Search
English Turkish Sentence Translations Page 154
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
On YouTube it looked like you got your ass kicked. | You Tube'da gördüğüm kadarıyla kıçını fena tekmeliyordu. | 17 Again-1 | 2009 | |
I saw it a couple times. | Onu bir kaç kez izledim de. | 17 Again-1 | 2009 | |
What are you wearing? Hm? | Üstündeki ne? | 17 Again-1 | 2009 | |
Beckham. No, what? | Beckham. Hayır, üstündeki ne? | 17 Again-1 | 2009 | |
Oh, the clothes. Oh, right. | Kıyafet mi, şey. Alışmamış gözle bakınca, tam bir aptala benziyorum. | 17 Again-1 | 2009 | |
To the untrained eye, I look like a total idiot. | Eğitimsiz biri için, tam bir aptal gibi görünüyorum. | 17 Again-1 | 2009 | |
You do, in fact. | Aslında öylesin. | 17 Again-1 | 2009 | |
Ah. But it's actually a seduction technique known as "peacocking." | Ama bu aslında "tavus kuşu" taklidi denen bir baştan çıkartma taktiği. | 17 Again-1 | 2009 | |
My outfit serves the dual function of icebreaker and attention getter. | Kıyafetim buz kırma ve dikkat çekmeden oluşan iki amaca hizmet ediyor. | 17 Again-1 | 2009 | |
You can go in now. | Şimdi girebilirsiniz. | 17 Again-1 | 2009 | |
Watch. | Seyret. | 17 Again-1 | 2009 | |
Are you peacocking? | Tavus kuşu taklidi mi yapıyorsun? | 17 Again-1 | 2009 | |
Really? You think that's gonna work? | Gerçekten mi? İşe yaracağına inanıyor musun? | 17 Again-1 | 2009 | |
I think it just might. | Bence işe yarayabilir. | 17 Again-1 | 2009 | |
Is that? Mrs. O'Donnell! How you doing? | Siz? Bayan O'Donnell! Nasıl gidiyor? | 17 Again-1 | 2009 | |
Hello, how are you? | Merhaba, nasılsın? | 17 Again-1 | 2009 | |
I'm good. How are you? | İyiyim. Siz nasılsınız? | 17 Again-1 | 2009 | |
Good. | İyi. | 17 Again-1 | 2009 | |
Wow. This is gonna take some getting used to. | Alışmak biraz zaman alacak. | 17 Again-1 | 2009 | |
You're Ned's son? | Ned'in oğlu, değil mi? | 17 Again-1 | 2009 | |
Yeah. Yeah. Ned gave birth to me. | Evet. Evet. Ned bana can verdi. | 17 Again-1 | 2009 | |
Well, he didn't give birth... You know what I meant. | Şey, o beni doğurmadı... Siz ne demek istediğimi anladınız. | 17 Again-1 | 2009 | |
You're doing some gardening. | Bahçe işleriyle uğraşıyorsunuz anlaşılan. | 17 Again-1 | 2009 | |
I'm redoing the backyard. Oh. | Arka bahçeyi yeniden düzenliyorum. | 17 Again-1 | 2009 | |
You want to see? | Görmek ister misin? | 17 Again-1 | 2009 | |
Yeah, sure. I got some time. | Evet, tabii ki. Zamanım var. | 17 Again-1 | 2009 | |
Yeah. Obviously, I still have a lot to do. | Evet. Aslında, daha yapmam gereken çok şey var. | 17 Again-1 | 2009 | |
You can put that... Right here? | Onları şuraya bırak... Buraya mı? | 17 Again-1 | 2009 | |
All right. | Pekala. | 17 Again-1 | 2009 | |
So this is it. This is it. | İşte bu. Budur. | 17 Again-1 | 2009 | |
It used to look a lot worse. | Çok daha kötü görünüyordu. | 17 Again-1 | 2009 | |
Basically, uh, what I planned to do was to put a pond in over here... | Aslında, şuraya havuz yapmayı... | 17 Again-1 | 2009 | |
Okay. ...and have water... | Tamam. ...ve her iki taraftan da... | 17 Again-1 | 2009 | |
...streaming in from both sides. | ...su akmasını planlıyordum. | 17 Again-1 | 2009 | |
And then put a big deck right here... | Ve sonra şuradaki büyük alanı döşemeyle kaplamayı... | 17 Again-1 | 2009 | |
...and then a flagstone patio there with sod in between. | ...sonra buraya da aralarında çim olan, kaplama taşlardan... | 17 Again-1 | 2009 | |
That would be pretty. | Çok güzel olurdu. | 17 Again-1 | 2009 | |
And then to have twinkling lights above the whole thing... | Her şeyin üstünde de parıldayan ışıklar bulunacaktı... | 17 Again-1 | 2009 | |
...so that every night is a starry one. | ...böylece her gece yıldızlı olacaktı. | 17 Again-1 | 2009 | |
It's gonna be amazing, Scar. | Harika olacak, Scar. | 17 Again-1 | 2009 | |
What did you just call me? | Demin bana ne dedin? | 17 Again-1 | 2009 | |
Uh... | Şey... | 17 Again-1 | 2009 | |
I just said, "lt'll be amazing." You called me "Scar." | "Harika olacak." dedim. Bana "Scar." dedin. | 17 Again-1 | 2009 | |
My husband's the only one who calls me that. | Yalnızca kocam bana böyle seslenirdi. | 17 Again-1 | 2009 | |
Could you use some help? | Yardıma ihtiyacın var mı? | 17 Again-1 | 2009 | |
Volunteer. I'm young, I'm strong. | Gönüllüyüm. Gencim, güçlüyüm. | 17 Again-1 | 2009 | |
Right, got it. Okay. | Tamam, anladım. Pekala. | 17 Again-1 | 2009 | |
I realize that whole lady cougar hunting... | Bütün bu bayan pumayı avlama olayını... | 17 Again-1 | 2009 | |
...the "mothers I'd like to," you know, whatever, thing... | ..."şey yapmak istediğim anneler," şeyini, anlarsın işte, her neyse, fark ettim. | 17 Again-1 | 2009 | |
...is big with you guys, right? With you high school boys? | Bu sizin aranızda önemli bir şey, değil mi? Siz liseli gençler arasında? | 17 Again-1 | 2009 | |
But that's not gonna happen between me and you. | Ama seninle bu olmayacak. | 17 Again-1 | 2009 | |
I didn't even mean it that way. | Ben böyle bir şey demek istemedim. | 17 Again-1 | 2009 | |
I was thinking more along the lines of business experience, college application. | Ben daha çok iş tecrübesi ve üniversite başvurusuyla alakalı olur diye düşünüyordum. | 17 Again-1 | 2009 | |
But if you want to go there, that's... | Eğer o konuya girmek istiyorsan, şey... | 17 Again-1 | 2009 | |
So I'll just get you a shovel, then? Yeah. | Pekala, o halde sana bir kürek getireyim. Tamam. | 17 Again-1 | 2009 | |
MIKE: I said we could do it! Called it. | Bunu yapabileceğimizi söylemiştim! Söylemiştim! | 17 Again-1 | 2009 | |
Did you see the look on Stan's face? | Stan'in suratındaki ifadeyi gördün mü? | 17 Again-1 | 2009 | |
Alex? What happened at the tryouts? How'd it go? | Alex? Elemelerde ne oldu? Nasıl geçti? | 17 Again-1 | 2009 | |
It was good. Mark had a great tryout. He played great. | İyiydi. Mark harika bir iş çıkarttı. Müthiş oynadı. | 17 Again-1 | 2009 | |
Yeah. And so did I. I made the team. | Evet. Ben de öyle. Takıma seçildim. | 17 Again-1 | 2009 | |
Really? Oh, great! That's so good. I'm so proud of you. | Gerçekten mi? Harika! Çok iyi. Seninle gurur duyuyorum. | 17 Again-1 | 2009 | |
Me too. | Ben de. | 17 Again-1 | 2009 | |
He did great out there. | Orada harika iş çıkardı. | 17 Again-1 | 2009 | |
Oh, Mark. That's super inappropriate. | Mark. Bu çok ama çok uygunsuz. | 17 Again-1 | 2009 | |
L... Good job today. | İyi iş çıkardın bugün. | 17 Again-1 | 2009 | |
Good job! Thanks. | Aferin! Sağ ol. | 17 Again-1 | 2009 | |
I want to show you something. Come here. I wanna show you guys. | Size bir şey göstermek istiyorum. Gelin. Gelin çocuklar. | 17 Again-1 | 2009 | |
Ta da. | Ta da. | 17 Again-1 | 2009 | |
You hung the lights. SCARLET: Yes. | Işıkları asmışsın. Evet. | 17 Again-1 | 2009 | |
Wow. Wow. | Vay. Vay. | 17 Again-1 | 2009 | |
I wanted you guys to be the first to see. | İlk sizin görmenizi istedim. | 17 Again-1 | 2009 | |
Mom, it's sick. SCARLET: Really? | Anne, bu harika. Gerçekten mi? | 17 Again-1 | 2009 | |
ALEX: It's so good. | Müthiş. | 17 Again-1 | 2009 | |
Oh, my gosh. | Aman tanrım. | 17 Again-1 | 2009 | |
Mark. Mark, we should go practice, dude. | Mark. Mark, antrenman yapmalıyız, ahbap. | 17 Again-1 | 2009 | |
The game's on Friday. Mom, such a good job. | Maç cuma günü. Anne harika iş çıkartmışsın. | 17 Again-1 | 2009 | |
What do you think? | Sen ne düşünüyorsun? | 17 Again-1 | 2009 | |
It's amazing. | Harika. | 17 Again-1 | 2009 | |
When people see how talented you are, you'll be designing gardens all over the city. | İnsanlar bunu görünce senin ne kadar yetenekli olduğunu anlayacaklar,... | 17 Again-1 | 2009 | |
Well, thank you, Mark. That's nice. | Şey, teşekkürler, Mark. Bu çok hoş. | 17 Again-1 | 2009 | |
I have to go. I have a date tonight. You have a...? You have a date? | Gitmeliyim. Randevum var. Senin?... Randevun mu var? | 17 Again-1 | 2009 | |
I'm going dancing, which is ridiculous because I'm a terrible dancer. | Dans etmeye gidiyorum, çok saçma çünkü çok kötü bir dansçıyım. | 17 Again-1 | 2009 | |
You're an amazing dancer. What? | Harika bir dansçısın. Ne? | 17 Again-1 | 2009 | |
You just look like you can move. | Sadece hareketleri yapabilecek gibi görünüyorsun. | 17 Again-1 | 2009 | |
Um, okay. | Pekala. | 17 Again-1 | 2009 | |
I'm going to go, so have fun, Mark. | Ben gidiyorum, eğlenmene bak Mark. | 17 Again-1 | 2009 | |
Night. | İyi geceler. | 17 Again-1 | 2009 | |
What are you looking at? That was great. | Neye bakıyorsun öyle? Bu harikaydı. | 17 Again-1 | 2009 | |
That is The Snake. | Bu Yılan hareketi. | 17 Again-1 | 2009 | |
That was a very hot dance when you were 1. | Sen bir yaşındayken bu çok ateşli bir danstı. | 17 Again-1 | 2009 | |
Teach it to me. I can't. | Bana da öğret. Yapamam. | 17 Again-1 | 2009 | |
It's a very advanced step... | Çok ileri düzey bir basamak... | 17 Again-1 | 2009 | |
...which I know is hard to believe because I make it look effortless. | ...çaba göstermeksizin yapıyor görünmemin inanılmaz olduğunu biliyorum. | 17 Again-1 | 2009 | |
That's the secret to all great dancers. | Bu da bütün harika dansçıların sırrıdır. | 17 Again-1 | 2009 | |
Try me. | Beni bir dene. | 17 Again-1 | 2009 | |
Why did you pick that song? | Niye bu şarkıyı seçtin? | 17 Again-1 | 2009 | |
Oh, I don't know. It just, uh, kind of spoke to me. | Bilmiyorum. Sanki bana seçmemi söyledi. | 17 Again-1 | 2009 | |
Hm. That's funny. | Bu tuhaf. | 17 Again-1 | 2009 | |
That's the song that my husband and I danced to at our wedding. | Kocamla düğünümüzde dans ettiğimiz şarkı bu. | 17 Again-1 | 2009 | |
Hm. A man of good taste. | Zevk sahibi bir adammış. | 17 Again-1 | 2009 |