Search
English Turkish Sentence Translations Page 179523
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
The suitcase. | Bavulunuz. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
How do you do? What's the matter? | Nasılsınız bayan Viridiana? Sorun ne? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
You have to stay. | Kalmak zorundasınız. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
A great misfortune has arrived. | Büyük bir talihsizlik oldu. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Beware, if you do not respect the dead. | Seni uyarıyorum! Ölülere saygı göster. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
don't play under this tree. | Bu ağacın altında oynama. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Don Jaime liked it very much. | Don Jaime bunu çok severdi. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
IF anything bad happends, it will be your fault! | Eğer kötü bir şey olursa bu senin hatan olacak! | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Won't you eat something. There, milk. | Bir şeyler yemeyecek misin? Süt al, hadi. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
This evening, I will bring you some meat. | Bu akşam sana biraz et getireceğim. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
The maire took care of you, | Maire seninle ilgilenecek. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
so go to the village. | Kasabaya inmelisin. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
You need to meet some people. | İnsanlarla tanışmalısın. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
You have a visitor, madam. | Ziyaretçiniz var hanımefendi. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Leaves Us, Ramona. | Bizi yalnız bırak Ramona. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Hello! You didn't expect me... | Merhaba. Beni beklemiyordun... | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
You must have suffered, my child. | Çok acı çekiyor olmalısın çocuğum. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I was worrying. | Senden haber alamadığım için çok endişeleniyordum. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
We heard the news yesterday. | Haberi dün duyduk. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
We were worried. | Çok üzüldük. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Why didn' you write? I would have come immediately. | Neden yazmadın? Derhal gelirdik. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I had so much to think about... | Çok düşündüm ama... | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
You should have warned me. | Bize haber vermeliydin. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
At the village, the priest told me | Köydeki papaz bana nasıl, | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
how it happened. | olduğunu anlattı. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Why such a crime against the Lord? | İntihar gibi büyük suçu tanrıya karşı nasıl işledi? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
do you know why? | Neden yaptı, biliyor musun? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
My uncle was a great sinner, but I am also guilty | Eniştem büyük bir günahkardı ama onun ölümünde... | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
of his death. | benim de suçum var. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
what did you say? | Ne dedin!? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
You, responsable for a suicide? | İntiharından sorumlu musun? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I am your Superior, so I demand that you confess it all to me. | Ben senin amirinim ve derhal bana suçunu itiraf etmeni istiyorum! | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I won't return to the convent. | Artık manastıra geri dönemem. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I don't owe you obedience anymore. | Artık katolik öğretilere itaat etmek zorunda değilim. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Do you have serious reasons? | Bunun için çok ciddi sebeplerin olmalı. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
It must be it, for that it gets in the way of your vocation. | Evet böyle olmalı. Tanrıya adanmışlıktan çıkaracak kadar güçlü sebepler... | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I don't blame myself. | Kendimi suçlamıyorum. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I simply changed. | Basitçe değiştim işte. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Though i am weak, I will follow the way of the Lord. | Her ne kadar zayıf olsam da tanrının yolunda gitmeye çalışacağım. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Such pride in your words! | Seninle övünüyorum! | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
What will you do with your time? | Ne yapacaksın şimdi? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I know my weakness, I will try to remain humble. | Zayıflığımı biliyorum, mütevazı ve münzevi bir hayat yaşayacağım. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
But the little that I will do, I want to do it alone. | Çok fazla bir hayatım olmayacak ve bunu yalnız yapmak istiyorum. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Since you won't let me help you, I am leaving. | Sana yardım etmemi istemiyorsan, burada daha fazla yapabileceğim bir şey yok. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I'm sorry i have disturbed you. *** Farewell, my girl. | Seni rahatsız ettiğim için özür dilerim. Elveda çocuğum. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
She made the sign of the cross, but she won't get up. | İstavroz çıkardı ama ayağa kalkmadı. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
what a prayer wheel! | Ne duacı ama! | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I heard that she intended to give money to us. | Bize para vermek istediğini duydum. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Kind souls! Have mercy on the blind! | Tanrı sizi korusun! Köre bir sadaka... | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
charity for a poor crippled blind person. | Şu sakat köre biraz merhamet edin. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Be charitable! | Merhamet! | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
there she is! | Geliyor, hadi. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
It is over, for you, sitting around like that, | Tamam, her şey bitti senin için. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Beeing molested by the childrens. | Artık burada oturup çoluk çocuğun seninle alay etmesine katlanmayacaksın. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Give her to me! In my arms, pretty! | Ver onu bana. Ne kadar şirin! | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Whenever you want. | Ne zaman isterseniz efendim. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Then let's go! | Gidelim öyleyse. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
You look like an angel. Too bad you can't see her. | Aynı bir meleğe benziyor. Keşke onu görebilsen! | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Spare me your compliments. I do not like that. | İltifat etmeyi bırakın. Bundan hoşlanmam. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
here they are! | Hey, geliyorlar. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
are You the last ones? Yes, miss. | Sonuncu sen misin? Evet hanımefendi. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Fine then, follow me! | Tamam, bizi takip et. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
What a stange man! | Ne garip bir adamdı! | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I would have liked to meet him. | Onunla tanışmak isterdim. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Nonsense, he was an egoist! | Saçmalık! Egoistin tekiydi! | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Especially towards you. | Özellikle de sizin için. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I am not angry at him. | Ona kızgın değilim. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Love doesn't always last, it's rather common. | Aşk, sonsuza dek sürmez. Karşılıklı olduğu sürecedir. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I wonder why he finaly decided to recognize me legally. | Merak ediyorum, en sonunda beni yasal olarak nasıl tanıdı? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Mister was very good. Better than anyone knew. | Efendim çok iyi biriydi. Herkesin sandığından çok daha iyi. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
It is not healthy for one to be always alone. | Bir insanın sürekli yalnız kalması iyi bir şey değildir. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Am I like him? | Ona benziyor muyum? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Come on! You always look for company. | Hadi canım sen de! Sen daima aileni istemişsindir. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
what do you mean? Well, you know... | Ne demek istiyorsun? Biliyorsun... | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Please, do not play... | Lütfen çalmayın. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Mister spent most of his time playing. | Efendim zamanının çoğunu bunu çalarak geçririrdi. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
We would devoutly listened to him. | İçten bir şekilde onu dinlerdik. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Allow me, I am bringing the other suitcase. | İzin verirseniz bavullarınızı getireyim. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
The air is pure, here. | Hava burada çok temiz. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
And behind these pines, the earth is dry, in fallow land! | Ve şu çamların ardındaki topraklar susuz nadasa yatmış bekliyor. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
there is a lot of work to do. | Burada yapılacak çok iş var. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
And no one to order me. | Ve kimseden de emir almak zorunda değilim. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
But I would have prefered not to come. | Gelmemeyi tercih ederdim. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Look! | Şuraya bak. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
It is huge! | Çok büyük! | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Good for us. How many floors? | Bizim için çok iyi. Kaç katlı? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Many windows? Many! | Çok penceresi var mı? Bir sürü! | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
balconies and two great church towers. | Bir sürü balkonu ve iki kulesi de var. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
So it is a respectable house. | O zaman oldukça güzel bir ev olmalı. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Did you repair the windows? | Pencereleri tamir ettin mi? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Yes, they close well now. The blankets are ready. | Evet, gayet güzel kapanıyorlar şimdi. Battaniyeler de hazır. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
She is the embodiment of kindness! | Hanımefendi bir şefkat abidesi! | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Yes, but she's a little crazy. | Evet ama biraz deli. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
men an one side, women on the other. | Erkekler bir tarafa, kadınlar diğer tarafa. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
We we'll have our meals together. | Akşam yemeğini beraber yiyeceğiz. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Tomorrow, we"ll dress you up. | Yarın size yeni elbiseler vereceğim. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Miss! Jorge? | Jorge sen misin? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Jorge, Don Jaime's son. | Evet. Don Jaime'nin oğlu. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
The notary wrote to me. I was waiting for you. | Noter bana yazmıştı. Sizi bekliyordum. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Here is Luc�a, a nice girl. | Bu da Lucia. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |