Search
English Turkish Sentence Translations Page 160250
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
If you're a regular, maybe we should deal directly. | Eğer düzenli alıcıysan, direkt olarak görüşmelisin. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
It's only temporary. | Yalnızca geçici bir süre. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
Everything in life is temporary. | Hayattaki herşey geçicidir. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
"you can never swim in the same river twice," said... | "aynı nehirde iki kere yıkanamazsın," diyen... | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
what's his face? You know... | yüzü nasıldı? Bilirsin... | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
You can't count on Nathalie. She'll pull a fast one on you. | Nathalie'ye fazla güvenemezsin. Sana göre çok hızlıdır. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
You know where I live. Sure. | Nerede yaşadığımı biliyorsun. Kesinlikle. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
What are you doing? I was waiting for you. | Ne yapıyorsun? Seni bekliyordum. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
You're always on my mind. I know, you've told me. | Sürekli aklımdasın. Biliyorum, söylemiştin. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
At night I picture you bleeding in an alley, in shooting galleries. | Geceleri seni dar bir sokakta bir yerin kanarken, galerilere ateş ederken kafamda tasvir ediyorum. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
I'm always so scared. It's unbearable. | Sürekli korkuyorum. Bu dayanılmaz bir durum. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
You imagine too much. | Hayal gücün çok geniş. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
You know this can't go on. | Biliyorsun, bu böyle sürmez. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
Of course I know. I know it better than you. | Tabi ki biliyorum. Senden daha iyi biliyorum. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
I know it's my fault, that's what's killing me. | Biliyorum bu benim hatam, bu da beni öldürüyor. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
That doesn't change anything. I don't need this. | Bu hiç birşeyi değiştirmez. Buna ihtiyacım yok. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
You don't care much about living, do you? | Yaşamı pek umursamıyorsun ,değil mi? | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
Not really. | Eh,pek değil. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
I was like you at your age. Ready to die at any time. I didn't care. | Senin yaşındayken senin gibiydim. Her an ölmeye hazır.Hiç umursamazdım hayatı. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
That's why the young people make the best martyrs. | Bu nedenle gençler en iyi şehitlerdir. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
It's paradoxical, but living grows on you, | Bu çelişkili bir durumdur, lakin saymaya başladığında, | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
when you begin to subtract: I've got 20 years left, 15, 10. | Yaşama isteği içinde büyümeye başlar: 20 yaşına geldim,35,50. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
When you realize it's for the last time. | Farkettiğinde bu son zamanlarındır. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
I'm buying my last car. | Son arabamı alıyorum. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
This is my last trip to Genoa, Barcelona... | Cenova'ya, Barselona'ya bu son seyahatim... | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
I won't live that long. How do you know? | Hayat zaten uzun sürmeyecek. Nereden biliyorsun? | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
Overdoses are pretty frequent. | Aşırı dozlarım sıklaşmaya başladı. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
But you can never tell. Maybe you'll kick it and reach a ripe old age. | Ama yine de söyleyemezsin ne zaman öleceğini. Belki de bunu bırakıp yaşlanacaksın. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
We can't decipher the past, how can we know the future? | Geçmişin şifresini çözmeden, geleceği nasıl bilebiliriz? | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
No one ever knows what'll happen to them. | Kimse kendine ne olacağını bilemez. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
Except me, now. I know. | Bildiğin gibi, ben hariç. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
Are you scared? Sure am. I don't want to stop living. I loved life so much. | Korkuyor musun? Tabi ki.Yaşamın bitmesini hiç istemiyorum. Hayatı çok sevdim. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
What was it you loved? Everything. | En çok neyi sevdin? Herşeyi. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
Wine, books, music, women, above all women. | Şarap,kitaplar,müzik,kadınlar, tüm kadınlar. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
Their smell, their mouths, the feel of their skin. | Kokuları,ağızları, tenlerinin hissi. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
Were there many of them? Yes. | Çok fazla mıydılar? Evet. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
Don't they begin to seem the same? A bit, yes. | Yavaş yavaş birbirlerine benzemediler mi? Evet,biraz. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
But I never get tired of them. | Ama onlardan hiç sıkılmadım. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
Still the great seducer? No, not anymore. With age, it's not the same thing. | Hala büyük ayartıcı mısın? Hayır artık değil. Yaş geçtikçe herşey değişiyor. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
Do you still enjoy wine? | Hala şaraptan zevk alıyor musun? | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
Unfortunately not. Not with my liver. | Ne yazık ki hayır. Bu karaciğerle değil. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
The trips you dreamed of, did you make them? | Hayal ettiğin seyahatler, onları yaptın mı? | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
Nowadays there are tourists everywhere. | Günümüzde heryerde turist var. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
It's not the present you cling on, It's your past life. | Bu üzerine yapışan bir varlık değil, Bu senin geçmişin. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
That life is already dead. Perhaps. | O hayat çoktan öldü. Belki. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
I expected a musty antique dealer, not a ravishing young lady. | Köhne bir antikacı bekliyordum, büyüleyici genç bir bayan değil. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
I warn you, I'm no specialist. | Uyarıyorum,ben uzman değilim. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
At one time everyone here was Catholic. | Bir zamanlar herkes Katolikti. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
Like in Spain or Ireland. | İspanya veya İrlanda'daki gibi. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
At a very precise moment in 1966, in fact the churches suddenly emptied out, in a few months. | Çok kesin bir zaman olarak 1966'da, tüm kiliseler bir anda,birkaç ayda boşaldı. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
A very strange phenomenon that has yet to be explained. | Açıklanması zor, çok garip bir fenomendir bu. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
So now we don't know what to do with this. | Sonuçta bunlarla ne yapacağımızı bilemedik. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
The authorities would like to find out if it has any value. | Otoriteler herhangi bir değer biçmedi. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
Commercial value? Yes. | Ticari değer mi? Evet. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
Do you have any 18th centuary French cahlices? | Elinizde hiç 18. yüzyıl Fransız kadehi var mı? | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
The Americans snapped them up. There are a few examples in the museums. | Amerikalılar kapış kapış götürdü. Müzelerde birkaç örnek kaldı. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
I'm sure this has great value for people here, the collective memory. | Eminim ki buranın insanları için çok büyük değeri vardır, ortak hafıza için. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
But is there anything that we could sell? On the world market? | Ama burada satabileceğimiz herhangi birşey yok mu? Dünya piyasasında mı? | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
Honestly, I can't imagine it. | Dürüstçe söylemem gerekirse, bunu hayal bile edemiyorum. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
In other words, this is all absolutely worthless. | Başka bir deyişle, bunlar tamamen değersiz. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
Pius XII sitting on his ass in his gilded Vatican | XII. Pius yaldızlı Vatikan'ında otururken | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
while Primo Levi was taken to Auschwitz... That's not sad! | Primo Levi Auschwitz'i alıyordu... Bu üzücü değil! | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
It's despicable! Hideous! | Bu alçakça! Çirkin! | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
If what you say true, and history is a series of abominable crimes, | Eğer dediğiniz doğruysa, tarih bizi affedecek birisinin, | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
then someone has to exist who can forgive us. | varolması gerektiği kadar kötülüklerle dolu bir suç serisidir. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
That's my belief. | Bu benim inancım. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
I envy you. | Sizi kıskanıyorum. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
If at least I'd written. | En azından bir şeyler yazmıştım. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
You wrote nothing? A few papers here and there, nothing serious. | Hiçbirşey yazmadınız mı? Orada burada birkaç kağıda işte,hepsi önemsiz şeyler. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
What are you doing? It bugs me. | Ne yapıyorsun? Beni rahatsız ediyor. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
What would you have written? | Ne yazmıştın? | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
The Gulag Archipelago, The Periodic Table. | Gulag Archipelago, Peryodik cetvel. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
Really, in that class? Never. So? | Gerçekten,o sınıfta mı? Asla. Yani? | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
At least I'd have left a mark. We need to succeed, even on our own terms. | En azından bir işaret bıraktım.Kendi dönemlerimizde bile başarılı olmaya ihtiyacımız var. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
To be a able to say we did our best. It allows us to die at peace. | En iyisini yaptığımızı söyleyebilmemiz için. Bu da huzur içinde ölmemizi sağlar. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
I'm a total failure. At least you realize it. | Ben tam bir başarısızlık abidesiyim. En azından farkındasın. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
So many professors are smug, unbearable. | Birçok profesör kendini beğenmiştir, dayanılmazdır. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
I don't know your daughter, but Sebastien's not exactly a failure. | Kızını bilmiyorum, ama Sebastien tamamen bir başarısızlık değil. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
Not thanks to me. You don't know that. | Bana teşekkür etme. Onu tanımıyorsun. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
We thought we'd pay a visit. Everyone wonders how you are. | Bir ziyaret borçlu olduğumuzu düşündük. Herkes nasıl olduğunuzu merak ediyor. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
Not everyone, surely. You'd be surprised. | Eminim,herkes değil. Şaşırdınız. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
That last day in class no one seemed very moved. | Sınıftaki son günümde pek hareket görememiştim de. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
We had no idea at the time. Exactly. Now that you're gone... | O zaman hiçbir fikrimiz yoktu. Tam olarak. Ama şimdi bakınca... | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
We see what we're missing. | Anladık ki özlemişiz. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
I'm touched to hear that. Sincerely. | Bu bana dokundu. İçtenlikle söylüyorum. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
We should be going. | Gitmeliyiz. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
We have a lecture by Mr Roby at 4. Off you go. | Saat 4'te Bay Roby' nin dersi var da. Çabuk gidin. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
Don't give up. I won't. | Sakın savaşı bırakmayın. Bırakmayacağım. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
Well I never. Surprising. | Bunu hiç düşünmemiştim. Şaşırtıcı. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
For illiterates, they're sweet. | Kara cahillere göre,bayağı sevimliler. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
It's not their fault. No one taught them. | Onların hatası değil. Kimse onlara bunu öğretmedi. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
At this price we'll come anytime. We'll see. | Bu paraya her zaman gelebiliriz. Bakarız. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
We agreed. No, thanks. | Biz anlaştık. Hayır ,teşekkürler. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
Do you want to split hers? | Onun payını paylaşmak ister misiniz? | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
We're getting married next summer, at my parents' in France. | Bir sonraki yaz evleniyoruz, Fransa'da ailemin yanında. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
You'll see, the chapel's lovely. | Göreceksiniz,kilise çok sevimli. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
Louise and I married on | Louise ve ben gri bir... | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
a grey February day in a dismal suburb. | ...şubat gününde kasvetli bir banliyöde evlenmiştik. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
So we could sleep together without our families hassling us. | Yani ailelerimiz bize güçlük çıkaramadan beraber uyuyabilmiştik. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |
I want a wedding on the Loire. | Loire 'da bir düğün istiyorum. | The Barbarian Invasions-1 | 2003 | ![]() |