Search
English Turkish Sentence Translations Page 179662
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I'm at Smichov. Don't you have anything around here? | Smichov'dayım. Bu çevrede herhangi birşeyiniz yok mu? | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
He's not working. He is. He's in a race. | Spor yapıyor. Hayır, çalışıyor. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
They've numbers in races. Just heard him saying he is No.31. | Yarışçıların numarası olur. No. 31 olduğunu söyledi, az önce duydum. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Guys, who's going to take this one? | Ama bir yarışçıya benziyor. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Thirty one here. I report: I am at Smichov! | Ben No. 31. Smichov'da olduğumu bildiriyorum. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Who's this idiot No.31? Don't know. | 31 No'lu salak da kim? Bilmiyorum. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
He keeps on bellowing that he's at Smichov. | Durmadan Smichov'da olduğunu söyleyip duruyor. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Miss, could you please talk slower? | Bayan, biraz daha yavaş konuşabilir misiniz? | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Number 31 can't follow! | No. 31 takip edemiyor! | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
This is crazy. | Bu çok saçma! | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
You ace. | Yıldız bisikletçi. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
I missed you. I missed you too. | Seni özledim. Ben de seni. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
We're not stopping for a while. Great. | Uzun bir süre durmayacağız. Harika. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
You know what's so exciting about you? | Seni bu kadar heyecan verici yapan ne, biliyor musun? | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Hidden within that drab uniform | Şu sıkıcı üniformanın içerisinde... | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
is such a magnificent butterfly! | ...böyle muhteşem bir kelebeğin saklı olması! | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Take a pill. | İlacını iç. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
You're groaning and thrashing around. | Durmadan inliyor ve kıvranıp duruyorsun. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
It's some new kind of pill. She... I mean he... | Bu ilaç yeni olmalı. Onları bana... şey... | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
...the deputy headmaster, Landa, gave them to me! | ... Müdür Yardımcısı Landa verdi! Bağımlılık yaratmıyormuş. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Why're you rushing? I'm back to normal. | Neden bu kadar hızlı yürüyorsun? Normale döndüm artık. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
How are you? Fine. How are you? | İyi günler. İyi günler. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Still some polite people around! Has toothache and still says hello. | Etrafta hâlâ kibar insanlar var! Dişi ağrıdığı halde selam veriyor. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
A pupil of yours or mine? | Senin bir öğrencin olabilir mi? Veya benim? | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Return the empties and wait for me by the checkout. | Depozitolu şişeleri iade et ve beni kasada bekle. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Hello! Anybody there? | Kimse yok mu? | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
I see that you have a vacancy. Yeah. I'm only helping out. | Sanırım burada bir elemana ihtiyacınız var. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
I have to operate the compactor. You have a compactor here? | Presi çalıştırmak zorundayım. Burada presiniz mi var? | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Surprised, aren't you? It's a little known fact. | Hiç aklınıza gelmezdi, değil mi? Ama süpermarketler için vazgeçilmez birşey. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
A supermarket without a compactor would grind to a halt. | Eğer presler olmasaydı, marketler boş ambalajlarla dolup taşardı. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
It would be totally swamped with packaging. | Yığınlarca kutu ve kağıdı presleyip, plastik bir şerit yardımıyla istifliyor. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
What was that about? What? Making a spectacle of yourself. | O da neydi öyle? Ne? | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
The manager thought I was disabled. | Süpermarketin müdürü engelli olduğumu sanmış. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
He came to ask you that? | İşi kalmamış da, sana bunu sormaya mı gelmiş? | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
I knew he was no family man. | Aile adamı olmadığını biliyordum. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Even though he's a doctor... He made his ward sister pregnant. | Bir doktor olduğu halde... Hemşiresini (*sister) hamile bırakmış. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
His own sister? Libuska? | Kendi kardeşini mi? (*sister) Libuska'yı mı? | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Of course not. The ward sister. You always spill it! | Çalıştığı yerdeki hemşireyi. Her zaman üstüne dökmek zorunda mısın? | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
I did it on purpose. To make magic. | Bile bile yaptım. Sihirbazlık numarası için. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
It takes a little time for the magic to work. | Sihrin gerçekleşmesi biraz vakit alır. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
To her of course! | O kadının yanına, tabii ki! | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
I feel as my life is over. | Bilmiyorum. Hayatımın, parmaklarımın arasından kayıp gittiğini hissediyorum. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Take it easy. You're not the first or the last whose man has run off. | Sakin ol. Kocası tarafından terk edilen ne ilk, ne de son kişisin. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
They're all keen to run away. Even the old ones. | Hepsi kaçıp gitmeye meraklı. Hatta yaşlı olanları bile. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Do you need to pee? | Çişin mi geldi? | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Let's go then. | Haydi, gidelim öyleyse. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Fire away! | İşe bakalım! | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Wow, that's quite a stream! I envy you. | Vay, bu ne güçlü bir atış böyle! Sana imreniyorum. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Don't you have a stream like that? Used to. But not any more. | Senin de böyle güçlü bir atışın yok mu? Eskiden vardı. Ama artık yok. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Did you forget how to do it? Yes, I did. | Nasıl yapıldığını unuttun mu, yoksa? Hayır... | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Hey we're in luck! It's not often that you see it nowdays. | Hey, şansa bak! Buharlı lokomotif. Onlara artık pek sık raslanmıyor. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
But grandpa can't take you on that train. | Fakat dedenin seni o trene bindirmesini bekleme. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
He prefers to lug crates at the store. At the age of sixty five. | Bir süpermarkette şişe kasalarını sürüklemeyi tercih eder. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Are you crazy Dad? Kids have a word for it. | Aklını mı kaçırdın, baba? Günümüz çocukları buna ne diyorlar? | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
A mad "flip". That courier job was your first and this is your second. | Azıtmak. Önce şu bisikletli kuryelik işi, şimdi de bu iş. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Helena, I'm the "greeting type". | Helena, ben "Selamcı" bir tipim. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Listen to him. He's even thought up a theory on the subject. | Dinle bak. Baban bu konu hakkında bir teori bile uydurmuş. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
The "greeting type" is a man who likes to greet his wife. | "Selamcı tipi", ender bir tiptir. Karısını selamlamaktan keyif alır. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
At work he looks forward to going home and greeting his wife: | İşteyken, sabırsızlıkla eve gitmeyi ve karısını selamlamayı bekler:... | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
"Hi! I'm home." | "Ben geldim, hayatım." | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
But in order to have a greeting, first there's got to be a "goodbye". | Fakat bir selamlama olabilmesi için, öncelikle bir vedanın olması gerekir. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Put simply. He kept teaching to chat up that Ptackova woman. | Daha basit bir dille söylersek,... | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
And another slut will turn up with her empties at his little hatch, | Şimdi de başka bir orospu, elinde depositolu şişelerle servis penceresine gelecek,... | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Applause, please! | Alkışlar, lütfen! | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Oh dear. | Ah, ne demezsin. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Who will explain to me how it works? Chatter will show you the ropes. | İşlerin nasıl yürüdüğünü bana kim anlatacak? | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Who? Chatter. He'll be there with you. | Kim? Geveze. Senin mesai arkadaşın olacak. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Watch him. He'll train you in. | Buraya otur ve onu izle. Seni yetiştirecek. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Shorty, you here? | Usta, nihayet geldin mi? | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Sure but I'm up to my ears! | Geldim, fakat acayip stresliyim! | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
My name is Tkaloun. I'm supposed to rotate shifts with you. | Bay Geveze, benim adım Tkaloun. Sanırım seninle burada vardiya döneceğiz. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Which ones do we take? | Hangi şişeleri iade alıyoruz? | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Could I have a go, Mr Chatter? | Ben deneyebilir miyim, Bay Geveze? | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Good morning. Hi. | İyi günler. Merhaba. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
You're new here, aren't you? Yes. I'm in training. | Burada yeni misiniz? Evet. Eğitim görüyorum. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Then we'll be in daily contact. Twenty bottles, own crate. | Öyleyse birbirimizi hergün göreceğiz. Kendi kasam ile 20 şişe. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
You drink that by yourself? All by myself. | Hepsini tek başına mı içiyorsun? Tek başıma. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Own crate. Put it down, otherwise I'll have to pay for it, mate. | Kasa bana ait. Lütfen yazın,... | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
See you soon then. Cheers! | Görüşmek üzere! Hoşçakal! | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
How did I do, Mr Chatter? | Nasıldım, Bay Geveze? | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
My name's Rezac. | Bana Geveze deyip, durma. Benim adım Rezac. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Oh, I beg your pardon, they said "Chatter will show you," | Özür dilerim, mahcup oldum. Bana "Geveze sana herşeyi anlatır"... | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
so I assumed... I'm sorry, really. | ... denince, sandım ki... Gerçekten üzgünüm. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
And Mr Rezac... | Bir de şunu sormak istiyordum, Bay Rezac,... | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
what do those three spots mean? | ... şu üç nokta ne anlama geliyor? | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Those are just... some marks. | Onlar sadece... leke. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
So, did you have a good chat with old Chatter? | Yaşlı Geveze ile sohbet ettiniz mi? | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
No, thanks to you! How's that? | Sayenizde, hayır! Neden? | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
I called him Mr Chatter. | Ona Bay Geveze diye seslendim. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
That's what everybody calls him here. | Burada herkes ona öyle seslenir. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
How did he react? I don't think he liked it. | Nasıl tepki verdi? Sanırım bundan pek hoşlanmadı. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Did you know he was an army officer? | Onun orduda yüksek rütbeli bir subay ve sabıkalı olduğunu biliyor muydun? | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
He almost shot his wife. | Az kalsın karısını vurup, öldürüyordu. Beylik tabancasıyla. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
She was unfaithful. Tracked her down. | Karısı onu aldatmış ve terkedip gitmiş. O da ardından takip etmiş. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
But missed her heart so it wasn't murder. Just attempted. | Kalbini ıskalamış, öldürememiş. Sadece cinayete teşebbüs. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
He got eight years and served four. Is that so? | Sekiz yıl hüküm giydi ve cezası dört yıla indirildi. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
What are you doing? Good morning! | Ne yapıyorsun? Günaydın! | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
It's an exercise I did as a boy back in 1948. | Bu 1948'deki izcilik günlerimden kalan bir egzersiz. | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
I even remember the tune. Any idea where my weights might be? | Melodisini bile hâlâ hatırlıyorum. Şuralarda benim el ağırlıklarım olacaktı... | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |
Karel took them. He should give them back. | Onları Karel aldı. Bu saçmalık. Bu tam ona göre bir davranış! | Vratne lahve-1 | 2007 | ![]() |