Search
English Turkish Sentence Translations Page 179719
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Ouch. | Off. Ah! | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Is it any wonder why you stiII date girIs in high schooI? | Hala liseli kızlarla çıkmana şaşmamalı. Niçin hala lisedeki kızlarla çıktığını merak ediyor musunuz? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
They're the onIy ones Ieft. They don't know any better. | Elinde yalnızca onlar kaldı. Daha iyisini bilmiyorlar ki. Çünkü bir tek onlar var. Daha iyisini bilmiyorlar. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Okay, okay. AII right. | Tamam, tamam. Pekala. Tamam, tamam, pekâlâ. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
First of aII, for the record, | Öncelikle, şunu bil ki, Hepsinden önce, herkes bilsin diye... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I aIways had an orgasm when we had sex. | ben her seksimizde orgazm oldum. ...seks yaptığımızda ben daima orgazm oldum. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
SecondIy, everybody knows that I'm oraIIy fixated. | İkincisi, herkes benim oral uzmanı olduğumu bilir. İkinci olarak, herkes benim oral merkezli biri olduğumu bilir. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
You can't deny that I pIayed your vagina Iike a vioIin. | Vajinanı bir keman gibi çaldığımı inkar edemezsin. Vajinanı bir keman gibi çaldığımı inkâr edemezsin. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Oh! As if that somehow negates the fact that once we got past forepIay, | Oh! Sanki bu önsevişmeyi geçtiğimiz anda, yükünü taşıyamayan İstersen şunu da herkes bilsin o halde. Bir kez ön sevişmeyi geçtiğimizde... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
you turned into the IittIe engine that couIdn't hoId his Ioad. | küçük bir motora döndüğün gerçeğini siliyor. ...sen o küçük makineni tekrar şarj etmek için beklemeye geçerdin. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Oh, what the fuck ever! | Bi' siktir git ya! O kadar da uzun boylu değil. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
If I was that bad, then why were you at my house every night? | Madem o kadar kötüydüm, neden her gece evimdeydin? Eğer o kadar kötüysem, neden her gece benim evimdeydin? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
AII I had to do was caII and say, ''Hey. I'm horny.'' | Tek yapmam gereken arayıp, "Selam. Ben azdım." demekti. Tüm yapmam gereken arayıp "Selam. Azmış durumdayım" demekti. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
And then fucking poof! | Ve sonra aniden puf! Ve sen hemen gelirdin. Puf. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
As if by some form of sIut magic you'd appear. Now why is that? | Bir tür fahişe büyüsü kullanmış gibi belirirdin. Neden acaba? Sanki sihirli bir halıya binmiş gibi orada bitiverirdin. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Because at first, I reaIIy Iiked spending time with you. | Çünkü ilk başta, seninle vakit geçirmekten çok hoşlanıyordum. Çünkü birincisi, seninle zaman geçirmekten hoşlanıyordum. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I thought you were a genuineIy interesting guy to be around. | Hakkaten ilgi çekici biri olduğunu düşünüyordum. Senin gerçekten ilginç bir herif olduğunu düşünüyordum. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
But eventuaIIy, it aII wore thin. I reaIized that your personaIity | Ama sonunda hepsi eskidi. Ve fark ettim ki, kişiliğin Ama sonunda hepsi uçup gitti. Kişiliğinin... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
was just one short punctuated joke after another, | bir kısa ve hızlı espri ardına diğeriymiş, ...kısa bir şakadan diğerine geçmekten ibaret olduğunun farkına vardım. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
much Iike our sex Iife. | aynı seks hayatımız gibi. Tıpkı bizim seks hayatımız gibi. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
And, oh, Monty, do you remember why we stopped dating? | Ve, oh, Monty, neden ayrıldığımızı hatırlıyor musun? Ve Monty, neden çıkmayı bıraktığımızı hatırlıyor musun? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Yeah, I do. Because you were oId news. | Evet. Çünkü artık eskimiştin. Evet, tabii. Çünkü sen artık maziydin. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I was Iooking at other girIs and getting bored. BasicaIIy, that was why. | Başka kızlara bakmaya ve senden sıkılmaya başlamıştım, genel olarak bu yüzden. Çünkü artık sıkılıyordum ve diğer kızlara bakıyordum. İşte nedeni buydu. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Yeah, yeah. AII that. | Evet, evet. Tüm o dediklerin. Evet, evet. Doğru ya. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
And the fact that I dumped you. | Ve benim seni terk etmiş olmam. Ve tabii bir de seni terk ettim. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Wait, I thought you said you dumped Shut up, CaIvin. | Bekle, terk edenin sen olduğunu Kapa çeneni Calvin. Hey, ben senin onu terk ettiğini... Kapa çeneni, Calvin. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I was just trying to Iet you down easy, but this is buIIshit. | Seninle fazla uğraşmayacaktım ama bu saçmalık. Senin üstüne gelmemeye çalışıyorum ama bu kadarı da saçmalık. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
We both know that you enjoyed having sex with me. | İkimiz de benimle seks yapmaktan hoşlandığını biliyoruz. İkimiz de biliyoruz ki benimle yatmaktan zevk alıyordun. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
The onIy reaI pIeasure I ever got from having sex with you | Seninle seks yapmaktan aldığım tek gerçek zevk Seninle yatmaktan aldığım tek gerçek zevk... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
came from making fun of it Iater with my friends. | sonradan arkadaşlarımla dalga geçmekten kaynaklanıyordu. ...zevk olay sonrası gelip arkadaşlarımla eğlenmekti. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
TeII him, Amy. It's true. We Iaughed a Iot at your expense. | Söyle ona Amy. Doğru. Sana güldüğümüz çok oldu. Söyle ona Amy. Bu doğru. Arkandan epeyce eğleniyorduk. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
So you know when you're waIking past a group of peopIe, you hear them Iaughing, | Hani bazen, bir grup insanın yanından geçerken güldüklerini duyarsın Yani, nasıldır bilirsin. Bir grup insanın önünden geçerken güldüklerini duyarsın. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
you sometimes get that paranoid seIf conscious feeIing? | ve o paranoyakça utanma hissine kapılırsın ya? Bazen insan biraz paranoyaklaşır. Ve şöyle düşünür. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Maybe they're Iaughing about you when they're reaIIy not? | Öyle olmadıkları halde, sana güldüklerini düşünürsün? "Belki de bana gülüyorlardır. Ama aslında öyle değildir." | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
WeII, in your case, they reaIIy are. | İşte, senin durumunda, gerçekten sana gülüyorlar. Eh, senin durumundaysa gerçekten öyle. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
God, I Iove her. | Tanrım, onu seviyorum. Onu seviyorum. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Oh, hello there. | Oh, merhaba. Oh, selam oradaki. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Thank you for joining our family at Shenaniganz bar and grill. | Shenaniganz bar ve ızgara ailemize katıldığınız için teşekkürler. Shenaniganz bar ve ızgara ailemize katıldığın için teşekkür ederiz. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
It is our goal to maintain the absolute highest standard in all aspects | Tüm açılardan kesinlikle en yüksek standartı tutturmak amacımız Hedefimiz her yönüyle mükemmel yüksek standardımızı korumak. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Hey, man. We aII had to watch it. | Hey dostum. Hepimiz izlemek zorunda kaldık. Selam ahbap. Bunu hepimiz izledik. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I'm gonna come back and get you after the dinner rush. The tape shouId be done then. | Akşam yemeği telaşı bitince gelip seni alacağım. O zamana kadar bitmiş olur. Akşam yemeği telaşından sonra gelip seni alacağım. O zamana kadar kaset de biter. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
CooI? | Tamam? Tamam mı? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
WeII, I mean, I guess. I | Eh, yani, sanırım. Ben Şey... Sanırım ben... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
...of our most sacred company policies | ...en kutsal şirket politikalarımız... ...En kutsal şirket politikalarımızdan bir tanesi; | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
to ensure that you have all the skills necessary | ...bu mükemmeliyet standardımızı devam ettirmeniz için gerekli niteliklere sahip olmanızı garanti altına almaktır. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
to uphold our standard of excellence. Shit. | tüm yeteneklere sahip olduğunuzdan emin olmak. Siktir. Bu şekilde mükemmeliği yakalamaktayız. Kahretsin. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Are you ready? Well, okay. Follow me. | Hazır mısınız? Peki o zaman. Beni takip edin. Hazır mısın? Peki o zaman. Beni takip et. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
AII right, men. This is it. | Pekala adamlarım. Artık tamam. Pekâlâ beyler. İşte bu. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
The time has come. Remember, product pride. Portion consciousness. | Vakit geldi. Unutmayın, kaliteli ürün. Porsiyon miktarına dikkat. Zamanı geldi. Prensipleri hatırlayın. Porsiyon bilincini. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Zero hour is upon us. | Geri sayım başladı. Birazdan başlama zili çalacak. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Let us seize the day! | Anı yaşayalım! Hadi günü yakalayalım! | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Yeah, yeah! Carpe deez nuts. | Evet, evet! Carpe siktiğimin Diem'i. Evet, evet! Carpe deez manyakları. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
God, I can't wait to quit this job! | Tanrım, bu işten ayrılmak için sabırsızlanıyorum! Tanrım, bu işi ne zaman bırakacağım? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Okay, your waiter wiII be right with you. | Tamam, garsonunuz hemen geliyor. Garsonunuz birazdan sizinle ilgilenecek. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Hi there, foIks. What can I get you to drink? | Merhaba arkadaşlar. İçecek olarak ne istersiniz? Selam millet. İçmek için ne istersiniz? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
WouId you Iike to start with an appetizer? | Mezelerle başlamak ister misiniz? Bir meze ile başlamak ister misiniz? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
WouId you Iike a baked potato, french fries or rice piIaf? | Kumpir, patates kızartması, yoksa pirinç pilavı mı alırsınız? Fırında patates mi yoksa pirinç pilavı mı almak istersiniz? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Order up! Is everything prepared okay? | Sipariş hazır! Her şey iyi miydi? Sipariş hazır! Her şey istediğiniz gibi mi? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
How about some dessert? And here you go, foIks. | Tatlıya ne dersiniz? Buyrun arkadaşlar. Biraz tatlıya ne dersiniz? Evet çocuklar. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I hope you enjoyed everything. I know I did. | Umarım her şeyi beğenmişsinizdir. Ben beğendim. Umarım her şey istediğiniz gibidir. Ben ne yaptığımı biliyorum. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Fuck! The five second ruIe! The five second ruIe! | Siktir! Beş saniye kuralı! Beş saniye kuralı! Lanet olsun! 52. kural dostum! 52. kural! | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
A IittIe fIoor spice makes everything nice. There you go. | Biraz yer baharatı her şeyi güzelleştirir. Al bakalım. Biraz zemin baharatı her şeyi güzel yapar. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Damn, man. We aImost had to switch to the ten second ruIe. | Lanet olsun. Az daha on saniye kuralına geçmek zorunda kalıyorduk. Lanet olsun dostum. Nerdeyse on ikinci kuralı değiştirmek zorunda kalıyorduk. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
You green snot beard faggot! | Seni yeşil, sakallı ibne! Hadi kaldır kıçını ahbap. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Fuck you! | Siktir! Al bakalım. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Oh, no. Hang on. I onIy have a smaII order. | Hayır ya. Dur. Küçük bir siparişim var. Oh, hayır. As şunu. Sadece küçük bir siparişim var. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I have to put in an appetizer. Goddamn it. ChiII the fuck out! | Meze girmem lazım. Lanet olsun. Sakin ol ya! Bir meze yazmak zorundayım. Kahretsin. Kapa çeneni dedim. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
WeII, hurry up. | Acele et o zaman. Acele et. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Okay, hey, gang. Listen up. | Pekala, hey, millet. Dinleyin. Tamam, hadi çocuklar. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Let's get out there, take care of our guests. | Çıkıp, misafirlerimizle ilgilenelim. Hadi çabuk olun. Konuklarımızla ilgilenelim. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I know it's getting crazy, but we can do it. We can do it. | Çok hareketlendi biliyorum ama başarabiliriz. Başarabiliriz. Çılgınca geldiğini biliyorum ama bunu yapabiliriz. Yapabiliriz. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Let's put that extra just that IittIe extra back in extraordinary. | O "üstü"yü o küçük "üstü"yü olağanüstüye geri koyalım. Ekstrayı unutmayın. Sadece küçük bir ekstra, hepsi bu. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Okay. There's no ''me'' in ''team.'' | Pekala. Takım da "ben" diye bir şey yoktur. Tamam. Takım içinde "ben" yoktur. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Hey, guys. Which one of these is medium rare? | Hey çocuklar. Bunlardan hangisi orta az pişmiş? Hey çocuklar. Bunlardan hangisi az pişmiş? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Shoot. Let's just | Kahretsin. Şey yapalım Tamam. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Let me do it. | Bırak ben yapayım. Bunu bana bırak. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
AII right, you two, Iet's go. | Pekala, siz ikiniz, gidelim. Hey siz ikiniz. Acele edin. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Hurry up, or your asses are fired! | Acele edin yoksa kovarım sizi! Kıpırdayın yoksa kovulursunuz. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
So remember, find the solution before there's a problem. | Bu yüzden unutmayın, sorun çıkmadan çözümünü üretin. Öyleyse unutma. Problem çıkmadan önce çözümünü bul. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Now let's go take a look at our problem back in the kitchen. | Şimdi mutfağa geri dönüp sorunumuza bakalım. Şimdi mutfağın arkasındaki problemimize şöyle bir bakalım. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Come on, guys. This is buII crap. | Haydi çocuklar. Saçmalık bu. Hadi arkadaşlar. Bu saçmalık. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Where the heII's my chicken sandwich? | Tavuklu sandviçim nerede? Tavuklu sandviçim nerde? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Fuck you, bitch! | Siktir kancık! Kendini becer kaltak. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
What the heII did I do to you, FIoyd? | Ben sana ne yaptım ki Floyd? Ben sana ne yaptım Floyd? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Eat at Shenaniganz enjoy your food | Shenaniganz'da yiyin, afiyet olsun Shenaniganz'da yemeğinin tadını çıkar. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Eat at Shenaniganz Calvin works here | Shenaniganz'da yiyin, Calvin burada çalışıyor. Shenaniganz'da ye. Çünkü Calvin burada çalışıyor. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Okay, that's hardIy sanitary. | Pekala, bu hiç hijyenik değildi. Burası tımarhaneye döndü. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Hey, Dan. I have a tabIe that needs to | Hey Dan. masalarımdan birinin Hey Dan. Burada bir müşteri var. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Trying to get a feeI for the whoIe manager thing. You caught me. | Şu müdürlük olayının hissini almaya çalışıyordum. Beni yakaladın. Yönetici koltuğu nasıl oluyor merak ettim. Beni yakaladın. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Do you think you couId get a feeI for it outside? I need some fresh air. | Sence dışarıda alabilir misin? Temiz havaya ihtiyacım var. Benimle biraz dışarı gelmek ister misin? Temiz havaya ihtiyacım var. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Hey, hey, Christy. It's CaIvin again. I | Selam, selam Christy. Yine Calvin arıyor. Ben Hey merhaba Christy. Tekrar ben Calvin. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Just caIIing again. Just checking in or whatever. | Sadece arıyorum işte. Nasıl gidiyor falan diye. Ben şey için aradım. Bir daha kontrol edeyim dedim. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
CaIIed before a few times. Maybe you didn't | Daha önce birkaç kere aradım. Belki de almadın Daha önce birkaç kez aradım ama belki sen... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I got aII my bars. | Tüm barlarım burada. ...belki duymamışsındır. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
So anyway, it's getting kind of busy. | Herneyse, burası çok yoğunlaştı. Her neyse, burası hareketleniyor. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
But I'm never too busy to caII you. | Ama asla seni arayamayacak kadar yoğun... değilim. Ama seni aramamı yine de engellemiyor. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
So caII me back. You know the number. Okay. Bye. | Eh, ara beni. Biliyorsun... numaramı. Tamam. Hoşçakal. Tamam beni ararsın. Numarayı biliyorsun tabii. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
So is everything okay? Is something wrong? | Her şey yolunda mı? Bir sorun mu var? Her şey yolunda mı? Bir şey mi var? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Are you mad? | Kızgın mısınız? Kızdınız mı? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Somethin' bad happens when you become a manager. | Müdür yardımcısı olursan çok kötü şeyler olacak. Yönetici olduğunda bazı kötü şeyler de olur. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |