beri hiçbirşey değişmemiş gibi gözüküyor. Son muayenenizden beri birşey değişmemiş gibi görünüyor. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Is this why you came all the way from Denobula, to give me a check up? | Denobula'dan buraya o kadar yolu sadece muayene etmek için mi geldin? Denobula'dan onca yolu beni muayene etmek için mi geldin? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
You didn't tell him? | Ona anlatmadın mı? Ona söylemedin mi? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
After the settlement was established, it became clear that I was never going... | Yerleşkeler kurulduktan sonra, eğer burada kalırsam... Yerleşim kurulduktan sonra burada kalırsam durumunuz için... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
to find a treatment for your condition if I remained here. | durumuna bir çare bulmamın imkansız olduğunu anladım. asla tedavi bulamayacağım anlaşıldı. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
So I returned home... | Ben de eve geri döndüm... Ben de eve döndüm... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
and consulted with some of the finest neurosurgeons... | ve Denobula'daki en iyi sinir cerrahlarına ve... Denobula'nın en iyi beyin cerrahlarının ve... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
and quantum theorists on Denobula. | kuantum kuramcılarına danıştım. kuantum kuramcılarının görüşüne başvurdum. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
My colleagues believed there was no way to destroy these parasites... | Meslektaşlarım seni altuzay patlamasında buharlaştırmak dışında... Meslektaşlarım bu parazitleri kısa bir altuzay patlamada buharlaştırmadan... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
short of vaporising you in a subspace implosion. | bu parazitleri yok etmenin bir yolu olmadığını söylediler. yok etmenin bir yolu olmadığına inanıyorlardı. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
They assured me the technology to do what was required did not exist... | Bunu yapabilecek bir teknolojinin olmadığına beni ikne ettiler... Onlar beni, bu teknoloji için gerekenlerin var olmadığına ikna ettiler... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
and they were correct. | ve haklıydılar. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
It took almost a decade to develop... | Geliştirmek neredeyse 10 yıl sürdü... Geliştirmek nerdeyse on yılı aldı... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
but now I'm ready to put it to the test. | fakat şu anda denemeye hazırım. ama şimdi test etmeye hazırım. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
The procedure requires tremendous amounts of energy levels... | Prosedür sadece warp reaktörü olan bir gemi tarafından... Bu işlem yalnızca yıldız gemisi warp reaktöründe üretilebilen... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
that can only be produced in the reactor of a warp powered starship. | üretilebilen muazzam derecede bir enerji gerektiriyor. çok miktarda yüksek seviyeli enerji gerektiriyor. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
We're going to Enterprise. | Atılgan'a gidiyoruz. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
It's good to see you, sir. | Sizi görmek güzel, efendim. Sizi görmek güzel komutanım. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Captain Tucker. | Kaptan Tucker. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I don't think you need to call me "sir" anymore. | Bana bir daha "Efendim" demene gerek olmadığını düşünüyorum. Bana artık "komutan" demene gerek olduğunu sanmıyorum. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I apologise for the low lighting. We're running on reserve power. | Loş ışık için özür dilerim. Şu an yedek güçte çalışıyoruz. Düşük aydınlatma için özür dilerim. Yedek gücü çalıştırıyoruz. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Antimatter's at a premium these days. | Antimadde bugünlerde prim yaptı. Anitimadde bu günlerde çok değerli. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
How long has it been since you took command? | Komutayı alalı ne kadar oldu? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Nine years. I've got some people who'd like to say hello. | Dokuz yıl. Burada size merhaba demek isteyen insanlar var. Dokuz yıl. Size merhaba demek isteyen bazı kişiler var. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
You're looking well, sir. Thank you. Commander, is it? | İyi görünüyorsunuz, efendim. Teşekkürler.Kumandan mı oldun? İyi görünüyorsunuz efendim. Teşekkürler. Komutandı değil mi? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Actually, I've just been promoted to Captain. | Aslında, daha yeni kaptanlığa terfi ettim. Aslında kısa bir süre önce Kaptanlığa terfi ettim. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Malcolm's taking over the Intrepid from Ramirez. | Malcolm Intrepid'i Ramirez'den devraldı. Malcolm Ramirez'den gelen Cesur'un komutasını devraldı. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Did everyone get their own ship while I was gone? | Ben gittiğimden beri herkesin bir gemisi mi oldu? Ben yokken herkes kendi gemisini aldı mı? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Not everyone, sir. | Herkesin değil,efendim. Herkes değil, efendim. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
There's a reception in the Mess Hall, if you're feeling up to it. | Katılabilirseniz sizin adınıza bir resepsiyon düzenledik. Eğer katılacak kadar iyi hissediyorsanız yemekhanede bir karşılama var. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
A visit to Engineering may be in order first. | Belki de önce mühendisliğe gitmek daha uygun olur. İlk olarak mühendisliğe gitmek daha iyi olabilir. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I'll be using a highly focused anti proton beam... | Parazitlerin kökünü kurutmak için yüksek derecede odaklanmış anti proton... Parazitleri yok etmek için yüksek odaklı anti proton ... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
to eradicate the parasites. | ışını kullanıyorum. ışını kullanacağım. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
We'll start with this cluster today. | Bugün bu küme ile işe başlayacağız. Bugün bu küme ile başlayacağız. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Why not remove all of them at once? | Neden aynı anda hepsini birden temizlemiyoruz. Neden bir defada hepsini kaldırmıyoruz? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
This procedure's never been attempted before. We should move cautiously. | Bu prosedür daha önce hiç denenmedi. Daha ihtiyatlı olmalıyız. Bu işlem daha önce hiç denenmedi. Temkinlli olmalıyız. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
When can you begin? | Ne zaman başlayabilirsin? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
The emitters should be calibrated within the hour. | Yayıcılar bir saat içinde hazır olur. Yayıcıların ayarlanması bir saat içinde hazır olmalı. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
You left the reception early. It was a little disturbing. | Resepsiyondan erken ayrıldın. Biraz rahatsız ediciydi. Karşılamadan erken ayrıldınız. Biraz rahatsız ediciydi. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
From my perspective, I saw most of those people just a few hours ago. | Benim açımdan bakarsan,o insanların çoğunu birkaç saattir tanıyorum. Benim açımdan, ben bu insanların çoğunu birkaç saat önce gördüm. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
It couldn't have been easy for you. | Bu senin için kolay olmamıştır. Senin için kolay olmamıştır. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Telling me the same story over and over again for 12 years. | 12 yıl boyunca bana sürekli aynı hikayeyi anlatmak. Bana aynı hikayeyi 12 yıldır tekrar tekrar anlatıyorsundur. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I don't always tell it in detail. | Her zaman detaylı anlatmadım. Her zaman ayrıntılı anlatmam. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I hope I have told you this before, but... | Umarım bunu sana daha önce söylemişimdir,fakat... Umarım bunu daha önce söylemişimdir ama... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I'm very grateful for everything you've done for me. | Benim için yaptıklarına fazlasıyla minnettarım. benim için yaptığın herşey için minnettarım. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
If this works... | Eğer bu işe yararsa... Bu işe yararsa... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Go ahead. We're ready. | Devam et. Hazırız. Devam et. Biz hazırız. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I'm picking up an intermittent duranium signature. | Kesik kesik duranyum izi algılıyorum. Aralıklı olarak duranium işareti algılıyorum. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Is it a ship? | Gemi mi? Bir gemi mi? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I'm not certain. It's in a close orbit around the sun. | Emin değilim. Güneşin çevresinde yakın bir yörüngede. Emin değilim. Güneşin etrafındaki yakın bir yörüngede. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |