Search
English Turkish Sentence Translations Page 152851
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I'm not going to just lie here while they destroy what's left of humanity. | Onlar insanlıktan geriye kalanları yok ederken burada yatmayacağım. Onlar insanlıktan geriye kalanı yok ederken burada yatmayacağım. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
You should remain here. | Burada kalman gerekiyor. Burada kalmalısın. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Forward shielding's at 52%. | Ön kalkanlar %52'de. Ön kalkan %52 de. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Turbolifts are down. | Turbo asansör bozulmuş. Turbo asansörler bozulmuş. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Intrepid's taken a direct hit. They've lost their port nacelle. | Intrepid tam isabet aldı. İskele motorlarını kaybettiler. Cesur isabet aldı. İskele motorlarını kaybettiler. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Tell them to withdraw. | Çekilmelerini söyleyin. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Our phase cannons are down. | Faz toplarını kaybettik. Faz toplarımız düştü. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Our forward shield's collapsing! Hull breaches on B Deck, C Deck. | Ön kalkanlar çöküyor! Gövde yarıkları.B Güvertesi, C Güvertesi Ön kalkanımız çöküyor! B ve C güvertelerinde kaplama çöküyor. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
They're targeting the Bridge! Hard to port! | Köprüyü hedefliyorlar! Hard to port! Köprüyü hedef alıyorlar! İskele alabanda!(tam kırmak) | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
The Bridge is gone. | Köprü yok olmuş. Köprü yok oldu. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
T'Pol to Phlox. Go ahead. | T'Pol'dan Phlox'a. Devam et. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Meet us in Engineering. We're going to finish the procedure. | Bizimle mühendislikte buluş. Prosedürü tamamlayacağız. Mühendislikte bize katıl. İşlemi tamamlayacağız. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
We don't have time to worry about parasites right now. | Şu anda parazitleri düşünecek zamanımız yok. Şu anda parazitler için endişelenecek zamanımız yok. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
That's not necessarily true. Come with me. I'll explain. | Bu tamamen doğru değil. Benimle gel.Açıklayacağım. Bu tam olarak doğru değil. Benimle gel. Açıklayacağım. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I'm sorry, Captain, the chamber's been damaged. | Üzgünüm, Kaptan, bölme bozulmuş. Üzgünüm kaptan bu bölme hasar görmüş. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Didn't you say we could destroy the parasites with a subspace implosion? | Parazitleri altuzay patlamasıyla yok edebileceğimizi söylememiş miydin? Bir altuzay patlamasının bu parazitleri yok edeceğini söylememiş miydin? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Yes, but then we... Can we create one? | Evet, fakat o zaman... Bir patlama yaratamaz mıyız? Evet, ama sonra ... Bir tane yaratabilir miyiz? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
We would have to overload three plasma injectors. | Üç plazma enjektörünü aşırı yüklememiz gerek. Üç plazma enjektörünü aşırı yüklemeliyiz. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
That would send a feedback pulse through the reactor. | Bu reaktör üzerinden geribildirim titreşimi gönderir. Reaktörün içinden ters bir atım gönderecektir. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
You'll destroy the ship? | Gemiyi yok mu edeceksiniz? Gemiyi mi yok edeceksin? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
At this point, it won't make much of a difference. | Bu noktada, çok fazla bir değişiklik yaratmayacaktır. Bu durumda çok fazla fark etmeyecektir. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
You two get to a shuttlepod. They're only after humans. | Siz ikiniz bir mekik alın. Onlar sadece insanların peşindeler. İkiniz bir mekik alın. İnsanlardan kalan son şeyler. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
If this doesn't work out, you'll still have a chance. | Eğer bu bir işe yaramazsa, sizin hala bir şansınız olacaktır. Eğer işe yaramazsa, hala bir şansınız olacak. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
That's an order. | Bu bir emirdir. Bu bir emirdir | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
With all due respect, you were relieved of command. | Tüm saygımla, siz komutadan alındınız. Bütün saygımla birlikte, siz komutadan alındınız. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
One of the plasma injectors was damaged. We'll have to replace it. | Plazma enjektörlerinden birisi hasarlı. Değiştirmemiz gerek. Plazma enjektörlerinden biri hasar görmüş. Değiştirmek zorundayız | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
They're in supply locker C on the upper level. | Üst katta malzeme dolabı C'de. Üst kattaki C dolabında yedeği olmalı. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
We're back in business. | İşte oldu. Yine iş başındayız. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Phlox. | Phlox. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
How much longer? Stand by. | Ne kadar kaldı? Bekle. Daha ne kadar var? Hazır. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Like a shuttlepod landed on my head. | Kafama bir mekik parketmiş gibi. Kafama bir mekik inmiş gibi | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
We've cleared the anomalies. | Anomalileri temizledik. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
There's minor damage to the starboard nacelle. | Sancak motorunda küçük bir hasar mevcut. Sancak motorunda küçük bir hasar var. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Repairs should be complete within the hour. | Onarımlar bir saat içinde tamamlanır. Onarımlar bir saat içinde biter. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
You suffered a mild concussion. | Hafif bir beyin sarsıntısı geçirdin. Hafif bir sarsıntı yaşadınız. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I'd like to keep you overnight for observation. | Seni gece boyunca gözetimde tutmak istiyorum. Bu gece gözlem için sizi burada tutmak istiyorum. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
All right, Doctor. | Peki, Doktor. Tamam Doktor. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
You could have been seriously injured. I told you to leave me behind. | Ciddi bir şekilde yaralanabilirdiniz. Size, beni bırakın demiştim. Ağır yaralanabilirdiniz. Size beni bırakmanızı söylemiştim. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Fortunately, I don't take orders from you. | İyi ki senden emir almıyorum. Neyse ki emirleri senden almıyorum. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
I believe you wanted to see this. | İnanıyorum ki bunu görmek istersiniz. Sanırım bunu seyretmek isterdiniz. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Rosemary's Baby? | Rosemary'nin Bebeği mi? Rosemary'nin bebeğini mi? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
You were obviously looking forward to it... | Açıkçası bunun için sabırsızlanıyordunuz... Belli ki bunu iple çekiyormuşsunuz... | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
and since you're not going to be able to attend tonight. | ve bu gece bize katılamayacaksınız. ta ki bu gece katılamayacağınız belli olana dek. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Would you mind bringing me another pillow? | Bana bir yastık daha getirebilir misin? Bana başka bir yastık getirebilir misin? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Would you turn down the lights just a little? | Işıkları biraz azaltabilir misin? Işıkları biraz kısabilir misin? | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
Anything else? No, that's great. | Başka birşey? Hayır, böyle çok iyi. Başka bir şey? Hayır, bu harika. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
you'd make a wonderful nurse. | senden harika bir hemşire olurdu. harika bir hemşire olurdun. | Star Trek: Enterprise Twilight-1 | 2003 | ![]() |
GUARD: I'm sorry, sir. I have orders to keep you here. | Üzgünüm, efendim. Sizi burada tutmak için emir aldım. Özür dilerim Efendim. Sizi burada tutmak için emir aldım. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
From who? The Captain. | Kimden? Kaptandan. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
We're losing forward hull plating! Target their engines. | Ön gövde kaplaması bozuluyor! Motorlarını hedefle. Ön kaplamayı kaybediyoruz! Motorlarına nişan alın. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
Weapons are off line! Captain! | Silahlar devre dışı! Kaptan! | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
ARCHER: Hello? | Merhaba? Hey? | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
T'POL: I have a great deal to tell you. | Sana anlatacağım çok şey var. Sana anlatacak çok şeyim var. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
ARCHER: You coming tonight? T'POL: I hadn't planned on it. | Bu akşam geliyor musun? Henüz plan yapmadım. Bu gece geliyor musun? Henüz karar vermedim. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
ARCHER: Take us out of warp. | Warp hızından çıkın. Bizi Warp hızından çıkarın. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
You have to get out of here. I'm not leaving you. | Burayı terketmelisin. Seni bırakmıyorum. Buradan çıkmalısın. Seni bırakmayacağım. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
Was anyone else hurt? No. | Başka yaralanan var mı? Hayır. Başka kimse zarar gördü mü? Hayır. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
ARCHER: Why? | Neden sordun? Neden? | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
T'POL: [Voiceover] The Doctor searched for a remedy over the next few weeks. | Doktor bir çare bulmak için haftalarca araştırma yaptı. Doktor sonraki birkaç hafta daha araştırmaya devam etti. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
ARCHER: I had an idea this morning after you told me what happened. | siz bana neler olduğunu anlattıktan sonra bu sabah aklıma bir fikir geldi. Bu sabah bana olanları anlattığınızdan sonra aklıma bir fikir geldi. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
HOSHI: Bridge to T'Pol. | Köprü'den T'Pol'a. Köprüden T'Pol'e. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
HOSHI: We're receiving a hail through the subspace buoy. | Altuzaydan bir ileti alıyoruz. Altuzay şamandırası yoluyla bir ileti alıyoruz. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
T'POL: This was not a conversation I was looking forward to. | Bu yapmak istediğim bir görüşme değildi. İple çektiğim bir konuşma değildi. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
T'POL: It was Admiral Forrest. | Amiral Forrest arıyordu. Amiral Forrest'tı. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
T'POL: But the Xindi knew we were getting close. | Fakat Xindi'ler gittikçe yaklaştığımızı biliyorlardı. Ama Xindi yaklaştığımızı biliyordu. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
T'POL: [Voiceover] They dispatched two vessels to intercept us. | Yolumuzu kesmek için iki gemi gönderdiler. Önümüzü kesmek için iki gemi gönderdiler. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
Is their ship still docked with us? It is. | Gemileri hala kilitlenmiş durumda mı? Öyle. Gemileri hala bize bağlı mı? Evet. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
I'm not sure what to do with the others. Blow them out the airlock. | Geri kalanı ne yapacağımdan emin değilim. Hava kilidinden dışarı at. Diğerlerini ne yapacağımı bilmiyorum. Hava kilidinden fırlat. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
T'POL: How are the repairs coming? | Onarımlar nasıl gidiyor? | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
Earth? Destroyed. | Dünya? Yok edildi. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
T'POL: [Voiceover] Several convoys headed for this system. | Bir çok konvoy bu sistem için yola çıktı. Bir kaç konvoy bu sisteme yöneldi. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
HOSHI: They're hailing us. | Bizi selamlıyorlar. Bizi arıyorlar. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
Ambassador. I need to speak with you, T'Pol. | Büyükelçi. Seninle konuşmam lazım, T'Pol. Büyükelçi. Seninle konuşmam gerekiyor, T'Pol. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
You'd take him as well? If you return to Vulcan. | Onu da alacak mısın? Eğer sen Vulcan'a dönersen. Onu da götürecek misiniz? Eğer Vulkan'a dönersen. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
We could have saved them. How? | Onları kurtarabilirdik. Nasıl? | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
If we would have helped them develop faster ships, better defences | Eğer onlara daha hızlı gemiler, daha iyi savunma... Eğer yardımcı olsaydık daha hızlı gemiler, daha iyi savunmalar geliştire... | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
ARCHER: Come in. | Gel. Girin. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
T'POL: How did you know they were | Onların burada... Onlar olduklarını nasıl bildin... | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
T'POL: They were here to replenish our supplies. | Malzeme tedarik etmek için gelmişler. Stoklarımızı tamamlamak için gelmişler. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
ARCHER: In other words... | Başka bir deyişle... | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
T'POL: [Voiceover] After nearly a year, we arrived in this system. | Bundan yaklaşık bir yıl sonra, bu sisteme geldik. Yaklaşık bir yıl sonra bu sisteme geldik. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
TRIP: This planet's barely Minshara Class. | Bu neredeyse Minshara sınıfı bir gezegen. Bu gezegen hemen hemen Minshara (M sınıfı, yaşanabilir) sınıfında. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
TRIP: Why? | Neden? | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
T'POL: Margaret Mullin. | Margaret Mullin. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
T'POL: You met her when you were 24 years old... | Onunla 24 yaşında San Francisko'daki... 24 yaşındayken onunla San Fransisko... | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
TRIP: It's good to see you, sir. | Sizi görmek güzel, efendim. Sizi görmek güzel komutanım. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
REED: You're looking well, sir. ARCHER: Thank you. Commander, is it? | İyi görünüyorsunuz, efendim. Teşekkürler.Kumandan mı oldun? İyi görünüyorsunuz efendim. Teşekkürler. Komutandı değil mi? | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
PHLOX: We'll start with this cluster today. | Bugün bu küme ile işe başlayacağız. Bugün bu küme ile başlayacağız. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
T'POL: You left the reception early. ARCHER: It was a little disturbing. | Resepsiyondan erken ayrıldın. Biraz rahatsız ediciydi. Karşılamadan erken ayrıldınız. Biraz rahatsız ediciydi. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
If this works | Eğer bu işe yararsa... Bu işe yararsa... | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
PHLOX: [Over intercom] Phlox to Captain Archer. | Phlox'tan Kaptan Archer'a. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
ARCHER: Go ahead. PHLOX: We're ready. | Devam et. Hazırız. Devam et. Biz hazırız. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
TRIP: Is it a ship? | Gemi mi? Bir gemi mi? | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
He's moving. Follow him. | Hareket ediyor. Takip edin. Hareket ediyor Takip edin. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
REED: His warp coils are charging. TRIP: Target one of his nacelles. | Warp bobinleri sarj oluyor. Motorlarından birini hedef alın. Warp bobinlerini yüklüyor. Motorlarından birine nişan alın. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
PHLOX: There's no trace of the parasites I targeted. | Hedeflediğim parazitlerden eser kalmadı. Hedeflediğim yerlerde parazitlerden eser yok. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
They're simply better at hiding them. I'm not hiding anything. | Basitçe bunları saklamakta daha iyidirler. Hiçbir şey saklamıyorum. Sadece daha iyi gizlerler. Ben bir şey gizlemiyorum. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
There's a discrepancy in these scans. What is it? | Bu taramalarda bir tutarsızlık var. Nedir? Bu taramalarda bir tutarsızlık var. Nedir o? | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
LEK: I deal in Rigelian flamegems. | Rigelian cevherinin ticaretini yaparım. Rigelian ateş taşlarının ticaretini yapıyorum. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |
REED: We found your species in our Vulcan database. | Türünüzü Vulcan veritabanında bulduk. Senin türünü Vulkan veri tabanında bulduk. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | ![]() |